Arama

Popüler aramalar

‘’Divan'ın ardından‘’

Beşiktaş'ta Divan toplantılarından sonuncusu dün yapıldı. Başkan Fikret Orman'ın açıklamaları toplantıya damgasını vurdu. Neler söylüyor, niçin söylüyordu... Haklı mıydı? Hataları nelerdi? Bunların hepsini bir tartıya koyduğumuz anda Fikret Başkan, yerden göğe kadar haklıydı. Fenerbahçe'deki çalkantılar, Galatasaray'daki Dursun Özbek'e bunca muhalefet konuşulmazken, Fikret Orman ve yönetimi hakkında asılsız iftiralar hep gündemdeydi.

Bu durum göreve geldiği günden bu yana sürüyor. Muhalif gruptaki kişilerden biri de benim. Ancak benim muhalefetim Fikret Orman'ın etrafındaki işe yaramaz adamlara idi. Ben hep onu, "Bu kişilerden biran önce kurtul. Yoksa bunlar başına dert açarlar" diyerek eleştirdim.

Nitekim, yanılmadığım, zaman içinde ortaya çıktı. Yersiz iftiralar, dün dozajını iyice artırınca, Başkan Fikret Orman da üzüldü, ben de üzüldüm. Orman bunun üzerine şu savunmayı yaptı, "Siz gelinen yere bakın. Nereden nereye geldik" dedi.

Sizin de zamanınız gelecek

Ben ise nereden nereye geldiğimizi en iyi bilenlerden biriyim. Bunu da önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağım. Yalnız dün teşekkür edilmesi gereken iki insan vardı; biri Rahmi Koç, diğeri ise Yaşar Kaptan Çebi... Vodafone Arena'nın yapımında en büyük maddi desteği Yaşar Çebi sağladı. Ne hikmetse, divanda en büyük eleştiriyi de o aldı. Eleştirenlere soruyorum, "Allah aşkına bugüne kadar Beşiktaş'a aidatlar dahil ödediğiniz bir kuruş var mı?" Sadece lafta varsınız. Sizin de zamanınız gelecek!..

30 Ekim 2016, Pazar 16:05
YAZININ DEVAMI

‘’Cenk'le zor hocam‘’

Ligin öyle haftaları vardır ki rotasyonu kaldırmaz. Bunlardan biri de dün Ankara’da yaşandı. Rotasyon yapacağım diye Atiba’yı İstanbul’da bırakmak inanılmaz hata. Ankara’nın en güzel İstanbul’a dönüşünü severim... Ama böyle tokat yiyerek değil... Hem de kendi kendini vurmak diye buna denir. Aylardır Tolga’ya kızardık. ‘Çizgi kalecisi olma’ diye... Fabri dün, bırakın çizgi kalecisini, orta sahada libero olmaya kalkışınca öyle bir gol yedi ki Beşiktaş, tokat yedi. Şenol hocam, belki benim futbol düşüncelerime ters ama bu Cenk’ten ne sana fayda var, ne de Beşiktaş’a... Israr etmekte yanlış yapıyorsun. İkinci yarıda Aboubakar girdi, Beşiktaş bol bol pozisyonlar buldu. Şunu söylemek istiyorum Cenk’e, Allah aşkına rakibe faul yapma. Sen santrforsun... Elinden geldiği kadar faul al...

Hakem kusursuzdu

Yani kusura bakmayın... Hep Cenk diyorum ama düşünüyorum... Kariyerinde kaç tane frikikten golü var... Takımda Talisca, Quaresma dururken hemen topun başına gidiyorsun... Çoğu kimse, müsabakanın hakemi Alper Ulusoy için soru işareti taşıyordu. Bana göre, sıfır hatayla maçı kapattı. Önü açık. Salı günü, Napoli maçına yansıması nasıl olur diye sorarsanız bu Cenk’le zor hocam çok zor. Tolgay Arslan, son haftalarda olduğu gibi dün de aslan gibiydi.

29 Ekim 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Efendi Beşiktaş‘’

Beşiktaş mesaisi pazar günü saat 12.00’de Fulya’da başladı. Karagümrük’te olan müsabakalarda U16 7-0, U17 5-0 mücadelelerini seyrettim. Düne yaşananlar ve Beşiktaş tribünlerindeki yaşatılanlarla çok ama çok iyi başladı. Fikret Orman ve arkadaşlarının şeref stadında, fareler arasından akıllı koltuğumuza, efendi Beşiktaş şarkılarıyla kurulduk. U16 ve U17 takımlarının Galatasaraylı antrenörler tarafından milli takıma nasıl alınmadıklarını çiftlik gibi kullanıldıklarını hafta içinde yazacağım. Ligin sonunda Rıza için çok üzülüyorum. Allah yardımcısı olsun. İşi zor. Ligin sonunda diğer tarafta Şenol Güneş talebeleri ligin zirvesinde. Fark büyük. Oyuncu kalitesi olarak, seyirci olarak. Zaten maç, 45. dakikada bitti. O ana kadar Beşiktaş atakları Cenk ve Aboubakar’ın kontrolünde geçti.

Maç o anda bitti

45. dakikada Aboubakar’ın daha önceki pozisyonlarda yapması gerekirken, o dakikada yaptı, şapka çıkarılacak bir gol. Rıza’nın takımlarında böyle şeyler olmaz. Ama Diego’unn aşırı ısrarı, kırmızı kart! Maç o anda bitti. 57. dakikada Aboubakar, bir gol kaçırdı ki saç-baş yoldurdu. Hee Cenk mi ne yaptı? Aslında çok şey yapmadı. Rakip defansa refakatlık yaptı. Çok şey yapmasını bekledim ama yerden kalkabilseydi ‘Cam adam’. İlk defa Şenol Güneş’in talebeleri orta alanda çok top kaybı yaptı. Hem rakipten top çalmada hem de topu oyunda kullanmadı.

İşi çok zor

Gol atmasına rağmen başta Talisca, hayal kırıklığı yarattı. Şenol hoca bu kargaşada Necip’i oyuna sokarak, oyunda dengeyi kurdu ve 71. dakikada Quaresma’nın ortası Talisca’nın kafasıyla 2-0. Maç zaten orada bitti. Yalnız şunu belirtmek isterim; Çok sevdiğim Rıza hoca ateşin içerisine düştü. İş takım almak ise o başka. İşi çok zor hem de çok zor.

24 Ekim 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Beşiktaş, nereden nereye...‘’

1980 senesi... Beşiktaşlı futbolcular, Şeref Stadı’nda farelerin kemirdiği yırtık eşofmanla idman yapıyordu... Şimdi takım, özel amblemli uçakla en iyi giyim markalarından birinin sponsorluğuyla seyahatlere başladı... Tabi ki Rahmi Koç sayesinde... Kulüp logolu otobüs de yollarda... Başkan Fikret Orman’ı tebrik ediyorum...

Aboubakar büyük şans

Kayserispor maçını izledikten sonra “Şenol Güneş, Aboubakar’ı mutlaka Napoli’ye karşı ilk 11’de oynatmalı” dedim, bunu da bu sütunlarda kayıt altına aldım. Bunu yazarken bilgiçlik yapmadım. Önce çıplak gözle seyrettim ardından muhabirliklerine güvendiğim Orhan Yıldırım ve İsmail Er’den aldığım antrenman bilgileri sayesinde bu kanıya vardım. Geldiği günden bu yana Kamerunlu golcünün çok istekli olduğunu, gol atamadığından içi içini yediğini gözlemledim.

Aboubakar, Napoli’de 90 dakika süresince 47 kez topla buluştu ve iki mükemmel gole imza attı. Bir santrfor için önemli olan ayakta kalmaktır. Cenk Tosun’a ‘kötü oyuncu’ demiyorum. Hep söylemişimdir, “Futbolcunun ayakta kalanı makbuldür” diye... Kamerunlu maç içinde bir sefer bile yere düşmedi. Cenk Tosun, her pozisyonda kendini yerde buldu, hakemden ‘faul’ bekledi.

Tosun’u kaybetmek istemem ama ona tavsiyemdir: Öğrenmenin yaşı yok... Aboubakar onun için bir şans. Topsuz alanda nerelere gidiyor, yan toplarda nerelere koşuyor, onu izlesin, idmanlarda da yanından ayrılmasın.

Bunun neresi kötü

İki haftadır Twitter hesabımdan bazı arkadaşların benim yerime paylaşımlarda bulundukları iddia ediliyor. Evet arkadaşlar ben idmanlardan sonra, maç öncesi ve maç sonrası yaptığım yorumları Twitter hesabımdan paylaşıyorum. Ancak bu konuda başta Orhan Yıldırım ve İsmail Er, olmak üzere iki ustadan yardım alıyorum. Eleştirilerin aksine yardımları benim hesabımı kullanmaları şeklinde değil, bilgi bazında oluyor. Ben soruyorum, onlar bana yaşananları aktarıyor. Bunları yorumlayıp, sosyal medyada beni izleyen arkadaşlarımla paylaşıyorum. Bunun neresi kötü!..

Zülfikaroğlu’na teşekkürler

Beşiktaş U-16 ve U-17 takımları ‘ölçüleri uygun değil’ bahanesi ile maçlarını Fulya’da oynayamıyordu. “Balat sahasının beton gibi zeminine, Halkalı’nın 90x60 ölçülerine müsabaka verilirken, yıllardır maç oynanan Fulya’ya, neden maç verilmiyor” diye sordum. Halbuki Fulya, sevgili Bakanımız Çağatay Kılıç, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, İstanbul Bölge Müdürü İbrahim Koç’un yardımlarıyla yapılan Türkiye’de şu anda kullanılan iki hibrit çim sahadan biriydi. Bana göre altyapıların kötü zeminlerde oynatılması bir cinayetti.

Torpille göreve getirilen bilgisiz antrenörlerin TFF’de önemli görevler yüklenmesinin, altyapıları bu duruma getirdiğine sürekli dikkat çektim, sesimi duyan olmadı. Ancak son haftalarda hatadan dönüldü. Maçlar yeniden Fulya’ya verildi. Bu konuda kamuoyunun serzenişlerine kulak veren TFF Yönetim Kurulu üyesi Cengiz Zülfikaroğlu’na teşekkürlerimi gönderiyorum...

22 Ekim 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fabricio şov‘’

Napoli’nlin kendi sahasına Roma ile oynadığı ve 3-1 yenildiği maçı izlemiştim.. Vallahi doğrusunu isterseniz çok heveslenmiştim. Ancak Rus hakemi hiç düşünmedim. Dünkü maçın en büyük sıkıntısı buydu. İlk 20 dakika hariç Beşiktaş çok iyi hem de çok iyi oynamıştı. Maçın zaten bir yıldızı vardı. O da Fabricio. Yediği bir gol var, penaltıyı saymıyorum. Çünkü o ana kadar hiç hakemi düşünmemiştim. Beşiktaş’ın güzel giden çarkını bozmuştu. Aslında buruda Türk hakemlere kızıyorum. Türkiye’de Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında Caner’in yaptığı hareketten 10 misli daha fazlasını yapıyorlar, vermiyorlar büyük takım diye. Edirne’den dışarı çıkınca hakemler verince isyan ediyoruz. Rus hakemin yaptığı gibi. İki pozisyonun da bana göre penaltı ile alakası yok. Rus hakem vermedi Napoli’li oyuncular aldı penaltıyı. Maçın yıldızı bana göre Fabricio. Aslında tüm Beşiktaş takımını alkışlamak lazım. Çünkü deplasmanda oynaması gerektiği gibi oynadı. Çoğu kimse Quaresma’nın oynamasını eleştirdi. Ama alın sahadaki varlığı yeter. İki kişi kontrol ediyor.

Kusura bakmayın

Napoli takımının hep kenarlardan geldiğini izlemiştik. Sağ tarafta her ne kadar Beck kaldıysa da sol tarafta Caner ve Adriano ile istediğimizi almıştık. Bence dünün en başarılı iki ismi Tolgay ve Necip. Bu ikisini sahada görüp ‘acaba Şenol hoca beraberliği mi düşünüyor’ düşüncesinde olanlara; açıkça Beşiktaş galibiyete oynadı. Ama yukarıda da belirttiğim gibi Rus hakem yok mu ah o hakem Beşiktaş’ın üç puanın gasp etmek için her şeyi yaptı. Bu da sahadaki arkadaşlara ellerine kollarına hakim olmaları için inşallah ders olmuştur. Ancak Rus hakeme rağmen maçın böyle biteceğini düşünmüşken Aboubakar son haftalardaki eleştireleri boşa çıkartırcasına ‘kusura bakmayın ben ölmedim, ayaktayım’ diyerek şapka çıkartan kafa golüyle maçı tescilledi.

20 Ekim 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’TFF Yönetimi aman dikkat!‘’

Beşiktaş, Kayseri deplasmanında zor bir maçı lehine çeviriyor. Ama şu işe bakın ki, maçı yöneten hakem Hüseyin Göçek, Siyah-Beyazlı taraftarların çoğunlukta olduğu uçakla İstanbul’a dönüyor. Taraftarlar maalesef biraz alkolün de etkisiyle kantarın topuzunu kaçırıp, Göçek’i sürekli bir taciz bombardımanına tutuyor. Hakem kardeşimizin beyefendice tutumu, sağduyulu yaklaşımı olayların büyümesini önlüyor.

Burada Türkiye Futbol Federasyonu’na çok iş düşüyor. Nerelere harcamalar yapmıyorlar ki... Şu anda ortalıkta primler, paralar adeta uçuşuyor. Bir hakemin bir gece daha maçın oynandığı kentte misafir edilmesi için bir ödeneğiniz yok mu?

Bir sonraki gün dönseler, bu anlattıklarım başlarına gelmez, sıcak temas yaşanmazdı... Hüseyin Göçek, Kemal Yılmaz, Emre İyisoy üçlüsü Kayserispor, Beşiktaş maçını 90 dakika boyunca mükemmel yönettiler. Aksi de olabilir, hakemler yaptıkları bariz hatalar sonrası bu durumu yaşar, belki de başlarına beklenmedik olaylar gelebilirdi. Onun içindir ki, bu tür sıcak temaslara maâl vermemek için TFF’nin çok dikkat olması gerekir.

Şenol hocam macera aramazsa...

Kayserispor galibiyetinin takım üzerinde yarattığı olumlu motivasyonu düşünüp, Napoli ile çarşamba günü oynanacak Şampiyonlar Ligi maçına yansımasını da ele alırsak, Beşiktaş takımının deplasmanda puanla dönmesi hayalperestlik olmaz. Ancak Şenol Güneş macera aramazsa...
Napoli’nin İtalya Ligi’nde Roma karşısında tel tel döküldüğünü izleyen Şenol Güneş’in, Napoli’deki karşılaşmaya Aboubakar ile başlaması, Tolgay Aslan ve Gökhan İnler’e de orta alanda yer vermesi lazım. Caner Erkin’den başlarda bu kadar emin değildim. Oynadıkça açılıyor. 40 yıllık Beşiktaşlı gibi. Ancak önünde oynayan Adriano inşallah sakat değildir. Ama görünen o ki, Güneş, Napoli maçında Olcay’ı sol ileride kullanacak.

Avantacıları yakın takibe aldım

Ve son olarak sevgili Başkan Fikret Orman’a sesleniyorum. Başkanım kulüp borç batağında biliyorsun. Kimseye kıyak yapacak durumda değiliz. Seyahat edecek olanların paralarını kim ödeyecek. Bunları bir bir takip edip, kamuoyuna açıklayacağım. Bu tip insanların şimdiye kadar Beşiktaş’a hiçbir faydası olmadı. Kimse yalandan hava atmasın. Bu durumu 40 senedir yaşıyoruz. Çoğunu da yakından tanıyorum. Bilinsin ki, takipçisi olacağım. Beşiktaş’ın boşa harcayacak parası yok... Bu arada bir duyum aldım, Kayseri’ye Hüseyin Bican’la Hakan Özköse giderken, Napoli’ye ise tüm yönetim gidip gövde gösterisi yapacakmış!

17 Ekim 2016, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hocam lütfen!‘’

15-30 Ekim arası 3 günde bir maç var. Siyah-Beyazlılar’ın yol haritası Kayseri’den başlıyor. Şenol hoca da bu serüvende kadroyu istikrarlı kullanmak istiyor.

Bunda elbette sıkıntı yaşayacak. Ancak dün akşamki gibi ilk yarı ile ikinci yarı gibi siyah ile beyaz kadar fark olmayacak. Öncelikle önündeki maçı kazanacaksın sonra haftayı düşüneceksin. Yani kısacası maç maç düşüneceksin. Şenol hoca ne yaptı? İlk yarı çift santrfor Aboubakar ve Cenk -kanımca iyi de oynadılar- çok pozisyon buldu ve en çok iş düşen Caner Erkin de vazifesini tam yapmıştı. Ya 46. dakikada ne yaptı? Aboubakar gol kaçırdı diye çıkardı, tek santrfora dönerek halt etti. Takımın üstüyle de başıyla da oynadı. 1-0’lık galibiyet, Ömer’in attığı tesadüf gol ve ikinci yarıdaki oyun beni hiç memnun etmedi. Bazılarını memnun edebilir. ‘Bak hoca değişiklik yaptı kazandık’ denilebilir. Ama kazın ayağı öyle değil. İlk yarı ile ikinci yarı siyah ve beyaz kadar farklıydı.

Aboubakar’ı çıkarmak yanlıştı

Necip-Atiba aynı stilde iki oyuncu. Devamlı yan top yapıyorlar. Tolgay tamam. Topu ileriye atan tek oyuncu o. O da kementi yedi doğru soyunma odasına gitti. Quaresma kulübede
olmaz. Caner ve Beck önünde hücumda oynayan Talisca ve Q7 var ama defansta yoklar. Hakan Kutlu’nun talebeleri ikinci 45’te bu bölgeleri iyi değerlendirdi ve hücumda da kaleci Fabri’yi zorladılar.

Aboubakar, Şenol Güneş’ten 45’te kesiği yedi. Tamam son vuruşun dışında sahada en üretken isim. Son vuruş yok. Görünen o ki o da bunu kıracak ama sabretmek lazım. Şenol hoca maalesef onu çıkarmakla biraz sabırsız davrandı. İlerleyen haftalarda inşallah kafasını karıştırmaz. Bence çıkartılması hataydı. Aboubakar’ı beğenmiyor hoca. Acaba Cenk
Tosun’un nesini beğeniyor. Allah aşkına bunu bize bir anlatsa...

Kayserispor, böyle değildi. 5 bin 700 kişi destekliyor. Nerede milli takım maçında izlediğimiz Kayseri halkı. Bu takım seyirci ile iyi. Hakan Kutlu ne yapsın. Görüyorum ki Hüseyin Göçek’e bir sürü tepki var. Ne yapacaktı. Golü o mu atacaktı. Gördüğünü çaldı. Asıl tehlike görmediğini çalmak. Bana göre Kenal Yılmaz ve Ceyhun Sesigüzel ile derslik bir maç yönettiler.

16 Ekim 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Adını siz koyun!‘’

3 gün önce gazetemize, çok iyi dostum, yıllardır arkadaşlık yaptığım Atıf Keçeci tarafından bir tekzip gönderildi. Ancak tekzip yazısı konunun çok dışındaydı. Şöyle ki; ben kelime oyunları yapmadım ancak o yazıda birçok kelime oyunu vardı. Yazımın konusu; Ben dahil, Nevzat Demir, Hüsnü Güreli, Sinan Vardar, Yıldırım Demirören ve bilhassa Rahmi Koç gibi Beşiktaş’a hizmeti vazife bilen, Beşiktaş’ın sırtından geçinmek istemeyen kişilerin Divan toplantısı bitmişken, üyeler salonu terk etmişken, bir dilekçeyle söz hakkı verilmeden yargılanıp; Divan üyeliğinden atılmış olmasıydı. Benim yazımın içeriği bu kadar...

Bunun sebebi makam mı?

Ben bunları şimdi değil, bir sene önce de yazmıştım. Rahmi Koç’la beraber Başkan Fikret Orman’ı görmüş onun için o yazıyı yazmıştım. Ondan dolayı, ‘Ayıbınızı temizleyin’ demiştim. Üstünden ister bir sene ister beş sene geçsin, ayıp olduğu gibi ortada duruyor. Halen temizlenmiş değil. Atıf Keçeci’yi 40 senedir tanıyan, omuz omuza yürüyen biriyim. Neden benim omuzum yorulmadı da onun yoruldu ve aşağı indi. Bunun sebebi acaba sevgili Başkan Fikret Orman’ın kendisine Beşiktaş A.Ş.’de yer bulmuş olması mı?

Ne değişti...

Duydum ama inanmak istemiyorum, İtalya seyahatine takımla beraber gidiyormuş. Bizlere o tip seyahatlere gidilmemesi için her seferinde karşı çıkıyordu. Sevgili Fikret Orman, bir ağabeyin olarak sana sesleniyorum. Düne kadar bizi birbirimize düşman etmek isteyenlere, sana olan kardeşlik duygularımızla itibar etmedik, hatta onlarla kavga ettik. Ama ne hikmetse sen ve senin arkadaşlarına defalarca hakaret eden bu arkadaş ne oldu da, kıymete bindi, yanından ayrılmaz oldu?

Telafi edilmeli

Çok üzüldüm; Beşiktaş Divan Kurulu toplantısında kürsüdeki konuşmacı kardeşimiz, Divan Başkanı Keçeci’ye dönüp, yönetimi göstererek, “Sen değil misin bunları ‘....’ (o kelimeyi burada kullanmayacağım) diye bize lanse eden? Sonra da Divan Başkanı oluyorsun. Yazıklar olsun size” diyerek ve sana dönerek hitabetini bitirdi. Ama o zaman bile yüzünüz kızarmadı. Çok üzüldüm. Benim yıllarca kavgasını yaptığım, sevgili Fikret Orman’ın, “Beşiktaş’ı kullananlardan kurtulmak gerekir” derken sen de onların arasına girmiş izlenimi veriyorsun. Şimdilik benden bu kadar. 40 senelik birikimimde daha neler var neler !.. Neyse bunlar yan konular, biz asıl meseleye dönelim. Yukarıda belirttiğim gibi; Nevzat Demir, Hüsnü Güreli, Sinan Vardar, Yıldırım Demirören ve özellikle Rahmi Koç gibi Beşiktaş sevgilisi insanlardan özür dilenip, en kısa sürede telafi yoluna gidilmesi gerekmektedir.

14 Ekim 2016, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI