Hey gidi günler hey...!

Haberin Devamı ›
Bir gece önceden sıraya girerdik. Sabah dayak yiyip, ağlaya ağlaya eve dönerdik. Tam tamına 50 yılı bu mabedde doya doya yaşadım. Dün akşam Barış Şimşek son düdüğü çaldı. 19 yaşında Gazi Akınal başkanımın döneminde Beşiktaş yönetimindeydim. Hiç unutmadığım, unutamadığım bir Zonguldak maçı var. Efsane santrforumuz Tezcan abinin kardeşi, Ercan’ın attığı golden sonra kolumu kırmıştım. Sporcu çıkışından sahaya yedek kulübesine yönetici olarak oturmaya gidene kadar en fazla iki dakikaydı ama bir saat gibi geldi. Vücudum kaskatı! O zaman bilhassa yeni transferlere hak verdim “Ayaklarımız titriyor” dediklerinde.
Bahar aylarını sevmiyorum. Baba Hakkı Yeten’le doya doya bir 3 yıl yaşadım. Şeref Stadı ile Dolmabahçe arası. Vedat Okyar, Şevket Yorulmaz, Yusuf Tunaoğlu, Şan Öktem, Kazım Kanat, Güven Önüç, İlker Ateş say say bitmez. Hey gidi günler hey... Dün gece Gençlerbirliği maçı kimin umrunda. Veda değil açılış maçı gibi. 20 ay sonra yepyeni bir çehrede yeniden buluşacağız Şeref Bey Stadı’nda. Çok daha coşkulu dönülecek.
Dolmabahçe’de deniz kenarı aynı çaydan içilecek. Motorlarla gelinecek. Taksim’den, Şişli’den, Eminönü’nden gelinecek. Çarşı’dan hiçbir şeye karşı olmadan coşkuyla yürüyecekler. Beşiktaş sevgisi, heyecanı yeni ufuklara, yenilenmiş kutsal topraklara daha da heyecanlı.
Tabii ki özleyeceğiz. Yorgun, eski-yeni açık ve kapalıyı. Özleyeceğiz atlı polisleri. Aynen öldükten sonra yaşattığımız bu arma altındaki muhteşem insanları. Büyüklerimizi, Liverpool maçındaki gibi coşkuyu, bu sahada seyretttiğim Pele’yi, hepsinden çok da Taksim’den inişi, Eminönü’nden gelişi, Çarşı’dan gelişi, stadın önündeki köfte kokusunu ve BİBER GAZINI unutmayacağız. Hey gidi günler hey...!