İşte bu olmadı

Haberin Devamı ›
Schuster sezon başından beri şu göbeğe bir çözüm bulamadı. Defansın arkasına atılan her top tehlike... Boşu boşuna Hakan’a, Cenk’e, Rüştü’ye kabahat bulmasın. Bırak; sarkık oyna kardeşim. Beşiktaş’ın başına bu işler hep geliyor Kayseri’de. Son dakika golleri... Çok kritik müsabaka. Düne kadar telafisi vardı. Ama şimdi şartlar o kadar değişti ki; ayıkla pirincin taşını! 14. haftadaki Galatasaray maçına kadar fikstürüm rahat diyorsun ama ben Mersin kupa maçından bile korkuyorum. ‘Yok artık’ demeyin.
Liderin 10 puan gerisindesin. Kapanırsa kapansın bakayım! Ölü toplar dünkü maçta neticeyi etkiler diyordum. Ama her topun başında Nihat. Aslında Nihat dün güzeli yapmayı bırakıp, olması gerekeni yapsa belki de bu kadar tepki almayacak. O da, Tabata da tribünlerin maalesef hedef tahtası konumunda. Harbe gidiyorsun, genç bir teğmenle cephedesin. Yani Onur... Onur’un oynaması tabiki ayrı bir mutluluk benim için. O formayı o çocuğa veriyorlarsa, demek ki hoca onda o ışığı görmüş. Üstelik Guti kulübede, Onur sahada! Dakika 65... Tekke’yle Guti sahada. İstediği pozisyonları da buldu bu değişikliklerden sonra Beşiktaş. Hele Tekke’nin kaçırdığı bir gol var ki, bu sezon ilk defa sahada olmasının heyecanına veriyorum. Dün şanssızlık, eksikler, hiç bir zaman ölçü değildi. Sahada çıkan Siyah-Beyazlı gençler-yaşlılar karması, Kayseri’nin esamesini bile okutmamaları lazımdı. Sıkıntılı geldi Beşiktaş, daha da sıkıntılı İstanbul’a dönecek. Mersin maçı var, Sivas maçı var. İki galibiyet belki biraz huzur getirebilir. Ama lig için daha önceki ümidimi maalesef taşımıyorum.
Sen neymişsin be Quaresma! Hakikatten yokluğun hem sahada, hem de tribünde kendini gösterdi. Sahada karşı kaleye gidemiyor Beşiktaş. Porto maçı dahil kadroda yoksun, tribünler bomboş! Hakem gelince... Mustafa Kamil Abitoğlu mu? Hadi canım sende. Golden önce Ernst’e vermediği faul var ya, işte bu seneki kitap hakemlerinin liglere damgasını vuracağının bir belgesi. Bu da Beşiktaş’ın kayıbı. Ayıbı değil.