Kaçan balık büyük olur!

Dünkü Fanatik Gazetesi'nin 1. sayfasında Elazığ- Beşiktaş maçını çok güzel anlatıyordu. "Olmak yada olmamak" Elazığ küme düştü. Bu dramatik maç yıllar öncesine götürdü. Beşiktaş yine deplasmanda Ziya'nın attığı 2 golle Eskişehir küme düşmüştü. Aynı dramatik görüntüler vardı sahada. Yazık oldu. Elazığ şehri futbol aşığı ve futbolla yatıp kalkan bir şehir. Takımın yarısı da Beşiktaş'tan yolu geçenler. İbrahim Kaş, Tanju Kayhan, Batuhan Karadeniz, Serdar Özkan ve Tello göz yaşlarına üzülmedim değil. Beşiktaş açısından para itibar yani sezonun en kritik maçlarından birisiydi. Ama dümende kendi değildi. Trabzon'dan gelecek Galatasaray'ın galibiyeti dışında her türlü netice Beşiktaş'ı mutlu edecekti. Sakatı çok, takımda huzur da yok. Bazı Temmuz ayı futbolcuları, ortada yok ama asıl sıkıntı en çok ihtiyacı olunan defansta Dany yani Ocak ayı sporcusu parayı alamadım diye sahada yok. Yöneticiler bundan biraz olsun ders almıştırlar. Dün akşam gösterdi, taşıma suyuyla değimen dönmüyor. Jones'tan stoper olmaz. Yerden kalkmıyor. Futbolcunun ayakta kalanı makbuldür. Aynı şeyler Olcay için de geçerli. Serdar Kurtuluş sırıtmadı. Ama Veli, Atiba ve Motta'yı bu takımın içinde ayrı bir yere koyuyorum. Almeida'ya da üzülüyorum. Yalnız yapayalnız bir adam. Aslında yazık oldu. Çok fırsatlar geçmişti. Hiçbirini değerlendiremedi Beşiktaş. Bunun çoğunda da ben suçu Bilic'te buluyorum. Sezon içinde çok adama yer aradı. Elimde malzeme mi var diyecekte, o zaman hesabı doktor Ertuğrul Karanlık'tan soracak.