Arama

Popüler aramalar

Atamayana atarlar

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bir dakika! Merak etmeyin, hakaret de etmeyin ama! Görünce tanıdım Mehmet Akgün'ü! Aslında bir latife tabii ki bu, Beşiktaş kadrosunu tarif etmek için yapılmış. Mehmet'in sağ önde oynadığı Beşiktaş'ın stoperi de Necip'ti zaten! Oğuzhan cezalıydı, Veli-Sivok sakattı. İlk onbirden can yakacak üç eksik, daha ne olsun... Ev sahibinde hâl böyleyken; rakip Sivasspor 'tam' kadroydu. Galatasaray maçında kırmızı gören Cicinho, Ümit ve Costa ile sarı cezalısı Kadir Bekmezci kadrodaydı. 'Eksikler' Beşiktaş'ı ateşlemişti, 'tamamlar' Sivasspor'u eksiltmişti sanki!
Beşiktaş önce attı golünü, sonra üç tane yüzde 100, bir tane yüzde 80'lik pozisyonu kaçırdı. Yiğido'nun hatırladığım tek pozisyonu, Utaka'nın direkte kalan muazzam nokta atışı!
Peki 45 dakikada aklımızda neler kaldı!

Necip'ten stoper olurmuş... Altyapıdan gelip, gelişimini yarıda bırakan çocuklar, Necip'e adam gibi baksınlar... Fernandes artık sıkıyor. Evin, şımarık en küçük oğlu gibi davranıyor. Böyle olacak böyle kalacaksa, kalmasın gitsin zaten... Elalemin santrforlarına övgü yağdırıp evlatlarını yok sayan Beşiktaşlılar'a duyurulur! Almeida 9. golünü attı, krallıkta ilk sırada!

Bu arada Almeida kalacak galiba! Osmanlı bıyıklarını gösteriyordu gol sonrasında! Olcay Şahan... Her maçı onlarca kamera çekiyor. Tekmeyi yemediysen acı çekme! 43'te bence penaltı vardı, vermedi hakem. Cicinho'nun elleri neresini koruyordu Allah aşkına... Atasözüdür, 'Atamayana atarlar...' Bakacağız, göreceğiz!

***

Öncelikle, 'Atamayana atarlar' diye bitirmiştik ilk yarıyı...
Atamayana attılar!
Futbol böyle bir şey işte...
*
Peki neler yaşandı ikinci yarıda?
Öncelikle;
Beşiktaş durdu, Sivasspor oynadı, bunun adını koymak gerek. Sonrasında yine madde madde gidelim isterseniz...

Gökhan Töre sakatlanıp çıktı, yırtık şüphesi var. İnşallah yoktur, acil şifalar. Mehmet Akgün'ü beğendim ben. Çok sayıda açığı kapattı. Elbette bir Busquets, bir Xavi Alonso değil ama... Zaten öyle olsa, bu ülkede işi ne! Kim ne derse desin, bir hareketi yetti Bilic'in... Aldı Fernandes'i oyundan. Şükür ki, ilk yarıda yazdığım üzere, futbol bilgimin en azından 'berbat' olmadığı ortaya çıktı! Evin şımarık çocuğu, kulübeye şöyle bir sorti yaptıktan sonra, soyunma odasının yolunu tuttu. Yolun açık olsun Fernandes! Umarım, Ocak'ta da ülkene dönersin. Fernandes'in yerine Muhammet girdi oyuna... O küçüktü, ben yine büyüktüm! Maçlara giderdim, devre arasında Mami çıkardı sahaya... Tribünler şov yaptırırdı, izler mutlu olurduk. 'Biz büyüdük ve kirlendi dünya...' Şarkı bu ya... Hayatın ta kendisiymiş! Büyüdü Muhammet! Yaşı büyüdü, futbolu küçüldü.

Dün gece onu ilk kez izleyen biri, herhalde 'bu bir dostluk maçı', ya da 'bu çocuk, mahallenin zengin abisinin oğlu, top onun oynuyor' derdi. Bir ağabeyi olarak yazıyorum artık... Mami; dinle beni... Yarın ilk iş git, saçını kestir, aklını saçına değil, futbola ver. Yırt kendini kardeşim. Şimdi yapmayacaksan bunu, ne zaman yapacaksın! Unutma! Futbol mezarlığı, nice yıldızlarla dolu... Ve son... Öncelikle Sibel Büyükavcı'dan özür dilerim. Eşim olur kendisi ve o da bir tribüncüdür zaten! Hatta kadınlar maçlara gelsin, hatta çoğunluk olsunlar. Evet, bunu da kalben isterim. Fakat lütfen tezahürat yapmasınlar! Nihat Doğan'ın sanat müziği söylemesi gibi bir şey bu! Kusura bakmasınlar...