Arama

Popüler aramalar

Futbolun siyaseti

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Galatasaray 8 haftadır galip... Fenerbahçe takipte... Beşiktaş, Eskişehir ve Trabzon peşlerinde... Bursa kendine geldi, Karabük altın değerinde üç puanla kapattı haftayı, Ankaragücü’nün onur mücadelesi sürüyor.
Şike ve Teşvik Operasyonu’nda sona doğru yaklaşılıyor. Kimler düşecek, kimler ligde kalacak?
18 kulüp, 18 takım ve yazılacak onlarca sportif konumuz var. Fakat izin vermiyorlar...Kimler mi? Neden mi?
Aklımızın aldığı, kalemimizin yazdığı kadarıyla anlatalım...

Spor dünyasının son günlerdeki en önemli gündem maddelerinden biri; Milletvekili Hakan Şükür’ün yorumculuğa geri dönmesi...
“Yapsın, burası özgür bir ülke” diyen de var; “Yorumculuk yapmak için mi milletvekili seçildi” diyen de...
Şahsi fikrim şu; Bu ülkede, belki de bu kadar az sayıda aynı mesleği icra eden kişi yok. Topu topu 550 kişiler. Halk, oy vererek onları bu ulvi göreve getirmiş; “Girsinler meclise, haklarımızı savunsunlar, ihtiyaçlarımızı görüp gerekeni yapsınlar, ülkemizi yönetsinler” düşüncesiyle... İşin maddi boyutu hiç de umurumda değil... Ancak manevi boyutundaki endişelerim bunlar ve sırf bu nedenle bir dönem benim gazetemde de yazarlık yapan, o süreçte kendisiyle çok yakın bir ilişki içinde bulunduğum Hakan Şükür’ün milletvekili olduğu dönemde yorumculuk yapmasına karşıyım.. Ve benim asıl merak ettiğim şu:
Hakan Şükür gibi bir futbolcu daha yetiştirmiş mi bu ülke? Onun kadar profesyonel bir sporcu, onun kadar futbolu ve hatta sporu bilen var mıdır?
Bence hepsinin cevabı aynı; Yoktur...
Madem milletvekili seçilmesi için onca siyasetçi arasından ilk sıralarda listeye sokuldu Hakan Şükür; o halde neden Spor Bakanlığı’nda adı hiç düşünülmedi? Suat Kılıç’ın sportif kariyeri mi daha üstün? Yoksa yöneticilik vasıfları mı! Bakanlık olmasa dahi, yeni bir yapılanmaya gidilebilir, Spor Bakanlığı içinde Şükür’ün de yer alacağı yeni bir görev tanımı yapılamaz mıydı?

Hakan Şükür’ün yorumculuk yapmasını bu kadar irdelerken, galiba bir şeyi de gözden kaçırıyoruz. Girin Beşiktaş Kulübü’nün internet sitesine, tıklayın yönetimi... Başkan Yıldırım Demirören’in hemen altında Başkan Yardımcısı (İstişare Heyetinden Sorumlu) ifadesinin altında şu ismi göreceksiniz: Erdoğan Toprak... Kendisi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı aynı zamanda...
Girin Galatasaray Spor Kulübü’nün internet sitesine, tıklayın yönetimi... Yönetim listesinde Emir Sarıgül’ü göreceksiniz. Şişli’nin efsane belediye başkanı Mustafa Sarıgül’ün oğlu...
Girin Fenerbahçe Spor Kulübü’nün internet sitesine, tıklayın yönetimi... Yönetim Üyeleri arasında Hüseyin Ersan Topbaş ismini göreceksiniz. Kendisi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın oğlu...
Kayserispor Onursal Başkanı Mehmet Özhaseki, aynı zamanda Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı...
Ankaragücü Onursal Başkanı Melih Gökçek, aynı zamanda Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı...
Örnekleri çoğaltabiliriz aslında, ama bir şeyi anlamamız için bu kadarı da yeterli... Spor; siyasi dünyanın asla vazgeçemeyeceği bir mecradır. Dün de böyleydi, bugün de böyle... Bundan sonra da böyle olacak!

Futbol gündeminin iki nolu ana gündem maddesi; Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar...
“Trabzonsporumuz’un kupasını almak için çok ince ayarlı bir çalışma yapıyoruz” dedi önceki gün... TT Arena’nın açılışında da, “Bu spor kompleksi kolay vücuda getirilmedi. Özhan Canaydın’ın karşımızda naif ve güçsüz duruşu dün gibi aklımda...” demişti.
Şaşırmadım yani!

Futbol dünyasının yeni yıldızları var bir de... Ergenekon’u da onlar çıkartır ortaya, Balyoz’u da, Şike-Teşvik Operasyonu’nu da... Onlar muhteşem gazetecilerdir, ama ofsaytı sorsan bilmezler, futbol yorumlarlar yine de!

İşte sırf bu nedenle, siyasiler çıkın aradan... Biz nasıl TBMM’ye gelip partileri idare etmek istemiyorsak, sizler de spor dünyasını başbaşa bırakın.