Kasap Ligi!

Haberin Devamı ›
Mustafa Denizli ne demişti: “Bunun adı kıyım, ince ince doğradı bizi...”
Şenol Güneş ne dedi: “Bizi ince ince kıydılar demeyeceğim...”
Ya Mahmut Uslu: “Ben bizi ince ince kıydılar dedim, ceza verdiler. Mustafa Denizli neden Profesyonel Disiplin Kurulu’na sevk edilmedi?”
Fikret Orman’ı da, İlhan Cavcav’ı da, Recep Bölükbaşı’sı da aynı...
Süper Lig değil, ‘Kasap Ligi’ sanki...
“Beni doğruyorlar...” “Beni kıyıyorlar...” “Kıydılar ama söylemem...”
Aslına bakarsanız, kavganın en şık günleri bunlar! İkinci yarı bir başlasın, görün şenliği! Şampiyonluk maçları, kümede kalma sınavları oynanmaya görsün! İşte o zaman başlayacak yine hakem odası basmalar... Rakip başkanlara ince ince giydirmeler... Kavgalar, dövüşler...
Şaşırıyor muyuz peki?
ŞAŞIRMIYORUZ...
Asıl sorun da burada...
Çünkü böyle görmüşüz çocukluğumuzdan beri... Değişen tek şey; isimleri... Bağıran haklı bu ülkede...
Sadece futbolda da değil... Bakın siyasete, politikaya, mahkemeye, bakın etrafınızdaki herhangi bir yere... Evde bile böyle değil mi? Daha çok bağıran, daha haklı!
Oysa ki... Gelin kısa süreli bir beyin fırtınası yapalım...
En çok şampiyon olan takım kim?
Galatasaray...
Kaç kez olmuş? 20...
Peki kaç kez olamamış? 37...
58. sezonu oynuyoruz ve rakamlar diyor ki; Galatasaray ortalama 3 yılda bir şampiyon oluyor.
Geçen sezon şampiyon olmuşsun, bu sezon yarışta geriye düşmüşsün. Hepsi bu! O halde bu büyük isyan niye?
Aynı şekilde Fenerbahçe’ye bakın... Galatasaray ile aynı neredeyse... 3 yılda 1...
Ya Beşiktaş? 57’de 11 şampiyonluk... (Daha sonra verilen 2 şampiyonluğu kenara yazın. Onlar da elbette Beşiktaş’ın ama, bu hesapta 1959 sonrasına bakıyoruz.)
Ortalama 5 yılda 1 şampiyonluk...
Gereksiz yere üzmeyin kendinizi... Gerçek bu... Bir de şu var...
Başkanlar, yöneticiler, teknik adamlar ya da futbolcular; birbirini asıyor, kesiyor ya televizyonlarda... Kamera ışıkları söndüğünde ‘kanka’ onlar. Birlikte yerler, içerler, üstüne birbirlerini kızdırırlar, makara yaparlar.
Filler tepişir, çimler ezilir...
O yüzden harap etmeyin kendinizi futbolseverler... Birbirinizi kızdırın en fazla, kavga etmeyin. Kaçan bir şampiyonluk olsun, unutun gitsin, bakın yarın yine güneş doğacak.
Nereye geleceğim biliyor musunuz?
Önder Dertli’ye...
11 yıl birlikte çalıştığım kardeşime... Önceki gece kalp krizi geçirdi. Dün en uzun yolculuğuna uğurladık. Sımsıkı bir Galatasaray’lıydı. 43 yaşında aramızdan ayrıldı. Gitti ve bir daha buraya gelemeyecek. İlk görüşmemiz; biz ona gittiğimizde olacak!
Diyeceğim o ki; hayat bir gün, o da bu gün... Hayatı yaşayın kardeşlerim, henüz nefes alabilme özgürlüğünüz varken... Yarın, çok geç olabilir.