Okyanus ve kum tanesi

Haberin Devamı ›
Birinci adam...
Bonservis ücreti: Sıfır Türk Lirası... (Yok yazacaktım, ama herhalde bu daha etkili!)
Yıllık ücreti: 500 bin Euro...
Tazminat maddesi: Sıfır Türk Lirası...
Toplam maliyet: 500 bin Euro...
Yaklaşık Türk Lirası karşılığı: 1.2 milyon TL...
İkinci adam...
Bonservis ücreti: 7.3 milyon Euro...
3 yıllık ücreti: 11 milyon Euro...
İlk yıl 3.5 milyon Euro, ikinci ve üçüncü yılda ise 3 milyon 750’şer bin Euro...
Toplam maliyet: 18.3 milyon Euro...
Yaklaşık Türk Lirası karşılığı: 43 milyon TL...
Çok büyük bir şirketin, çok üst düzey bir yetkilisi olsanız; hangi çalışanı hoş tutmaya çalışırsınız?
Bu, göreceli bir soru; dolayısıyla yanıtları da bir değil iki tane!
Birinci yanıt: Elbette, ‘Birinci Adam’ı hoş tutarım... Adamcağıza bu kadarcık para vermişim, karşılığında neler neler istiyorum. Sonuçta o da bir şeyler yapmaya çalışıyor...
İkinci yanıt: Elbette, ‘İkinci Adam’ı hoş tutarım. Sonuçta bu kadar çok para vermişim, bu paranın karşılığını alabilmek için onun etinden, sütünden, yağından faydalanırım...
Birinci Adam’ı şirketin yönetim kuruluna almışsınız.
İkinci Adam, şirketin bir çalışanı...
Fakat öyle bir düzen kurmuşsunuz ki...
‘Birinci Adam’a kullanmamak üzere yetki vermişsiniz!
‘İkinci Adam’a ise kullanmak üzere sınırsız özgürlük...
Bu şartlar altında ‘Birinci Adam’dan ‘İkinci Adam’ın da içinde bulunduğu grubu yönetmesini istiyorsunuz. ‘Birinci Adam’ kendisine yönelik ilk icraatta ‘İkinci Adam’ın hışmına uğruyor. Şirketin çok üst düzey yetkilisi ise yatırılan paradan dem vurarak ‘İkinci Adam’ın yanında duruyor, ‘Birinci Adam’ı refüze ediyor.
Yazıda anlatmak istediklerimizi, bir de gerçek kişi ve kurumlarla destekleyelim isterseniz...
Kurum: Beşiktaş...
Üst düzey şirket yöneticisi: Tayfur Havutçu...
Birinci Adam: Carlos Carvalhal...
İkinci Adam: Ricardo Quaresma...
Bana göre;
Ricardo Quaresma’nın kadrodışı cezası devam etmelidir. Ta ki takım arkadaşları önünde Carlos Carvalhal’den özür dileyip af dileyeceği güne kadar...
Quaresma’nın özrüyle itibarı iade edilen Carlos Carvalhal, teknik direktörlük yetilerindeki noksanlık nedeniyle bir an önce eski görevine, yani altyapıya gönderilmelidir.
Tayfur Havutçu, bu krizde maalesef sınıfta kalmıştır. Çünkü kendi atadığı ‘Birinci Adam’ı ‘İkinci Adam’a mağlup etmiştir. Bu nedenle ya dümenin başına geçmelidir ya da...
Beşiktaş Kulübü, bir an önce yeni yönetimini seçmeli ve oluşacak heyete bütün camia tam destek vermelidir. Ancak böylece ‘İkinci Adam’lara, “Beşiktaş bir okyanus, sen ise bir kum tanesisin” mesajı verilebilir.
Üstteki yazıyla da sporla da bir ilgisi yok, ama Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan bir vatandaş olarak aşağıdaki cümleleri de yazmak istedim...
Televizyonlarda son dönemde ilginç şeyler yaşanıyor. Mesela şu evlilik ya da genelde sabah kuşağı programlarına bir bakın lütfen... Bir kadın yaşadığı dramı anlatıyor ve ağlıyor; o an, ekranın altında aynen şunlar yazıyor: “Aynur ağlıyor...” Veya bir kadın, çok mutlu bir anını anlatıyor, coşku içinde, kahkahalar atıyor; o an, ekranın altında şunlar yazıyor: “Aynur’un sevinç anları...”
Gülen insanın mutluluğunu ya da ağlayan insanın üzüntüsünü altyazılarla mı anlıyoruz artık!
Bu kadar mı aptal bu millet?
Bu kadar mı geri zekalı...
Lütfen televizyonlardaki üst düzey yöneticiler; bu duruma bir el atın...