Sayın Kocaman

Haberin Devamı ›
Yaptığınız her koşuda, attığınız her adımda, rakip ağlara gönderdiğiniz her topta aynı imza vardı: Oğuz Çetin... Muhteşem kariyerinizi ‘İmparator’la birlikte yazmışsınız; şimdi bir diğer ‘İmparator’u silmeye çalışmanız neden?
Futbol o zamanlar şifreli değildi... Bizler de orta yaşlı değildik! Arkadaşlarla herhangi bir kafetaryada buluşur, maçları izlerdik. Öztürk Pekin, Ercan Taner, Levent Özçelik bağıra bağıra anlatırdı TRT’de... “Oğuz’dan müthiş bir ara pası, Aykut’tan harika bir vuruş.. Ve goooooollll...”
Top Müjdat, İsmail, Kemalettin gibi o dönem daha geride oynayan futbolcular arasında dolaşır; sonrasında ve illa ki Oğuz’a gelir; ‘İmparator’ hiç kimsenin atamayacağı yere gönderir; ve Aykut belki de hiç kimsenin atamayacağı o yerden golü atardı.
Küçüktük, büyüdük... Ama yıllar boyunca hiç değişmedi Pekin’in, Özçelik’in, Taner’in ağzından çıkan final cümleleri...
Aklımızda böyle kalmış işte: Bir elmanın yarısı Oğuz ise diğer yarısı Aykut’tu... Tıpkı bir elmanın yarısı Alex ise diğer yarısı Semih olduğu gibi!
Peki değişen ne? Elmalar mı hormonlu artık, yoksa futbolcular mı uzaylı?
“Futbol değişti” diyor herkes... Evet, futbol değişti, hayatımız ne kadar değiştiyse o kadar değişti işte!
Biz küçükken ‘siyah beyaz’dı televizyonlar, şimdi renkli! Fakat hâlâ Dallas oynuyor kanallarda, öyle değil mi! Futbol da böyle; çünkü öznesi aynı: Futbolcu... Yine 1 kaleci 10 futbolcu oynuyor bir takımda... Yine top kaleye girince gol oluyor ve iyi futbolcuları olanlar iyi futbol oynuyor...
Fizik değil ki bu, kimya, biyoloji değil ki! Gelişse de değişse de bir oyun...
Peki neden Sayın Aykut Kocaman? Kazıya kazıya yazdığınız o muhteşem kariyerinizde, Oğuz Çetin’e büyük bir paragraf açmak zorunda olan siz; şimdi neden Oğuz’un günümüze uygulanmış sürümünü, Alex de Souza’yı ‘yok’ sayıyorsunuz? “Performans” diyorsunuz ‘neden’ diye sorulduğunda; futbolun bu kadar içinden gelen biri olarak siz de gayet iyi bilirsiniz ki; bazı futbolcular ‘özel’dir. Onlara ‘özel’ davranmak gerekir.
*****
Alex ile oynadığınız dakikalarla; Alex ile oynamadığınız dakikaları karşılaştırın, farkı göreceksiniz. Ya da sadece son Kayseri maçının kasetini izleyin bir kez daha; ilk yarıda ortalıkta gözükmeyen Santana’nın ikinci yarıda neden yıldızlaştığını araştırın! İlk yarıda ve ikinci yarıda kaç atak yediğinize bakın! Ve bu takımın savunma sorununun temel kaynağı Alex mi, yoksa Kayseri’ye götürülmeyen stoperler ile takıma tek katkısı, kadroyu ‘11’e tamamlamak olan Baroni mi olduğunu düşünün!
*****
Alex ile kafayı bozduğumuzu düşünenler elbette vardır. Fakat bir futbolsever olarak istediğim tek şey, iyi futbolcuları, yaratıcı oyuncuları, futbola zevk veren adamları sahada görmek!
Galiba Fenerbahçe taraftarları da böyle düşünüyor. Çünkü Saracoğlu’na gelen taraftarların yarısından çoğunun sırtında ‘o isim’ yazıyor!