Terim'e ömür boyu men

Haberin Devamı ›
Polisin arkası dönük... Aniden silahlar patlıyor. Polis yüzünü döndüğünde yerde bir ceset, ayakta iki zanlı görüyor. İçindeki sesi dinliyor, ‘Katil budur’ diyerek zanlının birini tutukluyor. Ertesi gün, yaşananlar, dışarıdaki zanlının içine sinmiyor. Çıkıyor, anlatıyor: “Bir dakika polis abi! Silahı ben çektim, adamı ben vurdum. O çocuğun suçu yok!”
İş, adli makamlara yansımıştır bir kere... Dolayısıyla, kanunun öngördüğü gibi gelişecektir her şey. Yani yanlışlıkla tutuklanıp yargılama sonrası hüküm giyen zanlı, bir üst mahkemede aklanacaktır!
Peki ne olur?
Üst mahkeme, ‘karakoldaki en güvenilir polis’ olduğu için o polisin yaptığı büyük yanlışı görmezden gelen alt mahkemenin kararını aynen onar.
Sonuç;
Alt mahkeme, ‘polis ne derse o’ demiştir.
Üst mahkeme, ‘alt mahkeme ne derse o’ demiştir.
Adam pisi pisine ölmüştür.
Katil halâ serbesttir.
Eline silah almayan adam, cinayetten hüküm giymiştir.
Veysel Sarı, Caner Erkin, Fırat Aydınus, Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK) ve Tahkim Kurulu arasında yaşanan olayın özeti işte budur. Hikayedeki kişilerle gerçektekileri yanyana getirip özdeşleştirdiğinizde, bir açık kalacaktır: Ölen şahıs...
O kim midir?
‘Adalet’tir!
Fatih Terim ile başlayıp Nurullah Sağlam ve Aykut Kocaman ile devam eden furya var bir de!
Fatih hocaya ‘hakeme hakaret’ten 3 maç ceza vermişlerdi, ‘1 yeter’ deyip diğerlerini 1 yıl sonraya ertelediler. 1 yıl içinde aynı suçu işlemezse affedilecek yani...
Sağlam’a ‘müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareket’, Kocaman’a ise ‘sportmenliğe aykırı açıklamalar’ nedeniyle birer maç ceza verildi. Sağlam’ınki Terim gibi ertelendi, Kocaman’ınki paraya çevrildi.
Caner Erkin işlemediği suçun cezasını çekiyor.
Teknik direktörler, suç işledikleri halde ya affa uğruyor ya da işi parayla kurtarıyor.
‘Adalet nerede’ diye sormayın! İlk bölümün sonunda yazdık ya...
Fatih Terim, Nurullah Sağlam ve Aykut Kocaman hakkındaki bölümde, onlarla ilgili kararları da yazacaktım. Hatta özetlerini bile çıkarttım! Fakat içim bir hoş oldu!
Vaktiniz varsa, Türkiye Futbol Federasyonu’nun sitesine girin lütfen.
Orada; Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu ve Tahkim Kurulu’nun kararlarına bir göz atıverin.
Yahu adam, hakeme hakaret etmiş, hepsi bu... PFDK bir karar yazmış, 15 satır...
O kararı okusan, “Usame bin Ladin mi bu” falan diye düşünüyorsun bir de...
Yemin ederim, Fatih Terim’e Fatih Terim hakkındaki kararı okusunlar; Fatih Terim ‘Ulan bunların hepsini ben mi yaptım’ deyip kendisine ‘ömür boyu hapis cezası verir’!
Farkındayım; Kafanız karıştı!
Fakat o kararları ben okudum ve dolayısıyla benim kafam karmakarışık şimdi! Yine de size en basit ifadelerle neler olduğunu anlatmaya çalışacağım...
Teknik direktörler hakaret etmiş, PFDK ceza vermiş, Tahkim Kurulu ‘hakareti’ kabul etmiş ama cezayı ertelemiş. Daha doğru bir anlatımla AFFETMİŞ!
Futbolcu haksız bir kart görmüş, PFDK usûl gereği ceza vermiş, Tahkim Kurulu ‘aleyhe itiraz yok’ diye kararı onamış. Daha doğru bir anlatımla BASMIŞ CEZAYI!
İsimler, kulüpler önemli değil. Önemli olan sonuç... Çünkü bu saatten sonra:
1- Türkiye Ligleri’nde hiç bir teknik direktöre sahaya giriş yasağı koyamazsınız.
2- Suçsuz yere onlarca futbolcunun canını yakacaksınız.
Çünkü kanunda ‘emsal’ diye bi şey var!
Aferin! Müthiş bir iş başardınız!