Arama

Popüler aramalar

Varlıklı olmak...

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Baba ile ortanca oğlu sıkı Beşiktaşlı... En büyük ile en küçük kardeş doğuştan Fenerli... Ailenin eniştesi, koyu Galatasaraylı... Varlıklı olmak böyle bir şey işte... Mustafa Koç’un vefatından çıkaracak çok ders var. Benim açımdan en mühimi şu: Zengin olamasak bile varlıklı olalım. Sadece cenaze törenlerinde değil, halâ sağlıklı nefes alabiliyorken, elele tutuşalım.

1907 Fenerbahçe Derneği’ni kurdu, ilk başkanı oldu.
1993 yılında Fenerbahçe Basketbol Takımı’nın idaresini üstlendi. 4 yılda 11 milyon dolarlık kaynak yarattı. Bugünkü başarıların temellerini attı.
1997 yılında henüz tescil edilmemiş Fenerbahçe logosunu tescil ettirdi.
Fenerium markasını kurdu ve bu marka ile mağazayı kulübe armağan etti. Fenerium’u kulübe devrederken, ‘1907’nin de tescilini alarak kulübe ayrı bir gelir kapısı getirdi.
Türkiye’yi bir ilkle tanıştırdı.
O dönemlerde pek bilinmeyen kombine bilet satışını ilk yaptıran O’ydu. 1994-2002 yılları arasında Şükrü Saracoğlu Stadı VIP tribünü bilet satışları 1907 Fenerbahçe Derneği tarafından yapıldı.
1997 yılında ‘Fenerbahçe şirketleşmeli mi, halka mı açılmalı?’ adlı bir kitap hazırlatarak, kulübün şirketleşme ve halka açılması konusunda ilk adımı attı. Bu konuda birçok panel organize ederek kamuoyunun aydınlanmasını sağladı, şirketleşme konusunun oylandığı Genel Kurul Toplantısı’nda yönetime tam destek verdi.
O’nun başkanlığındaki 1907 Fenerbahçe Derneği, sadece spor değil sosyal sorumluluk projeleriyle de Türkiye’ye büyük hizmetlerde bulundu. 2001-2002 yılları arasında 500 çocuğun eğitim masrafını karşıladı.
2003 yılında Koç Holding’te Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine getirilince geri plana çekildi ve kardeşi Ali Koç 1907 Fenerbahçe Derneği’nde önemli görevler üstlenmeye başladı.

Henüz 56 yaşındayken hayata gözlerini yuman Mustafa Koç’un, Fenerbahçe’ye hizmetleri böyle sıralanmıştı internet sitelerinde...

Çok iyi bir Beşiktaşlı babanın, Rahmi Koç’un oğluydu.
Evdeki aşçı tarafından, kardeşi Ali Koç ile birlikte götürüldüğü Fenerbahçe maçlarında, Sarı-Lacivert’e aşık olmuştu.
Durumu, bir maça giderken Mustafa-Ali kardeşlerin ellerindeki Fenerbahçe bayrağını görünce fark eden Rahmi Koç, hemen devreye girmiş, ortanca oğlu Ömer Koç’u Beşiktaşlı yapmak için seferber olmuştu.
Burası önemli...
Mustafa-Ali kardeşleri, Beşiktaş’a döndürmek için baskı kurmak değildi yaptığı; diğer oğluna Beşiktaş’ı sevdirmekti.

3 oğlundan ikisi Fenerbahçeli olan Rahmi Koç’un kız kardeşi Suna hanım da; İnan Kıraç ile evli...
Peki; İnan Kıraç’ın spor dünyasındaki yeri ne? Galatasaray Eğitim Vakfı Başkanı... Alliance Galatasaray, Paris Başkanı... Galatasaray Spor Kulübü Divan Üyesi...

Yeryüzündeki gökkuşağı gibi Koç ailesi... Çok iyi Beşiktaşlılar’ın, çok iyi Fenerbahçeliler’in, çok iyi Galatasaraylılar’ın var olduğu...
Siyah ile Beyaz’ın, Sarı ile Lacivert’in ve Kırmızı ile Sarı’nın yanyana durduğu...

Cenaze töreni de böyleydi Mustafa Koç’un... Bırakın tuttuğu takımı, hayat görüşleri bile birbirine taban tabana zıt insanları aynı safta buluşturmuştu.

Yılmaz Özdil yazmıştı;
“Eş anlamlı bilinir ama... Zengin olmak başka şeydir. Varlıklı olmak başka şey. Her zengin, varlıklı değildir. Zengin... Para, mal, mülk istifler. Hayatı ıskalar. Varlıklı... Bilim, kültür, sanat biriktirir. Hayatın tadını çıkarır. Maganda zengin, dolu. Cahil varlıklı göremezsiniz.
Zenginin cenazesi kalabalık olur ama, gözyaşı yoktur. Kendisiyle hiç tanışmamış insanların Mustafa Koç’un ardından hissettiği samimi üzüntünün sebebi, artık aramızda olmamasına rağmen, hayatımızdaki varlığı’dır.”

Zengin olmasanız bile varlıklı olun lütfen... Sadece cenazeler birleştirmesin bizi... Hayattayken, halen sağlıklı nefes alabiliyorken elele tutuşalım.
Kavga etmeyelim artık, barışalım...