Cester Semenya tartışması sürüyor
Güney Afrika’nın bir köyünden gelerek, 2009 Dünya Atletizm Şampiyonası’nda piste çıkan ve 800m finalini rakiplerine yaklaşık 20 metre fark atarak kazanan Caster Semenya’nın hikayesi işte böyle başlamıştı. O dönemde henüz 18 yaşında olan ve kadın rakipleri arasında fiziğiyle hemen fark edilen Semenya için, kamuoyunda ‘Kadın mı Erkek mi?’ tartışması günlerce devam etmişti.

Olayın boyutu; ‘En kolayı şortunu indirsin’ demeçlerine kadar varmıştı. Genç sporcunun da bu karmaşa içerisinde psikolojisi bozulmuştu. Son noktada Semenya, Uluslararası Atletizm Federasyonu’nun (IAAF) yapmak istediği ‘çift cinsiyet’ testini kabul etmiş ve bu teste tabi tutulmuştu... Test sonucu sonrası da IAAF, Semenya’nın yarışmasına izin verdi.

O günden bu yana, kariyerine 2 olimpiyat ve 3 Dünya şampiyonluğu sığdıran Caster Semenya’nın davası, tam 10 yıl sonra yeni bir boyut kazandı. IAAF, kadın kategorisindeki adil rekabeti korumak adına, ‘Cinsel Gelişim Farklılığı’ bulunan ve testosteron seviyeleri yüksek olan sporculara limit getirmek için Spor Mahkemesi’ne (CAS) bir kez daha başvurma kararı aldı.

Semenya davası yeniden gündeme otururken, IAAF’ın, cinsel kimliği kadın olan bu tür atletleri ‘biyolojik erkek’ olarak görmesi çok eleştirildi.


IAAF, daha önce testosteron seviyesine limit getirmek için ilk girişimini 2015’te Hintli Dutee Chand için yapmış ancak CAS, kuralı destekleyecek kanıt bulunamadığına karar vermişti.

IAAF, CAS’ta; ‘Cinsel Gelişim Farklılığı’ bulunan sporculardan biri olan Semenya’nın, kadın kategorisinde yarışabilmesi için testosteron seviyesinin düşürülmesi gerektiğini savunacak. Bu atletlere karşı testosteron seviyesi normal olan kadın atletlerin kazanma şansının olmadığını belirten IAAF Avukatı Jonathan Taylor, bu limit getirilmediği taktirde, bu tür atletlerin podyumlara hükmedeceği ve para ödüllerini toplayacağını ifade etti.
