Fanatik yazarlarının Fenerbahçe - Sivasspor maçı yorumları
20 Kasım 2017, Pazartesi 02:25Güncelleme Tarihi:

Fenerbahçe Cumhuriyeti (Mehmet Demirkol)
Padişahlığını ilan eden Fransız’ın yokluğunda, Dirar, Souza, İsmail, Guiliano ve tabii Soldado devrim sorumluluk aldı. Şimdi saltanat bitecek mi, Valbuena Cumhuriyet’e uyacak mı?

Guiliano’nun merkezde oluşu önemli. Hem sağ kanat hücumcusuz hem sağda savunmaya destek vermekte zorlanan bir oyundan/oyuncudan kurtuluyorsunuz hem de bir 10.5 numaranız oluyor. Souza’nın Topal’ın tandemi değil bağlantı oyuncusu olarak oynaması da önemli. Hem Topal tek başına çok daha bir oyuncu hem de Souza yapacağı işi topu almadan düşünmesi gereken bir yerde olduğunda oyun hızlanıyor. Aatif’ın solda, Dirar’ın sağda oluşu da tuttu. Çünkü İsmail ve Şener onlara yakın oynadı.

En uygun takım... (Mehmet Demirkol
Janssen zaten hareketli ve boğuşan oyuncu yanına Guiliano girince Sivas orta sahası savunmasına daha fazla destek verip Souza ve Topal üzerindeki baskısı azaldı. Aatif, Valbuena kadar yetenekli olmasa da rolüne uygun davranınca Fenerbahçe 15’ten sonra Sivas’ı yormaya başladı. Dirar’ın golü Fenerbahçe’nin ileride kalabalık olabildiği 2. topları alabildiği için geldi. Bu ligde deplasmanda rakibini en fazla geri koşturan takımlardan biri Sivasspor. Buna en uygun takım da Fenerbahçe. Ama Valbuena bağımlı ve Valbuena’nın tek başına oynadığı bir takım değildi ev sahibi. Şunu da söyleyelim Soldado oyuna girene kadar da değil, Sivasspor eksik kalana kadar Fenerbahçe belki arzu ettiği kadar pozisyona giremedi. Ancak Sivas’ın istedikleri de olmuyordu.

Suni oyun... (Mehmet Demirkol)
Kırmızı kart sonrası Sarı-Lacivertliler rahatladı ama bir test de eksik kaldı. Acaba Osmanlı ya da Kayseri maçındaki gibi oyunu korumaya vitesi düşürmeye motor stop edecek miydi? Hem de Bifouma’dan dışarıda kalınca bunu test etmek mümkün olmadı. Ancak birkaç sonuç çıktı. Valbuena olmayınca geriye bir şey kalmaz fikri çürüdü. Padişahlığını ilan eden hatta oyuncular tarafından buna itilen Fransız’ın yokluğunda, Dirar, Souza, İsmail, Guiliano ve tabii Soldado devrim sorumluluk aldı. Bu sefer herkes top istedi. Şimdi saltanat bitecek mi, Valbuena Cumhuriyet’e uyacak mı? Bu olursa Aykut Kocaman bir yöntem buldu diyebiliriz. Fenerbahçe, suni oyundan kurtulabilir.

Yeni sürüm işe yarıyor (Serkan Akcan)
Beşiktaş ile Galatasaray’ın puan kaybettiği haftada Sivas’ı Kadıköy’de yenmek, hayatı Fenerbahçe adına yeniden renklendirdi. Zira sıralamada liderle puan farkı 6’ya, Beşiktaş ile 2’ye düştü. Aykut Kocaman ve öğrencileri için hâlâ yeni bir matematik mümkün. Aykut hoca istifadan döndükten sonra 11 haftalık ezberini çöpe atarak işe başlamalıydı, Sivas karşısında bazılarını değiştirdi. Mesela Giuliano’nun rolünü... ‘Giuliano, Fenerbahçe’nin oyuncusu değil’ denebilir mi? Asla. Giuliano bir Alex değil elbette ama verimli oyuncu. Ondan verimi almak için kaleye yakın oynatmak yeterli. Aykut hocanın yaptığı en büyük değişim Giuliano’yu 60. dakikaya kadar forvet arkasında kullanmaktı.

Soldado’nun katkısı golden fazla! (Serkan Akcan)
Janssen, Fenerbahçe’nin iştahına katkı yapan oyuncu ama topa ulaşmak için sarfettiği enerjiyi, buluştuktan sonra topa aktaramaması en büyük sorunu. Güçlü, yıpratıcı ama öldürücü mü derseniz, değil. Zaten bitiriciliği tam olsa Pochettino onu Kane’in arkasında ne pahasına olursa olsun tutardı. Soldado’nun oyuna girip 21 saniye sonra golü atması ilginç bir detay. Fakat genel fotoğrafa baktığımızda Soldado’nun doldurduğu boşluk çok daha önemli.

(Serkan Akcan)
Sivas 10 kişi kaldıktan sonra Giuliano sola geçince Janssen ikinci forvet olarak gücüyle Soldado’ya alan açtı. Fenerbahçe santrforuna düşen içeriye girdiğinde çerçeveye vurması. Haftalardır eksik olan buydu, Soldado bu boşluğu doldurdu. Hat-trick işin süslemesi, bence Aykut Kocaman için Soldado’nun çerçeveye vurmayı hatırlaması her şeyden daha önemli.

Souza’nın iştahı (Serkan Akcan)
Aykut Kocaman’ı bu maçta topun ağzına getirecek tercih Topal-Souza’nın 10 hafta sonra sahaya çıkmasıydı. Topal merkezde kalıp Souza’yı ileri itince ortaya bambaşka bir ön alan baskısı çıktı. Topal sayesinde Giuliano da 10 numaraya oturabildi. Souza, isteği, yırtıcılığı ve ceza sahası açlığıyla ilk iki golde de başroldeydi. Büyük oynadı. Fenerbahçe’yi ilk golü attıktan sonra geri iten bir güç var. İlk gol onlar için platonik bir aşk gibi. Golü bulunca sırtlarını Volkan’a dayıyorlar. Aykut hocanın bundan sonraki dersi kesinlikle bu olmalı.

Galibiyet tamam sıra kalitede (Erman Özgür)
Kapanan takımlara karşı organize olmakta, dikine oynamakta ve pozisyon yaratmakta zorlanan Fenerbahçe bu sıkıntılarını yüksek koşu temposu, pres ve agresiflikle kapattı maçın ilk yarısında. Bu sezon ilk kez birlikte maça başlayan Aatif-İsmail ikilisi, Valbuena’nın yokluğunda organize olmaya çalışsalar da pozisyonlarda kilit anlarda Dirar vardı. Her topu doğru kullandı mı? Hayır. Ama 31. dakikada ceza sahasında adeta ite kaka ilerleyen pozisyonda temiz bir vuruşla golü yaptı.

Aykut hocaya mesaj (Erman Özgür
Sivasspor ise Fenerbahçe’nin presi karşısında ilk yarım saat zorlandı. Ancak golü yedikten sonra daha fazla adamla gelirken, Ziya’nın güzel ortasında Hakan kafayı dışarı atınca beraberlikten oldular. Ama 2. yarıya, fizik gücü maç boyunca hissedilen Kone-Emre-Bifouma üçlüsünün organizasyonu sonrası buldukları gol ile çok iyi başladılar. Fenerbahçe ise bu gole vites artırarak karşılık verdi. Aykut Kocaman’ın tam zamanında gelen Soldado hamlesi karşılığını verdi. Önce karambolde, sonra kendi kazanarak ve son olarak da Giuliano’nun asistinde golleri atarak 20 dakikada hat-rick yapmayı başardı. Bu performans bana göre Aykut hocaya bir mesajdı.

İç sahada Soldado (Erman Özgür)
Bu takımın özellikle iç sahada santrforu Soldado’dur. Bu mesajı iyi mücadele eden Janssen’in performansı ile değil Soldado’nun özellikleri üzerinden değerlendirmek gerekir. Soldado’nun sahada olması belki bu maçı mücadele ve hırsı üzerinden kazanan Fenerbahçe’ye bundan sonraki maçlarda pas trafiği, iyi organizasyon ve Valbuena’nın dönüşüyle birlikte özlenen kaliteyi de getirebilir.

Çağ dışı yönetim! (Deniz Çoban)
Maçın en çok konuşulan anı, Bifouma’nın kırmızı kart gördüğü pozisyonu Deniz Çoban yorumladı: Bifouma’ya doğru bir kırmızı kart çıktı, ancak hakemin bu kargaşa ortamını yönetme biçimi tamamen çağdışıydı. Hakemin, oyuncuların yüzüne tokat atar gibi kart göstermesi; kabul edilebilir davranışlar değil.

(Deniz Çoban)
Maçta 63. dakikaya gelene kadar fazla tartışılacak pozisyon yaşanmadı fakat hakemin oyun genelinde faul standardıyla ilgili tutarsızlıkları vardı. Ne olduysa 63. dakikada oldu. Hakem basit bir faul düdüğü çaldı. Bifouma bu pozisyona fazlasıyla sinirlendi ve hakeme aşırı tepki gösterdi. Hakem haklı olarak sarı kartı gösterdi. Bunun üzerine hakemi protesto için alkışlayınca, ikinci sarı kartı görerek doğru bir şekilde oyundan atıldı.

Bu pozisyon özelinde baktığınızda doğru bir kırmızı kart çıktı diyebiliriz. Fakat hakemin bu kargaşa ortamını yönetme biçimi tamamen çağdışı ve üst düzey bir hakeme yakışmayacak şekildeydi. Gergin bir ortamda en sakin kalması gereken hakemdir. Hakemin sinirlenmesi, kaş çatması, diş sıkması, oyuncuların yüzüne tokat atar gibi kart göstermesi; kabul edilebilir davranışlar değil.

Önce Ziya’ya kırmızı! (Deniz Çoban)
Oyunu geren ve oyuncuları sinirlendiren taraf hakem olmamalıydı. Diğer taraftan, bu pozisyona ilk tepkiyi veren ve topa sinirli bir şekilde vuran Ziya, Bifouma’ya kırmızı kart çıkmadan hemen önce hakemi göğsünden iki kez itti. Üzerine parmak sallayarak tehdit etti. Burada sert bakışlar göndermek yerine, kırmızı kartla Ziya’yı ihraç etmek gerekirdi.


