Fanatik yazarlarının Beşiktaş - Konyaspor maçı yorumları

Müsrif bir mirasyedi gibi (Ali Ece)
İlk yarıda maç, Kocaman’dan çok Güneş’in istediği gibi oynandı. Bu yüzden ilk yarı bitmeden Kocaman oyuncu değiştirdi. Cezalı Dorukhan’ın yokluğunda Atiba daha ofansif bir rolde oynarken merkezden Adem Ljajic ile kısa seri pas oyununu verimli şekilde kurdular.

Burak da bu oyuna yatkın bir forvet ve ilk golde Ljajic’e savunma arkasına derin topla Ljajic tipi klas bir asist yaptı. Ljajic’in son vuruşu da Burak Yılmaz tipi son vuruşlara nazire yaparcasına güzeldi. Skoru 1-1’e getiren pozisyonda stoperler kademe paylaşımında uyumsuzdu.

Arkalarına sızan Ömer Ali iyi vuramasa da Karius adeta yumurtladı! Burak ise frikikte Ljajic’e nazire yaparcasına barajdaki ikinci oyuncunun kafasının üstünden Pirlo vuruşu ile skoru 2-1’e getirdi.

Beşiktaş ikinci yarıda da uzun süre üstündü ancak gol pozisyonlarını müsrif bir mirasyedinin bozuk paraları gibi harcadı.

Fofana güzel aşırdı, Karius tarla korkuluğundan hallice çaresiz kaldı. Son sözü Kagawa “Sahanın en teknik harikası benim” dercesine vurarak söyledi.

Gecenin sorusu (Ali Ece)
Fabri satılırken gelen paranın tamamı harcansa yine Fabri’nin yeri dolmaz derken ne demek istediğimi anlamayanlar dün gece anladılar mı?

Maçın starı (Ali Ece)
Burak’ın gol katkılarına rağmen Beşiktaş’ın minimum 5 golünü engelleyen kaleci Serkan.

Maçın olayı (Ali Ece)
Beşiktaş’ın 3 maç kazanmaya yetecek kadar gol pozisyonunu üretip son dakika golüyle zar zor kazanabilmesi.

Kısa mesaj (Ali Ece)
Sayın Fikret Orman, “Fabri ile ilgilenmiyoruz” dediniz ama ilgilenseniz çok daha iyi olur...


İşi Kagawa bitirdi (Cem Dizdar)
Hafta içi Şenol Güneş’in neden yaptığı, neyi niçin söylediği belli olmayan basın sunumunun gölgesinde bir maç. Yine de Aykut Kocaman’ın “Beşiktaş’ın formda olduğu söylenemez” dediği takım Ljajic önderliğinde ilk devre boyunca hayli formda göründü.

Beşiktaş oyunu öne taşıma ve orada tutma konusunda sıkıntı yaşamadıysa bu biraz onların gücünden biraz da oyun ezberi güçlü Konya’nın kabullenişindendi. Öyle ki, kaçtığı ilk pozisyonda gol yapan Konya’nın bu işlevselliği takımın futbol bilgisiyle açıklanmalı.

İkinci devre Beşiktaş geri büzüşünce pasla çıkma konusunda iyi ders çalışmış Konya tehditlere başladı. Bunu tribündeki ıslık yoğunluğunda anlatıyordu.

Ve Gökhan’ın boşalttığı alandaki ikinci yarı kaçılan ilk topta Fofana’yla beraberliği buldular. Dağılmanın baş gösterdiği anlarda sahneyi ilk maçında olduğu gibi yine Kagawa aldı.

Tıpkı, GORA’daki Arif uzaydaki mapushane arkadaşı Zeytinburnu çocuğu Memet’e söylediği gibi; “Seni seçtim çünkü Japon’sun”!.. İşi o bitirdi...

Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Beşiktaş bu ritmde devam eder ve ligi arzu edilmeyen bir dereceyle bitirirse Şenol Güneş’in milli takım kariyeri nasıl etkilenir?

Maçın starı (Cem Dizdar)
Takımını maçta tutan kurtarışlar yapan Serkan Kırıntılı... Beri yandan oyunda kaldığı sürece Beşiktaş’ı çekip çeviren Adem Ljajic ile orta sahayı takımı için kuşatan Atiba..

Maçın olayı (Cem Dizdar)
Adriano’nun 59. dakikada pası Burak’a vermeyip maçın kopuşunu engellemesi. Ve elbette Şenol Güneş’in maç sonu sahanın ortasında yaptığı ‘mini gösteri’!

Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Gerek idari gerek teknik yönetim açısından Beşiktaş’ı sıkıntılı günler bekliyor gibi...

Güneş’e rağmen (Orhan Yıldırım)
Şampiyonlar Ligi hedefine odaklanan Kartal’da, Şenol Güneş sendromu geceye damgasını vurdu. Milli takım ile anlaşan Güneş, takım ile bağını tamamen koparmış gibiydi.

Buna rağmen oyuncular ortaya bir duruş koyup üç puan mücadelesi verdiler. İki kez öne geçip, yakalandılar. Buna rağmen maçı bırakmayıp uzatmada galip gelmesini bildiler..

Burak’ın gecesi (Orhan Yıldırım)
Kartal maça baskılı başladı. Topa sahip olup, çok pas yaptı. Oyunu rakip alanın ortasında tutmasını bildi. Bu da, erken golü getirdi.

14’te Burak’ın ara pasında; Ljajic’e topu boş kaleye göndermek kaldı. Sırp oyuncu da, bu ikramı geri çevirmedi: 1-0.. Gol sonrası takım hız kesmedi. Kaçan goller şaşırttı. İlk yarıda bir kez kaleye inebilen Konyaspor, 19’da Ömer Ali ile skora denge getirdi: 1-1..

Lens’in vuruşu direği geçemedi, bu devrenin sonucunu Burak belirledi. Yıldız oyuncu 34’te kendisine yapılan faul sonrası kaleye adeta bir füze gönderdi: 2-1.

Farkı artırmak isteyen Beşiktaş, ikinci yarıya sağlı sollu ataklar ile başladı. Üst üste kaçan goller vardı. Bir top da defansa çarpıp yan direkten döndü.

Sadece savunmada kalan Konyaspor, sahasına hapsoldu. Konuk takım ise ilk yarının kopyası gibiydi. 75’te çıktığı tek atakta golü buldu. Savunma arkasına sarkan Fofana akıl dolu vuruş ile durumu: 2-2 yaptı.

Made in Japon (Orhan Yıldırım)
Eşitlikten sonra, “Şenol istifa..” sesleri arasında sis bulutu çöktü Dolmabahçe’ye.. Konyaspor öne geçme şansı yakaladı, kaçırdı.

Sonradan oyuna giren Kagawa, savunmanın hatasını affetmedi. Japon yıldız uzatmada galibiyeti getiren golü kaydetti: 3-2..

Şenol Güneş’in korkuları… (Metin Tükenmez)
Şenol Güneş’in Beşiktaş ile olan tüm bağlantıları, gerek gönül gerekse profesyonel ilişkileri kopalı çok zaman oldu. Ne var ki bu bozulmuş ilişkiyi sürdürmek isteyen yönetim sonunda Şenol Hoca ile birlikte protestolar ile karşı karşıya kaldı.

Beşiktaş maçı kazanmasına karşın ortadaki bozuk düzene taraftarlar el koymak zorunda kaldı.

Beşiktaş’ın Konyaspor karşısında ortaya koyduğu futbol belki de son dönemlerin en iyi oyunuydu. Quaresma dahil bütün futbolcular çabuk oyunu deneyince ortaya görsel açıdan iyi bir futbol çıktı.

İlk iki golün yapılışında birinci derecede pay sahibi olan Burak Yılmaz’ın bir daha oyunda görünmemesine karşın maçın içinde hem bek hem de forvet gibi oynayan Adriano’nun üstün performansı ile Beşiktaş üç puanı kurtardı ama maç kadrosunun kurgulanmasına bakıldığında Şenol Güneş’in korkularının üstünü örtemedi. Taraftarın protestosunun kökenindeki nedenlerden biri de buydu.

Şenol Güneş dört yıla yakındır Beşiktaş’ın başında ve ciddi maçların çoğunda korkularına yenik düştü. Dün maçtan önce de Konyaspor’un korkulan bir ekip olduğunu ve Fenerbahçe ile Kayserispor maçlarında yenilen gollerden bahsetti.

Kafası gol yeme korkusu ile meşgul olan Güneş korkularından kurtulmak için kendi sahasında oynadığı maça savunma yönü güçlü iki ön libero ile çıktı.

İnsan düşünmeden edemiyor… Beşiktaş’ın özellikle ilk yarıda oynadığı futbolun içinde Kagawa olsaydı nasıl bir sonuç ortaya çıkardı? Sanırım Beşiktaş o akıcı ilk yarıda sonucu garantileyen bir skora ulaşabilirdi.

Zaten Japon yıldızın attığı gol de bu fikri destekler gibiydi. Kagawa Beşiktaş’a kiralık olarak geldi. Yani büyük olasılıkla sezon sonunda burada olmayacak. Bu oyuncuyu kulübede oturtmak bir antrenörlük prensibi olamaz.

Maçtan sonra taraftara sevecen görünmek için oyuncuları bir araya toplayıp protestoları kırmak isteyen Güneş ne yazık ki daha büyük bir karşı duruş ile karşılaştı. Beşiktaş ile bağları çoktan kopmuş olan bir hocanın uygulamalarına baktığımızda, Milli takımın güvenilir ellere teslim edilmesi konusunda ciddi kuşkularımız vardır…