Fanatik yazarlarının Trabzonspor - Beşiktaş maçı yorumları

Yönetmek ve yönetememek farkı (Ali Ece)
Berbat mali durumun nedenlerini ve sahaya yansıyan kötü etkilerini açıklamak yerine kendi kendisine “plastik destek” oluşturmaya çalışan “gelgit”li başkan bir tarafta... Diğer tarafta ise belki de ülkenin en zenginlerinden birisi olmasına rağmen kulübün mali bekası için sadece gerçekleri söyleyip kuruşun hesabını yapan Ahmet Ağaoğlu.

Ahmet beyin erkenden akılcı bir planla oluşturduğu bir takım, çalışmak yerine getirdiği yeni teknik direktörle ilgili şarkı söylemeyi tercih eden Fikret beyin günü kurtarmak adına geleceği daha fazla ipotek ettirirken kuramadığı bir takım.

Trabzon yönetimi kadar en zor zamanda güvendikleri Ünal Karaman’ın da başarısıdır bu sonuç: Abdülkadir ve Ekuban gibi sezona süper başlayan iki yetenek yokken Beşiktaş’ı farklı mağlup etmek. Beşiktaş’a da gerçekleri söyleyecek, taraftar desteğini mobilize edecek akılcı ve gerçekçi bir yönetim gerek önce. Avcı ile ilgili kararı da yeni yönetim akılcı şekilde vermelidir.

Gecenin sorusu (Ali Ece)
Beşiktaş’ta hangi oyuncu daha kötüydü? Bu kadar kötü olmalarında Avcı’nın payı ne kadar? Ali Palabıyık’la ilgili bir şey söylesem, sayın Orman “Hayır, pırlantadır o” deyip bana ateş püskürür mü?

Maçın starı (Ali Ece)
Sosa goller bir yana, oyun bilgeliğiyle birleştirdiği top yönlendirici liderliği ile sahaya damga vurdu. Nwakaeme de oyun zekası ile dripling yeteneğini birleştirdiği problem çözücülüğü ile sahanın en iyilerindendi.

Maçın olayı (Ali Ece)
Uğurcan’ın her maç geliştirdiği kurtarış tekniklerinin yanına bir de Nwakaeme’nin golündeki asisti eklemesi alkışı hak ediyor.

Kısa mesaj (Ali Ece)
Trabzonspor doğru yolda olduğunu bir kez daha gösterirken son iki yıldır Beşiktaş’ı çıkmaz sokağa sokan zihniyet bunun hesabını vermeli!

Fırtına sonuna kadar hak etti (Erman Özgür)
Maçın yarım saatlik bölümü iki takım için de üretkenlikten uzak, biraz daha Beşiktaş’ın kontrolünde geçti. Arayan Beşiktaş, sabreden ve fırsat kollayan Trabzonspor’du. Aradığı fırsatı da Sosa’nın frikiğinde buldu. Arjantinli, öyle bir top kesti ki Dorukhan’a hatayı yaptırdı ve gol geldi.

Bu golle özgüveni anında çöken Beşiktaş’a karşı Trabzonspor oyunu da dengeledi. Sosa bu kez akan oyunda denedi, yine şansı yanındaydı, top Necip’e çarptı ve maç bir anda 2-0’a geldi.

Beşiktaş özellikle Boyd, Nkoudou, Dorukhan gibi oyuncularının vasatın bile altında kaldığı ilk yarıda büyük hayal kırıklığı ile soyunma odasına gitti. İkinci yarı oyun Trabzonspor’un oyunu oldu.

Tel tel dökülen Beşiktaş’a, Nwakaeme’nin ortasında Sörloth’la bir darbe daha vurdular. Güven her ne kadar farkı 2’ye indirse de Nwakaeme attığı harika golle fişi çekti.
Fırtına galibiyeti sonuna kadar hak etti.

Gecenin sorusu (Erman Özgür)
Abdullah Avcı’nın geçtiğimiz haftasında bahsettiği iyi sinyaller nedir? Bu sorunun cevabını henüz Abdullah Avcı’dan başka bilen biri yok. Çünkü Beşiktaş ne top rakipte ne de kendindeyken iyi bir görüntü vermiyor.

Maçın starı (Erman Özgür)
Sosa maçın hikayesini takımı adına yoktan var ettiği gollerle çeviren oyuncuydu. Dinlenmiş bir Sosa futbolu seven herkesin en keyif alarak izleyeceği bir oyuncu olduğunu hatırlattığı bir maç oynadı.

Maçın olayı (Erman Özgür)
Abdullah Avcı’nın Necip, Boyd seçimleri, Beşiktaş’ın 3. deplasmanında mağlup olmasını bir kenara bırakıyorum doğru dürüst pozisyon bulamadığı dağınık görüntüsü gecenin olayıydı.

Kısa mesaj (Erman Özgür)
Ünal Karaman’ın Trabzonspor’u Avrupa Kupası oynamasaydı bu kısıtlı kadroya rağmen formsuz şampiyonluk adayları arasından sıyrılması sürpriz olmazdı.

Palabıyık'ın kolay maçı (Deniz Çoban)
Dün akşam oynanan maçta çok fazla kritik pozisyon yaşanmamış olsa bile hakem Ali Palabıyık açısından çok kolay bir maç olmadı. İkili mücadelelerin fazla olduğu ve fiziksel temasların çokça yaşandığı maçta, hakem çaldığı düdükler ve yerinde kullandığı kartlarla oyunu elinde tuttu. 90 dakika boyunca dikkatli tutumu sayesinde maçı başarılı bir şekilde tamamladı.

25’de Burak’ın serbest vuruşunda top barajdaki Novak’ın kolundan döndü. Novak’ın kolları doğal konumdaydı, vücudunu genişletmiyordu. Dolayısıyla devam kararı doğruydu.
42’de Trabzonspor’un Sosa ile bulduğu golden önce ofsayt itirazları oldu. Ofsayt itirazı olan atak tamamlanmış ve top kaleci Karius’un ellerinde tamamlanmıştı. O atak tamamlandıktan sonra Beşiktaşlılar'ın kaptırdığı top sonrası gelen gole ofsayt itirazı yapmak çok mantıklı değil. Bu pozisyon protokole göre VAR değerlendirmesi dışında bir pozisyon.

Türk işi tiki taka! (Serkan Akcan)
La Liga’da izlemeye alışık olduğumuz Atletico Madrid-Barcelona maçının Türk versiyonunu izledik aslında. Trabzonspor çok net bir futbol oynuyor, akıcı ve anlaşılır. Bu eşleşmede Atletico Madrid rolü Kuzey’in çocuklarının oluyor. Bilinçli olarak biraz fazla faul yapıyorlar. Bu da Beşiktaş gibi topa yatkın olmaya çalışan takımlara karşı kaybedilen toplardan sonra geri koşuların sayısını azaltmak, tempoyu düşürmek adına yapılıyor.

Beşiktaş ise Güneş’ten sonra acayip bir bocalama sürecinde. Abdullah Avcı’nın Beşiktaş’ta oynatmaya çalıştığı oyunun tam adı olsa olsa ‘Türk işi tiki-taka’ olabilir. Rakip kaleden uzakta ilginç bir pas oyunu oynuyor Beşiktaş ve şut atmak öncelikleri değil. Koca ilk yarıda Trabzon kalesine tek bir isabetli şut atamadılar. Sosa ve Nwakaeme Trabzonspor’u sahada ne oynadığını bilen bir takıma dönüştürüyor doğrusu. Sosa belki skora yaptığı katkıyla maçın en değerli oyuncusu olabilir ama Nwakaeme büyük kalite, çok büyük yetenek.

Gecenin sorusu (Serkan Akcan)
Başakşehir’le 34 haftada 22 gol yiyen Abdullah Avcı’nın Beşiktaş’la çıktığı 7 maçta 16 gol yemesi normal mi?

Maçın starı (Serkan Akcan)
Sosa yaş aldıkça kalitesini yükseltiyor. Trabzonspor’un iki golüne doğrudan imza koymasının yanında koluna taktığı kaptanlık bandının da hakkını fazlasıyla verdi.

Maçın olayı (Serkan Akcan)
İlk 30 dakikayı şut atmadan geçiren Trabzonspor’un kalan bölümde 5 isabetli şuttan 4 gol çıkarması.

Kısa mesaj (Serkan Akcan)
Beşiktaş anormal bir süreç yaşıyor. Geçen sezon Güneş’le parlayan Güven sıradan bir oyuncu haline geldi, Karius hatalarıyla her maça damga vuruyor! Beşiktaş tam bir vasatlar takımına dönüşüyor.

Sonuç değil ancak skor şaşırtıcı! (Cem Dizdar)
Görünürde işler Beşiktaş lehine işliyordu. Çünkü... ‘Görevli’ Hosseini yapışmaya kodlandırıldığı Burak’ı takip ediyor, Burak içeri döndükçe onu takip edip alanını boşaltıyordu. Yapılması gereken o alana birilerini göndermekti ama belli ki Beşiktaş golü Burak’a atmaya kurmuştu kendini. Ancak Trabzon bekledi, fırsatı kolladı, üretti.

Nwakaeme kenarı açtıkça, o beğenilmeyen ‘Parmak çocuk’ enerji koydukça maç git gide Trabzon’a döndü. Sonrası malum, Sosa vurdu Beşiktaşlılar gol yaptı! Oysa istatistik topla oynayan olarak Beşiktaş’ı gösteriyordu ama görünen o ki, topu sadece eveleyip geveliyorlardı! 60 dakika organize tek hücum kurgulayamayan bir takım rakibi de doğrudan hücuma çağırır. Trabzon da bunu kullandı ve zorluk derecesi yüksek bir maçta istediğini elini kolunu sallayarak buldu.

Bu elbette ilk olarak oyunun gücüyle doğrudan ilgili. Yine de ekleyelim, Beşiktaş’ın ‘iş yapacak’ halinin olmaması da ihmal edilemez bir parametredir. Sonuçta, Trabzonspor için belki sonuç değil ama skor şaşırtıcı. Beşiktaş için hemen her şey şaşırtıcı olsa gerek!...

Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Trabzon sahada ve top oynuyor, ya Beşiktaş? Gören var mı? Burak’ı, Nkoudou’yu, Diaby’i? Bu oyun sadece oyuncu yetersizliği ya da teknik adamla açıklanabilir mi?

Maçın starı (Cem Dizdar)
Şüphesiz Sosa. Sadece gollere neden olan işleri nedeniyle değil maçı takımı adına planlayıp, arkadaşlarını oyuna alan tarzı nedeniyle...

Maçın olayı (Cem Dizdar)
Transferde açıkladığı limiti yüzde elli aşan bir takım bu denli etkisiz oyuncuyu nasıl bir araya getirebilir? Ve... Bir hafta önce taraftarının kızıp köpürdüğü Trabzon için yüzü kızaran var mı?

Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Trabzon tüm eksiklerine rağmen kendini onarıp yoluna devam ediyor ama Beşiktaş gün be gün eriyor. Ve bu gidiş düzelmesi imkansız bir koşu gibi; ‘Amok koşusu’...

Yok (Orhan Yıldırım)
Başkanı yok, hocası da öyle. Yeni transferler kayıp. Takım sahada ama ruhu yok. Kenardan hamle yapıp maçı çevirecek isim ara ki, bulasın. Ekibin başında lider oyuncu yok... Yok, yok, yok!... Durum böyle olunca puan da yok. Avcı, oynattığı futbol ve aldığı sonuçlar ile kredisini tamamen tüketti.

Ünal Karaman, doğru kadro ve tercihleri ile istediğini rahat almasını bildi. Tribünlerde kocaman pankart: Dik oyna. Sahada iki takım, tam aksine; hep yanlara oynadı. Dev maçın ilk dakikalarında, öne çıkan olmadı.

Trabzon rakibi kendi sahasında karşılayıp, kontra denemelerinde bulundu. Çok pas yapan Kartal, yine karşı kaleye inemedi. Topu dolandırıp durdu.

Sosa etkisi (Orhan Yıldırım)
Her geçen dakika orta alanda sıkışan oyuna kaptan müdahale etti. Sosa’nın, 31’de kullandığı serbest atışta, Dorukhan’ın ters vuruşu ağlara gitti: 1-0. Golün ardından Nwakaeme’nin şutu yan direkten döndü. İlk yarıda son sözü yine Arjantinli söyledi. Bu kez uzaktan çok sert vurup durumu 2-0 yaptı.

Kalite farkı (Orhan Yıldırım)
Beşiktaş’ın yeni transferlerinin takıma katkısı yok. Eskilerin güveni gitmiş. Burak istediği topları alamadı. Atiba hariç orta alanda direnç gösteren de olmadı. Gökhan ve Caner’in çıkışları yetersiz kaldı. Savunma sürekli kademe hatası yaptı.

Buna karşılık Karadeniz temsilcisi derli toplu oynadı. Sosa takımı yönlendirdi. Novak ve Pereira kanatları iyi kapattı. Nwakaeme tehlikeli bindirmeler yaptı. Sörloth defansı çok rahatsız etti.

Fırtına affetmedi (Orhan Yıldırım)
Trabzonspor 64’te Sörloth ile farkı üçe çıkardı: 3-0. Golde VAR belirleyici oldu. Oyuna sonradan giren Güven 79’da durumu 3-1’e getirip umut oldu. Ancak, Nwakaeme 88’de attığı şık gol ile noktayı koydu: 4-1.
