Fanatik yazarlarının Trabzonspor - Fenerbahçe maçı yorumları

Sahadan sildi farkı kaçırdı (Mehmet Demirkol)
Trabzonspor’un, dizilişler gereği kağıt üzerinde orta sahanın merkezinde 3’e 2 üstünlüğü vardı ama sahaya yansıyan fark çok daha büyük oldu. Hem de çok. Topal’ın hamlığı, Ayew ve Valbuna’nın kopuk oyunları ev sahibine kesin bir üstünlük verdi. Fenerbahçe tek planı olan 2. topları hiç alamadı.

Ev sahibiyse hızlı bir şekilde rakip yarı alana geçti. İlk yarıda çok fazla uzak şut denemeleri, baskıdan hak ettikleri sonucu çıkarmalarını engelledi. Tabii Harun’un performansı da. Fenerbahçe 2. topları neredeyse hiç alamadı.

Trabzonspor, ikinci yarıda bunu değerlendirip ceza sahası içine çizgiye de inmeye de başladılar, Fenerbahçe’yi sahadan sildiler.

Olgun akında sağ bekin ortasında sol beke gol attırıyorsanız zaten neyi başardığınız meydandadır. Tarihi farka yaklaştılar. Ama son 10 dakikada oyunu soğutamamaları da beraberliğe patlayabilirdi.

Gecenin sorusu (Mehmet Demirkol)
Valbuena neden önde oynamıyor? Bu adama savunma görevlerini hem de kanatta vermek neden?

Maçın starı (Mehmet Demirkol)
Yusuf Yazıcı. İlk yarıda skor yapmayı çok istedi. İkinci yarıda iyi oyununu forvet zihniyetinden 10 numaraya evirdi. Fark yarattı. Oyunun merkezinde hep o vardı. Harun ve Novak’la birlikte maçın en iyisiydi.

Maçın olayı (Mehmet Demirkol)
Slimani... Bir maç yazısında ‘Frey mi gerçekten mi?’ diye sormuştum Comolli’ye. Frey’i Slimani kurtarıyor. Gol bölgesinde etkisi sıfır. Bir de üstüne 3 metreye pas atamayıp 2. golü yedirdi. Akıl almaz bir hayal kırıklığı.

Kısa mesaj (Mehmet Demirkol)
Trabzonspor altyapıdan gelen delikanlılarının gelişimini bu seviyedede devam ettimeyi başarırsa bu ekonomik krizde önümüzdeki dönemde en avantajlı takım olur.

Trabzon futbolu görsele çevirdi (Cem Dizdar)
Futbolun değil de hafta boyunca hakem kararı ile VAR’ın tartışıldığı yurdumuzun en çok merak ettiği maçlardan biri... Nedeni malum, 3 Temmuz sürecinde yaşananlar. Lakin olanları unutmamış - tribüne geçmişi hatırlatan bir pankart gerildi ama bugün sahayı asla ihmal etmeyen Trabzon, tüm ilk devreyi elinde tuttu.

Büzülen Fenerbahçe iki kez çıkabildi. 2. devreye ilk devreden donanımlı çıktığı belli olan olan Trabzon, Hasan Ali üzerine gönderdiği Yusuf’un Abdülkadir’i geniş alanda ortayla baş başa bırakmasıyla Novak’la golü bulup maça bir başka boyut getirdi.

Ardından Valbuena’nın kayıp performansı Fenerbahçe’nin sol tarafını eritince Trabzon’un iştahı iyice arttı. Topu alıp maçı gösteriye dönüştürdüler ama usta Sosa sahneyi alana kadar onca golü kaçırdılar.

Trabzon’un bu kadar iyi oynadığı bir maçı son andaki tedirginliğe getirmiş olması üzerine epey düşünmesi gerek sanırım.

Gecenin sorusu (Cem Dizdar)
Bir takım, Trabzonspor, böyle oynayabiliyorsa bu oyun neden sürdürülemez? Nedenlerden biri ‘kesilen oyuncular’ mı yoksa büyük maç oynama motivasyonu mu?

Maçın starı (Cem Dizdar)
Sahada takımına akıl yerleştiren Sosa, yardımcısı Onazi ve bu ikilinin beslediği Yusuf. Takımının daha fazla gol yemesini engelleyen Harun’a da mansiyon...

Maçın olayı (Cem Dizdar)
Trabzonspor’un o kadar pozisyon bulmasına rağmen oyunu koparan golü geç bulmuş olması.

Kısa mesaj (Cem Dizdar)
Ne güzel bir maç izledik... İzleyeni bu denli memnun eden bir maç için stadyumdaki herkese (su atanlar hariç) teşekkür borçtur.

Harika oyun, adil sonuç (Zafer Büyükavcı)
3’ü isabetli 12 şutu vardı Trabzonspor’un ilk yarıda... Fenerbahçe’nin ise sadece 2.. Onlar da dağlara taşlara... Yusuf Yazıcı vurdu, Harun Tekin çıkardı. Aynı Harun bir de Hugo’nun penaltısını kurtardı. Ezici üstünlüğü vardı ev sahibinin, ama golsüz bitti devre. İlk yarıda çok yoruldu, oyundan düşer diyorduk Trabzon için...

Koştukça açıldılar, açıldıkça koştular. Tek kale oynanıyordu artık maç. Bir sağdan bir soldan geliyordu Karadeniz ekibi. Fenerbahçe tüm hatlarıyla resmen bir ‘Acemiler Mangası’na dönüşmüştü. 3 metreye pas veremiyorlardı. Novak ve Sosa ile 2’yi bulan ev sahibi; Onazi, Novak ve Abdülkadir ile 3, 4, 5’i kaçırdı. Frey’in golü, konuk takım için kâbus dolu gecenin tek tesellisiydi.

Gecenin sorusu (Zafer Büyükavcı)
Hangisi Fenerbahçe? 82 dakika yokları oynayan mı, yoksa 8 dakikada 1 gol bulup ikincide direğe takılan mı? Koeman, o 8 dakikayı artırabilir mi? Bu kadro, bunu başarabilir mi?

Maçın starı (Zafer Büyükavcı)
Yusuf, Abdülkadir, Pereira, Novak süperdi... Fakat bu gün bu maçta sadece 2 gol atabilmişse Trabzonspor, bunun tek nedeni Volkanvari oynayan Harun Tekin’di.

Maçın olayı (Zafer Büyükavcı)
82 dakika rakibini ezen Trabzonspor, son 8 dakikada sahada yoktu. Bu süreçte Fenerbahçe direklere takılmasa, şahane oyunları heba olup gidecekti.

Kısa mesaj (Zafer Büyükavcı)
İki takımın U21 maçını izlediniz mi? En azından özetlerine bir bakın! O yaştaki çocukları kim bu hale getirdi? Ve en zor soru; PFDK bu maçla ilgili ne karar verecek?

İlke imza attı (Serhat Demirtaş)
Trabzonspor daha önce de bu seviyeye yakın bazı performanslar ortaya koymuştu. Ancak sürekliliği olmayınca bazı iyi oynadığı maçları bile kaybetti. Fakat dün gece başkaydı. Ünal Karaman’ın öğrencileri dün ilk kez bu kadar süreklilik gösterdiler, motivasyonlarını kaybetmeden mücadele ettiler.

Tabi bunda bir büyük maç oynuyor olmanın etkisi çok büyük ama sonuçta kötü sezon geçirse de Fenerbahçe’ye karşı bunu başarmak kolay iş değil. Sahadaki futbolcular, kelimenin tam anlamıyla tribündeki taraftarları yordu. Tamam, bu performansı sezona yaymak hiçbir takımın başarabileceği bir iş değil.

Fakat biraz daha bu maçı baz alarak yapabileceklerini görmeleri Bordo-Mavililer’e eminim seviye atlatacaktır. Sonuçta Karadeniz temsilcisi her açıdan çok hak edilmiş bir galibiyete imza atarak krizlerden çıkmayı başardı.

Gecenin sorusu (Serhat Demirtaş)
Trabzonspor’un böyle iştahlı oynaması için sürekli Fenerbahçe ya da Galatasaray gibi devlerle mi karşılaşması lazım!

Maçın starı (Serhat Demirtaş)
Trabzonspor’da 1-2 kişiyi öne çıkarmak takım performansına haksızlık olur. O yüzden Fırtına komple maçın tartışmasız starıydı.

Maçın olayı (Serhat Demirtaş)
Rodellaga’nın penaltı kaçırdığı andan sonra golcü oyuncu çok içine kapandı. O penaltı olmasa dün geceye imzasını atanlar arasına girebilirdi.

Kısa mesaj (Serhat Demirtaş)
Trabzonspor taraftarı rakiple uğraşmayı bırakıp kendi takımına konsantre olunca çok etkili olacağını gösterdi

Enerji ve yetenek (Umut Eken)
Galatasaray maçıyla başlamıştı Fenerbahçe'nin ayağa kalkışı. Hatta o maçın ikinci yarısıyla. Valbuena'nın varlığıyla.
Anderlecht ve Alanya maçında da senaryo farklı değildi. Fransız'ın sahada oluşu, sezon başından bu yana olmayan bir katkı olarak Fenerbahçe'yi bir üst seviyeye taşıdı. Bu ekstra güç, Trabzon'da tuzla buz oldu.

Joao Pereira'nın bindirmeleri, Abdülkadir'in müthiş enerjisi.. Sağ kanada yıkılan diğer Trabzonlular ile birlikte Valbuena resmen buharlaştı. O kadar çok geri koştu ki, hücum için enerjisi kalmadı. Topla da buluşamadı. Fenerbahçe'nin çok aleni bir organizasyon sorunu vardı. Takımın en yeteneklisini topla bile buluşturamadı.
Öte yandan Sosa, Abdülkadir, Yusuf üçlüsü... Fenerbahçe'de yetenekleri bakımından şu üç oyuncunun düzeyine yaklaşacak bir grup yoktu.

Bu düz takımda sadece enerjisiyle varolan Frey'in varlığını düşünün. Forvet arkası oynarken üstelik. Ayaklarına hakim olamayan, arkadaşlarına duvar olamayan Slimani'yi de katın. Çoğalamadı Fenerbahçe, gidemedi, gücü yetmedi.
Trabzon'da o kadar çok dripling yapabilen oyuncu var ki, Fenerbahçe sürekli geri koşmak zorunda kaldı. Takımın enerjisi kalmadı. Ev sahibi, iki beki Pereira ve Novak'la birlikte toplu halde ilerledi. Trabzonspor hep ileride kalınca, enerjisini de ekonomik kullandı.

Bir ara Fenerbahçe adına orta sahada öyle bir trajik tablo vardı ki, Trabzonspor 30 saniyede bir atak tazeler hale geldi.
Koeman, bu teslimiyete niyahet Mehmet Ekici hamlesiyle müdahale etti. Sonrasında da durum dengelendi.
Fenerbahçe, maç boyunca yapamadığını son 10 dakikaya sığdırdı. Trabzon kalesini tehdit etti. Golü de buldu. Ancak skorun değişmesine ne zaman yetti, ne de Fenerbahçe'nin enerjisi.

Trabzonspor için durumu belirleyen en önemli şey önce enerjisi, ardından da yetenekli ayaklarının performansıydı. Fenerbahçe ise çok düz, yaratıcılıktan uzak, yorgun. Frey'in forvet arkası oynadığı bir takımdan bahsediyoruz! Aksi bir skor sürpriz olurdu.

Halil Umut Meler’den sorunsuz performans (Deniz Çoban)
Hakemlik kariyerinde ilk defa Trabzonspor’un üç büyük takımla oynadığı maçta sahaya çıkan Halil Umut Meler, rahat bir maç çıkarttı. Sahadaki oyuncular centilmendiler; hakeme ve rakibe karşı saygılı bir oyun oynadılar. Bu nedenle Meler, oyunda kendisini zor durumda bırakacak pozisyonlarla karşılaşmadı.

22. dakikada çaldığı penaltı düdüğünde haklıydı. Slimani’nin kolu başının üzerine kadar kalkmıştı ve doğal konumda değildi. Ancak penaltı kararı öncesi Abdülkadir’in düşüşüne çalınan faul hatalıydı. Elif Elmas’ın Abdülkadir’e faulü gerektiren bir teması olmamıştı. Her şeye rağmen Meler kendisi için basamak sayılacak bu maçı sorunsuz geçti diyebiliriz.


Böyle oynarsa şampiyon olur.. (Mehmet Ali Sabuncu)
Son haftalarda kendine gelen Fenerbahçe, galibiyet için Trabzon’daydı. Kulübede zor günler geçiren Ünal Karaman’ın 11’inde Onur ile Burak yoktu! Gelelim maça; 2’de sağdan Pereira ile başlayan atakta topa Rodallega’dan önce Harun sahip oldu.

8’de Yusuf’un uzaktan şutunda top direğe sürtüp dışarı gitti. 17’de soldan Hasan Ali ile başlayan atakta Valbuena’nın şutunda Trabzon defansı başarılıydı. 25’te Abdülkadir Eljif tarafından düşürüldü. Yusuf’un atışında barajdaki Slimani topa elle dokundu, verilen penaltıyı Rodallega kullandı. Harun kurtardı, dönen topu Abdülkadir dışarı attı.

39’da Eljif’in derin pasında Frey’den önce Novak topa sahip oldu. 41’de Valbuena’nın pozisyonunda alakasız faul çalan Halil Umut Meler taraflı tarafsız herkesi güldürdü! 45’te Yusuf’un isabetli şutunda Harun bir kez daha gole izin vermedi. Trabzonspor’un üstün futbolu ile geçen ilk yarı golsüz bitti.

Atak üstüne atak (Mehmet Ali Sabuncu)
50’de Trabzonspor’un ikinci yarıda da devam eden futbolu tabelayı değiştirdi. Pereria’nın ortasında Ayew’in üstünden iyi yükselen Novak, Harun’u avladı: 1-0.58 ve 59’da Abdülkadir ve Novak’ın isabetsiz şutları dikkat çekti.

61’de Abdülkadir’in şutu üst direkte patladı. 75’te Sosa’nın uzaktan falsolu şutunda olan gol müthişti: 2-0. Pozisyonda Slimani’nin çalım yediği Sosa’yı kovalamaması büyük tepki çekti.

82’de Ayew ile başlayan atakta Barış’ın pasıyla topla buluşan Frey farkı bire indirdi: 2-1. 85’de Frey ve Slimani arka arkaya direkte topu patlattı.

Harun müthişti (Mehmet Ali Sabuncu)
Maç bu sonuçla sona erdi. Trabzonspor belki de bu sezon en iyi ve en etkili futbolunu oynayarak Malatya hezimetini unutturdu. Tüm takım müthişti. Fenerbahçe ise her yönüyle çok kötüydü, son 10 dakika toparlandı ama yetmedi. Takımda iyi olan tek unsur kaleci Harun’du. Tarihi farka engel oldu!

Erwin Koeman ile de olmayacak (Metin Tükenmez)
Dünya gözü ile izlediğim, Trabzonspor-Fenerbahçe maçları tarihinin sarı-lacivertli takım açısından en kötü karşılaşmasına tanık olduk. Fenerbahçe’nin, Trabzonspor karşısında bu denli çaresiz kaldığını hiç görmemiştim. Oysa milli maç arasından önce Trabzonspor 5-0’lık bir yenilgi almış, hocası istifa konumuna gelmişti. Fenerbahçe ise çıkış yapacak, kaostan kurtulacak görüntüler vermişti.

Koeman’ın yanlış seçimi (Metin Tükenmez)
Futbolun nerede nasıl bir sonuç ortaya çıkaracağını kestirmek zor olsa da, bu bilinmezliğin nedeni biraz da teknik adamlara bağlı sanki… Yardımcı antrenör olarak Fenerbahçe’ye gelen Erwin Koeman öylesine kötü bir orta alan seçimi yaptı ki, Trabzonspor bu yüzden maçın 80 dakikasını Fenerbahçe kaşesinin önünde oynadı.

Maç Trabzonspor forvetleri ile Fenerbahçe savunması arasında oynandı (Metin Tükenmez)
Orta alanda haftalardır sakat olan Mehmet Topal seçimi, sonrasında ise yine haftalardır, hatta geçen yıldan bu yana sakatlıklarla uğraşan Mehmet Ekici’nin yanında savunması olmayan Valbuena’ya görev verince, Trabzonspor orta alanı hiçbir engel ile karşılaşmadan geçti. Maç bir ara Trabzonspor forvetleri ile Fenerbahçe savunmasının arasında oynandı.

Fenerbahçe orta alanı kontrol edemedi (Metin Tükenmez)
Görüntü böyleydi ama bu görüntünün altındaki neden Fenerbahçe’nin orta alanda rakibi durduracak hiçbir önleminin olmamasıydı. Fenerbahçe’nin Trabzonspor karşısında düştüğü durumu göz önüne aldığımızda ligin devamının Erwin Koeman ile de devam edemeyeceğini söyleyebiliriz. Fenerbahçe’nin teknik direktörünün seçimi Mehmet Topal’ın yerine Mehmet Ekici olamaz.

Valbuena geriden top taşıyamaz! (Metin Tükenmez)
Valbuena’nın etkili olabilmesi için topu ikinci bölgeden üçüncü bölgeye sağlıklı bir şekilde taşımak gerekir. Fenerbahçe bunu ne Topal ne de Ekici ile başarabildi. Dolaysıyla Valbuane geriye gelip topu ileriye taşıma rolüne soyundu. Bu durum da kaptırdığı toplar ile onu ski konumuna taşıdı.

Harun maçın adamı olursa… (Metin Tükenmez)
Son dakikalarda Fenerbahçe belki beraberliği yakalayabilirdi. Ancak takımın en iyi oyuncusunun kaleci Harun’un olması maçın nasıl gittiğine ilişkin zaten gerekli verileri ortaya koyuyor.

Fenerbahçe bir sayfa açmalı (Haşim Şahin)
Fenerbahçe, Phillip Cocu döneminde bile bir maçın ilk yarısında bu kadar mahkum oynamamıştı her halde. Bu görüntünün ana nedeni Mehmet Topal'ın oyunun merkezinde, Slimani'nin de 3. bölgede "Etkisiz elema"na dönüşmeleriydi.
Memmet Topal maalesef asli görevinde kayıplardaydı ve her fırsatta defansın bir parçası olup firar etti nedense.

Gerçek şu, maçın son dakikaları hariç maçın genelinde Fenerbahçe'yi ilahlar, Harun ve Skritel korudu hezimete uğramaktan.
Bu Slimani bildiğimiz Slimani mi yoksa "Çakma" olanı mı gerçekten anlamış değilim. Asli görevini yapamadı üstüne üstlük bir de amatörce ve tartışılamayacak bir penaltıya neden oldu sorumsuzca.

Peki, sezon aşağı yukarı uçup gitmişken neden Mehmet Topal, Slimani'de ısrar edilir. Barış Alıcı, Mahsun Çapkan, Muhammet Albayrak bu aşamada veya böyle bir dönemde oynamayacaklarsa ne zaman oynayacaklar?
Cumartesi akşamı Beşiktaş'ın Dorukhan, Güven ve Fatih'ten aldığı verimi, takıma kazandırdıkları sinerjiyi de mi göremiyor Fenerbahçe yönetimi.


Açık açık konuşalım, dün akşamki maçın bu kadar mahkum oynanmasının ananedeni teknik heyetin tercih ve vizyonudur. Trabzonspor eğer dün akşam bu sezon bir takımı ilk kez bu denli sürklase ettiyse Sayın Ali Koç'un ciddi ciddi muhasebe yapmasının ve önümüzdeki sezon adına yeni ve reel adımlar atmasının zamanı gelmiştir artık.