Galatasaray'ın yeni transferi Erick Pulgar'ın bilinemeyenleri

Felipe Melo ve Fernando Reges'ten sonra aradığı savaşçı orta sahayı bir türlü bulamayan Galatasaray'da hasret sonunda bitti. Fiorentina'nın 28 yaşındaki ön liberosu Erick Pulgar, dün öğle saatlerinde İstanbul'a gelerek Sarı-Kırmızılı kulüple sezon sonuna kadar kiralık olarak sözleşme imzaladı. 

Şili Milli Takımı'nın da kaptanı olan Pulgar'ın saha içindeki yeteneklerini, onu yakından takip eden 90 Min. ve The Athletic yazarı Ali Rampling kaleme aldı. İşte öne çıkan detaylar:

1- Mücadeleci bir yapısı var

Fiorentina'da merkez orta saha olarak oynayan Pulgar, Şili Milli Takımı'nda ise üçlü orta sahanın en gerisinde hem süpürücü hem de oyun kurucu rolünü üstleniyor.

Daha önce Galatasaray'ı da çalıştıran Prandelli'nin "Çok güçlü" diye tanımladığı Pulgar, 'inatçı bir pitbull' olarak tanınıyor. Serie A'da bir sezonu 66 top kapma gibi yüksek bir sayıyla tamamlamayı başardı. Tecrübeli futbolcu ayrıca üçüncü bölgede de etkili. Sürpriz çıkışları, kaliteli pasları ve golleriyle dikkat çekiyor.

2- Çok yönlü bir orta saha

Erick Pulgar, profesyonel kariyerine ülkesi Şili'nin Antofagasta takımında stoper olarak başladı. 2014'te gittiğiUniversidad'da zaman zaman defansif orta saha olarak oynadı ve kendisini geliştirdi. 

Böylece Bologna'ya transfer olduğunda, hem milli takımda hem de kendi kulübünde ön libero artık birinci pozisyonu olmuştu. Fiorentina'da onu çok daha gelişmiş bir rolde izledik ve sahada çok yönlü bir orta sahaya dönüştüğünü gördük.

3- Mihajlovic: Benden iyi

Pulgar bir duran top uzmanıdır. İtalya'da harika frikik gollerine imza attı. 2019-2020 sezonunda sadece kornerlerden 7 asist yaparak müthiş bir silaha dönüştü. Hatta 2017-2018'de eski takımı Bologna formasıyla son takımı Fiorentina'ya kornerden direkt gol bile attı. 

Penaltı vuruşları da hiç fena değil. Eski hocası Mihajlovic,"Pulgar'ın vurduğu gibi penaltı atışı yapmak kolay değil. Serbest vuruşlarına bakarak, onun benden daha iyi olduğunu söyleyebilirim" demişti.

4- Hırslarıyla yaşayan biri

Bologna'da çok iyi bir dönem geçirmesine rağmen bununla yetinmedi.Hırslarını ortaya koymaktan asla çekinmedi."Kendimi geliştirmek için başka bir yere gitmeliyim" diyordu.

Hep daha fazlası adına savaşabilmek için kariyerini ileriye götürmeyi hedefledi. Bu sezon yeterince şans bulamadığı Fiorentina'ya ara verip yeni bir macera için Galatasaray'ı seçmesi kesinlikle şaşırtıcı değil. Onu isteyen kulüpler vardı. Ancak o yeni bir meydan okuma arıyordu.