Vasat oyun yavan maç

Haberin Devamı ›
Çünkü, yetenekli oyuncu sayısı fazla ‘pahalı takımlarla’ aradaki farkı kapatmanın tek yolu müdafaa oynama bilgisini geliştirebilmekten geçiyor. Hücum organizasyonları yetenekli ve haliyle pahalı oyunculara ihtiyaç duyuyor. Müdafaa öyle değil... Güçlü ve birbirine yakın oynayan oyuncu sayısını artırınca en azından beraberliği kurtarma ihtimali güçleniyor. Andorra gibi takımlar da kolay ulaşılır ve uygulanabilir bu bilgi nedeniyle ister istemez bu zorunlu yola giriyor. ‘Oynamak ve eğlenmek’ gibi bu oyunun varlık nedeni olan ilke ‘kazanabilmek için oynatma’ teziyle yer değiştirince ortaya da tatsız tuzsuz maçlar çıkıyor. Veriyorlar sana topu geçiyorlar geriye, ‘Bir fırsat çıkar belki’’ diye bekliyorlar.
Kaybettiği maçlar nedeniyle Dünya Kupası geleceğini ‘başkalarının kayıpları’na bağlayan Milli Takım zaman zaman 11 kişiyle kendi ceza sahası içine yığılan Andorralılar arasından topu geçirecek delik bulamadı. Şaşırtıcı olan dışarıdan atılan şut sayısının düşüklüğüydü. Bu tip oynayan takımlara karşı arkaya koşucular ya da driplingle içeriye kat ediciler değil de ‘vurucular’ daha çok iş yapar diye düşündürttü oyun düzeni bana.
Her takım ve her maç farklı düzenler gerektirdiğinden bu maçı, Macaristan maçının idmanı olarak düşünmek de doğru olmaz. Doğrusunu isterseniz tempoyu haliyle tansiyonu yükseltmeyi beceremeyen, Türkiye Ligi vasatını aşamayan milli takım,
“Gelecek için ümit veriyor” türünden cümleler kurmamıza izin vermiyor ne yazık ki!.. Günler, olumlu gelişmelere gebe gibi görünmüyor...