Oyun-skor dengesi

Haberin Devamı ›
Ama Rizespor’da Ferdi ve İbrahim Said’in dışındakilerin hepsi birer Tuncay’dı. Bu kadar Tuncay’la, bir Tuncay nasıl mücadele edecekti? Edemedi, 2 farklı skor doğdu.Bakın sonra ne oldu?Zico, Semih’i sahaya sürdü. Orta alandaki “kuru kalabalık” derler büyüklerimiz, “işe yaramazlar” anlamında kullanılır, işte bunlardan birini savunmaya çekti. Sonra o “kuru kalabalıktan” Aurelio’yu yanına çağırdı, Tümer’le bu bölgeyi daha “teknik” hale getirdi. Bir de Mehmet Yozgatlı, Ferdi’nin yol geçen hanına döndürdüğü sağ kulvardaki Serkan’ın yerine girdi. Tuncay’ın ilk yarıda cılız ama Zdravkov tarafından kaçırılan vuruşunu saymazsak, Fenerbahçe’nin kaleye ilk şutunu, 65’de Tümer attı. Rıza Çalımbay ise oyuna ilk müdahaleyi İbrahim Said-Hasan Uğur değişikliğiyle yaptı ki, o İbrahim Said, Ferdi’yle takımın en iyisi, en çok koşanıydı, orta alanın dinamosuydu, top çalma ve iyi kullanma gibi iki iyi özelliği vardı. Tribünden yorgun ya da sakat gibi gözükmedi. Vardı mutlak bir nedeni. Ama Hasan Uğur çok cılız kaldı, girerken çok acele etti, ilk buluştuğu topu da rakibe hediye. Semih’in golü de birkaç dakika içinde geldi.Sonra ikinci değişiklik. Kalkan tabela 53’ü gösterdi. Yani Rizespor’un en iyisi Ferdi’yi. Bunda da Rıza Çalımbay’ın hakkını yemeyelim ama yorgunluk ve sakatlık belirtisi yine tribünden gözükmedi. Bunun da açıklaması vardır elbet, ama fark 1’e inmişken ve Ferdi ile İbrahim Said avantajı ortadan kalkıp, bu arada Fenerbahçe’de Tuncaylar’ın sayısı artınca, Rizespor’da panik havası doğdu. Artı 4’le son 25 dakika böyle geçti. Fenerbahçe tek kale gibi ama etkisiz tamamladı bu bölümü. Tribünler heyecandan yerinde duramazken, gariptir bu baskıyla pozisyon bile bulamadan maçı tamamlamak zorunda kaldı.Sonuç şu: Rizespor, Süper Lig kalitesi üzerindeki bir saatlik oyunuyla galibiyeti anasının ak sütü gibi hak etti ve dedi ki: Bu lig daha çok su kaldırır.