Maçtan önce taraftar, başkan ve yönetimi istifaya davet etmek için protesto yürüyüşü düzenliyor. Stada geliyorsun boş tribünler. Sahada oynanan futbol keyif vermiyor. Kulübede ise tartışılan bir teknik adam. Takımın 11’ni saymaya gerek yok. Mourinho iş olsun diye oynatmadıklarını (İsmail, Yusuf, Osayi-Samuel, İrfan Can Kahveci, Levent Mercan) sahaya sürmüş. ‘Haksızlık yaptığım...’ dediği Cenk Tosun bu maçta bile ilk 11 çıkamıyor.

Son 30 dakika oyuna giriyor. Sahadakilere birkaç not düşelim. Yere göğe sığdırılamayan Skriniar, rakibin attığı golde yine hava topunu ıskaladı. Bu adamı Avrupalı görmüyor da biz mi görüyoruz? Talisca seneye problem olur. Fenerbahçe’nin onunla hızlı oynama şansı yok.

Sonuna geliyorlar

Tribünlerin ıslıkladığı En Nesyri, gol atmasına rağmen seneye bu takımda nasıl oynayacak? Szymanski ve Osayi-Samuel yolun sonuna geliyorlar sanki. Kaleci İrfan Can Eğribayat halı saha maçında oynar gibi kale önünde çalım yapıyor. Sahanın en iyisi İrfan Can Kahveci. Tadiç olsa oynar mıydı? Tartışılır. Sahadaki yerliler seneye forma şansı bulurlar mı? O da tartışılır.

Neyse ilk yarı duran, son 30 dakika hareketlenen Fenerbahçe en azından ligi galibiyetle tamamladı. Hem de maç boyu protesto yemesine rağmen. Benim asıl merak ettiğim Başkan Ali Koç. İstifası isteniyor, ısrarla görevine devam ediyor. Ediyor ama, takımının maçlarına gelmiyor. Neden? Bilen var mı? Hiç kendi takımının maçına gelmeyen başkan olur mu?

Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’ın şartlı ve sürpriz başkanlık açıklamaları gündeme bomba gibi düştü. Öncelikle şunu belirtelim. Başkan Ali Koç’un eski başkanı ziyaretinden sonra yorum yapanların ne kadar palavracı oldukları ortaya çıktı. İçerdeki gizli konuşmaları kamuoyuna yalan yanlış aktaranlar fena şişti. Hani Aziz Yıldırım bu yönetime destek vermişti? Hani ‘kongreyi erkene al’ demişti? Aslında Fenerbahçe’ye en büyük zararı kulübü ve yapısını bilmeyip sırf bu yüzden ceplerini doldurmaya çalışan çakma yorumcular veriyor.

İmzalar toplanmazsa...

Peki bundan sonra neler olur? Aziz Yıldırım’ın açıklamaları sonrası imza işi hızlanır. 16 bin 465 imza ve üstü toplanır mı? Bu rakam Ali Koç’u başkan yapan sayı.Fenerbahçeliler gidişattan memnun iseler, durum değişmez. Taraftar oy kullansa Başkan Koç’un hiç şansı olmaz.Ancak son kararı ve imzayı kongre üyeleri verecek. İmzalar toplanmazsa Fenerbahçe’yi yine sıkıntılı günler bekleyecek. İmzalar toplanırsa, Başkan Ali Koç kongre kararı alıp aday olacak mı?

Bir an önce olmalı

Aziz Yıldırım resmen başkanlığını açıklarsa Mahmut Uslu, Hakan Bilal Kutlualp, İlhan Ekşioğlu yönetimde olurlar. Sadettin Saran bana göre aday olmaz. Fenerbahçe’de ‘YILDIRIM harekatı’ başladı. Bakalım bu harekat Fenerbahçe’ye neler kazandıracak, neler kaybettirecek? Ama ne olacaksa bir an önce olmalı. Çünkü Fenerbahçeliler’in sabrı taşmak üzere...

Rakip küme düşmüş, hedefsiz bir takım. İşte o takım Fenerbahçe’ye futbol dersi verdi. Maçtan önce, ‘Fenerbahçe bu 90 dakikayı idman havasında oynar ve rahat kazanır’ diyorsun. Mourinho’nun 11’ni konuşmaya gerek yok. Seneye kadroda olmayacaklar sahada, seneye kadroda olacaklar kulübede. İrfan Can Kahveci, İsmail Yüksek, Yusuf Akçiçek niye yoklar? Bu Mourinho ile yol almak çok zor. Maç mı? Düşünün ilk 15 dakikada Fenerbahçe takımı 5 defa ofsayta düşüyor. Oyun belli. Kostiç, Tadiç soldan, Oğuz sağdan ortalayacak, Dzeko ve En-Nesyri kafa veya şut ile gol atacak. Bu arada Talisca da bu düzende zor sahneye çıkar.

Temposuz ve 10 kişi

Rakibin kaptırdığı top olmasa Fenerbahçe golü de zor bulacaktı. Devre biterken Mert Müldür son adam diye kırmızı gördü, şaşırdık. Skriniar ceza sahasında Burak Yılmaz’ı düşürdü, hakem penaltıyı es geçince yine şaşırdık. Devre 1-1 bitti. Takım temposuz ve 10 kişi. Bir teknik adam takımına el atmaz mı? Ne gezer. Sonra piyangodan (!) çıkan kaleci Ertuğrul’un büyük hatası ile ev sahibi öne geçti. Ardından takımın en kötülerinden Skriniar (transferi düşünülmeli) bir penaltı yaptırdı, fark 2’ye çıktı. Sonra Mourinho uyandı sırayla Szymanski, İrfan Can, Osayi, İsmail Yüksek ve Cenk Tosun’u oyuna aldı.

Sonuç skandal

Skriniar sahneye çıkıp bir gol daha yedirince Fenerbahçe küme düşen Hatayspor’dan fark yedi. Sonuç skandal. Bu sonuçtan Mourinho ve Sarı-Lacivertli futbolcuların utanmaları gerek. Utanırlar mı? Hiç sanmam. Bu maçta şunu gördüm. Vücut dili, sahaya sürdüğü 11 ve oynattığı futbola bakınca Mourinho galiba gitmiş (!) diyorum. Yanılıyor muyum?

Sezon içinde takım kurarken sürekli “papatya falı” açan Mourinho’nun akıbeti meçhul. Fenerbahçe yönetimi yüksek tazminatı yüzünden radikal karar alamıyor. Mourinho’nun verdiği en büyük zarar ise takımın iskeletini oluşturmayışı oldu.

İsmail Kartal’ın bilinen 11’ine gerekli takviyeler yapılmasına rağmen Fenerbahçe sezon içinde bir türlü ideal takım kuramadı. Temmuz ayında Şampiyonlar Ligi ön elemeleri var. Ardından lig başlayacak. Zaman çok fazla yok. Peki bu takım önümüzdeki sene nasıl bir ideal 11 kuracak? Bugünkü kadrodan Talisca ve Fred dışında yeni kurulacak takımda hangi oyuncu “banko” oynar? Mourinho kalırsa hiçbiri. Bu takımın kalecisi kim? Sağ bek, sol bek, stoperler kimler? Orta sahada kim kalacak, kim gidecek, yerlerine kimler gelecek? Kanatlarda kimler oynayacak? İyi bir santrafor alınacak mı?

Kim oynayacak...

Başkan 4-5 yıldız takviyesinden bahsediyor. Bu yıldızlar belli mi? Belli değilse transfer kararını kimler verecek? Bu takım yeniden sil baştan mı olacak? Her sene yeni takım, her sene yeni oyuncular ile tepeden tırnağa değişecek 11, nasıl başarıyı yakalayacak? İşte yeni sezon öncesinde Fenerbahçe ’yi bekleyen en büyük tehlike bu belirsizlik. Livakoviç, Skriniar, Becao, OsayiSamuel, Carlos, Amrabat, Tadiç, Kostiç, Szymanski, Dzeko, Djiku, Maximin için ‘Gidecekler’ diye haberler çıkıyor. Bu haberler doğruysa sahada Mourinho ve ekibi mi oynayacak, yoksa kulübede yüzüne bakmadıkları mı? Başkan hala kimler imza attı, kimler atmadı peşinde. Taraftarın çıldırma noktasına gelmesi, boşuna değil...

Kim ne derse desin, bugün Ali Koç istenmeyen başkan durumuna düştüyse bunun ilk sorumlusu Jose Mourinho’dur. Geldiği günden beri bir dediği iki edilmeyen, istediği her futbolcu alınan, verdiği demeçlere karışılmayan, Samandıra’nın tek patronu olan Portekizli kısacası iflas etmiştir. Sezon boyunca Fenerbahçe’ye bir oyun planı oturtamamış, ideal bir 11 belirlemediği gibi her hafta sahaya süreceği takım için ‘papatya falı’ açmıştır. Kötü futbol ve her hafta değiştirdiği 11’ler kendine sorulduğunda küstahça cevaplar vermiş, sürekli gündem değiştirmeye çalışmıştır.

Bu kafayla başarılı olamaz

Kibir abidesinin, önümüzdeki sezon değişeceğinin garantisini kim verebilir? Fenerbahçe bu teknik adamın yapısı ve kafası ile başarılı olamaz. Sarı-Lacivertli futbolcuların da hocaya çok inandıklarını, onu çok sevdiklerine inanmıyorum. Bütün bir sezon forma adaleti sağlamayan, takımı bir 3’lü bir 4’lü defans ile sahaya süren Mourinho kaçan şampiyonluğun başrol oyuncusudur. Ona gelen transfer haberlerini çok dikkate almayın.

İşe Mou’dan başlamalı

Son 10 senede performansı iyice düşen, her gittiği yerde problem yaratıp, tazminat kovalayan bu Portekizli’yi Avrupa’da isteyen henüz yok. Bakalım Fenerbahçe onun için ne düşünüyor? Başkan Ali Koç, göreve devam etmeyi düşünüyorsa, işe Mourinho’dan başlamalıdır. Yola yeni ve iddialı bir hoca ile devam etmek varken, kimse alışılmış Mourinho senaryolarını ne izler, ne dinler. Sahi Mourinho’yu sizce isteyen var mıdır?

4-5 hafta öncesine kadar evinde kapalı gişe oynayan ve şampiyonluk hesapları yapan Fenerbahçe’yi yine kara bulutlar kapladı. Bitime 3 hafta kala yarışa havlu atan Fenerbahçe bu defa kendi sahasında boş tribünlere, protestolar altında oynadı. Ligin flaş takımı Eyüp, sezonu erken kapatmış havasındaydı. Kendi sahasında sürekli hazırlık pasları yapan misafir takım ofansif futbolu beceremedi. Fenerbahçe ise bildiğiniz gibiydi. Tadiç, Kostiç soldan, Oğuz Aydın sağdan orta yapacak En Nesyri kafa vuracak, Talisca kaleyi gördüğü yerden şut atacak, Fred ve Szymanski bir görünüp bir kaybolacak, Djiku yine hatalar yapacak, son bölümde Dzeko gol atsın diye oyuna girecek. İşin özeti bu kadar. Bu görüntüdeki bir takımın hızlı ve iyi futbol oynamasını da beklemek hayalcilik oluyordu. Şimdi böyle futbol oynayan bir takımın hocasına ve oyuncularına bir sezon sonrası için nasıl güvenir, nasıl yola çıkarsın? Mourinho’ya sormak lazım havaya attığın paraların üzerinde Cenk Tosun ve Yusuf Akçiçek’in(1 dakika kala oyuna aldı) resimleri(!) yok mu?

Yönetim mi, Mourinho mu!

Golü atan En Nesyri’yi, Tadiç’i ve Szymanski’yi yuhalatmak için mi, dışarı alıyorsun? Futbol izlemeye değil, protesto için gelen Sarı-Lacivertli taraftarlar 90 dakika Başkan Ali Koç’u istifaya davet ettiler. Fenerbahçe’nin mabedi Kadıköy artık eski havasından uzak ve boşalmış bir durumda. Peki o zaman soralım: Kadıköy’ü kim boşalttı? Yönetim mi, futbolcular mı, yoksa Mourinho mu?

Fenerbahçe evinde son derece sıkıntılı bir maça çıkıyor. Bu 90 dakikanın zorluğundan değil, tribün gerginliğinden kaynaklı. Şampiyonluğu yine kolay yoldan ezeli rakibine kaptıran (mucize olmazsa) Fenerbahçe’de geçerli mazeretler de kalmadı. Rakip Eyüpspor’un Avrupa’ya gitme ümidi var.

Bu yüzden Arda Turan’ın ekibi Kadıköy’e kazanmak için gelecek. Fenerbahçe’de dikkat ederseniz artık Jose Mourinho’nun sahaya süreceği 11’i merak eden yok. Çünkü yine paraları havaya atıp (!) bir takım yapacak. Sadece cezalı Amrabat ve İsmail Yüksek kadroda olmayacak. Bakalım Portekizli’nin bu maçtaki sürprizleri neler olacak? Bakarsınız Levent Mercan formayı kapar.

Gerçekten düşündürücü

Görüldüğü gibi sezona hocası ile büyük ümitlerle başlayan Fenerbahçe’nin bugünkü hali gerçekten düşündürücü. Kadıköy’de şüphesiz maç önü, maç içi, maç sonu alkışlar ve protestolar olacak. SarıLacivertli taraftarlar alkışı hak edenleri ödüllendirecek. Bakalım protestolardan kimler nasibini alacak? Başkan Ali Koç maça gelir mi? Hiç sanmam. Her ne kadar taraftarın ilk adresi yönetim olsa bile, ben takımı bu duruma getiren kişinin tartışmasız Mourinho olduğunu düşünüyorum. Bakalım bugüne kadar tribünlerin hedefinde olmayan Portekizli hoca da protestolardan nasibini alacak mı? Ne dersiniz...

Mourinho yine takımın yarısından fazlasını değiştirmiş, 3’lü defansa dönmüş, Amrabat’ı bu 3’lünün içine yerleştirmişti. İlk 11’i ve oyun planı belli olmayan bir takımın göze hoş gelen futbol oynaması beklenemez. Sonuç bir yana Mourinho bize bunu anlatsın. Devre biterken İsmail Yüksek’in nefis asistini bu defa sağda oynayan Mert Müldür akıllı bir vuruşla ağlara gönderince Fenerbahçe derin bir “oh” çekti. Fenerbahçe’nin futbol aklı kimse tebrik(!) etmek lazım.

Diego Carlos diye bir stoper almışlar, inanılır gibi değil. Futbolcu mu, güreşçi mi, anlayamadık. Girdiği her pozisyon faul. İlk yarı sahada kaldıysa hakeme dua etsin. Gitmiş yine Euro’lar. Devre biterken Tadic ile Talisca’nın saha içi kapışması takım içi gerilimin de zirvede olduğunun göstergesiydi.

Sonu da belli oldu

Mourinho devre arası şans eseri sahada kalan Carlos’u dışarı alıp Osayi’yi defansa çekti. İlk 45 dakikadaki havalı Başakşehir, ”Lay lom“ oyuna devam edince Fenerbahçe, Skriniar ile 2’nci golü buldu ve maçın sonu belli oldu. Başakşehir‘in görüntüsü bize Avrupa’yı istiyor gibi gelmedi. Oyunun son bölümünde Mourinho’nun “mavi boncuk“ dağıttığı hamleler (En Nesyri, Szymanski, İrfan Can Kahveci, Oğuz) geldi. Oyuna girenlerden En Nesyri ve Oğuz’un attığı goller ile fark geldi. Düşünün bu takım zorlu bir deplasmanı farklı kazanıyor ama ne sevinen var, ne de mutlu olan. Neden acaba? Mourinho‘ya sorsak, bizi aydınlatır mı?