Hiç alışık değiliz

Tamam CSKA Moskova son 4 yıl üst üste Final-Four oynamış, ikisinde de şampiyon olmuş olabilir.
Bu sene de harika kadrosu ile şampiyonluğun en büyük favorisi olabilir.
Böyle bir takıma 20-30 sayı farkla da mağlup olunabilir, doğaldır ama bu şekilde değil.
Özellikle başlangıç tam bir felaketti.
Aynı basketi arka arkaya 5 kere potalarında gördüler, 5’i de üçlüktü. Bir basket iki kere yenir, ama 5 kere yenirse oyuna hiç motive olmadığın, galibiyete inanmadığın düşünülür.
Efes’in kötü savunmasının yanı sıra, CSKA’nın da olağanüstü bir üçlük yüzdesi vardı dün gece.
Geçen hafta Real Madrid’e 0/8 üçlük atan Morris basketlerini Efes’e saklamış gibiydi. Dün 3’te 3’le başladı 5/7 ile bitirdi. İlk çeyrek bir tane bile iki sayılık basket bulamadık.
Böyle bir takımla hem de deplasmanda mücadele edebilmek için, öncelikle top kaybetmemek, hücum ribauntu vermemek gerekiyordu. 1. periyotta 6 top kaybı yaptı Efes, CSKA zaten 8 tane şut kaçırdı, 4’ünü hücum ribaunduyla tamamladı.
Devre bittiğinde Efes Pilsen bir tane bile serbest atış kullanmamıştı.
İkinci yarı yine kabus gibiydi. CSKA üçlükleri durmak bilmedi. Bu periyoda da 3’te 3 üçlük atarak başladılar. Maçı da 18/25’le (yüzde 72) üçlük atarak bitirdiler.
Ben hayatımda bu kadar yüzdeli atan bir takım görmedim.
Gerçi bu şutların neredeyse tamamı kolay atışlardı. Efes Pilsen savunması rakibi hiç zor atışa zorlamadı. Hal böyle olunca Langdon, Siskauskas, Morris, Planiniç gibi şutörler belki de kariyer rekorları kırdılar. Bir maçta 18 isabetli üçlüğün Euroleague rekoru olma ihtimali de oldukça yüksek.
Herşey aleyhineydi belki Efesli oyuncuların ama hiç mücadele etmeden, savaşmadan mağlup olmalarını görmeye hiç alışık değilim.
Umarım bu ilk ve son olur. Çünkü bu sezon onlardan çok şey bekliyoruz.