Arama

Popüler aramalar

Bugün keder ağlarımı ördü!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Bugün kendime bir yalnızlık daha satın aldım... Alıcısı olmayan bölük pörçük hatıraların satıldığı o terkedilmiş bit pazarından. Sarındım yalnızlığıma, üşüyen ruhumu örtsün diye... Kozasının içine hapsolan ölü tırtıllar gibi çekildim kendi ıssızlığıma; tenhalaştım, kederlendim, dertlendim. Önce Dilara düştü aklıma, ardından ihmalin kör çukurlarında heder ettiğimiz öbür çocuklar... Sonra gençleri düşündüm; albayrağa sarılı tahta kutular içinde evlerine teslim edilen... Yüreği kor ateşle dağlanan anneler, babalar, kardeşler, dul eşler, yetim evlatlar geçti gözümün önünden. İnce bir sızı, zehirli bir ok gibi saplandı bağrımın orta yerine. Kederlendim, dertlendim, kahroldum. Ve öfkelendim.Her şeye öfkelendim. Ama en çok size öfkelendim; her gelene kanan, ülkeyi uygar dünyanın dışına sürükleyenleri, yaşam kalitenizi düşürenleri baştacı eden, nasıl uğursuz bir oyunun içine daha çekildiğimizin farkına varmayan, varmak istemeyen sizlere... Ülke, tarihinin en keskin virajına girmişken hiç umurunda olmayan, bilakis müptezel televizyon yarışmalarıyla eğlenen, beşinci sınıf dizilerle avunan, bir futbol müsabakası yüzünden birbirinin gırtlağına basan, hırsız politikacılara, magazin yıldızlarına, kulüp başkanlarına, yöneticilerine, teknik direktörlerine yazarından, aydınından, bilim adamından daha fazla değer veren, biat eden sizlere öfkelendim. Ne oldu size böyle? Bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar aymazlık dünyanın neresinde görülmüş? Daha ne kadar afyonlatacaksınız kendinizi? Görmüyor musunuz, çocuklarınızı ellerinizden alıyorlar, geleceğinizi çalıyorlar, hayatınızı ipotek ettiriyorlar. Ne zaman aklınız başınıza gelecek; ne zaman göreceksiniz, nasıl bir kurt kapanı kurulduğunu? Bugün sizi düşünmeye davet ediyorum. Son bağımsız Türk Cumhuriyeti’ni emperyalizme boğdurmaya çalışanları, Atatürk’ü kalbinizden kazımaya gayret edenleri, ölü çocuklarınıza kelle hesabı yapanları, içimizdeki hainleri, gizli gündemlerle iktidara gelenleri, gerçekleri sizden saklayanları, ordusuyla polisini karşı karşıya getirenleri düşünün bugün. Ve ona göre kendinize bir gelecek tasviri yapın; neye layık olduğunuza karar verin. Aslında bugün size yazacağım spor olayları vardı, ama elim gitmedi. Hakem vurmaya kalkan adamı yazacaktım, her lig sonu ortaya atılan komplo teorilerini yazacaktım, amigolarla birlikte şeref (!) turu atan yöneticileri yazacaktım, geçen yıl takımının şampiyonluğunda en büyük paya sahip olan futbolcusunu bir kırmızı kart nedeniyle hain ilan edenleri yazacaktım, Bülent Korkmaz mucizesini yazacaktım, Süreyya Ayhan ve eşinin Devlet’e kafa tutmasını yazacaktım; olmadı. Daha ciddi meselerle uğraşmamız gerektiğine inandım. Bu ülkenin, kazanılacak bir maçtan ve şampiyonluktan daha önemli sorunları olduğunu dile getirmek istedim. Doğu ve güneydoğumuzun saman balyası gibi için için yandığını ve bu yangının yakın bir gelecekte tüm ülkeyi saracağını hatırlatmayı bir borç bildim kendime. Zira zaman hızla tükeniyor. Ve her geçen gün aleyhimize işliyor. Bugün ülkemize, geleceğimize sahip çıkmayı her şeyin önüne koymalıyız. Bu vatan bize yüzbinlerce şehidin, gazinin emanetidir. Bu kutsal emanete hıyanet etmemeliyiz. Ve şunu hiç bir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız:Tarih herşeyi affeder, ihaneti asla...