Arama

Popüler aramalar

Cim Bom klasiği

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Galatasaray’ın artık geleneksel hale gelen en önemli özelliklerinden birisi ligdeki formu, pozisyonu ne olursa olsun Avrupa arenasında kendi klasiğini sahaya yansıtarak iyi futbol oynayıp, iyi sonuçlar almasıdır. Bu özelliği bir ara Gerets zamanında sekteye uğrasa da, Skibbe ve Rijkaard’la birlikte yeniden eski kimliğine büründü Sarı-Kırmızılı takım. Bunun en önemli sebeplerinden birisi hiç kuşkusuz Galatasaray’ın UEFA Kupası zaferiyle dünyada edindiği haklı şöhretidir. Gelgelelim, dün gece sözünü ettiğimiz Galatasaray var mıydı Atletico Madrid karşısında? İlk yarı itibariyle bunu söylemek çok zor. Rakip kim olursa olsun Avrupa maçlarında kendi oyununu kabul ettiren Galatasaray, Atletico Madrid karşısında bunu başaramadığı gibi, kalitesine yakışmayacak basit hatalar yaptı. Özellikle de rakip alana çıkarken kaptırılan toplar Sarı-Kırmızılı takımın başına çok işler açtı. Galatasaraylı futbolcular basit oynamak yerine fantezi paslara ve hareketlere yönelince lüzumsuz top kayıpları yaptılar ve Atletico’nun hızlı forvetlerinin ekmeğine yağ sürdüler. Bu bölümde skorun tek farkta kalması Sarı-Kırmızılı takımın şansıydı.

İkinci yarıda ise silkinen Galatasaray, attığı gole kadar sahanın tek hakimiydi. Temsilcimiz, pozisyon zenginliği yaratamasa da Elano ve Arda’nın iyi oyunu, Keita’nın anlık parlamalarıyla Atletico kalesini tehdit etmeye başladı. Nitekim arzu edilen gol de Arda-Keita kombinasyonuyla geldi ve ikinci maç için gereken avantaj sağlandı. Umarım bu fırsat Ziraat Türkiye Kupası’daki gibi kaçmaz!