Futbolcularımızda sosyal sorumluluk bilinci var mı?

Futbol yıllar önce bir hobiydi. Amatör ruhla oynanırdı; maddi getirisinden ziyade, manevi tatmin ön plandaydı. Futbolcular arasındaki takımdaşlık ruhu, kulüp-taraftar bütünleşmesi bu temele otururdu. Bugün ise milyonlarca insana iş olanağı sağlayan, milyarlarca dolar cirosu olan bir sanayi dalı haline geldi, eskinin naif oyunu... Endüstriyel futbol kavramı hayatımıza girdiğinden beri, futbolcular ve teknik adamlar en çok para kazanan meslek gruplarının başında gelmeye başladı. Kazandıkları paraya orantılı olarak şöhretleri de katlandı. Ve dolayısıyla sosyal sorumlulukları da...
Haberin Devamı ›
Futbolcular, olan bitene karşı neden duyarsız?
Lakin, futbolcularımız bunun ne kadar farkında? Sosyal sorumluluk bilincine sahipler mi? Fiili duruma bakınca, bu sorulara ‘evet’ diyebilmek ne yazık ki mümkün değil. Bugün Türk futbolcusunun, çevreye, insan haklarına, sosyal sorunlara duyarlı davrandığına pek şahit olamıyoruz. Bunda elbette, erken gelen şöhret ve parayla başlarının dönmesinin yanısıra, ülkemizdeki tüm sporcular arasında eğitim düzeyi en düşük kesimin futbolcular olmasının önemli payı var. Ama bütün bunlar, Türk futbolcusunun suçunu hafifletmez; çevresinde olan bitene kayıtsız kalmasını haklı çıkaramaz.
Haberin Devamı ›
Bu ülkede engelli olmak, Tanrı’nın cezası gibi!
Türkiye, her ne kadar bugün Avrupa Birliği’nin kapısına dayanmış olsa da, çözmesi gereken siyasal, ekonomik ve sosyal problemler, önünde dağ gibi birikmiş, bekliyor. Engelli vatandaşlarımızın durumu da bunlardan biri. Türkiye’de engelli bir birey olarak yaşamak, Tanrı’nın bir insana verebileceği en büyük cezalardan biri gibi sanki! Ne kamu binalarımız, ne cadde ve sokaklarımız, ne sosyal yaşam alanlarımız, ne park-bahçelerimiz, ne alışveriş merkezlerimiz, ne okullarımız, ne spor salonlarımız, ne de iş yerlerimiz engelli insanlarımızın kullanımına müsait değil. Kapısında beklediğimiz AB’ye mensup ülkelerden herhangi birine gittiğiniz takdirde, bir engellinin tek başına sokağa çıkıp, seyahat edebildiğini ve tüm işlerini halledebildiğini görürsünüz. Zira çağdaş toplumlar insana yatırım yapar; engelli, engelsiz ayrımı yapmaksızın...
Topluma mal olmuş futbolcular göreve
Zaman zaman çeşitli gönüllü kuruluşlar ve engellilerin oluşturduğu sivil inisiyatifler, ülkemizin bu kanayan yarasına parmak basıyorlar. Engellilerin sorunlarını konu alan çeşitli organizasyonlar, eğitim seminerleri düzenliyorlar. Fakat gerekli desteği göremedikleri için, iyi niyetli girişimleri fazla yankı bulamıyor. işte tam da bu noktada, topluma mal olmuş insanların devreye girmesi gerekiyor. Toplumsal duyarlılığı artırmak için önce onların duyarlı davranması zorunluluk haline geliyor. Özellikle de futbolcuların...
Ülkemizde futbola olan ilgiyi, ortalama bir futbolcunun, toplumun hemen hemen tüm kesimleri tarafından tanındığını göz önüne alırsak, Türk futbolcusunun üzerine büyük bir görev düşüyor. Futbolcu, elbette kendi hayatını yaşamalı, ama sorunlu bir toplumun ferdi olduğunu unutmadan...
Bakın, size dünyadan ve ülkemizden birer örnek vereyim:
Zihinsel engellilerin hamisi: Brezilyalı Kaka
Şu anda dünyanın en iyi futbolcularından biri olan Brezilyalı Kaka, 2006 yılında italya’da düzenlenen Zihinsel Engelliler Avrupa Futbol şampiyonası’nın tanıtımında başroldeydi. Organizasyonla ilgili belgesellerde yer aldı, futbolcuların hazırlık kamplarına gitti, onlara zaman zaman mentörlük yaptı. Kaka’nın varlığı sayesinde organizasyon tam bir şölene dönüştü. Bütün italya konuya odaklandı. Zihinsel engellilerin topluma entegrasyonu konusunda tartışmalar yaşandı, yeni projeler geliştirildi. Bizim Futbol Federasonumuz’un da zihinsel engelli futbolcularla ilgili projeleri ve yatırımları var. Gelgelelim, bunun tanıtımında yer alması gereken şöhretli futbolcularımızın konuya hassasiyeti eksik. Bundan bir ay önce “No Problem” sayfamızda konu gündeme getirildi, Fanatik, şöhretli futbolcularımıza çağrıda bulundu. Ne bir ses, ne bir seda!..
Haberin Devamı ›
Tuncay Şanlı’ya alkış; ama sayıları artmalı
Oysa, Tuncay şanlı örnek alınabilir. şanlı da tıpkı Kaka gibi, Türkiye’de sokağa çıkamayan engelli insanların dramını anlatacak bir filmde rol aldı. Ülkemizde engelliler gerçeğinin farkına varılmasına, kentlerimizin onların da yaşamını kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesine dikkat çeken; engellilerin de insan olduğu ve haklarını kullanabilmeleri için olanakların yaratılması konusunda hepimizin sorumluluk üstlenmemiz gerektiğini vurgulayan filmde Tuncay Şanlı’nın rol alması ne kadar sevindirici ise, bu tür örneklerin sınırlı kalması o kadar üzücü.
Bu konuda daha fazla Tuncay Şanlılar’a ihtiyaç var. Hem de çok fazla... Unutmayalım ki, -biraz tehdit gibi olacak ama- hepimiz birer engelli adayıyız. Onları anlamak için, onlardan biri olmayı beklemeyelim.