General yok asker var!

Haberin Devamı ›
Futbol ulemalarının diline pelesenk olmuş bir yakıştırma vardır: Generaller ve askerler! Sözüm ona futbol bir savaştır ve her cephede olduğu gibi sahada da komutanlar ve erler mevcuttur! Generaller sahada eli belinde dolaşır, kendilerine iş düştüğünde sahne alır, ya gol atar ya da attırır ve parsayı toplar. Askerler de cansiperane bir mücadele verir, koşar, savaşır ve generallere paye kazandırır! Maç kaybedilmişse mutlaka günah keçisi bir kaç asker bulunur ve suç onların sırtına yüklenir. Yıllardır bu masalla uyutuldu futbol kamuoyu. Avrupa ve dünya futbolunu az buçuk izleyen biri böyle bir şey olmadığını bilir. Ligin ikinci yarısındaki Kayseri Erciyes gerçeği de bu bilincin bir ürünüdür. Türkiye’nin en kariyerli futbolcusu olan Bülent Korkmaz da günümüz futbolunda takım savunmasının ne kadar önemli olduğunu bildiği için Erciyes’teki bu eksikliği gidermiş. İlk yarıda ligin en fazla gol yiyen takımı olan Erciyesspor, şimdi top rakipteyken sahanın her yerini öyle iyi parselliyor ki, değil gol yemek, pozisyon bile vermiyor. Dünkü final niteliğindeki maçta da Erciyes’in bu özelliği ön plana çıktı. Eskilerin general diye tabir ettiği oyunculardan Lazarov ile Cenk bile bir an yerlerinde durmadılar. Rakibe bastılar, adam kovaladılar, kendi cezaalanları içine gelerek top çıkardılar. Eriyes atağa kalktığında da çarpraz koşularla Denizli savunmasının dengesini bozdular. Bütün bunlara rağmen, özellikle ilk yarıda pozisyon zenginliği bakımından kısır bir maç izledik. Ev sahibi ekip, ancak iki farklı öne geçtikten sonra boş alanları iyi değerlendiren hızlı oyuncularıyla Denizli kalesinde etkili oldu. İlk gol gelene kadar beraberliğe kilitlenmiş görüntüsü veren bir karşılaşma vardı. Fakat kaleci Süleymanou oyuna müdahele etti (!), bildik hatalarından birini yaptı ve Erciyes’e skor üstünlüğü kazandırdı. Bülent Korkmaz galip durumda olmasına rağmen aksayan iki adamı ikinci yarıya başlarken değiştirmekte tereddüt etmedi. Bu bile değişik bir anlayış, bizim futbolumuz için. Denizli’nin baskısı altındaki ikinci yarıya da Süleymanou damgasını vurunca Erciyes maçı kopardı. Farkı açabilirdi, ama başaramadı. Sahanın en iyisi Mehmet Eren’di. Bir meslaktaşımın ifadesiyle, adı ‘Jozef’ olsa bir kaç milyon dolara alıcı bulabilecek Yusuf’un tek kişilik resitali ise konuk takıma yetmedi; bizde de nostaljik bir tat bıraktı. Keşke şimdiki aklı on yıl önce olsaydı!