Hagi'nin yerine kim geçmeli?

Haberin Devamı ›
Diyelim ve geçelim esas konumuza...
Bir sezonu daha büyük bir hüsranla kapayıp, önümüzdeki yıl için yeniden yapılanmanın hesapları içerisine giren Galatasaray’da en önemli mesele teknik direktör seçimidir. Öyle ki, olası bir erken seçimden dahi önemlidir bu durum. Çünkü ne kadar güçlü ve uyum içinde çalışan bir yönetim kurarsanız kurun, teknik adam seçimini doğru yapamadığınız takdirde başarılı olmanız mümkün değildir. Galatasaray’ın bugün içine düştüğü vahim duruma bakılırsa, takıma salt bir teknik direktör değil, gerçek anlamıyla bir ‘kurtarıcı’ bulunması gereği apaçık ortadadır. Kulübü ve Türkiye şartlarını iyi bilen, ligimize yabancı olmayan, yerli ve yabancı oyuncuları kaynaştırabilecek lider özelliklere sahip olan, çağdaş/bilimsel metotlarla çalışan, teknik/taktik zekası üst düzeyde, hırslı ve vizyon sahibi bir teknik adam, ancak dibe vurmuş Galatasaray’ı ayağa kaldırabilir. Futbolla az buçuk ilgilenen hemen herkesin aklına gelebilecek bir kaç tanıdık isim var elbette, bu işin altından kalkabilecek... Başta Fatih Terim ve Mustafa Denizli olmak üzere.
Lucesce veya Yanal olmalı
Ben her ikisinin de bu kaotik ortamda taşın altına ellerini sokacağını sanmıyorum. Üstelik bu isimlere camia içinden yüksek sesle itirazların olacağı da sır değil. Abdullah Avcı ve Tolunay Kafkas’a ise yeterince sabır gösterilmeyeceğini düşünüyorum. Bülent Korkmaz örneği ortada. Geriye iki seçenek kalıyor: Mircea Lucescu ve Ersun Yanal. Her ne kadar Shaktar Donesk ile mutlu bir beraberliği olsa da, Lucescu’nun aklının ve gönlünün Türkiye’de olduğunu bilmeyen yok. Türkiye’de haksızlığa uğraması ve gerçekleştirmek istediklerinin yarıda kalması, Rumen hocanın jübilesini ülkemizde yapması için yeterli gerekçelerdir.
Halen Milli Takımlar Genel Koordinatörlüğü yapan Ersun Yanal ise yerli teknik adamlar içerisinde en uygun ve en hazır olanıdır. Bir kaç yıldır kulvar dışında kalarak ligi uzaktan gözlemleyen Yanal’ın, bazı şeyleri çok daha net olarak gördüğü ve kendisini bu yönde de geliştirdiği göz önüne alınırsa, Galatasaray’a yepyeni bir vizyonla geleceği ortadadır. Milli takımların altyapısını da yakından takip etmesi nedeniyle gelecek vaat eden bazı gençleri Galatasaray’a kazandırabileceğini, futbolculara yaptığı fiziksel ve zihinsel yüklemeyi, oynattığı coşkulu futbolu, hırsını, arzusunu da hesaba katarsak, Yanal’ın Florya’ya ve Seyrantepe’ye yeni bir sinerji katacağı aşikardır. Tek yapılması gereken, -Lucescu ya da Yanal fark etmez- rahat çalışabilecekleri olanakların sunulması ve onlara güvenilmesidir. Hangi yönetim olursa olsun...