Arama

Popüler aramalar

Kayserispor'un yalnızlığı!

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Onun açısından duygusal bir atmosferdi. Ama futbolda duyguların yeri de yoktu. Maç başladığında bu realite bütün çıplaklığıyla kendini gösterdi. Şota'nın takımı, Şota'ya ait olmayan takıma karşı bariz bir üstünlük kurmuştu. Kayserispor'un dün gece Kasımpaşa karşısında ortaya koyduğu performansta, güzel futbolunda, oyun karakterinde elbette yeni hocası Prosineçki'nin de payı var; ama kimse kusura bakmasın, bu takım Şota'nın takımıdır! Keşke gerek Şota, gerekse Kayseri yönetimi duygularıyla hareket etmeseydiler!

Maçın başlangıç düdüğüyle birlikte oyun hakimiyetini eline alan, sahanın her yerinde basan, yardımlaşan, dar alanda kurduğu üçgenlerle Kasımpaşa'nın presini kıran, kanatları etkili kullanan ve rakip kalede bol pozisyon bulan taraf Kayserispor'du. Ev sahibi ekip, ligin iyi pas alışverişinde bulunan, takım savunmasını en iyi uygulayan, hücumda da Özer Hurmacı, Djalma ve Kalu Uche gibi silahlarıyla etkili olan Kasımpaşaspor'a adeta nefes aldırmadı. İstanbul temsilcisinin ilk şutunu 70. dakikakada attığını, maçı kaleyi bulmayan toplam üç şutla tamamladığını belirtirsek, Kayserispor'un saha içi etkinliğini daha iyi izah etmiş oluruz. Eğer Kasımpaşa'nın son dört-beş dakikadaki baskısı bir gol getirseydi ve maç da berabere bitseydi, futbolun adaleti olmadığına bir kez daha tanıklık edecektik. Ama bu kez öyle olmadı. Futbol, adil davrandı! En azından üç puan açısından! Çünkü oyuna göre daha farklı bir sonuç ortaya çıkmalıydı!

Kayserispor'un bu etkili futbolunda orta alanda ve kanatlarda yer alan futbolcuların teknik kapasitelerinin yüksekliği ile oyunun her iki yönünü iyi oynamalarının rolü vardı. Cleiton'un organizatörlüğünde sahaya yayılan Sarı-Kırmızılı ekipte Sefa Yılmaz, Mouche ve Malik Fathi oyuna ağırlıklarını koyan futbolculardı. Özellikle Mouche ile Fathi sol kanatta çok iyi anlaşan bir ikili görünümündeydiler. Kasımpaşa'yı en fazla bu kanattan zorladılar. Tek farklı skorda kalmalarının nedenleri arasında, son hareketlerdeki telaş ile İssakson'un başarılı oyununu gösterebiliriz.

Kayserispor açısından gecenin tek tatsız olayı, taraftarın ilgisizliğiydi. Başa güreşen bir kulüp olmak için sadece stat yapmanın yetmeyeciğinin en büyük göstergesi, Kayserispor'un kendi evinde yaşadığı yalnızlıktır. 50 bin kapasiteli bir statta boş tribünlere oynamak gerçekten hüzün verici olmalı. Gerek ekonomik, gerekse demografik açıdan her şeye sahip olan Kayseri'nin, futbolda İstanbul'u tehdit etmesi için her şeyden önce bir futbol kültürüne sahip olması gerekir. Futbol kültürü olmadan, futbol şehri olamazsınız. Futbol şehri olamadığınız müddetçe de, istediğiniz kadar yatırım yapın fayda etmez. Mourinho'yu, Messi'yi getirsen nafile kalır!