Arama

Popüler aramalar

Taraftarın Arda sınavı

Fiziken dimdik ayakta görülse dahi, ruhunu paramparça edebilirsiniz. Kısa süre içinde bir enkaza çevirebilirsiniz. Bu, saldırının nereden geldiğine ve saldırılan değerlere bağlı bir olgudur.
Düşman bellediklerinizin size yaptığı tüm kötülüklere katlanabilirsiniz, dayanabilirsiniz, direnebilirsiniz, hatta yediğiniz her darbede daha da güçlenebilirsiniz. Lakin, çok sevdiğiniz ve hiç ummadığınız bir kişiden/kişilerden aldığınız beklenmedik bir darbenin yarattığı travma öylesine ağır olur ki, acısı bir ömür boyu geçmez. Sonsuza dek yüreğinizde ince bir sızı olarak taşırsınız. İçin için sızlar durur.
Arda Turan’ın Türkiye’de yaşadığı trajedi işte böyle bir vak’adır. Hiç kuşkunuz olmasın, onu en çok yaralayan, en çok güvendiklerinden, en çok sevdiklerinden, kendisini en yakın hissettiklerinden gelen darbelerdir. Onu bu ülkeden kaçıracak kadar yıkan, yerle bir eden, kendisine sahip çıkması gerekenlerin arkadan hançerlemesidir. Onu dış saldırılara karşı pamuklara sarmalayıp koruması gerekenlerin, ‘recim güruhu’na katılarak taşlamasıdır, asıl Arda’nın bu ülkeyle gönül bağını koparan. Kim mi bunlar? Taraftarıyla, yönetimiyle, muhalefetiyle, teknik kadrolarıyla (şimdiki hariç) Galatasaray camiasıdır elbette. Arda’nın hayatının anlamı olan Galatasaray’a gönül verenlerin ihanetidir, onun gülen yüzündeki gülleri solduran. Ona yapılan riyakarlıklardır, onu kahreden, yalnızlaştıran.

Haberin Devamı

İzmir’de başlayan flört!

Haberin Devamı

“Sana Paris Hilton yakışır” diye tezahürat yapıp da, sevgilisine sinema kapattığı için Arda’yı yuhalayanlarla, koluna kaptanlık pazubandını takıp da, Galatasaray kaptanının küfür ve hakaretlere maruz kalmasına ses çıkarmayanlar, bilakis hak verenlerdir, son 30 yılda ülkemizde yetişen ikinci dünya yıldızına bu hayatı zehir eden. Arda’yı tüketmek, bitirmek, yok etmek için pusuda bekleyenleri cesaretlendiren de, Galatasaraylıların bu aymazlığıdır.
Ben de Arda’nın Türkiye macerasını kafasında bitirdiğine inanlardanım. Son zamanlarda hatalarını anlayıp da onu kucaklayanların, Arda’nın fikrini değiştirip değiştiremeyeceklerini bilemiyorum. Eminim, önümüzdeki Kayserispor maçı başta olmak üzere bundan sonraki haftalarda başta taraftar olmak üzere Galatasaray camiası Arda’ya hak ettiği değeri verecek, ilgisini esirgemeyecektir. Belki ondan özür de dilenecektir. Olması gereken, yakışanı da budur. Ama kırılan kalp tamir olur mu, o şüpheli. Tespih taneleri gibi dört bir yana saçılan ruh parçaları toplanabilir, bir araya getirilebilir mi, bilinmez. En iyisi işi zamana ve oluruna bırakmak. İzmir’de başlayan, Manisa’da az da olsa alevlenen taraftar-Arda flörtünün yeniden aşka dönüşmesi muhtemeldir. Bu sevgi belki kanayan yarayı da durduracaktır. Ancak onu Türkiye’de tutmaya yetecek midir? Bu, Arda’nın yüreğinin sesini dinlemesine bağlı. O yürek kırıktır kırık olmasına ama Galatasaray sevgisiyle dolu olduğunu da unutmamak gerek. Bilirsiniz, aşk söz dinlemez!

Yazarın Diğer Yazıları
Tümü

‘’Winner Team‘’

21 Nisan 2011, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI