Maalesef,hakem öne çıktı!

Haberin Devamı ›
Fenerbahçe dün akşam futbol oynamadı, savaş yaptı deyim yerindeyse. Bu nasıl bir kin ve öfkesidir, anlamak mümkün değil. Bir hakem bütün bu olup biteni neden seyreder seyirci gibi, bu daha da anlaşılması zor durum. Volkan Şen ile Ozan Tufan’a anaavrat küfrediliyor, sahaya atılmadık şey kalmıyor, ama hakem öylece seyretti olup biteni. Düşünün, Alper korner atamıyor yağmur gibi yağan yabancı maddeden ve “Hocam, atış yapamıyorum” diyerek yardım istiyor, ama karşılığında sarı kart görüp cezalı duruma düşüyor. Bütün bunlar da yetmemiş gibi görmediği bir pozisyonda, hem de Kjaer elini kolunu bedenine yapıştırmışken penaltı düdüğü çalıyor.
Oyunun geneli Fenerbahçe’nin istediği şekilde gelişti. Çünkü, Advocaat ve öğrencileri sadece bu dili konuşuyorlar. Rakip topla oynasın, sorun yok.Yeter ki, oyun anlayışından ödün verme ve sinme. Hele bir de rakibin beyni olan oyuncusuyla arkadaşlarının iletişimini koparırsan, skor üstünlüğü bir şekilde gelir nasıl olsa. Tam da öyle oldu dün akşam Bursa’da.
Nitekim öne de geçti sarı lacivertliler. Skoru arttırabilme şansı da yakaladılar. Ama skorun artmasını önce Harun Tekin’in becerisi, sonra Aatıf’ın yetersizliği ve amma lakin en çok da hakemin uydurduğu uyduruk bir penaltı maçın bu şekilde sonuçlanmasına yol açtı..
Advacaat’ın Aatıf’ı sahada, Volkan Şen’i de yedek kulübesinde bu kadar tutması anlaşılır şey değil. Hollandalı teknik adam her maçın ardından şikayette bulunuyor nedense. Sanki karar verme mercii kendisi değilmiş gibi. Futbolcuların önemli bölümü laftan anlamıyor, dediklerimi yapmıyor demeye getiriyor sanki. Başkasını bilmem, ama hiç kimse buna inandıramaz beni ve anlaşılmazdır benim adıma bu sav. Ancak en anlaşılmaz şeylerin en başında ise hakem Umut Meler’in bu kadar kişiliksiz bir yönetim göstermesiydi maalesef.
Bu kadar olumsuzluğun yanında ışıldayan en önemli güzellik ise Alper Potuk’un dün akşam ki performansıydı. Bravo çocuk, bravo sana.