Rüya gibi!

Haberin Devamı ›
Dennis Bergkamp mealen şöyle demişti anımsadığım kadarıyla: “Topa her vurulduğunda, arkasında bir düşünce olmalıdır.” Yani hedefiniz, hele de bir amacınız olmadan topa vuramazsınız. İşte, Sow’un maçın 2. dakikasında attığı gol bu felsefenin derslik şekilde pratiğe dönüştürülmesiydi ve Dennis Bergkamp’ın haklılığının bir kez daha tesciliydi bence.
Alper Potuk… Kim mi? Bence Dirk Kuyt’ın bir alt versiyonu. Yani o da bir Duracell son tahlilde. Advocaat, akıl verilecek bir hoca değil şüphesiz. Ama yine de Alper Potuk’un bu takımın kilometre taşı olduğuna inanıyorum. Hele de Ozan Tufan herhangi bir nedenle oynamıyorsa…
Ve özellikle ikinci 45’te ezip büzdüyse koca Manchester United’ı Fenerbahçe, bunun en önemli nedenlerinden biri de Alper’in sahada sergilediği karakterdi herhalde.
Advocaat’ın Emenike hamlesi de alkışlıktı. Ki, totalde kefenin ağır basan tarafı her yönüyle Fenerbahçe’ydi dün akşam. Bu görüntüdeki rolünü yok sayamayız dolayısıyla Hollandalı teknik direktörün. Ancak, Emenike’nin sahaya sürülmesi ne kadar doğru bir tercihse, Nijeryalı’nın benim bile bu yaşta atacağım üç harika pozisyonunu çarçur etmesi de bir o kadar yanlışın yanlışıydı. Emenike bazen trip atıyor ya oyundan alındığında, otursun geceler boyu bu maçı izlesin ve kendisine ilk on birde neden yer bulamadığının cevabını bulsun.
Her neyse, ayrıntılarda boğulmaya gerek yok, en azından bu gece. Rüya gibi bir akşam yaşattı Türkiye’ye Fenerbahçe. Lens ve Alper başta olmak üzere herkesi kutluyorum.