Arama

Popüler aramalar

Gel de çık işin içinden

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Emre ile Zokora olayının yankıları Fenerbahçe’nin, Trabzonspor önünde aldığı galibiyeti de solladı.. Trabzonspor’un yıldızı Zokora “Emre bana ‘pis zenci’ dedi” iddiasında bulundu.
Arkasından Emre “Evet benimki de, onun bana ettiği ana avrat küfürler de aptalcaydı“ diye açıklama yaptı.
Bizim meslekte şu sıralarda bazıları savcı ve hakim rolüne soyunmaya bayılıyor. Hemen yorumlar başlıyor.
Ne yalan söyleyeyim ben en çok Rıdvan Dilmen’in konuşmasına takıldım. Program yaptığı kanalda; “Ben bu olaya vicdan gözlüğü ile bakarım ve eğer böyle bir şey dediyse, Emre duşunu aldıktan sonra bu işi bırakacak. Zokora böyle bir tacize uğramışsa, Emre de bunları söylediyse duşunu aldıktan sonra çantasını toplayacak ve bana eyvallah diyip gidecek“ diye konuşmuş. “İyi güzel de Rıdvan, Emre’yi göndermek senin işin mi” diye adama sormazlar mı.
Rıdvan’ın, Emre hakkındaki sözlerini nasıl yadırgadıysam, Emre’nin de O’na verdiği cevabı hiç beğenmedim. Öfkesinden biraz sınırı aşmış gibime geldi. Bakın ne demiş: “Kendisi ile tanışıyorum. Bir büyüğüm olarak saygı duyuyorum. Türkiye’nin en kariyerli futbolcusu benim. Burada mütevazılık yapmayacağım. Rıdvan Dilmen dahil kimse bana çantamı toplayıp gitmek gerektiğini söyleyemez. Ancak teknik direktör veya yöneticiler böyle bir şey söyleyebilir.”

Dedi.. Hayır demedim

Şimdi Zokora “Bana ‘pis zenci’ dedi” diyor. Emre “demedim” diyor. Takım arkadaşı Yobo, Emre’nin düzenlediği basın toplantısında Emre için “Irkçı bir insan olduğunu düşünsem zaten Fenerbahçe’ye gelmezdim“ diye açıklama yapıyor.
Trabzonspor kulübü gerekli disiplin uygulamalarının yapılması için Futbol Federasyonu’na başvurdu.
“Hayır demedim“ diyen Emre disiplin kurulunda. ”Dedi” diyen Zokora’ya bir yaptırım yok. Fenerbahçe ve Trabzon cepheleri karşılıklı söz düelloları ile ortalığı sallıyor. Federasyon basın sözcüsü Mete Düren “Hoş olmayan açıklamaları üzüntü ve kaygı ile izliyoruz” diye uyarıyor. Ama karşılıklı atışlar tüm şiddeti ile devam ediyor. Birilerinin buna “DUR”demesi lazım. O, kim? Elbette Yıldırım Demirören..

Atmak kolay kazanmak zor


Melo ile Riera’nın yaptığı kavgada hasar gören taraf Riera oldu. Soyunma odasının kapılarını kapayan Melo arkadaşını bir hayli hırpaladı. Ve sonra Türkiye’de bir ilk gerçekleşti. Galatasaray Kulübü resmi internet sitesinden olay tüm Türkiye’ye duyuruldu. Futbol meraklıları bilir. Buna benzeyen olaylar yaşandığı zaman “kol kırılır yen içinde kalır” zihniyeti hemen devreye girer ve kavgayı yazan gazetelere hemen yalanlamalar gönderilirdi.
Fatih Terim de bu konuda gerekli açıklamaları yaptıktan sonra senaryolar yazılmaya başladı. ”Melo ile Riera Galatasaray’dan uzaklaştırılacak. İpler koptu kopuyor..”
Hele bu ikili Manisa maçı kadrosuna alınmayınca dedikodular iyice doruğa çıktı. Fatih Terim kendisinden özür dileyen Melo’yu “önce arkadaşlarına git onlardan özür dile” diye uyardı. Ve kavgacı ikiliyi yola getirdikten sonra affetti. Doğrusu da buydu. Çünkü Galatasaray‘ın hedefe giderken en önemli silahlarından biri Melo idi. Şimdi bu ikili kuzu gibi. Beşiktaş maçında gördünüz. Melo galibiyetin kapısını açan golü attı. Üstelik Riera’nın ortasından gelen topla bunu gerçekleştirdi.
Diyeceğim şu, Melo ile Riera’yı disiplinsiz davrandıkları için kapı dışarı etmek işin kolayı. Ama onları kazanmak da zor olanı idi. İşte Fatih Terim her zaman olduğu gibi zoru seçti ve başardı..

Öfke selini artık durdurun

Beşiktaş taraftarının -hepsi için söylemiyorum- taşkınlıkları kulübe hayli pahalıya mal oluyor. Bundan önce üç kez saha kapama cezası aldılar. Dördüncüsü yolda. Haksızlık yapıldı gerekçesi ile öfkelerini sahaya yansıtanlar sadece maç seyretmeye gelenlere de zarar veriyorlar. Yöneticilerden Tamer Kıran, Beşiktaş taraftarının uzun zamandır kulübe haksızlık edildiği düşüncesinde olduğunu söyledi ve “bu düşüncedeki grup, olaylar o yönde gelişince kendini tutamadı. Bundan hem maddi hem manevi zarar göreceğiz“ dedi. Ve sonra ekledi: “Biz bu zararı görürken tabii bu hakem grubunun da zarar görmeleri gerekir. MHK’nin kuralları var. Hakemler de aynı acıyı çeksin..”
Hakem konusuna aynen katılıyorum. Bir yanlış kararla dünyalar kararıyor. O nedenle böylesine kritik maçlarda MHK’nin daha hassas davranması gerektiği düşüncesindeyim. Ama başta Başkan Fikret Orman olmak üzere tüm yönetimin bu ”öfke selini“ dindirmeleri için biran önce harekete geçmeleri şart.
Futbol takımının aldığı sonuçlar, oyuncuların performansı ortada. Bu yüzden şimdiden alınacak, satılacak futbolcuları belirlemeleri lazım..