Güncel sözlük

Haberin Devamı ›
Disiplin: Bir topluluğun, yasalarına ve düzenle ilgili yazılı veya yazısız kurallarına titizlik ve özenle uyması durumu, sıkı düzen, zapturapt. Kişilerin içinde yaşadıkları topluluğun genel düşünce ve davranışlarına uymalarını sağlamak amacıyla alınan önlemlerin bütünü.Ceza: Uygun görülmeyen tepki ve davranışları önlemek için üzüntü, sıkıntı, acı veren uygulama.Tahkim: Kuvvetlendirme, sağlamlaştırma.Tehir: Sonraya bırakma, geciktirme.Çifte: İkisi bir arada bulunan veya ikili. At, eşek ve katırın arka ayaklarıyla vuruşu, tekme.Standart: Belli bir tipe göre yapılmış veya ayrılmış, belirli ölçülere, yasaya, kullanıma uygun olan. Örnek veya temel olarak alınabilen, tek biçim.Bilinçli: Bilinci olan, bilinçle yapılan, şuurlu. Eleştirmeli bir biçimde, kendi etkinliğinin farkında olan.Art: Arka, geri.Niyetli: Bir şeyi yapmayı önceden isteyip düşünen, niyet eden.Federasyon: Birçok kuruluşlardan oluşan birlik.Yönetici: Yönetme işini elinde bulunduran kişi, yöneten, idareci.Haluk : Temiz huylu, iyi ahlaklı.Ulu: Erdemleri bakımından çok büyük, yüce.Soy: Bir atadan gelen kimselerin topluluğu, sülale.Taraf: Yön, yan, doğrultu. Bir kişinin soyundan gelenlerin hepsi. Yan tutan, bir yanı destekleyen (kimse), yandaş.Zalim: Acımasız ve haksız davranan, kıyıcı, zulmeden.İttifak: Anlaşma, uyuşma, bağlaşma.Kulüp: Görüşmek, konuşmak gibi amaçlarla yalnız üye olanların toplandıkları yer.Birlik: Tek, bir olma durumu, vahdaniyet. Birleşmiş, bir arada olma durumu, vahdet. Belli bir topluluğun yararlarını korumak için kurulmuş dernek.Başkan: Bir topluluğun, bir toplantının veya bir derneğin başında bulunan kimse, reis.Dönek: İnanç ve düşüncesini sık sık değiştiren, sözüne güvenilmeyen, kaypak.Rezalet: Toplumun duygularını inciten olay veya durum, kepazelik, maskaralık, rezillik.Kaos: Karışıklık, kargaşa.Hukuk: Toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünü, tüze.Adalet: Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe. Bu işi uygulayan, yerine getiren devlet kuruluşları. Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme.Bakan: Bakmak işini yapan.Aciz: Gücü bir işe yetmez olan, güçsüz.Beceriksiz: Becerisi olmayan, usta olmayan.Büyük: Çok, ortalamayı aşan. Niceliği çok olan. Üstün niteliği olan. Önemli.Fenerbahçe: Özel isim.Aziz: Sevgide üstün tutulan, muazzez.Mağdur: Haksızlığa uğramış, kıygın.Fenerbahçeli: Özel isim.Taraftar: Sporcunun veya sporcuların temsil ettikleri renklere, kulübe veya bayrağa bağlanan kimse.Mazlum: Kendisine zulmedilen.Yazar: Özellikle gazete ve dergilerde herhangi bir konuda yazı yazan kimse, muharrir.Tamer Bağlan: Özel isim.