Özürlerimizle

Haberin Devamı ›
Bu sezonki acılar olmasa daha güzel hatırlayacaktık Galatasaraylılar’ın bu kutsal mabedini. Yolculuk vakti dün akşama kısmetmiş statla birlikte o yüce ismi de tarih sayfalarına gömerek. Haketmiş miydi, bu efsaneyi, bu büyük camiayı yaratan Kurucu Başkan? Sanmıyorum ama onu yaşatacaklar da sponsorların gücüne yenik düştü ve o büyülü isim son akşamına Gençlerbirliği maçıyla veda etmeye hazırlanıyor nankörlüğün fink attığı ortamda. Kemikleri sızlatan bir soğuk bile kıfayetsiz kalıyor şu vefasızlığın karşısında. TT’nin önüne Ali Sami Yen koymayanlar düşünsün ya da iki yakası bir araya gelemeyenlerin marifeti diyelim kısacası... Ufuk’a sonsuz destek vermiştik, fidan demiştik yediği gole bakın, koskoca bir hayal kırıklığı. Gerçi imamı konuşalım cemaati bir kenara bırakarak. Olacağı buydu kimsenin iş vermediği, teknik direktörlük kariyerinde bir gram başarısı olmayan, daha bu hafta ülkesinin milli takımında harikalar yaratan Misimoviç’i bitirip İnsua’ya takan, Barış’la Aydın’la kurtuluşu arayan Hagi’den söz ediyoruz. Bir de ikinci yarıya çıkarken o ana kadar tek heyecan yaratan Kewell’ı çıkartıyor, güler misin, ağlar mısın...
Ne güzel yaptı taraftar helal olsun, muhteşem günlerin besteleriyle avundular, protestoların en şıkıydı. Sahada olan ruh özürlüler anlar mı, umudum yok. Sırtlarındaki formanın değerini dibe vurduranlardan bunu beklemek züğürt tesellisi olur. Bir lafımız da maçı yöneten kara cübbeliye, Kewell’a yapılan hareketi görmezden gelmek sanırım kulağa değil, göze kar suyu kaçmasıyla eş değer. Elveda Sami Yen, özürlerimizle...