Vaybaba!

Haberin Devamı ›
En sonda söyleyeceğimizi en başta ifade edelim ki, yazının bitimine kadar farklı düşüncelere kapılmayın. Fatih Terim’in Şenol Güneş’in Aykut Kocaman’ın ya da yazıda adı geçecek diğer teknik direktörlerin mesleki bilgisi, karizması, duruşu ya da kişiliği konusunda hiç bir şüphemiz yok. Fakat hepimiz biliriz ki ‘mükemmel insan da yoktur...’
Yiğit Gökoğlan... Furkan Özçal... İkisi de pırıl pırıl iki genç... Üstelik biri Manisa’da diğeri Kayseri’de, kendilerini Milli Takım seviyesine taşıyacak performanslara imza atıyorlardı. İkisi de sıkıntılı transfer süreçlerinin ardından Galatasaray’a getirildi.. Ve ikisi de ortalarda yok! Necati Ateş... Antalya’dan yeniden
alındığında dudak büken isimler çoktu. Fakat daha sonra Fatih Terim’e “Biz 500 bin dolarlık adamla şampiyon olduk” dedirtecek kadar müthiş işlere imza attı. Karşılığında ‘taç’ giydirilmesi gerekirken gönderildi. Şimdi Eskişehir’de ve onun adına değişen bir şey yok. Atıyor, attırıyor ve Es Es’i zirvenin ilk 5’i içinde tutuyor.
Servet Çetin... Galatasaray’da yapacakları bitmişti belki... Artık Florya’dan ayrılması gerekiyordu. Kabul... Fakat emekli aylığına bağlanmış gibi oynayan Cris’i gördükten sonra insanın aklından şu soru geçiyor: “Servet’in suçu neydi?” Hadi Servet artık yok, tamam da, Cris bu hâldeyken, kariyerinde Milli Takım yazılı Gökhan Zan bir küçük şansı bile hak etmiyor mu?
Dia... Değişik bir oyuncuydu. Büyük umutlarla alındı, bir gecede yollandı. Gencecik bir yıldız adayıydı, büyük paralara satılır deniyordu. Gitmesi bir kenara, burada kaldığında da, çoğu maçta yedek oturdu. Stoch... Ona kim ‘kötü oyuncu’ diyebilir? Ben diyemem... Gencecik bir adam, halâ Ruslar peşinde... Bonservisi için konuşulan rakamlar, 10 milyon Euro’nun üzerinde... Fakat ya yedek, ya kadro dışı...
Krasiç... ‘Acaba’ diyorum bazen kendime... İkizi mi vardı bu adamın ve o mu geldi Fenerbahçe’ye... Bildiğimiz, hatırladığımız Krasiç nerede? Fenerbahçe’de 18’e giremeyen bu adam için Juventus kaç milyon Euro bonservis bedeli ödemişti daha bir-iki yıl önce... Bienvenu... Geldiğinde de Fenerbahçe’nin oyuncusu değildi, giderken de olamayacak. Peki neden transfer edildi?
Vittek... Güney Afrika’daki Dünya Futbol Şampiyonası’nda neredeyse Gol Krallığı’na gidecek performansları sergilemedi mi bu adam? Sapara... Her sezon başı gönderilecekler listesinde değil miydi? Ve bu sezonun Trabzonspor adına belki de en verimli ismi değil mi? Cech... Neden alındı, neden gönderilecek? Barış Ataş... Volkan Şen... Aykut Aygün... Barış Özbek... Alındılar, oynatılmadılar... Ferhat Öztorun en son ne zaman forma giydi, hatırlayan var mı? Peki durum buyken, kontratı kaç yılına kadar neden uzatıldı?
Terim’in Galatasaray’da geçirdiği ikinci dönemi de hatırlayın... Kocaman’ın Fenerbahçe’de geçmiş yıllarına da bakın... Güneş’in burada yazmadığımız son iki sezonuna da göz atın... Hepsi de değerli, kıymetli teknik direktörler elbette... Fakat transfer de artık bir bilim dalı gibi... Barcelona’nın Beşiktaşlı Mami’yi almamasının nedeni, transfer söylentilerinin basına yansıması... Çünkü ‘gizlilik esas’ onlarda...
İngilizler, transfer edilecek adamlara ‘millilik şartı’ koymuş. Çünkü şuna inanıyorlar; Milli Takım’a kadar yükselen bir futbolcunun performansı kadar özel hayatı da düzgündür. Dünya’nın en iyi okulunda, Ajax altyapısında şu kural varmış: İsterse Maradona olsun, okuldaki notları iyi değilse, bu takımda hiç kimse oynayamaz. (Saffet Sancaklı ağabey gitmiş, görmüş, anlatmıştı.) Biz, halen sadece attığı gole, yaptığı asiste, oynadığı futbola bakarak balıklama dalıyoruz transfer işine... Oysa ki günümüz futbolu artık yıldızların parladığı değil, takımların yıldızlaştığı çizgide...
Beşiktaş’ı unuttuk diye düşünmeyin... Çünkü yazının assolisti Samet Aybaba zaten... ‘Feda’ diye başladılar sezona... Beklentiler büyük değildi bu yüzden... Fakat Aybaba bu fırsatı kaçırmadı. Başarısız olsa kim ne diyecekti ki zaten! İşte bu artıyla çıktı yola... Yıldızı sönmüş Simao’yu yolladı, takımı yıldız yapmaya niyeti olmayan Quaresma’yı kadro dışı bıraktı. Oğuzhan’ı aldı, Hasan Türk’ü, Erkan’ı oynattı. Holosko yeniden yıldız, Almeida yeniden atıyor attırıyor. Geçtiğimiz maç, Beşiktaş yedek kulübesindeki bütün oyuncular (kaleci hariç) Beşiktaş altyapısındandı. Üstelik o maçta saha içinde de Beşiktaş altyapısından adamlar vardı. Bundan büyük mutluluk var mı?
İlk yarının sonunda belki lider olmayacak Beşiktaş... Sezon sonunda da şampiyon... Fakat onların performansları benim kalbimde şampiyonluğa çoktan ulaştı.