‘’Rüyadan uyanış!‘’
Arjantin, Dünya Kupası'nın favorileriden biri olarak gösteriliyordu. Ancak şu bir gerçek ki, Messi ve Lautaro Martinez dışında, turnuvada pozisyonunun en iyi 5 oyuncusu arasında gösterilecek futbolcuları yok. kağıt üzerinde en önemli avantaj, Suudi Arabistan gibi bir rakibe karşı kupaya başlamaktı. 10. dakikada VAR'ın uyarısıyla, kornerde Abdul Hamid'in Parades'e sarılıp düşürmesi sonrası penaltı kararı çıktı. Messi, kaleciyle topu ayrı köşelere yolladı: 1-0. Yenik duruma düşse de görüldü ki Suudi Arabistan, gayet organize, ne yaptığını bilerek oynayan bir takım. Bunda, kadrodaki 12 oyuncunun Al-Hilal'den gelmesi ve birbirlerini tanımasının etkisi de var. Başarılı ofsayt taktikleri sayesinde Arjantin'in 3 golü geçersiz sayıldı.
Peş peşe goller
İkinci yarıda Arjantin kâbus yaşadı. 48'de Al Shehri, 53'te ise Al Dawasari'nin şık golleriyle Suudi Arabistan öne geçti. Scaloni peş peşe 4 oyuncu değiştirse de bunun sahaya yansıması olmadı. Arjantin tamamen dağıldı ve organize olmayan hücumlarla bir şeyler yapmaya çalıştı. Dünya Kupası'nın ilk sürpriz sonucu, Suudi Arabistan'ın Arjantin'i devirmesi oldu. Bırakın final oynamayı, Güney Amerika ekibinin, Polonya ve Meksika'nın yer aldığı grubu ilk 2'de bitirmesi bile zor.
‘’Rennes 90+3'te kazandı‘’
Rennes, Fenerbahçe ile ilk maçı oynadığı döneme göre çok daha formda. Ancak dün, ligin zayıf ve düşüşteki takımlarından Angers karşısında fazlasıyla zorlandılar. Kırmızı-Siyahlılar tempoyu yükseltemedi, pozisyon üretemedi. Yine de Majer'in 90+3'teki penaltı golüyle kazanmayı bildiler.
Rennes, lige istediği gibi başlayamamıştı. Fenerbahçe ile ilk maçı da istikrarsız sonuçlar aldıkları dönemde oynamış, evlerinde 2-0 öne geçmelerine rağmen temsilcimiz 2-2'yi bulmayı başarmıştı. Kırmızı-Siyahlılar'ın 15 Eylül'deki o mücadeleye oranla daha formda olduğu bir gerçek. Dünkü Angers deplasmanından önce sırasıyla Strasbourg (3-1), Nantes (3-0) ve Lyon'u (3-2) yenerek hızla üst sıralara çıktılar. Ancak dün güçsüz rakibi karşısında Genesio'nun öğrencileri fazlasıyla zorlandı. 4-4-2 sistemiyle sahaya çıkan Kırmızı-Siyahlılar, hücum gücü yüksek kadroya rağmen pozisyon üretmekte zorlandı.
Gençler hareketlendirdi
Sağ bek Traore, ofansta en etkili isimdi. 43. dakikada Amine Gouiri, şık paslaşmalarla başlayan atağı golle sonuçlandırdı. Rennes 1-0 öne geçmesine rağmen özellikle tempoyu yükseltme konusunda sorun yaşadı. Rakip yarı alanda kaptırılan topta hızlı Angers hücumunu Salama güzel bir golle bitirdi: 1-1. Skora eşitlik geldikten sonra kontrataklarla etkili olan taraf Angers'ti. Bruno Genesio 69'da Majer ve Doue'yi, 76'da ise Meling ve Sulemana'yı oyuna soktu. Özellikle Majer ve 17 yaşındaki yıldız Doue'nin girmesiyle Rennes oyunun kontrolünü eline aldı. 86'da oyuna giren 19 yaşındaki Abline, kaleci Mandanda'dan gelen pasla ceza sahasına girip yere düşürülünce Kırmızı- Siyahlılar penaltı kazandı. Majer, hata yapmadı ve Rennes zor da olsa 2-1 kazandı.
Büyük değişim olabilir
Bu maç, Fenerbahçe mücadelesi için fazla ölçüt olmayabilir. Çünkü Genesio da Jesus kadar olmasa da Avrupa Ligi mücadelelerinde rotasyon yapıyor. Orta sahadaki Xeka, Avrupa listesinde yok. Dün sonradan giren Majer ve yedek bekleyen Ugochukwu muhtemelen perşembe günü 11'de olacak. Sol bekte de Truffert yerine Meling'i izleyebiliriz. Angers karşısında Kalimuendo ve Gouiri çift forvet oynadı. Bu ikiliden biri, Fenerbahçe önünde yedek bekleyebilir. Bourigeaud da dün iyi değildi. Ayrıca taktiğin de 4-3-3 ya da 4-2-3-1 olması muhtemel. Kısacası Genesio'nun perşembe günü 11'de birkaç değişiklik yapması yüksek ihtimal.
‘’Geçiş oyunu kapışması‘’
Rennes, bu sezon 4-3-3 ve 4-4-2 sistemini kullandı. Teknik direktör Bruno Genesio, son Auxerre mücadelesinde çift forvetli planı tercih etti ve 5-0 kazandılar. Fransız ekibi, potansiyelli kadrosuyla kimilerine göre Avrupa Ligi B Grubu’nun favorisi olarak gösteriliyor. Buna karşı çıkmak zor. Ancak sezona iyi başladıkları da söylenemez. Bunda, yaşanan sakatlıkların da etkisi var. Yeni transfer, forvet Kalimuendo ligde 2 maça çıktıktan sonra sakatlandı. Takımın en önemli hücum silahlarından olan Jeremy Doku’nun, kariyeri boyunca sıkıntı yaşadığı kas sakatlığı yine nüksetti. Son Auxerre karşılaşmasında ise orta sahanın vazgeçilmezi Santamaria sedyeyle kenara geldi.
4-3-3’e dönmeleri muhtemel
Özellikle Santamaria’nın oynamasının zor olduğu düşünülürse, Fenerbahçe karşısında 4-3-3’le sahaya yayılan bir Rennes izlememiz mümkün. KırmızıSiyahlılar’ın en önemli özelliği, son derece hızlı bir şekilde atağa kalkıp kısa sürede rakip kaleye ulaşmaları. Sulemana-Gouiri-Terrier üçlüsü süratli oyunlarıyla can yakabilir. Böyle bir rakibe karşı önde baskı yapmak riskli olabilir. Topu kapamadığınız zaman, savunmanızın arkasına sarkan 2-3 Rennes’li oyuncuyla tehlike yaşamanız olası. Jorge Jesus muhtemelen yine 3’lü savunmayı tercih edecek. Önde basmak yerine rakibi ikinci bölgede karşılamak, burada kazanılan toplarla Rennes’i kendi silahıyla, yani etkili bir geçiş oyunuyla vurmak mantıklı görünüyor.
Sulemana’ya karşı Samuel
Fenerbahçe, bu sezon önde baskıda olduğu kadar geçiş oyununda da başarılı olduğunu birçok maçta gösterdi. Bu tarz bir taktik tercih edilirse, Enner Valencia’yı yeniden 11’de görebiliriz. Ekvadorlu oyuncu defansın arkasına yaptığı koşularla gol attı, penaltı kazandırdı, rakibe kırmızı kart göstertti. King de bu konuda son derece başarılı. Diğer yandan Ferdi her ne kadar formda olsa da son derece süratli Sulemana karşısında sağ çizgide Osayi-Samuel tercih edilebilir. Özellikle sağ stoperde ağır Gustavo oynayacaksa... Sulemana hücumda çok büyük bir tehdit olsa da savunmada ciddi zaafları var. Arkasında oynayan Truffert’i birçok pozisyonda yalnız bırakıyor. Rakibi bu bölgeden zorlamak, rahat pozisyona girmemizi sağlayabilir.
‘’Hazır mısınız? Değiliz!‘’
Fenerbahçe, geçen sezonu İsmail Kartal yönetiminde çok iyi bir seriyle bitirmiş ve Şampiyonlar Ligi vizesi almıştı. Bu başarılı döneme rağmen Kartal ile yollar ayrıldı. Uzun süren görüşmelerin ardından takım Jorge Jesus’a emanet edildi. İmza töreninde iddialı açıklamalar yapan Portekizli teknik adam, taraftarlara, “Hazır mısınız?” diye seslenmişti. Bu sözler kısa sürede camiayı havaya soksa da şu ana kadarki gidişat hayal kırıklığı yarattı.
Ali Koç çark etti
Ali Koç, Jesus’un takımı uzun süredir takip ettiğini, 3-4 transfer istediğini söylemiş ve tercübeli hoca da bunu teyit etmişti. Ancak Fenerbahçe şu ana kadar 11 yeni oyuncuyu kadrosuna kattı. Bu kadar transfere rağmen Sarı- Lacivertliler’in en önemli eksiği olarak görülen ‘A sınıfı bir forvet’ takviyesi hâlâ yapılamadı. Ali Koç, başkan adayı olduğu dönemde 31 Mayıs 2018’de yaptığı bir konuşmada dönemin bakanı Aziz Yıldırım’ı eleştirmiş, “Vardar’a elendikten sonra iki transfer yaptık. Bunları yapacaksak neden Vardar’a elendikten sonra yapıyoruz? Çünkü panik transferi, insanları sakinleştirmek için” demişti. Fenerbahçe, 6 aydan fazla süredir resmi maç oynamayan Dinamo Kiev’e kaybedip Şampiyonlar Ligi’ne havlu attı. Ali Koç, Ümraniye maçı sonrası yaptığı açıklamada, “Paniğe gerek yok. Forvet transferi için Ağustos’un 10’undan sonrasını bekliyoruz. Transfer döneminin son haftası çok farklı şeyler oluyor” diyerek adaylıkta sarf ettiği sözlerin tam tersi demeç verdi.
Orta saha bomboş
Sarı-Lacivertliler’de savunmanın en önemli ismi Kim Min-jae, Napoli’ye satıldı. Yerine ise Flamengo’dan Gustavo Henrique ile Marsilya’dan Luan Peres geldi. Gustavo, ligin daha ilk maçı olan Ümraniyespor karşısındaki performansıyla taraftarın protestolarına maruz kaldı. Sol bekte oynayan Luan da yaptığı hatalarla güven vermedi. Diğer taraftan Jorge Jesus’un oturtmaya çalıştığı sistem de Ümraniye maçı sonrası kafalarda soru işaretleri oluşmasına neden oldu. Süper Lig’in yeni ekibi, hem de Kadıköy’deki dolu tribünler önünde, sadece Arao’nun olduğu orta sahayı rahatça geçip birçok pozisyona girdi.
Taraftar görevini yaptı
Görünen o ki ne yönetim transferler anlamında hazır, ne de takım ve Jorge Jesus’un oyun planı... Fenerbahçe’de şu anda hazır olarak görünen sadece taraftarlar. 12. adam, binlerce kombineyi dakikalar içinde tüketti, yeni sezon formaları çıkınca Feneriumlar’a akın etti. Her maç tribünleri tıklım tıklım doldurdu. Taraftarın şimdi tek bir beklentisi var: Kendilerine ‘Hazır mısınız?’ diye soran Jesus ve öğrencilerinin şampiyonluk için bir an önce hazır hale gelmesi...
‘’Tat vermeyen galibiyet‘’
Oyuncuların Jorge Jesus'un sistemine daha fazla adapte olması, birbirlerine daha fazla uyum sağlamasıyla Hull City karşısında çok daha iyi bir Fenerbahçe görmeyi bekliyordum. Sarı-Lacivertliler, as kadroya yakın bir 11'le sahaya çıktı. Jesus'un öğrencileri topa sahip olan, oyunun kontrolünü elinde tutan bir görüntü çizdi. Ancak bunu rakip kalede üretkenliğe çeviremedi. Valencia'nın direkten dönen şutu dışında vasat bir Fenerbahçe izledik. Sarı-Lacivertliler tempoyu bir türlü yükseltemedi. Acun ılıcalı'nın Süper Lig'den transferlerle Premier Lig'e çıkarmayı hedeflediği Hull City'nin bu haliyle Championship'te tutunması bile zor. Sarı-Lacivertliler'in bu kadar vasat bir rakip karşısında heyecan veren, sık sık pozisyona giren bir futbol sergileyememesi endişe verici.
Arda'dan sihirli değnek
Tatsız tuzsuz geçen maçta, tribünlere gelen binlerce kişiye 'Buraya boşuna gelmediniz' diyen, 87. dakikada frikikten harika bir gole imza atan Arda Güler'di. 89. dakikada yine Arda'nın başlattığı atakta Serdar Dursun skoru 2-0 yaptı. Genç yıldız adeta sihirli değnekle maça dokundu. Fenerbahçe kazandı ancak bu futbol bence Dinamo Kiev maçı öncesi alar zillerini çaldırmalı. Umarım Fenerbahçe'nin dünkü oyunu, tek günlük bir formsuzluktur. Aksi halde Dinamo Kiev karşısında işimiz çok zor. Son bir not, muhtemel ilk transfer Willian Arao'nun, Fenerbahçe'de şu anda takımın en formda ismi olan İsmail Yüksek'in yerine yapılacak olması da ilginç.
‘’Rakip zor durumda‘’
Normal şartlarda Dinamo Kiev, Devler Ligi’nin bu aşamasında karşılaşılabilecek en zor rakipti. Her sezon iddialı kadrolar kuran, Şampiyonlar Ligi tecrübesi yüksek olan Dinamo ile eşleşmek aslında şanssızlık sayılabilirdi. Ancak Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açmasıyla ülkede her alanda olduğu gibi futbol da ağır darbe yedi. Mavi-Beyazlılar, aralıktan beri resmi maç oynamıyor. Kedziora, Verbic, Vitinho, Gerson gibi oyuncular sezonun kalan bölümünü başka takımlarda kiralık olarak geçirdi.
Milli takımda 5 isim
Ukrayna takımlarının Avrupa’da mücadele edip etmeyecekleri belirsizdi ancak turnuvalara katılma kararı aldılar. Dinamo Kiev, Avrupa’daki iç saha maçlarını Polonya’da oynayacak. Ukrayna Milli Takımı’nın da oynadığı Lodz Stadı, Dinamo’ya ev sahipliği yapabilir. Muhtemelen karşımıza Ukraynalı oyuncuların ağırlıkta olduğu bir kadroyla çıkacak. Buna rağmen önemli isimlere sahip oldukları bir gerçek. Ukrayna’nın son oynadığı 1-1’lik İrlanda mücadelesinde Dinamo Kiev’den 5 isim, Zabarny, Karavaev, Sydorchuk, Shaparenko ve Popov görev yaptı. En önemli isim olan Tsygankov ise yedek bekledi.
Yıldızlar ayrılabilir
Dinamo Kiev’in en önemli avantajı, takımın başında Mircea Lucescu gibi bir teknik adamın olması. Rumen hoca, savaşa rağmen görevine devam etti. Muhtemelen istediği şekilde kadrosunu güçlendiremeyecek. Ayrıca Zabarny ve Tsygankov gibi yıldızların satılması da muhtemel. Açıkçası şu şarlarda, Midtjylland’tansa Dinamo Kiev ile eşleşmek daha avantajlı sayılabilir. Yine de kolay bir eşleşme olmayacak.
‘’Başakşehir'den haklı zafer‘’
Cezalı Emre Belözoğlu’nun tribünden izlediği maçta Başakşehir, her zamanki gibi topa sahip olup, oyunu rakip yarı alana yıkarak oynamaya çalıştı. Hatay’ın buna karşılık vermesini bekliyordum. Ancak Akdeniz ekibi, geriden oyun kurma konusunda çok zorlandı. Yapılan kritik pas hataları, kalelerinde zaman zaman tehlikeli pozisyon görmelerine neden oldu. 21. dakikada bu hatalardan biri Onur’dan geldi. Topu kapan Aleksic müsait pozisyonda dışarı vurdu. Hatay, yarı sahayı geçmekte bile zorlandıkları bir ilk yarı oynadı. Başakşehir ise oyuna tamamen hakim olmasına rağmen, sakat olan Okaka’nın yokluğunu hissetti. İlk devrede gol sesi çıkmadı.
Munir’den büyük hata
Hatay tek pozisyonunu 58’de buldu; Saba sağdan ortaladı, El Kaabi alt pas üzerinden dışarı vurdu. 65’te gelişen Başakşehir atağında Munir topu elinden kaçırınca Deniz Türüç, takımını öne geçirdi: 1-0. Golden sonra Hatay’ın direnci kırıldı. 77. dakikada Serdar Gürler’in ortasında Mahmut, farkı ikiye çıkardı: 2-0. 88’de ceza sahası dışı sağ çaprazından kazanılan frikikte Deniz Türüç, harika bir vuruşla Munir’i avladı: 3-0. Başakşehir, zorlu geçmesi beklenen maçı farklı kazanıp Avrupa yolunda önemli bir adım attı.
‘’Rize, Fener'in işini kolaylaştırdı‘’
Fenerbahçe, Rize deplasmanına çok formda gelse de karşısında ligde kalma yolunda son kozunu oynayacak bir rakip vardı. Bu nedenle yaşanacak bir puan kaybı hiç de sürpriz olmazdı. Ancak ev sahibi ekip daha ilk dakikada maçı rakibine altın tepside sundu. 33. saniyede Fabricio Baiano'nun takımına ihanet edercesine gördüğü kırmızı kartla Rize için mücadele 1. dakika dolmadan bitti. Karşılaşmaya zaten son derece etkili başlayan ve henüz 17. saniyede Serdar Dursun ile net bir fırsatı değerlendiremeyen Fenerbahçe, rakibi 10 kişi kaldıktan sonra sezonun en rahat maçını oynadı. 9. dakikada Serdar Dursun'un pasında Rossi skor perdesini açtı: 1-0.
Yine hat-trick
Sarı-Lacivertliler peş peşe pozisyonlara girse de kaleci Gökhan Akkan tek başına direndi. Ancak 45+3'te Ronaldo elle oynayınca Halil Umut Meler penaltı noktasını gösterdi, Serdar Dursun ağları sarstı: 2-0. 45+9'da bu kez Eren Albayrak, maçın başından beri gerginlik yaşadığı İrfan'a arkadan müdahale ederek faul yapınca bir penaltı kararı daha çıktı. Serdar Dursun yine hata yapmadı: 3-0. İlk yarı bu skorla bittikten sonra maçın farka gideceği de belli oldu. Rize rakibine hiçbir şekilde direnç gösteremedi. 51'de Nazım'ın ortasına Arda Güler kafayı vurdu, kaleci Gökhan'dan dönen topu Serdar filelere yolladı ve ilk yarıda olduğu gibi yine Rize'ye karşı hat-trick yaptı: 4-0.
En rahat maç
Sarı-Lacivertliler, adeta elini kolunu sallayarak rakip kaleye yüklenmeye devam etti. 65. dakikada Arda Güler'in asistinde Enner Valencia, oyuna girdikten sadece 1 dakika sonra golünü attı: 5-0. 75. dakikada Sarı-Lacivertliler yine rahat paslarla ceza sahasına girdi, Zajc asist yaptı, Nazım arka direkte golünü attı: 6-0. Fenerbahçe için sezonun kalan bölümündeki en zorlu sınavlardan biri olması beklenen karşılaşma, başta Baiano ve Eren olmak üzere Rizesporlu oyuncuların amatörce bile denemeyecek hataları sayesinde en kolay maç olarak tamamlandı.