Arama

Popüler aramalar

‘’Oğuzhan'dan sonra!..‘’

Ümit Kurt, karşılaşmanın başında Serdar Kurtuluş’un vurduğu topu eli ile kestiğinde hakem Mete Kalkavan ‘penaltı’ noktasını göstermiş olsaydı Beşiktaş ve yandaşı, durduk yerde ‘dokuz doğurmayacaktı!.. Üstüne bir de ‘gecenin iyisi’ Ertuğrul Taşkıran, Veli Kavlak’ın sert şutunda topa parmaklarının ucuyla dokunmasa, meşin yuvarlak kalenin üst direği ile değil de ağlarla buluşacak, siyah-beyazlı ekip de yarım saatlik periyodu iki farkla önde kapayacaktı. Ancak öyle olmadı, olamadı…Cicinho’nun kullandığı köşe vuruşunda gelen topa mükemmel vuran Manuel da Costa, takımını öne geçirdi...

Buraya kadar olan - biten, futbol mantelitesinde ‘kabul’ görür… Hakem hatası, kaçan gol ya da goller en az atılanlar kadar olağandır, bu oyunda…Sıra dışı olanı; Slaven Biliç’in oyuna, kezlerce ‘yetisi’ sınanan buna karşın ‘yetersiz’ bulunan Kerim Frei Koyunlu ile başlaması oldu! Oğuzhan Özyakup’un sakat veya cezalı değil de, yedek kulübesinde oturuyor olması, üzerine ‘tüy dikiverdi’ elbette… Değişim oyunun ikinci bölümünde gerçekleşti, o dakikada da Demba Ba, ‘beklenen şarkı’ enleminde, ligdeki ilk golünü atıp eşitliği sağlayıverdi. Hakem Mete Kalkavan, Olcay Şahan’ı yere indiren ‘sarı kartlı’ Cicinho’yu oyun dışında bırakmak yerine kendisine bunu anımsatan Ramon Motta’ya kart göstererek daha fazla ‘batıverdi!’ Çok geçmedi, Demba Ba; bir tane daha (el desteğiyle) atıp Beşiktaş’ı öne geçiriverdi ancak o dakikaya kadar da Sivasspor’un başarılı kalecisi Ertuğrul Taşkıran iki mutlak golü becerisi ile savuşturdu. Oyuna, Macauley Chrisantus’un yerine dahil olan Hakan Arslan, Beşiktaş ceza alanı içindeki karambolde topa son vuran isim olmakla yetinmedi, eşitliği sağlayan futbolcu oluverdi. Ne var ki Sivasspor’un eşitlik çoşkusu çok kısa sürdü. Demba Ba belki de attığı iki golden çok daha güzelini yaptı ve Olcay Şahan’a ‘mükemmel’ bir top çıkardı, Olcay da benzeş enlemdeki vuruşuyla Beşiktaş’ı Ankara’da bir kez daha öne geçirdi. Karşılaşmayı bu kez ‘birinci yarı – ikinci yarı’ değil de, ‘Oğuzhan Özyakup öncesi - Oğuzhan Özyakup sonrası’ şeklinde değerlerdirmemiz gerekli. Ancak Bunu yaparken de, Atiba Hutchinson’ın hakkını vermeli. Atiba Hutchinson ‘her takıma lazım’ kader bu ya, kadrosunda bulunduran Beşiktaş…Bu da rakipler için doğal dezavantaj! Yediği üç gole karşın kaleci Ertuğrul Taşkıran’ı da kutlamalı ve ulusal takım için önermeli. Hakem Mete Kalkavan mı? Onu sevgili Zekeriya Alp’a havele edelim! Beşiktaşlı futbolcular kenetlendiklerinde zorun üstesinden nasıl gelebileceklerini yine gösterdiler. Bir de Serdar Kurtuluş sakatlanmasaydı…

twitter.com/asenaozkn

20 Ekim 2014, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Tolga, “Sakın Volkan olma!'‘’

Sevgili Tolga Zengin; becerinden, özverinden hiç kimsenin kuşkusu yok… Bu nedenle sen iyisi mi, ‘sen’ ol… Sakın ola ki ‘ İmitasyon Volkan’ olmaya soyunma! Ne yazık ki, iki haftadan bu yana Volkan ile özdeş sendrom yaşayıp, istem dışı ‘itici’ görünüm sergiliyorsun! Ya sakatsındır ya da maça devam edecek durumda… Sakın aklın kalmasın, Cenk Gönen de en az senin kadar iyidir kalesinde. Şayet kendinden söz ettirmek istiyorsan sen kaleni koru, bizler gerekeni yazarız!

Futbolcuların birbirlerine selam vermesini dahi ‘faul’ olarak değerlendiren hakem Çağatan Şahan’ın başlangıç düdüğü ile başlayan karşılaşmada, Beşiktaş’ın er ya da geç golü atacağı, ardından da yiyeceği, fazlaca belirgindi. Zira, Siyah-Beyazlı ekipte bu kez kanatlar çalışıyordu. Olcay Şahan bir sağda bir solda, sonunda; Gökhan Töre’nin Serdar Kurtuluş’a bıraktığı topu iyi takip ederek kaleci Ruud Boffin’den dönen topu ağlara göndererek hak ettiği alkışı da alıverdi zaten. Bu kez Olcay Şahan yerilmez, üstüne üstlük alkışlanır; hem topu takip etmesi, hem de son vuruşu nedeni ile…Beşiktaş’ın gol yiyeceği niçin belirgindi? İleri uç elemanının ya da gerisindeki üçlünün topa vururken kafalarını kaldırıp nereye vurduklarını görmemesi… ‘Laf ola beri gele’ vuruşlara, attıkları gol sonrası oyunu ‘rolantiye’ almaları... Ya sonrası? Elbette gözler Oğuzhan Özyakup’un üzerindeydi. Slaven Biliç tercihini Oğuzhan’dan yana kullanıp, ikinci yarının ortasına kadar Jose Sosa’yı oyuna almamıştı. Sosa oyuna dahil oldu ardından da ‘gezinen’ Demba Ba’nın yerini Cenk Tosun aldı… Tam o sırada da, Berkay Tolga Dabanlı, attığı golle skoru eşitleyiverdi. Daha önemlisi ilk yarıda atılan ancak ‘ofsayt’ gerekçesi ile geçerli sayılmayan bir gol daha vardı! Gecenin ve de iki önemli puanın faturası birisine çıkmalı ama kime? Dinmeyen yağmur ile aralıksız esen sert rüzgara mı? Elbette ki ‘hayır…’

Bir teknik adam takımla böylesine oynar ve futbolcuların ‘özgüvenini’ yerle bir ederse, sonuç son derece doğaldır. Beşiktaş geride kalan haftada şansı ile kazandı ama bu hafta ‘şansı’ yaver gitmedi ki son derece doğal... Oyunun ikinci yarısında Oğuzhan Özyakup ile Olcay Şahan’ın yedek kulübesine çekileceğini yanlı-yansız tüm futbol tutkunları öğreniverdi. ‘Sen’ bu futbolculardan ne beklersin? Son periyodta Kerim Freie Koyunlu oyuna girecek, Beşiktaş’ı kurtaracak! Hadi canım sende… Bu arada ‘Passolig’ nedeni ile takımını desteklemeye gelmeyen Beşiktaşlıların eleştiri yapmamaları daha akılcı olur. Takım ekran başından desteklenmiyor!

https://twitter.com/asenaozkn

28 Eylül 2014, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Biliç ile Serdar!‘’

Slaven Biliç’e sormalı; ‘Gözden çıkarıp, küstürdüğün emekçi Serdar Kurtuluş’a neden sarıldın?’ Savunmanın sağında Feyyaz Uçar’ın deyişi ile ‘malzemeci Süreyya’ dışında herkesi denedin, Bursa karşısında da ‘Necip Uysal’ dedin, sağ kulvar ‘yol geçen hanına’ dönünce, yerdiğin Serdar Kurtuluş’u ‘kurtarıcı’ görmek de neyin nesi! Bir ilk yarı; ev sahibi Bursaspor rakibi Beşiktaş’ı abartısız kendi alanına hapsediyor! Siyah-beyazlılar oyunu kendi alanlarında kabul edip, organize olmayı başaramıyor. Malili oyuncu Cedric Bakambu önce soldan, sonrasında Volkan Şen ile kanat değiştirerek sağdan topu sürüyor ve ortasını yapıyor. Bir değil, on değil; defalarca… Ne Beşiktaş orta alanı ne savunma hattı buna engel olamıyor. İlk yarıda sayısız fırsatı tepen Bursaspor, tek atak dahi yapamayan, kaleyi bulan bir şut çekemeyen ise Beşiktaş… Devre bitmeden isteksiz oyunun faturası Oğuzhan Özyakup’a kesiliyor ve yerini Jose Sosa alıveriyor. İkinci yarı başladığında ise Necip Uysal – Serdar Kurtuluş değişimi yaşanıyor. Slaven Biliç elbette ki ‘radikal’ değişim yaptı Bursa’da. Takımın ‘istikrarlısı’ Roman Motta ile başlamayıp İsmail Köybaşı’nı onun yerine sahaya sürdü. Ne var ki, Beşiktaş’ın sorunu savunmadan daha önce orta alan ve oyunu yönlendirecek yetiye sahip ‘eleman!’ Kaldı ki, Roman Motta’nın sol kulvardan yaptığı ‘ortalar’ ortada… Beşiktaş ikinci yarıda canlanıverdi… Bursaspor baskısını yitirdi ve ilk yarıda bulduğu ama cömertçe harcadığı pozisyonları bu kez kontra ataklarla aramaya başladı ve buldu da… Siyah-beyazlılar ise gole Olcay Şahan ile iki kez öylesine yaklaştılar ki, abartısız Olcay’ın son vuruşlardaki yetisizliği ‘bu kadar da olmaz’ söylemi ile örtüştü. Bundan kendisi de ‘utanmış’ olacak ki, Jose Sosa'nın bıraktığı topla öylesine güzel bir gol attı ki, kaleci Harun Tekin’in yapabileceği hiçbir şey kalmadı. Ancak yanılgıya düşmemek gerekli! Beşiktaş bir gol ile çok önemli üç puanın sahibi oluverdi. Gerçekçi olmak gerekir ise Bursaspor ilk yarıda yakaladığı pozisyonların bir ya da iki tanesini gole çevirebilseydi, ne olurdu?

Beşiktaş’ın işi zor… Bir teknik adam oynanan onca resmi maça karşın hala sağ kulvarın savunma elemanında karar kılamıyor ve bu alanda denediği futbolcuları tek, tek kırıyor ise o takımda istikrar ve disiplinden söz etmek ‘ahmakça’ olur! Tek sorumlu Slaven Biliç mi, elbette ki ‘hayır!’ Kafasını kaldırmadan kaleye şut çektiği yanılgısına düşenler, emek vermeden atacağı gol ile ‘kahramanlık’ peşinde koşanlar, kırgınlığını sahaya yansıtanlar ve tabii bir de ‘ödemeler!’ Olcay Şahan öylesine önemli bir gol attı ki, bu yengi; Beşiktaş’ı da Slaven Biliç’i de uzun süre eleştiri oklarından koruyacak gibi… Bursasporlu futbolcular mı? Şenol Güneş hafta boyunca onlara kaçırdıkları sayısız fırsatı izlettirecek. ‘ Ahhh’ mı derler, yoksa ‘Vahhh’ mı, onlara kalmış! Renato Civelli'nin yaptığı mı? Sadece terbiyesizlik...


twitter.com/asenaozkn

23 Eylül 2014, Salı 02:35
YAZININ DEVAMI

‘’Gökhan kafasını kaldırsa!‘’

Tartışmasız Beşiktaş’ın ‘dinamosu’ Gökhan Töre… Enerjisi tükenmiyor, mücadeleden yılmıyor, sahada kaldığı süre içinde koşturuyor ve önemlisi ‘takım oyunu’ oynuyor. Ancak; ‘kafasını yerden kaldırdığında’ yararlı oluyor! ‘Doldur-boşalt’ ortaları bir yana bırakıp yapacağı ortadan önce kafasını yerden kaldırıp topu aktaracağı arkadaşını görürse, sorun yok, Asteras Tripolis karşısındaki gibi. Attığı gol için alkışlamalı, yaptığı akıl dolu ortalar içinde kutlamalı… Asteras Tripolis’in kalesini koruyan 1.97’lik Tomas Kosicky’nin koruduğu kaleye golü atan Gökhan Töre ancak attıran da Oğuzhan Özyakup… Nerede ise karşılaşmanın bütününde kanatları kullanamayan Beşiktaş, doksan dakikanın büyük bölümünde ortadan yüklenirken takımın ‘akıl hocası’, kusursuz top dağıtımı ile Oğuzhan Özyakup olup çıkıverdi, yağmurlu gecede. Manuel Fernandez’in ardından Beşiktaş’ın ileri üçlüsünün ortasında ciddi anlamda sıkıntı yaşandı. Oğuzhan Özyakup ya sakattı, ya cezalı, ya da istenen uzakta. Ne var ki özlemi çekilen Oğuzhan, Yunan temsilcisi karşısında kendini gösteriverdi. Zaten oyunun hemen başında da Dorin Goian’ın neden olduğu frikik pozisyonunda topu ağlar gönderiyordu, genç yetenek… Karşılaşmanın ilk yarısında Giorgos Zisopoulos’un tanımlama yerinde ise ‘elini kolu sallayarak’ dört savunma elamanın bakışları altında ceza alanına girip kaleye şutunu çekmesi ise Beşiktaş savunma elemanları adına ‘utanç’ ihtiva ediverdi. Sakatlanan Mustafa Pektemek’in yerini alan Cenk Tosun’un Beşiktaş’a uyum sağlaması biraz daha zaman alacak gibi gözüküyor! Ama bir daha böylesine ‘uygun’ şansı ne zaman yakalar meçhul! Asteras Tripolis lige iyi başlamamasına karşın Beşiktaş’a rakip olana kadar oynadığı üç ön eleme maçında istikrarı yakalamış bir ekip. Kötü oynamadılar, kanatları iyi kapadılar ve orta alanda yaban atamayacağımız mücadele sergilediler. Zaten bitime bir kala oyuna sonradan dahil olan Facundo Parra attığı ‘müthiş’ golle skoru eşitleyip, oyun disiplinini yitirmediklerini ortaya oldukça ‘net’ şekilde koyuverdi. Beşiktaş, ‘ahhh’ deme lüksüne sahip değil! Önce Slaven Biliç’e sorarlar; “Sahadaki en yararlı oyuncun Oğuzhan Özyakup’u neden yedek kulübesine çekip Jose Sosa’yı oyuna dahil ettin?” Sonra da sahadaki Beşiktaşlı futbolculara soru oklarını yöneltirler; “Neden şut çekerken kafanızı yerden kaldırmayıp topa içgüdü ile vurursunuz?”

Beşiktaş mı bunu hep yapıyor yoksa Slaven Biliç mi? Bana öyle geliyor ki, gereksiz değişimler Beşiktaş’ın başına durduk yerde iş açtı. Sahadakilerin beceriksizliği de pişmiş aşa su kattı!

twitter/asenaozkn

19 Eylül 2014, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Olcay'a kızmalı mı?‘’

Geride kalan sezonun büyük bölümü de dahil olmak üzere Olcay Şahan’ın sol kanatta hiç bir varlık gösteremediğini değil Beşiktaşlı, ‘cümle alem’ biliyor! Ancak nedendir bilinmez Biliç, Olcay Şahan’dan vazgeçmiyor ve ‘kontenjan’dan bu futbolcuyu tüm beceri yoksunluğuna karşın sahaya sürüyor. Gökhan Töre kanat değiştirdiği anlarda Olcay Şahan orta alanda işe yarasa hadi neyse, ancak o da yok… Elbette bu teknik direktörün vereceği karar bize sadece eleştirmek düşer!

Beşiktaş, boş statta yandaş desteğinden yoksun ancak hızlı başladı oyuna. Ne var ki, Mehmet Özdilek de takımını akılcı taktikle sahaya sürmüştü. ‘Şifo’, Beşiktaş’ın genelde sağ kulvarı kullanacağını, solda ise Olcay Şahan faktörü nedeni ile Siyah-Beyazlı ekibin aksama yaşayacağını bizden iyi biliyordu, kuşkusuz. Bu nedenle Beşiktaş’ın oyunun başında sağ kulvardan taşıdığı toplar sürekli kesiliverdi Çaykur Rizesporlu; Ali Adnan, Ümit Korkmaz , Giray Kaçar ve Kıvanç Karakaş’ın istemli ve hatasız oyunları ile… Gökhan Töre kanat değiştirdiği dakikalarda ise Beşiktaş sadece avantaj yakaladı gibi gözüküverdi. Beşiktaş’ın sorunu bir değil! Oğuzhan Özyakup’un yokluğunda ortanın ortasında top dağıtacak, yönlendirecek eleman yoksunluğu yaşandı. Kanatlardan gelen sınırlı ortalar, konuk ekibin savunma elemanlarını aşsa dahi gelen topa değil vurmak, kimsecikler dokunamadı dahi... Konuk ekibin ‘katı defansı’ Beşiktaş’ı fazlaca zorladı. İstanbul’a gelip kolayca ‘teslim olmalarını’ zaten kimse beklemiyordu ancak aşılması zor defans da açıkçası ‘sürpriz’ niteliği taşıyıverdi. Gecenin tek şaşırtanı bu olmadı tabii ki! İkinci yarının başında Ümit Kormaz’ın golü biraz daha fazla ‘sarsıcı’ oluverdi Beşiktaş adına… Geriye kalan dakikalarda oyuna dahil olan Tomas Sivok, Necip Uysal ve Kerim Frei Koyunlu’nun katkısı ne olurdu?

Katkı öyle bir isimden geldi ki!.. Bitime az kala, köşe atışından gelen topa dokunan Olcay Şahan attığı golle hem kendini, hem de Beşiktaş’ı kurtarıverdi. Bu da yetmezmiş gibi eleştirilenlere yanıt verdi! Ancak attığı gol sadece geceyi ‘kısmen’ kurtarıverdi. Olcay Şahan’a kızmalı mı, alkışlamalı mı? Açıkçası kararsız kaldım! Büyük umutlarla transfer edilen Cenk Tosun’un durumu ne olacak? Beşiktaş, transferde bir kez daha mı hayal kırıklığı mı yaşayacak? Beşiktaş’ın skor zenginliği Ricardo Queresma ile Manuel Fernandez’in ardından Demba Ba’ya mı endekslenecek? Yoksa Beşiktaş, sorunlu ya da kronik sakat bireysel yetilere bel bağlamayıp, takım mı olacak? Rize karşısındaki eşitliğe ve beraberindeki tek puana sevinmek pek Beşiktaş’a ve Beşiktaşlıya göre değil!

https://twitter.com/asenaozkn

16 Eylül 2014, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’En iyisi Cenk Gönen…‘’

Önce sahada mücadele eden her iki takım oyuncularını da yürekten kutlamalı… Sıcak ve neme karşı koydukları gibi ‘patates tarlası’ enlemindeki sahada ‘futbol’ oynamayı başardıkları için elbette…Ardından bilirkişilerin ‘toplama takım’ olarak tanımladığı Mersin’i ve teknik direktörü Rıza Çalımbay’ı alkışlamalı. Kısa sürede içinde ‘takım’ yaratmayı başarması nedeni ile… Sonra da sıra Beşiktaş’a gelmeli tabii!
Belirgin; Arsenal maçları Beşiktaşlı futbolcuları gerek fiziksel, gerek düşünsel olarak ciddi şekilde yormuş! Teknik direktör Slaven Biliç’in bunu gözönünde bulundurup, risk alarak ‘rotasyan’ yapması da alkışlanmalı ancak!.. Bu radikal değişimlerde Olcay Şahan neden hep sahada kalan isim olur? Her futbolcunun yedek kulübesinde geçirdiği zamanlar var, Olcay Şahan dışında!.. Yerini Kerim Frei Koyunlu’ya bırakana kadar bırakın takıma katkı sağlamayı, bol,bol top yitirip Beşiktaş için ‘pranga’ olup çıkıverdi Olcay Şahan bir kez daha. Beşiktaş golü bulduğu dakikaya kadar oyun kuramadı, organize atak gerçekleştiremedi. Buna karşın Mersin bireysel yeteneklerle gol arayıp durdu. Özellikle de Prejuce Nakoulma topla her buluştuğunda ‘tehlike’ yarattı. Mustafa Pektemek’in pasının ardından Gökhan Töre’nin rakibinden çalıp yaptığı ortada topu kafa vuruşu ile kaleye gönderip Beşiktaş forması ile ilk golünü atan Cenk Tosun’un daha becerili olmasını beklerdik… Belki zaman içinde takım arkadaşları ile senkron tutturur, ki Demba Ba’nın sakatlığı iddia edildiği gibi kronik ise bu zorunlu olacak! Kerim Frei’nin kaçırdığı gol haklı olarak Biliç’i ‘zıvanadan çıkardı’ üstüne Cenk Tosun’un karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu kaleye gönderememesi Beşiktaş adına dayanılır gibi değildi. Ev sahibi ekibin son dakikalardaki baskısı arttıkça arttı… Kaçanların önemi de daha rahat anlaşıldı! Cenk Gönen, tartışmasız Beşiktaş’ın en iyisiydi Mersin’de. Nihat Şahin de ev sahibi ekibin…Hamek Tolga Özkalfa, ilk skor tabelası 0-0’ken Mustafa Pektemek’in ceza alanı içinde kendini yerde bulduğu pozisyonda ‘penaltı’ noktasını göstermiş olsaydı eleştiri oklarının hedefinde olmazdı! Beşiktaş kötü zemin ve dayanılmaz nemli havada üç puanın sahibi olduysa tebrik edilmesi gereken ilk isim; kaleci Cenk Gönen olmalı…Tebrikler Cenk Gönen, yedek kulübesinde futbola küsmediğin için…

twitter/asenaozkn

31 Ağustos 2014, Pazar 02:35
YAZININ DEVAMI

‘’Kandırıkçı Arsenal ve hakem!‘’

Olimpiyat Stadı’nda ‘yememek’, kendi evleri Emirates’de ise ‘atmak’ için oynadılar. Attılar da, Alexis Sanchez ile ilk bölümün son dakikasında… Tolga Zengin’in kolunun altından geçip giden top ağlarla, Beşiktaş da bir alt kupayla buluşuverdi. Sonuç için bir kez daha Beşiktaş’ın ‘makus talihi’ deyip geçiştirecek miyiz yoksa gerçekle mi yüzleşeceğiz? Ütopya değildi elbette ki siyah-beyazlıların İngiltere’de gol yememesi ya da atması ama futbol tutkunları biliyordu, fazlaca zordu… Bir yanda kanatları Süper Lig’de kullanmakta zorlanan Beşiktaş, diğer yanda kanatları kullanarak başarısından söz ettiren Premier Lig’in güçlü temsilcisi. Bir tarafta teknik direktör değiştirerek başarıyı yakalayacağını inananlar, diğer tarafta 16 yıldan bu yana aynı takımı çalıştıran teknik adam ve onu her sonuçta koşulsuz destekleyenler! Beşiktaş, Emirates’deki mücadelenin hiçbir anında teslim olmadı rakibine, üstüne üstlük Mathieu Debuchy ikinci sarı kartla oyun dışında kaldığında sahada ‘bir’ fazla olan siyah-beyazlılar baskılarını en üst seviyeye taşıdılar. Oyunun ve sahanın beceriksizi Olcay Şahan’ın yerini alan Gökhan Töre, takımını ateşleyen isim olarak ön plana çıktı, arta kalan dakikalarda. Koşmaktan tükenen Veli Kavlak’ın yerine sahaya çıkan Necip Uysal’ın oyuna katkısı doğal olarak alt seviyede olacaktı. Beşiktaş son on beş dakikalık süreçte baskısını öylesine arttırdı ki… Arsenal’i elemesi kesinlikle ‘sürpriz’ olmazdı. Siyah-Beyazlılar mücadelelerini Şampiyonlar Ligi yerine bir alt organizasyonda aynı düzeyde sergilerlerse, kuşkusuz başarıyı yakalayacaklar. Ramon Motta’nın pozisyonu penaltı ve kırmızı kartı gerektiriyor muydu? Kesinlikle ‘evet’ ancak Portekizli hakemin ruh halini ve tutumunu çözemedim! Çözebildiklerim; Beşiktaş’ın Arsenal’i elemesine ‘ramak’ kala deneyim noksanlığı nedeni ile bunu gerçekleştirememesi, beraberinde taraflısını da, tarafsızını da üzmesi… Olcay Şahan’ın ligde ite kaka idare edeceği, ancak sınırlı yetisinin Beşiktaş’ı ileri taşımaya yetmeyeceği… Siyah-beyazlı ekibin kanatları kullanarak sonuca gitmesi gerektiği ve tüm ‘gol’ beklenti yükünün, Demba Ba’nın omzuna yüklenmemesi… Beşiktaş, Arsenal’e ‘kök söktürdü’ mü? Kesinlikte, ‘evet’ ancak tur atlayan Arsenal oldu… Ezcümle: Futbol sonuç oyunudur!

twitter/asenaozkn

28 Ağustos 2014, Perşembe 02:35
YAZININ DEVAMI

‘’Kaçanlara 'ahhh!'‘’

‘Kaç tane yeriz?’ hesabı yaparken, kaçanlar için ‘Ahhh – Vahhh’ demek de varmış, Beşiktaş’ın Beşiktaşlı’ların kaderinde! Öyle ya rakip, sıradan değil şan-şöhret-para sahibi ‘BAE’ destekli Arsenal… Nam-ı, doğal olarak kendisinden önde gidiyor! Ne var ki, güçlü İngiliz ekibinin bu kez önünde giden Beşiktaş oluverdi, sıcak ve de nemli İstanbul gecesinde. Arsenal’in Polonyalı kalecisi Wojciech Szczesny, Demba Ba’nın başlangıç vuruşunu son anda çıkarınca ayağa fırladık ama olamadı, parmak uçlarına takılıverdi son anda... Çok geçmeden Beşiktaş’ın Senegalli futbolcusu da, kaleci Szczesny de benzeş pozisyonda becerilerini sınadılar ama bu kez de kazanan olamadı. İlk yarı sona ererken Demba Ba, ikinci bölümün başında da Olcay Şahan öylesine kolay pozisyonları cömertçe harcadılar ki tribündekiler, ekran başındakiler hatta ve hatta yansızlardan ‘Ahhhh, bu da kaçar mı?’ serzenişleri yükseliverdi, haklı olarak! Sarı kartlı Aaron Ramsey’in bitime on dakika kala ikinci sarı ile oyun dışında kalması, Beşiktaş’ın iştahını bir kez daha açıverdi! Siyah-beyazlı ekibin baskısı ve istemi karşılaşmanın başından bu yana üst seviyedeydi ancak rakip sahada bir eksikle kalınca daha cazip hale geliverdi baskıyı arttırmak. Bunun yanında istenenden uzak Olcay Şahan’ın yerini alan Gökhan Töre ile oyuna sonradan dahil olan Kerim Frei ‘taze kuvvet’ olarak katıldılar sahadaki arkadaşlarına… Bu dakikadan sonra da Beşiktaş’ın oyun sistemi değişiverdi. Ama ‘o’ gol gelmek bilmedi. Arsenal’in olası gölünü ise Tolga Zengin – direk ve son olarak yine Tolga

Zengin önleyiverdi!

Beşiktaş kusursuza yakın oynadı dün gece Arsenal karşısında… Demba Ba ile Olcay Şahan bulduklarını atabilseler, gecenin tek yokluğu ‘gol’ de oluverecekti aramızda! Oysa Beşiktaş, iki ayaklı ve böylesine önemli maçlarda ‘gol’ kaçırma lüksüne sahip olmamalı! Yine de Siyah-beyazlılar beklenin üzerinde oynadılar ve abartısız Arsenal’e sahayı dar ettiler. ‘Arsenal bilinçli kapandı, çok fazla çıkmadı. Onlar gerçek oyunlarını İngiltere’de sergileyecekler’ varsayımlarına saygı duymakla birlikte, Beşiktaş’ın Londra’da çok daha rahat olacağını iddia edebilirim! Emirates’de oynamak Atatürk Olimpiyat Stadı’nda oynamaktan daha mı zor?

Asena Özkan / Twitter

20 Ağustos 2014, Çarşamba 01:00
YAZININ DEVAMI