A Erkek Milli Takımımız ise C grubunda Hırvatistan, Belarus ve İsrail’den oluşan rakipleri karşısında 4 galibiyet 8 mağlubiyet almasına rağmen ev sahibi olarak finallerde yer alacak. Marmaris’te Amiral Orhan Aydın Spor Salonu’nda bugün ve yarın yaşanacak voleybol şöleninde ev sahibi avantajını kullanmak isteyen A Erkek Milli Takımımızın rakipleri; A Grubu lideri Belçika, B Grubu lideri Çek Cumhuriyeti ve C grubu lideri Hırvatistan olacak.
Türkiye, Avrupa Ligi’nde son 6 senelik süreçte dördüncü kez final four oynayacak. Geçen sene Ankara’da finalde Hollanda’ya kaybeden Milliler ikincilikle yetinmişti. Daha dinamik bir kadroyla mücadele eden Türkiye’nin ilk gün oynayacağı Hırvatistan, eleme aşamasında 12 maçta sadece 2 mağlubiyet aldı. Hırvatlar, daha önceden finali garantilediklerinden gruplarında son maçlarında Belarus’u 3-1 yenerken zorlanmadılar. Turnuvanın başından bu yana genelde aynı kadroyla yola devam eden Hırvatların en önemli ismi Ivan Rasic. Çek Cumhuriyeti ise bugüne kadar inişli çıkışlı performans ortaya koydu. Servis avantajını yakaladığı zaman affetmeyen Çekler, finalin iddialı ekiplerinden Belçika karşısında ter dökecek. Gruplarında mağlubiyet yüzü görmeyip çok iyi bir seri yakalayan Belçika’nın antrenörü Dominique Baeyens, takımının agresif yapısını finallerde de koruyacağından emin.
Erkeklerde şampiyon olan takım, gelecek seneki FIVB Dünya Ligi için Kıtalararası Eleme Turu’na katılma hakkı kazanacak. Bayanlarda ise Dörtlü Finali 1. ve 2. sırada tamamlayan takımlar, FIVB Dünya Grand Prix’ine doğrudan katılım hakkı elde edecek.

1.90’lık güçlü Alman sprinter, Tur’da kazandığı 3 etapla şu an hayallerinin bile ötesinde yazıyor kariyer notlarını. Kazandığı son etap zaferini onun için can hıraş çalışan takımına adayıp vefa örneği de sergileyen 25 yaşındaki bisikletçi, bir gün önce Mark Cavendish’ten aldığı omuz darbesiyle kendini yerde bulan takım arkadaşı Tom Veelers için de ayrı bir parantez açmayı ihmal etmedi. Kittel’i zafere taşıyanlardan biri olan Veelers’ın yüzünden süzülen gözyaşları ise hem ağrıları, hem zafer, hem de kendine duyduğu gururdan olsa gerekti. Son ana kadar soğukkanlılığını korumayı başaran Kittel, tansiyonun en yüksek olduğu son 100 metrede Cavendish’in geçtiğini görünce varını yoğunu ortaya koyarak gün geçtikçe daha çok tecrübelendiğini de kanıtladı.

Bu zafer Almanlara Tur tarihinde 3 gün üst üste (Kittel-Martin-Kittel) başarı getirerek ilki de yaşattı. Tur’dan şu ana kadar da 5 Alman birinci çıktı. Bu arada, Gert Steegmans’ın sonuna kadar taşıdığı favori sprinter Cavendish bile kendinden daha hızlısına karşı çaresizliğine rağmen Kittel için ‘sprintte gelecek süperstar’ cümleleriyle büyüklüğünü gösterdi. Sprintin diğer favorileri Sagan ve özellikle Greipel için ise talihsiz bir gündü. Slovak Şampiyon Sagan, Vacansoleil’den Kris Boeckmans tarafından bariyerlere itilince ritm kaybetti ama zaten hedefi olan yeşil mayoyu koruyarak teselli buldu. Lotto’dan Greipel için ise durum daha hazindi. Greipel’in treninden 3 kişi kazaya karışınca sprinte taşıyacak kimse kalmadı ve Alman sprinter bir etap zaferine yenisini ekleyemedi.

Keyifli not: Kittel’in bu zaferi takım arkadaşı Koen de Kort’ın ise saçlarına mal olacak. İkili, Tur’dan önce iddiaya girmiş ve Kort, Kittel eğer 3 etap kazanırsa saçlarını kazıtacağını söylemişti.

Martin’e neden en iyisi dediğimizi ulusal yarışlarda, dünya şampiyonalarında ve olimpiyat oyunlarında elde ettiği dereceler yeterince ispatlıyor uzman zamana karşıcının... Omega Pharma Quick Step’in sporcusu Tur’a, yaşadığı kaza nedeniyle iyi başlayamamıştı ama Alman bisikletçi en büyük şansı olan etabı kimseye bırakmamak için çok çalıştı sıcak ve rüzgara karşı... Beşinci kez katıldığı Tur’da zamana karşıda ikinci kez zafere uzanan Martin, 2010’da, bu yıl yarışa katılmayan Cancellara’nın ardında kalmıştı. 33 kilometrenin geçildiği etapta 182 bisikletçi arasından Martin’e kafa tutabilen tek kişi ise sarı mayo sahibi Chris Froome oldu..Böylece, sadece etap kazanmak isteyenler ile genel klasmana oynayanlar da daha iyi ayırt edildi. Martin diğer yarışçılara en az 1 dakika fark atarken, Tur’un genel klasman favorisi Sky’dan Froome sadece 12 saniye geriden geldi. Son sektöre kadar Martin’den daha iyi bir dereceyle gelen Froome, her saniyeninin hesabını yaptığını da bir defa daha kanıtladı. Diğer GC favorileri; 2009’da bu tarz etap kazanan ve son haftaya kilitlenen Contador 2 dakika 15 saniyelik bir farkla bitirse de etabı, genel klasmanda 4.sıraya yükselerek güven tazeledi. 2007’de Albi’de kazanan Evans ise 2 dakika 30 saniyelik farkla yetindi.

41 KERE MAŞALLAH

Martin’in zaferiyle bu yıl toplamda 41 kez birincilik gören Omega için günün ikinci keyifli sonucu genç yeteneklerden Michal Kwiatkowski’den geldi. Martin’in derecesinden 1 dakika 31 saniye fark yiyen Polonyalı, bu performansıyla Kolombiya’nın umudu Quintana’dan beyaz mayoyu devraldı. Omega, Fransa şampiyonu Sylvain Chavanel’in de ilk 10’a girmesiyle zamana karşıdan en avantajlı çıkan takım oldu. Omega’da tek nazar boncuğu etap sırasında Cavendish’e atılan idrar oldu. Bir etap önce Veelers’a omuz atmaktan suçlanan ancak hakemlerin Veelers’i sorumlu bulduğu olaydan sonra gergin bir gece geçiren başarılı sprinter için üzücü dakikalardı. Yol kenarında yarışı izleyenlerden birinin damga vurduğu bu skandal diğer bisikletçiler tarafından da ayıplandı.

Bize ekran başında bu heyecanları yaşatan bisikletçiler ise gergin geçen günlerin stresini ilk dinlenme gününde biraz da olsa atmaya çalıştı. Kimisi Tur’daki ilk zaferini kutladı, kimi yapamadıkları için hayıflandı, kimi şapkasını önüne koydu, dersler çıkardı, kimisi Pirenelerdeki zorlu tırmanışlarda kaybettiği bacaklarını aramaya çıktı. Kimisi de Alplerin kabusunu görmeye başladı bile... Kısacası herkes pastadan kendine düşen kısmı aldı. 100. edisyonu koşulan Tur’a 198 bisikletçiyle başlamıştık ancak yaralananlar, zaman limiti altında kalanlar, çekilenlerle bugünkü etaba 182 bisikletçiyle devam ediyoruz. Bugüne gelene kadar akıllarda çok iz kaldı. Özetlersek; ilk gün hem kazalar hemde Orica Green Egde otobüsünün finish tag’ına takılmasıyla yaşanan kaostan karlı çıkan Argos’tan Marcel Kittel oldu. İkinci gün sevinç gözyaşları Radio Shack’tan Jan Bakelants’ın gözlerinden süzüldü. Korsika’ya en güzel vedayı ise Orica’dan Simon Gerrans yaptı. Orica’nın yükselişine takım zamana karşıda devam etti. Ardından yine söz sprinterlere geldiğinde Cavendish koleksiyonuna bir zafer daha ekledi. Goril lakaplı Andre Greipel’in söz sahibi olduğu etapta Orica bu kez Afrika’ya sarı mayoyu kazandıran Impey ile rol çaldı. Cannondale’in takım oyunu Peter Sagan’a zaferi getirirken favori sprinterler bir sürelik misyonlarını tamamladı. İlk dağlık etap sınavını başarıyla geçen Sky, genel klasmanın en büyük favorisi Chris Froome’a getirdi altın mayoyu 8. etapta... Ancak Sky için bir sonraki gün hiçte planladıkları gibi geçmedi. Sky’ı kıran takımlar Froome’u da kıskaca alırken Daniel Martin İrlanda’yı mutluluğa boğdu. Dinlenen bisikletçiler, Alplere yaklaşırken 10. etapta sprint finişte kozlarını paylaşacak. Sarı mayo, etabı kontrol etmeye calışacak sprinterler sazı ele almadan önce... Bireysel zaman karşı koşulacak 11 etap ise genel klasmanı yine etkileyecek. Tur’a gelirken “Rekabetçi olacağım” diyen Schleck, atak beklediğimiz Contador ve Froome’un en yakın rakibi Valverde’nin savaşı yine izlemeye değer olacak.

Şans ve sihir sözcükleri; sanırım son yıllarda en enteresan geçen ve unutulmayacak etaplardan birine tanıklık ederken ve tabi 14 yıl önce izlerken, yarışmak hatta kazanmak için hayalini kurduğu etabın zaferine ulaşırken çok yardımcı oldu 26 yaşındaki Dan’e... Bisiklet geleneğinden gelen ailesine de teşekkür etti belki... Olimpik sporcu olan babası Neil Martin bir tarafa, dayısı Stephen Roche Tur ve Giro’da aynı senede iki büyük yarışın zirvesine çıkmıştı. Genetiği bir tarafa; yetenekli, savaşçı yapısını da nereden aldığını özetliyor bu aile Dan’in... İrlanda’ya 21 yıl sonra bu sevinci yaşatan Dan’i sadece bu bahsettiklerimiz finish çizgisine ilk önce taşımadı tabi. Özellikle sprinterlerin bir gece önce düşünmekten uyuyamadığı kaçış gruplarının söz sahibi olduğu 5 tırmanışlı etapta, takımı Garmin Sharp başlattı ilk atağı. Büyük tabloyu görmekte zorlandık başlangıçta. Tahmin edilmeyen çok şey yaşandı etapta. İlk tırmanışta birçok bisikletçiyi arkaya silkeleyen Garmin takımı etabın karar vericisi oldu. Genel klasman lideri Sky’dan Chris Froome’a yönelik çalışma devam etti arkasından. Sky’ın liderini izole etmeye çalışan takımlar kümelendi etrafında... Sky erken dağıldı. İkinci tırmanışta da Froome’un domestiği Richie Porte de bu taktiksel oyuna ağırlaşan bacaklarıyla cevap veremedi. Bir gün önce liderine sarı mayo için yardımcı olurken herşeyini tüketmişti Porte...Başta Movistar olmak üzere Radio Shack, Belkin ve BMC ile etrafı çevrilen Froome yalnız kaldığını anlasa da, takım taktiklerinin tuzağına düşmeyip sonuna kadar müthiş bir savaş verdi düşman ittifakına...Takımı Sky’ın kırılganlığına rağmen bu grubu tek başına kontrol altına Froome etabı 14.bitirerek mayosunu korudu. 9.etapta unutulmayacakları da özetlersek; Pete Kannaugh’un kenara uçması ama çimlerin arasından yara almadan kurtulması. O an, 1995 Tur’da 15.etapta kazada hayatını kaybeden Fabio Casartelli’yi bir kere daha andık. Genç yetenekler Bardet ve Quintana’nın ataklarda en göze çarpan isimler olması...Evans, Schleck ve Contador’un direnişinin ileriki etaplar için güven vermesi...Son 20 km’de Daniel Martin ile birlikte kaçarak yarışı ikinci bitiren Danimarkalı Fuglsang’ın lideri olduğu ve 3 bisikletçiden yoksun yarışan Astana takımına moral vermesi. Uzun lafın kısası; Garmin Sharp takım direktörünün de dediği gibi, takım çalışması ve Dan’in zaferiyle “Bacon’u eve götürdüler”... Bir günlük ara hepimize iyi gelecek.

Geçen yıl Sir Bradley Wiggins ile turun şampiyonluğunu göğüsleyen Team Sky, Wiggins’in yokluğunda takım lideri Chris Froome ile de yine aynı başarıya doğru konsantre olduklarını ispatladı. Froome, geçen yıl Wiggins’in ardından podyumda ikinci sırayı aldığında belki de bugünlerin hesaplarını çoktan yapmaya başlamıştı.

Kenya asıllı Britanyalı, kariyerinin en anlamlı zaferini elde ederken, Orica Green Edge’in 4 günlük sarı mayo imparatorluğunu da yıkmış oldu. Sky’ın takım çalışması sonucu, Richie Porte de genel klasmanda Froome’un hemen ardında yer buldu. Bisiklete Kenya’da dağ bisikletinin üzerinde başlayan ve Nairobi’nin kuzeyinde yoğun antrenmanlar geçiren Froome, 2008’de Tur takım listesine ismi ilk kez yazılırken hastalıktan kaybettiği annesinin acısı daha çok tazeydi. Sky’a geldiği 2010’da ilk zamanlar ‘parlatılması gereken elmas’ olarak bakılan Froome, her geçen gün aldığı başarılarla varolan cevherini parlatmayı daha çok başardı. Bu yıl Tour de Romandie, Tirreno Adriatico, Criterium International ve Umman Turu’nda başarılara imza atan Froome’un tutkusu o günlerden taşındı bugünkü sarı mayoya... Genel klasman yarışında avantajı sağlayan Sky, zorluk derecesinin her gün artacağı etaplarda yerini korumak için daha büyük savaş verecek. Etapta; Movistar’dan Nairo Quintana yaptığı atağı belki de istediği gibi tamamlayamazken, Froome’un en dişli rakibi Alberto Contador, süre kaybedince genel klasmanda ummadığı darbeyi aldı.

Geçen yılın yeşil mayo sahibi Sagan, takımı Cannondale’in muazzam asistiyle de kendini göstermeyi başardı. Tur’da bu yıl etap kazanan Cavendish, Greipel ve Kittel gibi sprinterlere göre tırmanışlara daha çok odaklanan Slovak şampiyon, bu meziyetini de ispatlamış oldu Pireneler öncesi...Her geçen gün ritmini arttıran Sagan, ilk tırmanış kapısını ilk sırada geçtikten sonra daha çok inandı başarabileceğine... Cannondale takımının muhteşem performansıyla ilk tırmanışı da atlatan Sagan, rakip olarak gördüğü diğer sprinterlerin düşüşüne de tanık olunca, avantajı kimseye vermeden derin bir nefes aldı. Geçen yıl kazandığı etaplarda ‘Hulk’’ ve ‘Forrest Gump’ karakterine bürünerek kimilerinin sevgisini kimilerinin ise antipatisini kazanan Sagan, bu kez formasını gösterdi ve belli ki zaferini belki de ondan daha çok inanan takım arkadaşlarına adadı. Bıyık ve sakallı yeni imajı ile Tur’a başlayan Sagan, asi tavırlarından vazgeçmiş ve daha da olgunlaşmış bir hava verdi bizlere de... Slovak bisikletçi bu başarısıyla Tur’daki toplam zafer sayısını 4’e çıkardı.

Afrika’nın gururu Darley Impey de, 12. bitirdiği etabın ardından sarı mayoyu üzerinden çıkarmadı. Orica Green Edge’den Albasini, Clarke ve Gerrans; Impey’in altın mayosunu korumak için çaba sarfetti etap boyunca.. Bu işe en çok kızan isimlerden biri ise ikinci etabı kazanarak sarı mayonun tadına bakan ve bu etapta da geri almak için çabalayan Jan Bakelants oldu. Ancak Orica’nın çabasıyla tırmanış etaplarına geçmeden önce genel klasman sıralaması da değişmedi. Tur’da ilk haftanın en mutlu takımı kesinlikle Orica oldu. Simon Gerrans zaferi, takım zamana karşı etabı galibiyeti ve 4 gün sarı mayo..

Bugünden itibaren Pirenelerden başlayacak zorlu tırmanış etaplarıyla sprinterlere bir süre veda ediyoruz. Sky’ın takım lideri Chris Froome ve Alberto Contador gibi isimleri daha çok göreceğimiz günler başlıyor.
DAĞLARA, TIRMANIŞLARA hoşgeldin diyelim Fransa Bisiklet Turu’nun ikinci haftasında...

Greipel, sinir ve hayal kırıklığıyla dolu duygu geçişlerinde, yol kenarında verdiği çaresiz pozuyla ‘duran adam’ olarak anılmıştı. Ardından takım zamana karşıda kendilerine de sürpriz yapan Greipel’in takımı Lotto Belisol günü 5. bitirip moral depolamıştı. 32 yaşındaki Alman bisikletçi, Omega’dan Mark Cavendish’in zafere uzandığı 5. etapta ‘takımım beni iyi taşıdı ama son dönemeçte ben başaramadım’ diyerek tekrar boynunu aşağı eğmişti ancak bu, daha çok hırslandığının da işaretiymiş. Kazanmayı çok isteyen Greipel, dişlerini sıkıp, çenesini öne çıkarıp zafer yumruğu sıktığı anda, DURAN ADAMDAN, UÇAN ADAMA terfi etti adeta.

Lotto Belisol, bir önceki etapta yaşadığı kaza nedeniyle yarışa başlayamayan Jurgen Van Den Broeck’ten yoksun yarışsa da Greipel’in can dostu, oda arkadaşı Marcel Sieberg başta olmak üzere, Henderson, Hansen ve Willems’ın rüzgarı delmesi ve doğru treni kurmasıyla Greipel ile başarıya uzandı. Greipel de tıpkı Cavendish gibi ülke şampiyonluğu mayosu üzerindeyken ilk kez kazanmış oldu. Cavendish ise kazaya karıştığından beklenen performansının altında kaldı. Bir başka Alman sprinter Marcel Kittel, tıpkı ilk etaptaki zaferine yenisini eklemek istese de hemşehrisine geçildi.

Kazalardan korunmak isteyen pelotonun gerginliğine bir de rüzgarın eklendiği etapta Peter Sagan, Greipel’in ardında kaldı. 3 etapta da 2. likle yetinen Slovak şampiyonun tesellisi yeşil mayosunu korumak oldu.

Orica Green Edge ise, Matt Goss’u sprint finişine taşıyamamış olsa da sarı mayonun keyfini yaşamaya devam ediyor, bu kez de başka bir takım üyesiyle. Bu etabı 48. sırada tamamlayan Simon Gerrans, altın değerindeki ve iki gündür giydiği sarı mayoyu etabı 13. bitiren Daryl Impey’e devrederken hiç gocunmadı. Impey de Güney Afrika’nın ilk tur lideri olmanın gururunu yaşadı. Sarı mayo Tur’da 2008’den bu yana aynı takım içinde el değiştirmemişti.

Günün sonunda UÇAN ADAMA selam olsun.