Arama

Popüler aramalar

‘’3 puan elden gitti‘’

Futbolun renkleri oyuncuların yeteneklerinde saklıyken, Beşiktaş niye Delgado’suz veya Ankaraspor Bilal’siz oynamaya çalışır?
Futbolda elbette görev adamları olacak. Ama onlar görevlerini yaparken, gol pasları atacak, sıkışan oyunu rahatlatacak, futbolun güzelliklerini sunacak isimlere de yer açılması gerekmez mi?
Takımlar koca bir ilk yarıyı kısır futbolları ile heba ettiler. Hatta bu anlamsızlığı ikinci yarının uzunca bir bölümüne de sarkıttılar.
Beşiktaş ayağına taş bağlanmış kadar ağırdı. Maradona olacak denen Higuain’in, kısa boyuyla Emre Aşık ile Batak gibi ikiz kulelerin arasında hava topları almaya zorlandı. Tek top alamadı. Bobo yürüyerek oynadı ve sahada kaldı. Biraz Tello çaba gösterdi ama o da, oynanan futbola Fransız kaldı.
Galatasaray’dan gelen üç oyuncu ile futbolunu biraz toparlamak isteyen Ankaraspor, Beşiktaş’tan özellikle ikinci yarıda daha iyi oynadı. Takımın rengi olan Bilal’in oyuna girmesi ile Ankaraspor toparlandı ve rakip kaleye gitmeye başladı. Necati ve Orhan Ak henüz fizik olarak eksik. Ankaraspor’un bu iki eksiğine rağmen Beşiktaş’tan daha başarılı oynaması elbette düşündürücü.
Beşiktaş’ın milli kalecisi Hakan, Necati’nin ayağından bir top aldı. Milli maçın kopyası gibiydi. Ama Hakan topu bu kez çok temiz aldı. Ki bu pozisyon iki takım adına da maçın ilk tehlikeli atağıydı. Beşiktaş son dakikaya iki gol pozisyonu sıkıştırdı. İlkinde kaleci başarılıydı. İkincisinde hakem Nobre’nin golü eliyle attığını işaret etti ama elbette bu tribünden yorum yapılacak kadar net bir pozisyon değildi. Ama televizyondan izleyenler, pozisyonun gol olduğunu söyleyince, demek ki Beşiktaş’ın üç puanı bağıra bağıra elden gitti.

16 Eylül 2007, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ankara Cup‘’

Milli maç nedeniyle lige verilen aradan yararlanan 4 ekip, takım olgusunu biraz daha güçlendirmek için Ankara Cup’ta karşılaştılar. İlk gün maçlarında genç kadrosuyla sahaya çıkan Bursaspor ile yeniden doğuş peşindeki Çaykur Rizespor, oynadıkları futbolla rakipleri karşısında göz doldurdular.
Günün sürprizini Bursaspor Teknik Direktörü Bülent Korkmaz yaptı ve lig maçlarında hiç yer vermediği 11 genç oyuncuyla sahaya çıktı. Korkmaz üsttekileri olduğu kadar altyapıdan gelen gençleri de, çok iyi hazırlamış ve motive etmiş. Özellikle Sercan adlı genç oyuncu, müthiş oyunuyla Bursaspor’un geleceği için çok işler yapacağını belgeledi. Attığı gol kadar kaçırdığı bir net pozisyon da, akıllarda kaldı. Eren ve Eser de takımın iyileri olarak göze battı. Rakibi Gaziantepspor’da ilk kez forma giyen Ergün Penbe, hiç hazır gözükmedi ve fazla kilosuyla dikkat çekti. Bunun yanı sıra Gaziantepspor, oynadığı futbolla da lig için iyi sinyaller vermedi. Mehmet Polat, Ali Cansun, Volkan Arslan takımın kötüleriydi.
Günün ikinci maçında Ankaraspor ile Rizespor mücadelesinde göz dolduran taraf Karadeniz ekibi oldu. Lige kötü başlayan Yeşil-Mavililer, hemen hemen tamamını yenilediği kadrosuyla adeta yeniden doğuşun peşinde. Saffet Susiç, takımı kısa zamanda oturtmuş, oyuncuların görev bölgelerini belirlemiş. Ankaraspor’da 5 yeni transfere rağmen alarm zilleri hala çalıyor. Galatasaray’dan gelen Necati ve Emre, dün akşam oynanan hazırlık maçında forma giydiler. Ama iyi görüntü yine çıkmadı. İyi oynayan iki takım penaltı atışlarını kaybederek finale kalamadı ve futbolun adaletsizliği bir kez daha ortaya çıktı.

08 Eylül 2007, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu kadar mı?‘’

Fenerbahçe’nin, tek özelliği sadece koşmak olan ve amatörce oynayan bir takıma oyunun tamamında top kullanma üstünlüğü teslim etmesini kim nasıl açıklayacak?
Elinde bu kadar üstün yetenekli dünya yıldızı oyuncusu bulunan Fenerbahçe Teknik Direktörü Zico, acaba takımı tribündeki inter hocasından gizlemek için mi bu maçı feda etti? Yoksa oyuncular mı rakiplerini küçümsedi?
Aslında Fenerbahçe maç başlamadan galipti. Oftaş oyuncuları, yıldızlar topluluğu Fenerbahçe oyuncularıyla yan yana sahaya çıkarken, rakiplerini gözlerinde fazlasıyla büyüttükleri bakışlarından belli oluyordu.
Fenerbahçe’de tek tanıdıkları vardı ve o da eski Gençlerli Uğur Boral’dı. Bütün takım sadece Uğur’u öptü. Carlos ile selamlaşmak bile güzeldi Oftaşlı genç oyuncular için.
Fenerbahçe koşmadan oynamayı tercih etti. Oysa Oftaş oyuncuları çok koşuyordu ama becerileri fazla değildi. Buna rağmen takım oyununu bırakıp bir ara özendikleri ağabeyleri gibi oynamayı düşündüler ve yüzlerine gözlerine bulaştırdılar. Buna rağmen Fenerbahçe kıpırdamadı. Sadece tek bir kez rakip kaleye gitti ve sadece bu atakla öne geçti. Yenilen golün anlatımı Oftaş cephesinden bakıldığında ‘amatörce’ydi. Aynı tas aynı hamam Fener futbolu beklenen sona doğru gidiyordu. Oftaş, biraz daha dikine top kullanınca, aradığı golü bulmakta gecikmedi. Hakem de amatör kümeden çıkmış gibiydi. iki dakika içinde üç kez futbolcuların elle oynamasını görememedi. Zico için saklanamayan bir gerçek, Fenerbahçe’nin çok kötü oynayıp, bir puana bile şükretmesi oldu.

03 Eylül 2007, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI