‘’Yıldırım mı? Koç mu?‘’
İki profil,
İki aday,
Tek seçim.
Tek hedef.
Düzcede Hamidiyespor’da futbol oynadı.
Burada kısa süren futbol hayatı üniversite ile bitti.
Gazi Üniversitesinde Mühendislik okudu.
Maktaş firması ile iş hayatına başladı.
İlk başkanlık deneyimini Düzcespor ile yaşadı.
15 Şubat 1998 yılında Fenerbahçe’ye 1 oy fark ile başkan seçildi.
Tam 20 yılı geride bıraktı.
Tam 8 ikincilik ve 6 şampiyonluk yaşadı.
Tesisleşmede önder oldu, amatör sporlarda çıkışı hazırladı.
Basketbol tarihinin en büyük kupası onun döneminde kazanıldı.
Kulübü için tam 1 yıl, 365 gün hapis yattı.
Mahkemede hem kendini, hem takımını savundu.
3 Temmuz ile ilgili ne dediyse ilerleyen süreçlerde doğruluğu ortaya çıktı.
Kendini Fenerbahçe’ye adayan bir profil ile yansıma gösterdi.
12 seçime girdi hepsini kazandı.
13.’de; “3 yıl daha son kez yine beni seçin” diyor.
Türk sanayisinin en önemli ve en seçkin ailesinden.
İstanbul’da doğdu.
Londra ve ABD’nin en seçkin okullarında okudu.
Harvard gibi seçkin bir üniversitede yüksek lisansını tamamladı.
Ülkesine geldi ve “markaya, aileye ve vatana hizmet” dedi.
Fenerbahçe’de 2 dönem yöneticilik yaptı.
30 Mayıs 2015 tarihinde bir sonraki kongrede başkan adayı olacağını açıkladı.
Ve dediğini yaptı.
2004 yılından bu güne başkanı olduğu 1907 Fenerbahçe derneğini zirveye taşıdı.
Başkan adayı olunca etik olmaz diye istifa etti.
Markasını, ailesini ve kendi deyimi ile oğlunu ikna etti.
Ailenin farklı takım mensuplarının başkanlığa soyunmayışı sorulduğunda;
“Onlar benden daha akıllı” dedi.
Ve ekledi; Çok seviyorum Fenerbahçe’yi…
“Gelecek için beni seçin diyor” ve ekliyor. “Kazansam da kazanamasam da kazanacağım.”
Kim kazanır?
İşte 25.650 oy kullanma adayı olan seçmenin tercihine mazhar olacak isimler.
38 sandık ve Pazar günü saat 10-17 arasında 7 saat sürecek bir serüven.
FENERBAHÇE’DE;
Yıldırım gibi çakacak yine yeniden 3 yıl mı diyecek kongre üyeleri,
Koç gibi bir gelecek, yeni bir soluk ve yüz diye haykıracak mı oy verenleri.
Tarihi seçim için en zor karar stadın tam ortasında çimlerde verilecek.
Futbolcu gibi ya gol kaçacak, ya ağlarda zaferin hazzı yaşanacak.
Kimin için?
‘’Hele bak şu medyaya!‘’
Gazeteciyim deyince küçümser bir eda takınanlar vardı bir zamanlar,
Yayına bağlanmak için defalarca aradığım,
Aramak ile kalmayıp not bıraktıklarım.
“Telefon gazeteciden kapat ciğerim” diyenler.
“Şu gazeteleri almayın içeri” diye ekleyenler.
Hadi daha öteye gideyim,
Bir Schaktar maçı oynanır ve ben anlatırken darp edilen,
Basın tribününden atılan.
Annesine, kutsal değerlerine küfür edilen...
Gazeteciler gördüm ben konuk almak için isimlerin ardından can çekişen.
Röportajı zamanında yapamadığı için gözyaşları döken.
Karısının doğumunu evladının doğuşunu görmeyen, sayfayı görmek için.
Yayın için babasını gömmeye gidemeyen.
Gazeteciler gördüm emek veren.
Ve onlara sırtını dönen.
Onları değersizleştiren.
Ve bizim en doğal hakkımız olan haber alma özgünlüğü adına önümüze set çekenler,
Görüyorum her kanalda,
Görüyorum radyo programlarında,
Görüyorum internet ortamında…
Spor gazeteciliğinde her takım başkanlık macerasına uzanırken bunları görüyorum.
Sonra yine aynı hikaye;
“Yasak kardeşim girilmez”
Gazeteciydik…
Orada kal.
İşte bunu diyenler ile bu medyanın gücünü önceden kavrayanların buluşması olacak.
Ne zaman?
3 Haziran Pazar günü.
Gazetelere ve televizyonlara gelip derdini anlatanlar ile,
Onlara belli zamanlarda kapı açanların.
Dün ratinglere baktım.
Aziz başkanın katıldığı programlar rating çizelgesinde yok…
Lakin Ali Koç ratingleri sarsmış. Sallamış.
Çok açık ve net diyorum ki, bu seçimin sonuçlarını çoktan belli ettiler.
FENERBAHÇE’NİN YENİ BAŞKANI ALİ KOÇ seçmiş bile taraftar…
Ben değil izleyici rakamları söylüyor.
‘’UEFA‘’
Futbolun Avrupa pazarındaki tek patronu.
Öyle ki diğer kıta federasyonlarından çok daha fazla öne çıkıyor.
FIFA’yı yani dünya Futbol Birliğini tehdit eder nitelikte.
Her hamle çok konuşuluyor.
Şimdi UEFA 2020 için yeni adımlar atıyor.
Avrupa şampiyonasının açılış maçı Roma Olimpiyat stadında.
Kapanışı ondan binlerce kilometre ötede Wembley’de.
2000 yılından itibaren ikili ev sahipliğini gördük.
Lakin bu kadar uzak ilk kez.
Ama hepsi ekonomiye katkı.
Şampiyonlar Ligi yolunda 2019 finale kadar 205 maç oynanacak.
Final 300 milyon TV izleyicisine anlık ulaşırken kümülatif rakam milyar üzeri.
Artık futbol pazarı muazzam bir seviyede.
Finaller, şampiyonalar ve en önemlisi kupalar tek bir ülkeye sığmıyor.
2024 yolunda, Şampiyonlar Ligine 2020 yılında ev sahipliğini almamız mükemmel.
Bu TFF için tarihi başarı.
Şimdi bunları daha da öteye taşımak yeni organizasyonları yakalamak gerek.
Bu yıl yapılan analizlere bakıldığında;
Dünyanın en önemli raporlama firması “Deloitte ; Sport is big Business” ifadelerini kullanıyor.
Ve daha da büyüyecek diye devam ediyor ardından soruyor; takımlar ve sponsorlar, 2018'de spor endüstrisiyle ilgili sorunları büyümek için fırsatlara dönüştürecek mi? Diğer endüstriler gibi, spor endüstrisi de teknoloji gelişmeleri ve kültürel değişimler tarafından bozulmaktadır. Takımlar buna nasıl ayak uyduracak?
Peki gelişen teknoloji ile neler bekliyor bizi..
YENİ ÇİP TEKNOLOJİSİ;
Spor serilerinde son teknoloji stadyumlar inşa edildiğinden, taraftar güvenliği akılda kalacaktır.
Yenilikçi bilet paketleri, hayranların dikkatini çekmek için koltuklarla yarışacak. Biletler parmak ucu çiplerine dönüşmeye hazırlanıyor. Parmak ucunuz kimliğiniz olacak.
REKLAM VE SOSYAL DÜNYA;
Reklam harcamaları, dijital ve sosyal kanallara yatırım milyar dolarları devirecek. Keşfedilmenin yeni adresi sosyal mecralar olacak.
YENİ MEDYA DÜZENİ;
Akıllı cihazlar ile ulusal yayıncılığın pastası küçülürken, kısa farklı ve öz anlatımlı yayıncılık öne çıkacak. Karmaşık yapı ulaşılabilir olarak her noktadan erişimi kolaylaştıran anlayışa dönecek.
Çok basit bir deneyleme…
Passo Lig ülkemizin artık alıştığı kavram ve dünya bunu uygulama yollarını planlıyor. Hepimiz artık bu yapıda kontrol ediliyoruz ki olması gereken bu. Olabilecek sorunları çözecek adımlarda bu kart ile atılır ve taraftarların tümü değil bir kısmı değil, hatayı yapan tespit edilerek ceza alırsa verimliliği çip teknolojisini yakalamış olacak.
Artık kimse uzun uzun biten maçları izlemiyor. Yeni “Y son bölüm” ve “Z” Jenerasyonu için basit kolay ulaşılabilirlik aranıyor. İnternet her şey. NBA maçlarını kısa özetler ile takip etme yüzdesi yayının toplamını izlemenin önüne geçmiş durumda.
Google da aradığınız bir ürün her sayfada önünüze gelmiyor mu? Bu artık daha da yaygınlaşıyor. İşte yeni dünya ve bu dünyanın en önemli algı yönlendiricisi spor.
Sporcuya,
Yöneticiye,
Sporun tüm paydaşlarına,
Sporun gelmiş geçmiş emekçilerine,
Sporu yönetenlere,
Çok iş düşerken çağı yakalama adına misyonlar yükleniyor.
UEFA bunu yapıyor ve biz içinde olmalıyız.
Çok hızlı.
Bunu başardık demek için spora daha fazla yatırım, okul&spor birlikteliğine daha fazla destek.
Ve Beden Eğitimi dersini çok özel noktaya taşıyan bir destek gelmeli.
Aynı THOM projeleri gibi.
O zaman hepimize çok iş düşüyor…
‘’Yine Real, hep Real‘’
Bu kez yanlız değildi Real Madrid.
Yanında Liverpool kalecisi Karius vardı.
İki kritik hata ile tüm yılın emeklerini heba etti.
Göz yaşları, 'olsun'lar... Bu hatalar bu seviyede kabul görmez.
Liverpool en zayıf halkası ile biterken,
Bale muhteşem golü ile ağları süsledi.
İlk gol ne kadar Bale için muhteşemse,
İkinci gol, o kadar armağandı.
Benzema'nın golüne tek söz;
Bunu halı sahada yapan kaleciyi biz haftaya maça çağırmıyoruz.
Kazanan haklı mı?
Olabilir...
Lakin Ramos acımasız
Ramos, Salah'ı yıkarak bilerek faule neden olan bir futbol düşmanı.
İspanyol, Mısırlı oyuncuyu elini, koluna takarak soyunma odasına yollamak ile kalmadı,
Dünya Kupası için oyuncuyu ıskartaya çıkardı.
Gecenin özeti, "Karius ne yaptın!" ve
"Bale nasıl yaptın" arasında.
Bu arada Papa kurtuldu...
Ya Karius ve Sallah'ı bitiren Ramos.
‘’Bir seçimin anatomisi‘’
Tek seçim ile değil,
İki seçim ile bakalım.
20 Ocak seçimlerinde Dursun Özbek vazgeçilmez olduğunu düşündü.
Kendisini çok fazla arkadaşı ve çevresi tabir yerindeyse gaza getirdi.
Kimse yeni bir ismi onun cephesinden bakınca düşünmedi.
Ve “SEÇİM 3 YILLIK OLACAK” açıklaması ile Sayın Özbek kendini bitirdi.
Mustafa Cengiz muazzam bir stratejist.
Oyunu8 harika oynadı.
Tam yerinde “MAYIS AYINA KADAR” dedi.
Tam yerinde “TERİM” dedi.
Tam yerinde “ALBAYRAK” dedi.
Sonuç olarak 20 Ocakta kazandı.
Ve bugün.
Seçim sandıklarından bu yazıyı yazarken ancak 7’si açılmıştı.
Ama ben yazdım;
MUSTAFA CENGİZ BAŞKAN.
Neden ?
Çünkü oylar kulübe üyelik sırasına göre kullanılıyor.
Yani ilk sandıklarda eski üyeler var.
Sonrasında yeni.
Eski üyeler ile Özbek 20 Ocak tarihinde açık ara yapıyordu ki,
Yeni üyeler 13. Sandık sonrası sistemi bozdu ve Cengiz kazandı.
Şimdi daha baştan fark 200 oya yaklaştı.
Bu iş bitti.
Galatasaray’ın başkanı MUSTAFA CENGİZ.
Hayırlı olsun.
Ve iftar yemeğinde bir araya gelip 3 saat sohbet etme şansı yakaladığım başkan;
Çok akıllı,
Çok dinamik,
Vizyoner,
Takımdaş,
Gelecek plancısı,
İşini biliyor.
Bürokrasiyi anlıyor.
Çevresini dinliyor.
Kendi fikirlerini olumsuz dahi olsa mükemmel anlatıyor.
Özet ile çok iyi bir başkan.
Tebrikler MUSTAFA CENGİZ.
Ama en çok.
TEBRİKLER TERİM VE ALBAYRAK.
‘’Gönlüme göre‘’
Saat 21:45, Mazic, Kiev’de ilk düdüğü çalıyor. Real Madrid ve Liverpool Şampiyonlar Ligi finali başlıyor. Bir yanda Liverpool ki, 7 final maçında 5 kez şampiyonluk yaşadı. Diğer yanda Real Madrid ki, 12 kez ile UEFA Şampiyonlar Ligi’nin en çok kazanan takım. Kalbim Liverpool. Futbol aklım Real Madrid.
Liverpool ne yapacak; Topa daha çok sahip olacak... Kısa pas, sık ara pas, oyunu rakip sahaya yıkma gayreti, ortadan saldıracak, rotasyon yapacak, agresif değil sakin, ofsayt taktiği yapacak...
Bitiricilik öne çıkacak
Real Madrid ne yapacak; duran toplar ile saldıracak, kanat akınları deneyecek, ceza sahası dışından şutlar vuracak, ara toplar ile pozisyon arayacak, kontraatak deneyecek, gol şanslarında bitiricilik öne çıkacak. Ronaldo mu? Salah mı? Bu sorudan daha çok ben savunmaları sorguluyorum. Real Madrid; Marcelo-Varane-Ramos ve Carvajal ile çok deneyimli, birbirini tanıyan bu dörtlü kanat akınlarında çok başarılı, Ramos kafa topları, Marcelo pis çalım ve bindirmeleri ile çok etkin.
Casemiro daha iyi...
Liverpool; Alexander-Lovren-Dijk ve Robertson bu üçlü rakibe nazaran zayıf. Bindirmeler, adam paylaşımları ve kademeye girme kabiliyetlerinde sorun var. Sol bek Robertson zayıf halka. Orta alanlara bakarsak savunma önünde üç isim ile dikkat çeken Real Madrid daha çok koşan bir takım. Casemiro özellikle Modric ve Kross’dan çok daha iyi. Liverpool ise orta alanda çok dinamik değil Milner dışında etki az.
Pek çok maçta izledim
Asıl forvetler diyenlere; Ronaldo ve Benzama ikilisi mi? Yoksa Salah- Mane-Firmino üçlüsü mü? Ben bu üç ismin çok başarılı olduğunu pek çok maçta izledim. Kendi kendilerine pozisyon yaratabiliyorlar. Ronaldo farksız değil ve tabi Benzema da. Özet ile defansı az hata yapacak takım adını kupaya yazdırır. Dirençli bir Liverpool benim duygularım ile birleşince ağır basıyor. Maçın skoru; Liverpool’un, Real Madrid’i 3-2 yeneceğini düşünüyorum. Gönlüme göre olsa?
‘’Galatasaray ve Terim‘’
Bir takım nasıl olur anladı, anlattı, yaşattı.
13 farklı isim ile gol buldu.
Golü oyunun her anına yaydı.
29 gol ile gol kralı çıkardı.
Şampiyonluk yolu golden geçer dedi.
Ama Ligin en çok gol atan takımı olmadı.
Şampiyon oldu.
Kanatlardan saldırdı ve ara toplar ile pozisyon aradı.
Bunun için özellikle kanat çizgilerini en çok kullanan takım olmaya gayret etti.
Lakin olamadı.
Şampiyon oldu.
Bireysel yetenekler ile pozisyon yarattı.
Kontra ataklar buldu.
Duran topları etkili kullandı.
Lakin en iyi takım değildi.
Şampiyon oldu.
Hava toplarında iyiydi.
Savunmada hava toplarında hata yapmadı.
Deplasmanda çok kötü evinde iyi performans sergiledi.
Ligin en az gol yiyen takımı olamadı.
Şampiyon oldu.
İlk dört sıranın en çok maç kaybeden takımı oldu.
En az berabere kalan.
Takım olarak oynadı.
Ekip ruhu ile planladı.
Sihirli dokunuşlar ile sonuca gitti.
VE ŞAMPİYON OLDU.
Ortadan saldırdı.
Topa daha çok sahip olmaya çalıştı.
Kısa pas ile oynadı.
Sık ara pas denedi.
Oyunu rakip sahaya iyi yıktı.
Ofsayt taktiği yaptığı maçlarda başarılı oldu.
Takım olarak tüm bunları iyi yapmasını sağlayan bir isim ile sonuca gitti.
TERİM.
Gönderilen Donk ile takım yaptı.
Nokta atışı Nagatomo ile sağ bek.
Göbeği yeniden kurguladı.
Rodri’den yıldız isim ortaya koydu.
Güç verdi.
Enerji aşıladı.
VE TAKIMI ŞAMPİYON OLDU.
Terim büyük hoca mı?
7 Şampiyonluk-17 kupa ve Galatasaray tüm rakiplerinden daha öteye taşıyan zaferler.
DAHA İYİSİ GELENE KADAR EVET.
FATİH TERİM EN İYİSİ.
‘’UEFA finali bu akşam 21.45'te‘’
Yalnız bir kupa.
Galatasaray’dan sonra hiçbir Türk takımının yaklaşamadığı kupa.
Burun kıvrılan kupa.
Lakin Avrupa’nın en büyük ikinci kulübünü belirleyen kupa.
Sanki biraz unutulmuş gibi.
Türkiye Ligi heyecanı ezmiş onu.
Oysa bu gün sahibi belli olacak.
Buluşma Lyon'da.
UEFA Avrupa Ligi'nde finalde Fransa'dan Olympique Marsilya ile İspanya'dan Atletico Madrid karşı karşıya gelecek.
İki takım Avrupa kupalarında üçüncü kez karşı karşıya gelecekler.
Hakem Hollanda’dan Kuipers.
Atletico Madrid, Avrupa'da 9. finaline hazırlanırken Marsilya'da Avrupa'da 5. kez kupa için mücadele edecek.
Dev karşılaşma öncesi iki takımda da kart cezalısı bulunmuyor.
Belirsiz durumda olan ve maç saatinde oynayıp-oynamayacakları belirlenecekler;
Marsilya'da; Hafif sakatlıkları bulunan Marsilya'dan Rolando ve Kostas Mitroglou
Atletico Madrid'de; Jose Gimenez
Atletico Madrid'in Arjantinli teknik direktörü Diego Simeone, aldığı 4 maçlık ceza nedeniyle tribünde olacak
Marsilya ve Atletico Madrid, Avrupa kupalarında 3. kez karşılaşacak.
İki takım, daha önce 2008-2009 sezonunda UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarında karşı karşıya geldi. Tarafların ilk maçında, Javier Aguirre'nin teknik direktörlüğünü yaptığı Atletico Madrid, Eric Gerets'in çalıştırdığı Marsilya'yı 2-1 yendi. Gruptaki ikinci karşılaşma ise golsüz sona erdi.
Marsilya, 5'inci kez Avrupa'da bir final maçına çıkacak.
Fransa ekibi, daha önce çıktığı 4 finalden birini kazandı.
Avrupa kupalarında Atletico Madrid, 9'uncu kez final oynayacak.
Madrid ekibi, geçmiş yıllarda çıktığı 8 finalin 3'ünden galip ayrıldı.
Arda o finallerin içinde olan isimlerdendi.
Onunlar coşmayan var mıydı?
Hepimiz Arda olduk kupayı kaldırmadık mı?
Neyse...
Mazi yaralıyor bazen yürekleri.
Fransa'da oynanacak final, Parc Olympique Lyon Stadı'nda
Maç Türkiye saatiyle 21:45'te.
Yine hatırlatalım mı?
Marsilya - Atletico Madrid maçında hakem Björn Kuipers düdük çalacak.
Atletico Madrid, Avrupa'da 13. kez Fransa takımlarına karşı mücadele edecek.
İspanya ekibi, önceki karşılaşmalarda 6 galibiyet, 5 beraberlik ve bir mağlubiyet yaşadı.
İspanya ve Fransa temsilcileri, Avrupa kupalarında 5. kez finalde kozlarını paylaşacak.
Önceki 4 finalde de İspanya takımları şampiyonluğun sahibi oldu.
Biraz da para diyelim mi?
Bizim takımlarımız pek önemsemiyor gözüküyor ama Avrupa Ligi demek burada şampiyonluk demek ne demek?
Şampiyonlar Ligine direk bilet demek.
Para demek..
Yine milyonlarca doların kasalara girmesi demek.
Ya takımların değeri?
İspanya'nın Atletico Madrid ile Fransa'nın Olympique Marsilya takımlarının toplam futbolcu değeri 824 milyon 550 bin Euro
Transfermarkt'ın güncel verilerine göre Atletico Madrid'in tahmini piyasa değeri 636 milyon 650 bin,
Olympique Marsilya'nın ise 187 milyon 900 bin Euro.
En pahalı oyuncular;
Fransız Antoine Griezmann, 100 milyon Euro
Atletico Madrid'in, vatandaşı Florian Thauvin ise 28 milyon Euro
Kim kazanır mı?
Bence Atletico Madrid.