‘’Avrupa'ya Konyaspor‘’
Müthiş bir sezon geçiren ve iç sahadaki son maçını şehrine yakışır bir biçimde oynayan Konyaspor, adını Avrupa'ya gidecek takımlar arasına yazdırdı.
Maça hızlı başlayan Anadolu Kartalı, klasik hücum silahlarından biriyle öne geçti. Hatayaspor ise reaksiyon vermekte gecikmeyince mücadele gücü yüksek bir ilk yarı izledik. Zaman zaman tansiyon yükselse de...
Memleketinin takımı Hatayspor'u iyi tanıyan Palut, ikinci yarıdaki hamleleriyle maçı koparmayı başardı. Kendisinin de maç sonunda söylediği gibi Michalak'taki gelişim gözle görülür, farkedilir seviyelere geldi. Polonyalı oyuncu bunun hediyesini de geçtiğimiz Mart ayında milli davet alarak almıştı.
Kulüp rekoru kırıldı
Fazlaca anlam yüklü olan maçta teknik direktör İlhan Palut'un öğrencileri, tüm sezon boyunca plana, sisteme sadık kalarak istediği neticeyi elde etti. 2015-16 sezonunda Aykut Kocaman'la kırılan 66 puan rekoru dün gece taraftarların önünde kırıldı.
O sezonun ortasında sessiz sedasız takıma katılan ve o süreçten bu zaman 17 gol, 23 asistlik katkıyla bu periyodun en golcü savunma oyuncusu olan Nejc Skubic için taraftarlara ve şehre oldukça anlamlı veda gerçekleşti. Sloven sağ bek ciddi manada ülkemizde iz bıraktı. Hani derler ya 'Konya'dan bir Skubic geçti..." tam da o sözün karşılığıydı.
12. adam vazgeçilmez...
Taraftarının desteğinin öneminin ne kadar önemli olduğunu defalarca buralarda yazmış biri olarak dün akşam Konya Büyükşehir Belediye Stadı'nın atmosferini görünce bir futbolsever olarak sevindim. Konyaspor gibi takımların sonunun Bursaspor, Eskişehirspor gibi olmaması için bu desteğin devamı şart. Gelecek yıl ve yıllarda da takımın üst sıra ve seviyelerde olması için 12. adam vazgeçilmez oyuncudur...
‘’Konya'nın inadı inat‘’
Fenerbahçe'nin puan kaybı için pusuda bekleyen Konyaspor, küme düşmesi kesinleşmiş Yeni Malatyaspor karşısında kaza yapmamak için sahadaydı. Oyuna hızlı başlayan Anadolu Kartalı, henüz 7. dakikada Abdülkerim'le tabelayı değiştirmeyi başardı. Rakibinin 10 kişi kalmasından sonra Ahmed Hassan'la da devreye 2-0 önde girdi.
İkinci yarıya daha istekli başlayan bir Yeni Malatyaspor vardı. Tetteh'in frikiğinde Sehic'in çabası yetersiz kaldı. Takım düşse bile kendileri Süper Lig'de kalmak isteyen Malatyasporlu oyuncular kendilerini belli etti. Konyaspor'un emektar isimlerinden Skubic yeniden farkı ikiye çıkardıktan sonra oyun olarak biraz rehavet yaşandı. Zymer Bytyqi'nin inanılmaz hatası sonrasında Adil'in yaptırdığı penaltı sonrası Konyaspor silkelendi. Maçtan sonra İlhan Palut'un işaret ettiği 'Ders çıkarılma' mevzusu da bana göre buradan geliyor.
Sezonun sonunda ikincilik koltuğu için averaja da ihtiyacı olan Konyaspor'un hücumda biraz daha dikkatli davranması gerekiyor. Özellikle ilk yarıda 3'e, 4'e gidecek maç ciddiyetsizlikler yüzünden 2'de kaldı. En iyi takım savunması yapan ekibin, basit goller yemesi konsantrasyon eksikliğinin göstergesi gibi duruyor. Fakat bu nokta dikkat etmesi gereken -kaleci dahil- geri beşli değil ön taraftakiler.
Amir ve Abdülkerim büyüyor
Amir Hadziahmetovic ve Abdülkerim Bardakcı'nın gelecek sezon Konyaspor'da kalmaları zor görünüyor. Her iki oyuncu da oynadıkları futbolla sahada adeta büyüyor. Abdülkerim 5 gol 3 asistle ligin birçok hücumcusundan daha fazla skor katkısı yaptı. Amir'in tabelaya fazla etkisi olmasa da 'maestro' rolü herkesin dilinde. İki isimden gelecek para Konyaspor'un mali anlamda kurtuluş reçetesi gibi bir şey. Futbol şubesinin doğru planlamalarıyla yerleri doldurulacaktır. Türk futbolu için bu tarz ihraçlar önemli. Dileyelim ki devamı gelsin...
Anadolu Kartalı ligin boyunun kısaldığı bugünlerde kritik virajı geçti. Hücumda daha ciddi, savunmada daha dikkatli olduğu müddetçe kalan maçlarında pek sorun yaşayacaklarını sanmıyorum. Fenerbahçe'nin Beşiktaş'la maçı var. Her ne kadar formda olsalar da derbilerin havası farklı olur. Şehrin ve taraftarın kalan 1 aylık sürede takıma desteği bu noktada çok önemli. Stadyumda asılan pankart 'İnan bu şehrin ihtiyacı var, senin şampiyon olmana' yazısının gerçekliğe ulaşması için 'Bu takımın da taraftara ihtiyacı var' mottosu benimsenmeli.
‘’Orta sahan yoksa sen de yoksun!‘’
Son yılların en beklentisiz derbilerinden birine tanıklık ettik. Fenerbahçe'nin lig ikinciliği için önemli, Galatasaray'ın ise prestij açısından son hedef maçıydı.
Galatasaray zorlayamadı
İsmail Kartal'la son haftalarda yükseliş trendinde olan Fenerbahçe; plan, strateji, oyun disiplini gibi olguların yanı sıra taraftarının yüksek şiddetli desteğiyle momentumu yakaladı. Galatasaray bu anlarda özellikle orta sahada rakibine hiç ama hiç zorluk çıkartamadı. Taylan-Berkan-Cicaldau üçlüsünden Berkan Kutlu'nun zaman zaman hücumda üretkenlik denemesi dışında parlama göremedik.
Min-Jae uzun süre kalmaz
Bu sezonki kritik maçlarda savunmada uyumlu görüntü çizen Galatasaray'ın geri 4'lüsü hamlelerinde başarılıydı. Galatasaray'ın maç boyunca başarabildiği 1-2 hücum aksiyonunda ise Min-Jae Kim, olağanüstüydü. Her geçen maçta ligimizin standarlarının üzerinde bir oyuncu oluyor. Bu performansıyla bu topraklarda uzun süre kalması zor.
Gomis, Diagne'yi bile arattı
Gomis'in hücumdaki etkisizlik ötesi performansına 84 dakikalık tahammülün nedenini anlamadım. Sarı-Kırmızılılar Mostafa'yı çok aradı. Hatta Diagne'yi bile... Halil oyuna girdikten sonra gençliğin verdiği dinamizmle bir şeyler katmaya çalışsa da Fenerbahçe savunması çok sıcak ve formdaydı, milli futbolcuyu kolay sindirdiler.
Torrent'in kalmaya niyeti yok
Torrent bu maç için yeteri kadar hazırlanmamıştı. İsmail Kartal bile bu kadar reaksiyon göstermeyen Galatasaray'ı karşısında beklemiyordur. İspanyol teknik adam için hareket alanı şart diye belirtmiştim ancak kendisi de bu alanı kullanmaya pek niyetli değil gibi. Kalmak istemesen böyle davranırsın çünkü...
Klas hep kalıcı
Dakikalar 84'ü gösterdiğinde oyuna iki Arda dahil oldu. Biri 17, diğeri 35 yaşındaydı. Türk futbolunun son dönemdeki kısa özeti gibiydi.
Son not ise; Arda Turan dış görünüşü nedeniyle eleştirilse de oyuna girdikten sonra 2. bölgeden 3. bölgeye iki kere çok klas pas gönderdi ve klasın her zaman konuşacağını ispat etti. Maça başlayan orta saha üçlüsü ise bu pası hayal bile edemedi. Büyük maçlar orta saha ile çözülür. Orta sahan yoksa sen de yoksun...
‘’İnat etti, Avrupa'ya gidecek...‘’
Konyaspor, Fenerbahçe'nin kazandığı haftada mutlak 3 puan parolasıyla Göztepe karşısına çıktı. Ev sahibi, güçlü oyunu ile rahat bir galibiyet etti.
Ege ekibinin yaşadığı sıkıntılı süreç, kaleci İrfan Can'ın kadro dışı olması, Atınç ve Moubandje gibi isimlerin sakatlıkları da teknik patron Tomas'ın elini daraltmıştı.
Diğer yandan milli ara öncesinde Fenerbahçe deplasmanında son dakikalarda yediği golle mağlup olan Konyaspor maça fırtına gibi başladı. En geriden en ileriye uzun zamandır bu kadar kompakt bir Konyaspor izlememiştim.
Takımın generali Abdülkerim
Abdülkerim'in geri dönüşü sonrasında bir general gibi arkadaşlarını yönlendirmesi çok önemliydi. Adil'in savaşçı kimliğinin yanı sıra orta alanda Amir-Oğulcan ikilisi de başarılıydı. Amilton-Cikalleshi arasında kopukluk olmasa ilk yarıda fark daha da artabilirdi.
Oğulcan, Soner'i aratmadı
Soner Dikmen'in cezası nedeniyle forma şansı yakalayan Oğulcan Ülgün, oldukça başarılı bir maç çıkarttı. Gol attı, asist yaptı, Ndiaye'yi de oyundan attırdı... Kalan kritik haftalarda göreve hazır olduğunu adeta oyunuyla ispat etti.
Zymer'in harika slalomu
Zymet Bytyqi ikinci yarı tempo düşmüşken topu alıp, insiyatif de kullanarak uzun yıllar unutulmayacak bir solo gol attı. Bu gol tribünleri de, ekran başında maçı seyredenleri de yeniden hareketlendirdi. Kalan sürede biraz rehavet, biraz da bireysel beceri eksikliği farkın açılmasını önledi.
Taraftarları tebrik etmek gerek
Haftalardır Konyaspor camiasının sesine kulak veren taraftarları da tebrik etmek gerek. Tribünlerin büyük bölümünü dolduran Konyaspor sevdalılar 3 gollü galibiyetin mimarlarından biri oldu. Kalan süreçte de yine bu coşku tribünlere yansımalı...
Ahmet'in ruhu hissedildi
Anadolu Kartalı'nın ilk yarıda attığı goller geçtiğimiz hafta Milliyet/Skorer'den arkadaşım Nergis Aşkın'a yaptığı özel açıklamalarda 'Ahmet Çalık'ın ruhu hep bizimle ve onun için oynuyoruz' diyen Guilherme'nin sözlerine doğrular nitelikteydi. 6. dakika Ahmet'in forma numarası, 28. dakika ise Ahmet'in yaşını temsil ediyordu. Bir kez daha ruhun şâd olsun güzel insan...
‘’Galatasaray gibi oynayınca‘’
Galatasaray'ın Barcelona sonrası Beşiktaş derbisinden neler vereceği merak konusuydu. Maçtan 3 gün önce başlayan ertelensin-ertelenmesin tartışmaları maçın reytingini arttırmıştı. Bu gergin ortam ise Aslan'a yaradı
Torrent'ten ters köşe
Domenec Torrent'in geçtiğimiz haftalarda yaptığı gibi rotasyona gitmesi muhtemeldi fakat herkesi ters köşe yaptı. Sahaya sürdüğü ilk 11 bu sezonun en iyi ilk 45'lerinden birini oynadı.
Omar'ın savunma ve bindirmeleri, Kerem'in Aanholt'a yardımı eksik etmemesi, merkezde Taylan-Berkan'ın enerjisi, her şey Sarı-Kırmızılılar'ın istediği gibiydi.
Josef yoksa zayıf
Beşiktaş cephesine bakacak olursak orta saha ve hücumun zayıf kaldığını söyleyebiliriz... Josef bu takımın işleyen makinesinde en önemli dişli. Batshuayi çok gol kaçırsa da Batshuayi'dir. Rıdvan ise mümkün mertebe sahada hep kalmalı. Sol önde de hırsı ve yeteneği ile oyuna girdikten sonra kendisi gibi taze kan olan rakibi Boey'i zorladı. Boey belki Dembele karşısında bu kadar zorlanmadı.
Kerem 'Sihir' yaptı
Kerem Aktürkoğlu ve Mostafa Mohamed ise kusursuza yakında. Takımın hücum planlarında verilen görevleri çok iyi sahaya yansıttılar. Mostafa oyunda kaldığı süre boyunca istekli halleriyle ilk geldiği günlerden esintiler sundu. Kerem attığı ikinci golde 'Harry Potter' lakabının hakkını verdi. Beklenmedik kafa vuruşu adeta bir 9 numara gibiydi. Sihir yaptı desek abartı olmaz...
Tribünle bütünleşince...
Galatasaray taraftarına özlettiği iç sahadaki kuvvetli oyunu dün oynadı. Tribünlerle bütünleşince 1 kişi değil birden fazla kişiyle rakibinin üzerine gitti. Kritik Barcelona maçı öncesinde hem oyuncular hem de tribün sıcak. Avrupa Ligi'nde çeyrek final zor ama imkansız değil. Barcelona maçı Galatasaray için kolay olmayacak ancak Katalanlar için de çantada keklik bir 90 dakika değil...
‘’Anadolu Kartalı'nın geri dönüşü...‘’
Anadolu takımları için kazanılan büyük maçlardan sonraki karşılaşmalar her zaman zor olmuştur. Geçtiğimiz hafta evinde Galatasaray'ı deviren Konyaspor için de Kayserispor deplasmanı kritikti. Rakip 2 maçtır mağlup oluyordu ve içeride oynayacaktı...
Beklendiği gibi Kayserispor maça hızlı başladı ve erken 2 golle Anadolu Kartalı'na adeta bir şok etkisi yaptı. Kayserispor'un iyi oyunu kadar Konyaspor'un da bu sezon alışık olmadığımız kadar kötü futbolunu da belirtmek gerek.
Sehic konuştu, Abdülkerim durdurdu
Konuk ekibi ateşleyen unsurlardan ilki, yenilen 2. golden sonra kaptan kaleci Sehic'in arkadaşlarını ateşleyen mini konuşması oldu. Önce Abdülkerim'le ofsayt bayrağına takılan Yeşil-Beyazlılar ardından da soyunma odasına gitmeden Guilherme'nin penaltısıyla umutlandı.
Ancak bana göre maçın kırılma anı ise ilk yarı bitmeden Abdülkerim'in tek başına kestiği ataktı. Bu pozisyon Konyaspor'u mental olarak ayakta kalmasını sağladı.
Doğru hamleler, sabırlı oyun
İkinci yarıya hızlı başlayan ve sabırlı paslaşmalar sonrasında Cikalleshi'nin golleriyle maçı çeviren Konyaspor, bu sezonun geneline yaydığı oyun felsefesini sahaya çok iyi yansıttı. Teknik direktör İlhan Palut'un hamlelerinin doğruluğu zaten skorbordda kendini belli etti. Yeşil-Beyazlılar bu sezon 4. kez geriye düştüğü maçta, kendi öz futbolunu sahaya yansıtarak harika bir geri dönüşle kazanmasını bildi.
Palut'un planları olacaktır
Gelecek hafta Fenerbahçe deplasmanı var ve Konyaspor'un bu maçta dikkat etmesi şart. Sarı-Lacivertli takım Alanyaspor deplasmanında sezonun en iyi maçlarından birini çıkardı. İsmail Kartal da eski öğrencilerini iyi tanıyor. Seyre değer bir maç olacağı kesin. İlhan Palut ve ekibinin ilk yarıdaki karşılaşmada olduğu gibi planları olacaktır. Bekleyelim ve görelim...
‘’Avrupalı genetiği devreye girdi‘’
Galatasaray bu sezon Avrupa arenasında cidden bir başka. Oyuncuların bu konuda hakkını teslim etmek gerekiyor. Fatih Terim döneminde kazanılan özgüven dün Camp Nou'da kendini belli etti.
Sabır, plan, güven
Sabırlı, planlı ve kendine güvenerek oynayan Galatasaray maç boyunca minimum hata yaptı. Geri dörtlü çok iyiydi. Nelsson-Marcao ikilisinin yerinde müdahaleleri, beklerin karşılarına değişmeli gelen iki rakibine rağmen konsantrasyonlarını kaybetmemeleri çok önemliydi.
Pena ayakta tuttu
Pena'nın kritik anlardaki soğukkanlı duruşu ve kurtarışları ise takım arkadaşlarının modunu, konsantrasyonunu yükselten etmenlerden biriydi. Musleravari bir maç oynadı desek abartı olmaz.
Taylan bu yılın en iyi maçlarından birini çıkarttı. Berkan'ın ise artık acemeliği üstünden atması gerekiyor. Feghouli ve Babel ise adeta takımın ağabeyi görevini yerine getirdi. Kerem'in ilk yarıdaki şutu ise eski bir tabirle 'Ahlar vahlar arasında' kaçtı.
Mostafa ise Gomis gibi bir tehdide rağmen fark yaratmak için ekstra katkı sağlamadı... İkinci yarıda Gomis'in santimlerle ofsayta düştüğü pozisyon ise takımlarımızın artık kaderi gibi bir şey oldu.
Ne de olsa Avrupalı
Galatasaray bu sezon Avrupa Ligi'nde net bir planı olan takımlara karşı kendi planıyla oynadı ve hiç yenilmedi. Üstüne deplasmanda da kalesini kapadı. Takım savunmasındaki disiplinin üst düzeyde oluşu Barcelona'nın formda hücum hattının yetenek sergilemesine engel oldu. Kulübün genetiğindeki 'Avrupalı' da devreye girince, Camp Nou'dan yenilgisiz çıkılabilir olduğunu gösterdi.
‘’Palut oynattı, Torrent seyretti‘’
Galatasaray Teknik Direktörü Domenec Torrent hafta içinde anlattıkları sonrasında Konyaspor karşısında yaptıklarıyla adeta hayal kırıklığı yarattı. Futbol severler ve taraftarlar bu maçta beklenti içerisindeydi. Fakat Göztepe deplasmanında olduğu gibi bu deplasmanda da ilk yarı resmen çöpe atıldı. Çöpe atılan ilk yarı sonrasında ikinci yarıda hiçbir değişiklik yapmaması adeta skandaldı.
Konyaspor cephesinde ise İlhan Palut hoca dersine çok iyi çalışmıştı. Kayıp yaşadığı maçlarda bile oyun olarak rakiplerine ezilmeyen Anadolu Kartalı, Galatasaray karşısında ise bu süreçte takım savunmasında yaptığı hataları tekrarlamadı.
Palut’un planı tuttu
Anadolu Kartalı, Galatasaray karşısında ligin ilk yarısında Fenerbahçe’ye uyguladığı tarifeyi uyguladı desek yeridir. 20 dakikada maçı bitirip kalan 70 dakikayı iyi rölantiye aldı. Farkı arttırabilirdi ancak burada da gerek bireysel oyuncu kalitesi, gerekse şanssızlıklardan bunu yapamadı. İlhan Palut’un öğrencileri birbirlerine yakın oynayarak Galatasaray’ın hareket alanını kısıtladı. Hamleleri ile de erken aldığı sonucu korumayı başardı. Bu durum hocanın planıydı ve bu plan tuttu.
Aslan ayağına sıktı
Galatasaray açısından bir başka düşündürücü durum ise konsantrasyon eksikliğiydi. Zaten gol pozisyonuna girmekte sorun yaşayan Sarı-Kırmızılılar 5 kez ofsayta düştüğü maçta adeta kendi ayağına sıktı. Konyaspor ise hiç ofsayta düşmedi. Bu Konyaspor'un takım halinde ne denli savunma çalıştığı ve taktik disipline ne kadar sadık kaldığının da işaretiydi.
Bir parantez de taraftara
12 yaş altının tribünlere dönmesi ve HES uygulamasının kalkmasıyla birlikte dolu olan stadyum, Konyaspor için itici güç oldu. Takım ligde ikinci sıraya iyice yerleşti. Bu süreçte iç saha maçları çok önemli. 2015-16 yılındaki 66 puanlı sezonu geçmek için kalan süredeki puanları yarısı bile yeterli olacak. Maç önündeki koreografinin gerçek olması için 12. adama ihtiyaç var.