Orta sahalar hızlı geçilecekti, öyle oldu. Karşılıklı goller bekleniyordu, öyle oldu. Sertlikler, dozunda ikili mücadeleler olacaktı, öyle oldu. Oyuncular gayretli, oyuncular işine odaklı, oyuncular kazanma hırsıyla sahada var güçleriyle savaştılar. Savaşırken de kural dışı işleri oldu. Buraya kadar sorun yokken, hakem Kadir Sağlam, basit standartları bilen uygulamaktan aciz görüntüsüyle ilk yarıda maç içinde dengeleri bozan isim oldu.

Mertens’in, Yunus’un, Ozan’ın başrol oyuncusu olması gereken ilk yarıda o rolü kimseye bırakmadı. Kartları istediği gibi dağıttı adeta. Kalite al ve izle İkinci yarıya Draguş hamlesiyle başlayan Şenol Güneş önce beklediği golü, akabinde de öne geçiren golü buldu. Biz bunları izlerken orta sahaların adeta iptal olduğu, temponun hiç düşmediği dakikalar seyir zevkini doruklara çıkardı adeta. Galatasaray’ın penaltı ile gelen golü sonrası her iki takımında yüksek temposu dikkatlerden kaçmadı.

Bekleri kötü, stoperleri kötü, Trabzonspor’da 35’lik Nwakaeme hemen hemen her atakta takımının öne taşıyıcı, öne konumlandırıcı ismi oldu. Galatasaray ataklarında da kalesini yediği gollere rağmen bir o kadar da kapatan Uğurcan Çakır takımı adına parlayan isim oldu. Eğri oturalım doğru konuşalım. Trabzonspor büyük maçlarda, rakiplerine göre daha düşük kalite kadrosuna rağmen hep başa baş oynadı. Genetik miras böyle bir şey. Bir de epigenetik var ki ona yapılacak şeyler birkaç günde olacak şeyler değil. Şenol Güneş’e iyi bekler, kaliteli kanatlar, orta saha oyuncuları al. Sonra izle. Şöyle izah edeyim. Dün oyuna hamle yapacak oyuncu bile bulamadı Trabzonspor. Rakibi ise kimleri oyuna dahil etti bir düşünün. Mevzu bu kadar basit aslında.

Puan durumuna bakıldığında fotoğraf çok net. Trabzonspor mutlak kazanmak ya da en kötü bir puan almak zorunda. Bu zorunluluk halinin oluşturduğu baskıyı takım halinde pozitife çevirmeleri gerekiyor. Daha önce yakaladıkları fırsatları değerlendiremeyen bu kadro için lider karşısında güçlü oyun oynamak zor olsa da forma ağırlığı diye de bir şey var. Beşiktaş karşısında eksik kalsalar da direnen, Fenerbahçe karşısında son saniyelerde kaybeden Trabzonspor için benzer durumun yaşanacağını düşünüyorum. Lider Galatasaray, eksik de olsa hem ligimizde hem de Avrupa’da kazanma odaklı oyunuyla dikkat çekiyor. Trabzonspor’un işinin zor ama imkansız olmadığı elbette oyunculara anlatılmıştır. Trabzonspor kadrosu sıkıntılı, üzerine de sakatların eklenmesiyle daha da düşük bir kadro kalitesiyle sahada olacak. Ancak inanmış bir oyuncu grubunun taktik disiplinle ve genetik mirasına sahip çıkarak istediği sonucu alması mümkün.

Orta saha kritik

Maç trafiği yoğun bir ezeli rakibe karşı hangi periyotlarda hangi oyunların olacağı Şenol Güneş tarafından belirlenmiştir diye düşünüyorum. Kafamdaki senaryoda mükemmel bir görsellik var. Trabzonspor’un puan kayıplarına rağmen belli istatistikleri olumlu. Her iki takımın oyunu da göz zevkimize uygun. Klasik ifadeyle orta sahaların kolay geçildiği, adeta onları unutacağımız bir karşılaşma yaşanacak gibi. Aslında tam da bu ifade orta sahaların önemini anlatan bir ifade aslında. Banza maç seçen bir santrafor. Bu maçı da ajandasına yazmış olmalı. Savaşan Trabzonspor kazanır. Aksi halde kaos olur.

Türk futbol hakemlik müessesesi açısından değerlendirildiğinde şaşırtıcı bir penaltı kararı değil. Hatta Trabzonsporlular’ın geneli, sosyal medyada ‘Böyle penaltı olmaz’ dediler. Enis’in sağ omuzuna gelen yumrukla gelen penaltı ve atılan gol sonrası Trabzonspor oyuna tutundu. Tutunmanın da ötesine geçip öne bile geçti karşılaşmada. Bir takım düşünün bir sürü transfer yapmış olmasına rağmen en iyi oyuncusu hala 35’lik Nwakaeme olabiliyor. O Nwakaeme gitmişti, geldi, oynadı, oynamadı ama saha da durduğu sürece takımının hep en iyisi olmaya devam edecek gibi. Dün Şenol Güneş’in ilk kurgusu işe yaramayınca, ikinci kurguda oyuna yaptığı doğru ama eksik hamlelerle risk alarak oyunda üstünlüğü ele almayı bildi. Geçişlerle kalesinde tehlike yaşasa da öne geçen takımı bu kez kalesinde gole engel olamayarak belki de onu düzlüğe çıkacak galibiyetten de olmuş oldu. Trabzonspor bu kadrosuyla hocanın oyununu oynayamıyor.

Taraftar sabır çekecek

Oyuncuların bir mühendislik fiyaskosuyla bir araya getirildiği ortada. Ancak yine de kadro gerçeklerine uygun oyun modellerinin de bulunamamış olması hocaya yazacak konular gibi duruyor. Şenol Güneş sürekli oyuncuları değiştiriyor. Bazen mecburiyetlerle, bazen de oyuncular hak ettikleri için yaşanıyor bu değişiklikler ama çare bulunamıyor bu kurguya. Devre arasına kadar sabır çekecek taraftarlar, burası kesin. Bu arada Mendy stoper olmuyor, ortada da pek olmuyor, bir de forvet denenmeli, sonra da satışına bakılmalı. Banza da penaltı harici yok. Ben olsam Enis’in enerjisinden faydalanırım.

Kendisi gibi şiddetle puana ihtiyacı olan bir rakibe karşı oynamak önemli stratejiler gerektiriyor. Büyük takımsanız karşınızdaki rakibin maç içindeki ruh halini önceden iyi analiz etmeniz gerekiyor. Rakip takım elbette aynı takım ama şöyle de gerçekler var... Öne geçtiğinizde karşınızda ‘kaybedecek hiç bir şeyi olmayan gözü kara bir takım’ ile geriye düştüğünüzde de oyunu kendi alanına kapatıp, geçişlerle ve duraksamalarla oyunu soğutan, seni tuzağına düşürüp maçı bitirecek takım aslında aynı takım. Geçen hafta yaşanan hakem faciası unutulmasın! Adeta pes dedirten kararlarına bir de 70’den sonra adeta oynanmayan oyunu eklediğimizde; Trabzonsporlu oyuncular ve kenar yönetimi bundan sonraki maçlarda bu tip durumları yönetmeye de idmanlı olmalı. Sadece oyunun konuşulmadığı şu dönemde şampiyonluğa oynayan takımların tartışmalarını takip edebilir, romantizmden gerçekliğe sert bir dönüş yapabilirsiniz.

Banza isterse yapıyor!

Uzatmayayım... Trabzonsporlu oyuncuların bir çoğu yanlış takıma gelmiş gibiler. Hırs, istek, savaşma azmi gibi şeyleri varsa da beden dillerine pek yansımıyor. Artık yansımalı. Banza golcü ama isterse oynuyor. İsterse pas atıyor. Sanmam ama Enis tercihi gelirse de çok şaşırmam. Draguş sahada 90 dakika kalmalı. İç saha avantajından da bahsedilemiyor çünkü seyirci çok az. Trabzonspor’un işi zor. Şenol Güneş de eski teknik adam gibi taraftara çağrı yapmalı. Taraftarların da bu işin şakasının olmadığını bilmesi lazım! Kasımpaşa yeni teknik adamıyla moral bulmak istiyor. İstekli, arzulu, göze de hoş gelen oyun gelenekleri var. Büyüklerle oynadıkları oyunlar da ortada. Dikkat edilecek çok oyuncuları var ama takım halinde de son derece iyiler. Maç ortada...

Daha birkaç gün önce Avrupa maçları izleyince, ligimizin atmosferine dönmemiz zorlaşıyor. Sürekli düdük çalınan, ikili mücadelelerin düşen tarafının mutlaka kazanım elde ettiği bir başka lig var mı onu da bilemiyorum. İzlerken bizlerin bile oyunda kalmasının zorlaştırıldığı bir karşılaşmada oyuncuların oyunda kalması, oyuna dönmesini takdir etmek lazım. Hakem kalitemiz çok düşük. Standartlar evlere şenlik. Daha maçın başları sayılabilecek bir bölümde öne geçen Trabzonspor, o dakikadan sonra gücü nispetin gayet iyi idare ederken, neredeyse temas olup olmadığı bile şüpheli bir pozisyonda çabucak verilen bir penaltının mağduru edildi. ‘VAR bu pozisyonlara müdahale edemiyor’ yerleşik sözüyle de güvence altına alınan bu tip pozisyonlar oyunun momentumunu da tamamen değiştirmiş oluyor. Dün de böyle oldu. Elbette gamsız görüntüsüyle de bilinen Banza’nın uygun pozisyonda Draguş’a topu dürtmesi de oyunda momentumu Trabzonspor lehine bitirebilirdi. Hakemin ikinci sarıdan verdiği kırmızı kartın sonrasında oyunun bu kadar durmasına nasıl izin verdiğini de konuşmak gerekiyor.

Kaç kez tekrar edebilirim?

Arkadaşlar bu ülke insanı Avrupa maçları da izliyor. Oyun bu kadar durmuyor. Fauller bu kadar kolay çalınmıyor. Richard’ın Hüseyin’e yaptığı hareketin karşılığı verilmediği gibi, maçın ondan sonraki kısa seyrinde bile tonlarca gereksiz aksiyon izlemiş olduk. Dünkü Trabzonspor’un kazanamamasının sebeplerini bunlara mı bağlıyorsun diyebilirsiniz. Zaten bir kaosun içinden çıkmaya çalışıyorken, bu olanların en iyi kadroları bile yerle bir ettiği bir ligden bahsediyorsak; evet, mağlubiyeti biraz da buraya bağlıyorum. Yoksa, kadro mühendisliğinin baştan sınıfta kaldığını kaç kez tekrar edebilirim ki?

Aradığı morali Adana Demirspor karşısında aldığı galibiyetle bulan Trabzonspor, bugün de bunun bir maçlık, öylesine bir durum olmadığını göstermek zorunda. Adana Demirspor’un ligdeki durumu, kadro kalitesi nedeniyle bu galibiyetin alındığını, takımın gerçek yüzünün bu olmadığını iddia edenlere tesadüf olmadığını ispat etmek durumunda. Trabzonspor, Şenol Güneş’le birlikte oyunu kazanmakla birlikte mevcut oyuncuları da yatırım anlamında kazanmanın telaşı içerisinde. Kadro dışılar, kadroda olup ders alıp olgunlaşması beklenenler, alt yapıdan gelenler derken ortaya bir şeyler çıkması adına geçen haftaki farklı skoru önemsememek büyük haksızlık. Evet rakibin durumu ortadaydı ama Trabzonspor’un da durumu çok parlak değildi. Bence sezonun Trabzonspor adına kırılma maçıydı. Öz güvenlerin geri gelmesi adına mükemmel bir yolun açılma maçıydı. Futbolu bilen ama psikolojisini ihmal edenlerin biraz da bu açıdan bakması gerekiyor.

Parlayan yıldızlar...

Trabzonspor stoper hattı Hüseyin ve Batagov’la bir güvenlik testinden daha geçecek. Sol tarafta Arif Boşluk’un bir kaç yıldır oluşan boşluğu doldurduğunu gözlemlemiştik, orası da pekişme maçı olacak. Cham için istikrar, Banza içinse gol krallığı artık büyük bireysel hedef haline geldi. “Mendy stoper oynamasın” talebimiz aylar yıllar sonra Adana Demirspor maçında mükemmel bir karşılık bulurken, oyuncu sahada altın gibi parladı. Pedro formasına kavuşur. O da yeni defans hattına uyumlu olursa Trabzonspor ilk katın betonunu atmış olur. İsim isim herkesin yükselmesine tanıklık edeceğiz. Ben Draguş’un dönüşünün muhteşem olabileceğini düşünüyorum. Teknik adam değiştirmiş ve Samsun’da pozitif karşılık bulmuş Alanyaspor karşısında imtihanların en anlamlısı olur bu maç.

Dün akşam kazanmanın her türlüsü kabul görecekti Trabzonspor’da. Kötü gidişata son vermek için gerekli olan galibiyeti; rakibin gücü, puan sıralamasındaki yeri gölgelemez. Gol orucuna girmiş santrforun attığı o gol gibi bir galibiyet oldu Adana Demirspor karşısında. Çok eksik kadrosuyla, kötü kurgulanmış sezon başı transfer politikasıyla, kadro dışıları ve dün akşamki gibi kadroda ama dışındakilerle sahaya sürülen 11 önemli bir galibiyete imza attılar. Serkan, Hüseyin, Arif gibi hata yapsalar da linç etsek denilen isimlere defansta Botagov da eklenince kafalarda bir sürü acabalar oluşmadı değil! Hatalar da yaptılar ama doğruları daha fazlaydı. Hüseyin yaşadığı ağır sakatlık sonrası çıktığı bu ilk maçında güzel bir hazırlık maçı oynamış oldu hazırlık maçlarına adeta tövbeli Trabzonspor’da… Arif alanında özellikle defansif anlamda önemli sinyaller verdi takımdaki mevkidaşlarına. Kayıp sezonu kendileri ve Trabzonspor adına kazanca çevirmek ellerinde şimdi.

Birden fazla...

Mendy’ye özel bir parantez açmak gerekiyor. Her teknik adam elinde böyle bir değil birden fazla Mendy ister bence. Dün akşam Serkan, Hüseyin, Arif gibi altyapı oyuncularını kadroda görünce “alabilene çok dersler var futbolda” diye düşündüm. Yıllarca bu çocukların sırtına yüklenen yükü düşündüm. Hatalı işlerin müsebbibiymiş gibi taraftarların önüne atıldılar. Elbette kendileri de buna izin verdiler. İddiam hep şuydu; daha iyileri alınsa, yetiştirilse bu çocuklar zaten otomatik olarak sistemin dışında kalırlardı. O transferler yapılamadı. Çocuklar için en zor zamanlarda yine görev aldılar. Bence görevlerini bu maç için gayet iyi de yaptılar. Cham’ın hakkını teslim edip şöyle de bağlayalım. Banza’yı gol kralı yapmak için daha fazla aksiyon; Trabzonspor için yeni bir motivasyon olabilir mi gelecek için?

Doğasına, futbol kültürüne hiç de uygun olmayan bir yerde Trabzonspor. Puan tablosuna bakıldığında sıralamada bulunulan yeri yönetmeye de çok alışık değil. Haliyle bu girdaptan bir an evvel çıkılması gerekiyor. Bu bile başlı başına stresi körükleyen, daha da içinden çıkılmaz hale getiren bir psikoloji olabilir. O nedenle büyük bir fırsat var Trabzonspor’un önünde. Sıralamada sonuncu durumda bulunan Adana Demirspor’a karşı kazanmak, kağıt üzerinde yukarıdaki takımlarla oynayıp kazanmaktan daha kolay gibi gözükse de durum öyle olmayabilir. Adana Demirspor sıkıntıları olan, kadrosu yeterli olmayan bir takım olmasına rağmen maçlarında savaşan oyunculara sahip. Trabzonspor için kolay maç olmayacak o nedenle. Puan tablosu bu anlamda yanıltabilir ve Trabzonspor çok dikkatli bir maç oynamalı. Kadro dışılar ve milli ara birlikte değerlendirildiğinde yine bir belirsizlik söz konusu olsa da mevcut kadronun her durumda Adana Demirspor’a karşı kazanması, hatta farklı kazanıp özgüven yüklemesi gerekiyor bünyesine.

Draguş’un maçı olabilir

Şenol Güneş’in kendi gerçekleri ile kadro gerçeklerini harman edip ortaya güzel şeyler çıkaracağına eminim ancak her teknik adama olduğu gibi ona da birden fazla transfer dönemi gerekiyor. Bu tuhaf kadro mühendisliğinin, onarım tarafında, tadilat tarafında şimdi onun mühendisliğini sahneye koyma zamanıdır. Mendy yine stoper oynar mı mesela? Bir arpa boyu yol aldırmayan bu uygulamayı taraftarın normal karşılaması için orta alan kurgusunda daha fazlası olması gerekiyor. Bugüne kadar olmayan şey yani. Draguş’tan patlama bekliyorum. Çıkışın başlangıç maçı olur bu maç.