Beşiktaş, yeni hocası Rıza Çalımbay ile kazandı. Kartal futbol adına sahaya olumlu görüntü veremese de taraftarı önünde kazanmasını bildi. Yanlış 11’e rağmen Çalımbay’ın yaptığı hamleler skora etki yaptı. Rebic ve Onana hatırlandı! Çağdaş Atan, takımına çağ dışı futbol oynattı. İlk dakikadan itibaren zaman geçirme düşüncesi dışında sistem yoktu. Ne zaman ki ekibi geri düştü, atağa çıkmaya başlattı. Muleka ile kazanıp araya moralli giren Beşiktaş, uzak da olsa zirve takibini sündürdü. Başakşehir ise ligin dibinde kaldı! Kartal maça tutuk başladı. Rebic ve Gedson’un bireysel oyunu, skora gitmeye yetmedi. Markajda kalan Muleka top alamadı. Bunda en büyük pay Çalımbay’a aitti. Tecrübeli hoca; Salih, Amir ve Gedson gibi benzer tip oyuncuları sahaya sürdü. İyi top kullanan Chamberlain’i yanında oturttu. Arkadan Tayfur ve Rosier de ileri çıkamayınca, sıkıcı maç oldu. Bu yarıda Arda Kardeşler, Opoku’yu çift sarıdan atmadı. Kartını evde mi unutmuş ne, anlaşılmadı! O kontrolsüz hareket net sarı kartlıktı. Nitekim Zainutdinov, sahadan hastaneye kaldırıldı.

Doğru hamle gol getirdi

Bu Ghezzal’ın sakatlık problemi tam muamma. 41’de oyuna girip, ikinci yarıya çıkamadı. Nihayet Rıza hoca Chamberlain ile ikinci devreye başlamayı tercih etti. Bu hamle takımın ritmini değiştirdi. İyi pas alan Rebic sol tarafı felç etti. 55’te Muleka’ya; al da at dercesine mükemmel pas verdi. O da ağları gördü: 1-0. Gol öncesi ve sonrasında Tayfur’un yetersizliği önce takımı bir golden etti. Ardından pozisyon verilmesine neden oldu. Merkez orta sahada farklı yetenekli bir oyuncunun, verimi galibiyete yetti. Rebic’in yüzüne bakmayan Şenol Güneş ve Burak Yılmaz maçı hangi duygular içinde takip ettiler acaba? Başakşehir, son bölümde ileri çıkmayı hatırladı. Uzun paslar ile atağa çıkıp, tehlikeler yarattı. Karşılık vermekte zorlanan Siyah-Beyazlı ekip sıkıntı yaşadı.

Seçime sayılı günler kala tansiyon yükseliyor. Adaylardan Hasan Arat, “Ahmet Nur Çebi yönetimi 3 yıllık Tüpraş gelirlerini kırdırıp harcadı” şeklinde açıklama yaptı. Bu durum, bana tuhaf geldi. Başkan Çebi’yi arayıp konuya açıklık getirmesini istedim. Sağolsun geri çevirmedi. İşte Çebi’nin sözleri: “Arat’ın söyledikleri tamamen asılsız. Beşiktaş başkanlığına aday olan birinin kulaktan duyma konular ile bel altı vurmasını yakışıksız buluyorum. Tüpraş gelirlerinin 2 yıllık bölümünü aldık. Yarısıyla bankaların faiz yükünden kurtulmak için erken ödeme yaptım. Kulübü ağır faiz yükünden kurtardım. Diğer yarısı banka hesabında duruyor. Eğer seçimi kazanıp başkan olabilirse ertesi gün kullanır. Hiç kimse şahsi menfaatleri için bu tür bel altı oyunlarına girmesin” dedi. Çebi’nin sözlerine katılmamak imkansız. Beşiktaş’ın birlik beraberliği ihtiyacı var. Bir iki oy için dedikodu üretip asılsız açıklamalara değil.

20 milyon Euro ile gelmeli

Mali konulardan kongre ateşine atladım! Ordan devam edeyim. 23 Aralık 2023 tarihinde kulübün genel ödemeleri var. Bonservis ve oyuncu taksitleri ile diğer borçlar toplamı: 20 milyon Euro. Yeni gelecek başkan ve ekibinin şimdiden bu bilinç ile gelmesi gerekiyor. Malumunuz, bankalar başkan ve yöneticilerden şahsi kefalet almadan kulüplere kredi dahi veremiyor. Bunun için de adı geçenlerin imkan ve olanakları ona göre olmalı. Kulübün birçok yurt içi ve dışında dernekleri mevcut. Bunların içinde en çok oy potansiyeli olan Beşiktaş Dostları. Eski yönetici Bülent Deriş başkanlığında Ertunç Soğancıoğlu ve diğer üyeler ile bir araya geldik. Yaklaşık bin 250 oy kullanan üyeleri bulunan dernek, adayların listelerini bekliyor. Ekibe göre karar verip blok oy kullanacaklar.

Adalı resmiyete döküyor

Daha önce yazdığımız üzere Serdal Adalı adaylığını bu sabah yapacağı basın toplantısı ile açıklayacak. Adalı, daha önce hiçbir yönetimde yer almayan yeni yüzleri listesine eklemek için çaba sarf ediyor. Öte yandan Arat, Almanya’da yurt dışı dernekleri ile bir araya geldi.

Rıza hocanın maçı

Yönetimi yok. Taraftar tepkili. Seçim süreci aksiyon dolu, sakatı çok. Eksiği bol... Ama yeni teknik patronu Rıza Çalımbay yuvaya döndü. Maç önü taraftar ile barış. Karşılaşma esnasında tam destek beklentisi var. Gündüz maçı şölen havası içinde olacak. İlk on bir ve hamle tercihleri değil, takım oyunu skoru belirleyecek. Başakşehir önünde, Çalımbay’a hoş geldin deme adına üç puandan başka skor kimsenin aklından dahi geçmiyor. Aboubakar, Cenk ve Rashica forvet hattının eksikleri. Colley ve Musuaku ise savunmanın.

Defansı da yok golcüsü de!

Ghezzal ile Bailly’nin sıkıntısı kalmadı. Muleka santrfor bölgesinde gol kovalayacak. Bahtiyar, öne çıkacak. Gedson, Chamberlain merkezde olacak. Yeni ve farklı sistem ilk kez sahne alacak. Haydi maça. Tribünler bu atmosferde boş kalmasın!..

Önce adaylığa sıcak bakmıyordu. Sonra Amerika’nın yolunu tuttu. Eyvah!.. Yine adaylıktan kaçtı söylentileri yayıldı. Yakın çevresi ‘soğuk’ diye geçiştirdi... “Vallahi biz de istiyoruz ama kararsız..” diye açıklama yaptılar. Bodo maçı bitiminde Adalı ile karşılaştık. Kendisini ilk yöneticilik döneminden beri çok iyi tanırım. Hiç böyle iddialı, kendinden emin ve kararlı görmedim. Neden mi? Seçime sayılı günler kala sözü Serdal Adalı’ya verelim: “Öyle talepler, istek ve baskılar geldi ki... Böylesini görmedim. Başkan adayı olmaya karar verdim. Pazartesi gibi toplantı yapıp açıklarız.”

Önce Rıza, sonra Sergen

“Bu geçiş döneminde yönetimin en baştan Rıza hoca ile devam etmesi doğru olurdu. Yeni sezon planları için benim tercihim Sergen Yalçın olacak. Şimdiden oturup önümüzdeki yılın şampiyonluk getirecek kadrosunu kuracağız. Ben hikaye anlatmam. İcraat yaparım. Herkes bunu biliyor. Rakiplerimize korku ve endişe, camiamıza güven vereceğiz!”

‘Arat’a çağrımdır...’

“Benim için ortaya tuhaf bir iddia atıldı. Hasan Arat kulüp, Serdal Adalı Futbol A.Ş’nin başkanı olacak diye. Böyle bir durum ancak şöyle olabilir. Arat’a da çağrımdır ve gurur duyarım. Tam tersi. Yani ben kulüp başkanı, eğer Arat kabul ederse aynı yönetimde farklı pozisyon alabilir. Ortak amaç Beşiktaş...”

‘Emre aday olmamalı’

“Ben Emre Kocadağ’ın ağzından adaylık sözü duymadım. Bu dönem alacağını sanmıyorum. Olmamalı da. Bana, ‘7 ay ihtiyaç var, gel’ dediler İkinci Başkanlık yaptım. Aday olunca, ‘eski yönetimin devamı’ denildi. Emre senelerdir asbaşkan ve futbol sorumlusu olarak görev yaptı. O yüzden, varsa böyle düşüncesi bunu olağan seçime taşımalı. Akıllı kardeşimizdir. Öyle yapacağını düşünüyorum. Doğrusu bu.”

Liste hazır...

“Göreve gelecek başkan ve yönetimi her açıdan güçlü olmalı. Rakamlar yüksek. Şahsi kefalet vermeden bankalar bile kredi vermiyor kulüplere. Bir oyuncu gündeme geldi mi, gidip tereyağından kıl çeker gibi alınıp getirilecek. Beşiktaş ancak böyle bir yönetim tarzı ile ödeme sıkıntısı çekmez. Benim 40 kişilik çekirdek yönetici havuzum hep hazırda. Çok daha fazlası da mevcut.”

‘Quaresma bile aradı’

“Transferini yaptığım Quaresma bile başkanlık için arayıp ısrarcı oldu. Böyle yerli yabancı çok değerimiz var. Kendilerine kulüp çatısı altında farklı görevler vereceğim.”

Aralık’ta ödeme var...

İşte Adalı ile ayak üstü seçim sohbeti... Bu arada bir hatırlatma yapalım. Adalı konuyu açtı, biz tamamlayalım. Kulübün Aralık ayında bir hayli yüklü genel ödemesi var. Her şeye rağmen Adalı gemileri yakmış. Camianın desteğini arkasına almış hissediyor. Bu seçim bir başka seçim. Kaybedeni olmayacak! Kazananın kredisi var. Ara transfer yakın. Yeni sezon için rahat zaman mevcut. Transfer deyince akla gelen isimler belli: Serdar Bilgili, Yıldırım Demirören, Fikret Orman ve Serdal Adalı.. Üç eski Başkan, bir de futbol şube sorumlusu ve yeniden aday olan Adalı. Bir hiç uğruna Beşiktaş için hapis yatan yönetici. Seçim ateşi alev alev, kora dönüyor!..

Beşiktaş’ın üstünde resmen kara bulutlar dolaşıyor! Ligde ikram maçlar, hakemler kenar yönetim ve oyuncu hataları ile zirvenin gerisinde kalan Kartal, Avrupa arenasında hayal kırıklığı yaşadı. Gruptan çıkma adına kritik Bodo sınavına çıkan Siyah-Beyazlılar; Norveç ekibini de mutlu etti. Sezonun daha ortası olmadan hedeften büyük sapma yaşayan Beşiktaş, Türkiye Kupası dışında amaçsız kaldı.

Atamayana atarlar

Futbolun genel kuralı devreye girdi. Kartal maça iyi başladı. Baskı kurdu. Pozisyonlar yakaladı. Aboubakar’ın ısınırken sakatlanması handikap oldu. Bailly’nin çıkması savunma dengelerini bozdu. Atak üsüne atak yapıp gol gelmeyince stres oldu. Norveç ekibi ilk kaleye 38’de geldi. Moumbanga, topu ıskaladı, bacağına çarpan top ağlara gitti. Hani top da sevecek isteyecek. Olmayınca olmuyor. İşler bir ters gitmeye görmesin, öyle kolay kolay düzelmiyor. Bodo’nun santrforu ikinci yarı başında göstere göstere farkı ikiye çıkardı. Tribünlerin teknik patron Burak Yılmaz ve oyunculara haklı tepkisi maçın önüne geçti. Tayfur’un 64’te attığı şık gol maça yeni hava ve heyecan kattı. Umutlanan Siyah-Beyazlı ekip; oyunu tamamen rakip alana taşıdı. Final vuruşlarında sıkıntılar olmasa, öne geçecek goller de gelecekti. Ancak ortaya konulan mücadele bunu gerçekleştirmeye yetmedi. Evinde galip gelemeyen Kartal, grupta son sıraya demir attı.

Aslında bu başlık bana ait değil! Bizim Yazı İşleri Müdürü Zafer Büyükavcı’dan. Özel iş yüzünden Ankara’da olduğum için Başkan Ahmet Nur Çebi’nin vedasına katılamadım. Zafer, “Böyle toplantı olamaz. Tek kelime ile mükemmel. Asrın vedası oldu. Başkanı arayıp tebrik edeceğim” dedi. Zor beğenen birinden bu yorum gelince açıp izledim. Az bile söylemiş! Çebi; geldiği gibi başı dik, alnı açık gitti. Kırıp dökmeden özet yaptı. Küfür ve hakareti meziyet sananlar hariç herkesten helallik istedi. Başkanın ki, veda değil. Mola. Öyle görüyorum. Çebi Başkan, transferde yanıldı, yanıltıldı. Tam 46 danışmana rağmen hata yaptı. Çalışan kişi hata yapar. Top çizgiyi geçmedi. Güneş mayası tutmadı... Amma, bir Allah’ın kulu çıkıp, arkasından çamur atamaz. Bu süreçte tüm ödemeler zamanında oldu. İcralar bitti. Borçlar baskılandı. Beşiktaş duruşu öne çıktı. Sistem tersine işliyor maalesef. Ağzın ile kuş tutsan, futbol takımı kötü gidince yoksun.

Tepkileri hak etmedi

Başkan her ne kadar yola çıktıklarını, yolda bulduklarına tercih etse de iyi niyetle yaptı. Art niyetli hiç olmadı. Açık, net oldu. Federasyon ve MHK karşısında tek başına savaş açtı. Diğerleri baktı. Karadenizli karakteristik özelliği ile heyecan ve ani kararlar ile yanlış kararlar da aldı. Eğrisi doğrusu ile hepsini Beşiktaş için yaptı. İşini, ailesini ve çok şeyi ihmal etti. Beşiktaş yaşam felsefesi oldu. Kulüp için büyük mali yük altına girip şahsi kefalet verdi. Hiç hak etmediği şekilde tepkiler aldı. Elbette başarıda olduğu gibi Aksi sonuçta tepki olacak. Eleştiri de. Olmalı. Küfür, hakaret gibi değil. Adam gibi.. Allah yolunu açık etsin başkan. Yapıp, yapmadıkların için.

Beşiktaş, zirve takibinde puan farkını 9’a indirme şansını kullanamadı. Bir hocanın maçı rakibe nasıl verdiğine en güzel örnek izledik. Burak Yılmaz’ı severiz. Saygılı, onurlu, gururlu biridir. Ancak Antalya maçında yaptığı ipe sapa gelmez! Maçın ilk yarısı. Takımın en iyisi Bailly. Tecrübeli stoper iki net gol pozisyonunu önledi. Tek başına savunma yaptı. Skora aldanmadı! Devre arasında koşup Tayfur’un yakasına yapıştı. ‘Robot gibi dolaşma” diye silkeledi. İçeride kaptan Necip ile tartıştı. “Hep ileri çıkıyorsun. Arkada yalnız kalıp pozisyon yiyoruz” şeklinde dikleşti. Buna şahit olan Burak Yılmaz, ne yaptı. Vay efendim kimse Beşiktaş formasını çekemez. Kaptanına laf diyemez gibi düşünce ile oyundan aldı. Maç sonu Burak hocanın yaptığı açıklamalar malumunuz. Yahu hocam, Nasrettin Hoca gibi bindiğin dalı kestin. Savunmanı dağıttın. Bailly’nin arkasında durman, uyuyan takımını uyandırman gerekirdi. Kötü gidişe takım içinde bir kişi isyan etti. Sonuna kadar da haklı. Bu sığ düşünce nedir Allah aşkına.

Ne bekliyordun ki...

Baily, Premier Lig tecrübesi olan biri. Ne bekliyordun ki acaba. Mert varken iyi ki Ersin’i oynattın. Kaç numara oynadığı belli olmayan Tayfur’u ne iyi edip sahaya sürdün. Rebic ve Muleka’yı iyi ki yanında oturttun. Onana’nın bu maçta da forma giymemesi süper oldu. Sistemsizlik sistem olmuş bravo. Fizik kondisyonun yerlerde olması harika. Bu tür söz ve davranışlar mı beklediniz.

Açıklamalar hiç hoş olmadı!

Antalya’da sahadan çıkması gereken biri varsa o da siz olmalıydınız hocam. Bu maç sonu açıklamalarınız... Hiç hoş olmadı. Beşiktaş’ın formasına, oyuncusuna özetle değerlerine kimse saygısızlık yapmaz. Yapamaz. Haddine değil. Ama siz bu tecrübesiz hareket ile zirve takibinde önünü kestiniz. Bailly oyunda kalsaydı, skor asla böyle olmazdı. En iyisi gelin, hem kendinize, hem de kulübe yazık etmeyin. Bırakın hocam. Futbolcular başka, hocalık bambaşka. Heyecan içinde doğru karar almada sıkıntınız var. Bunu farklı bir kulüpte baskılayıp öyle gelin. İnanın hem uçup, hem de uçurursunuz.

Zirve takibinde olan Kartal için Antalya deplasmanı çok kritik maçtı. Liderin puan kaybı, yukarı bir adım daha yaklaşmak demekti. Yani 6 puanlık maç. Beşiktaş futbola değil, hakemlere ayak uydurdu. Son haftalarda tel tel dökülen hakemler gibi performans gösterdi. Öne geçtiği maçı kaybetti. Zirveye tırmanışı yine sekteye uğradı. Antalya hakem yardımı ile de olsa üç puanı cebe indirdi! Stat boş. Zemin berbat. İki takım amaçsız. Özellikle Burak Yılmaz’ın yanlış kadro seçimi. Eksikler. Bunlara eklenen hakem hataları. Bunca olumsuzluk üst üste gelince, ilk yarıda futbol adına bir şey göremedik. Salih’e yapılan net penaltıyı, sahadaki hakemler atladı. VAR onca kamera açısına rağmen göremedi değil; görmedi. Bu yarıda Antalya kaleye gidemedi. Kartal Salih ile yokladı. Tayfur’un kafa şutu üst direkte patladı. Cenk, uzatmada devrenin skorunu belirleyen golü attı: 0-1

Film izler gibi!

Maçta ikinci yarı başlar başlamaz ikram pozisyonda Sariç skora denge getirdi: 1-1. Hadi kaza oldu derken; 50’de bir gol daha geldi. Ersin’in hatalı çıkışında Jeheskel takımını öne geçirdi. Baskı kurmaya çalışan Kartal, aynı oyuncunun ayağından bir gol daha yedi. Savunma resmen bu golü izleyip pes dedirtti. Antalya’nın bir şutu da üst direkten döndü. Muleka’nın 80’de Rebiç’in pasında attığı gol heyecan yaratmaktan öteye geçemedi. Antalya gücü ölçüsünde akıllı oynadı. İkramları geri çevirmedi. Nuri Şahin faktörü öne çıktı. Burak Yılmaz tam aksi görüntü verdi. Hamlelerde geç kalındı. Hadi bir iki oyuncu da form düşüklüğü olabilir. Komple düşüş neyin nesi ve kimin eseri?

Kara Kartal, Antalya semalarında! Zirve takibini sürdürmek isteyen Beşiktaş, Antalya deplasmanına final havası içinde çıkacak. Bu kritik sınav bir anlamda tamam ya da devam niteliği taşıyor. Burak Yılmaz eksiklere bakmıyor. Rakibin her türlü analizi yapıldı. Her türlü duruma göre taktikler hazır. Artık geriye oyuncuların performansı kalıyor. Şenol Güneş dönemi ile fizik kondisyon sıkıntısı sürüyor. Teknik ekibe katılan yeni hocalara rağmen bu handikap aşılamadı. Siyah-Beyazlılar, bir saatlik bölümde etkili. Sonrasında yaşanan düşüşlere engel olamıyor. İşte burada kenar yönetim devreye girmeli. Diri oyuncuları son yarım saatlik dilimde sahaya sürmeli. Kulübün kongre sürecinde olması takıma etki yapmaz.

Seçim etkilemez

Çebi döneminde futbolcular, paralarını zamanında aldılar. Oyuncu ona bakar. Başkan gitmiş, yeni yönetim gelmiş. Hoca değişmiş pek umursamaz. Parası zamanında yatıyorsa gerisi teferruat. Aksi durum da an itibari ile söz konusu değil. Güney ekibi diri, derli toplu ve hızlı oynayan takım. Ligde belli takımlar arasında makas çok açık. Antalya bunların dışında. İçerde oynama avantajı da var. Ancak Beşiktaş stres yapmasın. İdeal 11 ile maça çıksın. Yerinde ve zamanında doğru hamleler yapsın, sadece üç puan değil, daha fazlasını alıp döner.