‘’Avcı riskten kaçtı‘’
Toplamı 100 dakikayı aşan bir oyunu sadece 18 dakika 11 kişi oynamak her anlamda zorlayıcı. Bir yerden sonra kas gücünün sınırlarını test eden bir sınav gibi! Bu zorlayıcı durum, Fenerbahçe merkezindeki Crespo’yu 13, Zajc’ı 12.7 km’lik koşu mesafesine ulaştırdı. Fenerbahçe 10 kişi kalınca, hiç oyalanmadan rakip yarı alana saldırmayı planladı. Bu kamikaze plan, oyunun dengesini de dizilişleri de fena halde bozdu. Trabzon cephesinden bakıldığında Avcı’nın sevdalısı olduğu ve derslik düzeyde uygulattığı, ‘Geçiş oyunu’ için tüm şartlar oluştu. Oyun merkezleri düşünce, hücumcular doğrudan stoperlerle karşılaşır hale geldi. Bu gitgelli oyunun çok net pozisyonlara dönüşmemesinin en önemli nedeni, stoperlerin kusursuza yakın oyunlarıydı. Genç Ahmetcan da dahil 4 merkez savunmacı, kusursuza yakın oynadı. Özellikle Serdar Aziz, kariyer maçlarından birine yaklaştı.
200 fazla pas..
Fenerbahçe’nin enerjisiyle birlikte Trabzon’u geri itişine, cesur bir reaksiyon gelmedi. Avcı plana sadık kalmayı tercih etti. İmkan varsa boşluklara, özellikle Osayi’nin arkasına saldırdılar. İmkan yoksa topu aldılar. Topu dolaştırıp, Fenerbahçe’nin enerjisini çalmak istediler. 200 fazla pas (347-540) bu durumu anlatıyor. İsmail Kartal’ın agresif hücum stratejisine soğukkanlı bir karşılık verdi Avcı. Düzenden çıkmak istemedi. Galibiyet tarihi bir başarı olacaktı ama 1 puan, şampiyonluk için dev bir adım daha attırdı.
‘’Demir yumruk‘’
Antep topu Adana Demir’e vermek istedi. Montella bu ikramı kabul etti ama Sagal’a dripling alanı, Muhammet’e de topla buluşma şansı tanımadı. Antep’in boş alan kovalar oyunu karşılık bulmadı. Zira Svensson bile ataklara gitmekten imtina etti. Adana Demir, 11’de kornerden gelen topta Yunus’un kafa vuruşuyla çerçeveyi buldu. Kopya bir kornerde 18’de Assombalonga ile öne geçti. Antep istediğini yapamadıkça, skor handikabıyla birlikte düzenden çıkar gibi oldu. Böyle bir pozisyonda Yunus, Mendyl’i çok rahat geçip ceza alanına sürpriz koşu yapan Vargas’ı buldu ama Antep’in en iyisi Günay kalesinde sağlam durdu.
Bulut, Yunus’a koridoru açtı!
İlk yarının son anlarındaki bu akın, Montella’ya ipucunu vermiş olmalı. Diğer yandan Bulut’un kendisine yapacağı ikramı tahmin etmemiş olmalı! Antep, 3 değişiklikle ikinci 45’e başlarken kendi kaderini de çizdi! Mendyl kenara gelip, Caulker’ın boşalttığı sol stopere Djilobodji geçince, Yunus Akgün için çizgide 70- 80 metrelik bir oyun alanı oluştu. Peki ne yaptı? İkinci yarının henüz 30. saniyesinde kontrada karşı karşıya kaldı. 55’te yine Djilobodji’yle baş başa kalıp penaltı yaptırdı.
69’daki gol, maçın özeti gibiydi. Yunus, Djilobodji’nin arkasına sızdı, vuruşunu Günay kurtardı, dönen topu Bjarnason ağlara yolladı. 76’daki atak ise sıra dışıydı. Yunus kontrada topu alırken, 30 metre yakınında tek oyuncu yoktu. Bu anlardan sonra Erol Bulut, Djilobodji’yi savunma merkezine Tosca’yı sola aldı ama olmadı! Yunus, Djilobodji’yi yine buldu, penaltıyı aldı. Assombalonga yine kötü vurdu, Günay kurtardı. Bir dakika sonra Adana Demir’in bir klasik golü daha geldi. Kenar ortasında Assombalonga bomboş kalıp, Günay’ı çaresiz bırakan kafa vuruşunu yaptı: 0-3
‘’Balotelli standardını bulsa..‘’
Montella bildik bir planla başladı. Galatasaray’ı 2-0’la yıktığı oyunu tekrarlamak istedi. 20-25’e kadar. Balotelli’yi geriye atıp, sağdan Yunus’u savunma hattının arkasına sızdırmak istedi.
İki şey gerçekleşmedi. Vida-Welinton ikilisi Balotelli’yle gitmedi. Atiba yaklaştı İtalyan santrfora. Bir diğeri Rıdvan.. Bölgesini kaybetmeyip, karşı bir tehdit olarak Yunus’u geri koşturdu.
Beşiktaş golü gelince planlar değişti. Montella bir başka yönteme başvurup, doğrudan merkezi ele geçirdi. Beşiktaş’ın bu maçtaki en sorunlu bölgesinde defolar belirdi. Merkezde Necip-Atiba ikilisi, Josef-Pjaniç sonrası dişli kalamadı. Her dakika biraz daha geriye gittiler.
Gökhan İnler, İtalya kariyerinin seviyesine yakın oynamaya başlayınca, ibre tamamen Adana Demir’e döndü.
Diğer yandan Balotelli’nin, Beşiktaş yarı sahasında dolaşmaya başlaması, markajını da zorlaştırdı. Nokta santrfor olmasına rağmen, ceza alanına sürpriz koşular yapan orta sahalara dönüştü. Çok önemli pozisyonlar almasına rağmen, son vuruşlarında ismine yakışır kalite yoktu. Balotelli kendi standartlarında olsa, Adana Demir haklı bir galibiyet alacaktı.
Beşiktaş adına en iyi şey, gençlerinin potansiyeli. Bu maçta bile soğukkanlı kalabiliyor olmaları, mental anlamda bu seviyelere hazır olduklarının işareti.
Elbette deneyimli bir başka genç Ersin’i ıskalamamak lazım. Musleravari
bir meydan okumanın eşiğinde. Rakip hücumcuların bacaklarını titretecek bir sağlamlıkta duruyor kalesinde.
‘’Trabzonspor baskın kaldı‘’
İlhan Palut, ezberini bozmadan ısrarla topla çıkmak isteyince, Abdullah Avcı da rakibini -benzetme yaparak söylüyorum- hemen oracıkta boğmak istedi.
Üstelik Michalak tehdidini göze alarak. Konya yarı sahasında feci sıkıştı oyun. 22 oyuncunun, 19’u çoğu zaman Yeşil-Beyazlılar’ın alanında kaldı.
Trabzon topu kapınca Abdülkadir’i direkt Adil-Abdülkerim ikilisinin arasına kaçırmaya çalıştı. İki kenara açılmış stoperlerin alan daraltmasına fırsat vermeden. Kritik baskınların ilkinde Konya’nın en iyisi Abdülkerim, diğerinde Ömür’ün yanlış top kontrol çabası gol getirmedi.
Adil’in üst üste iki hatası sonrası Avcı’nın deyimiyle bir geçiş oyunu Trabzon’a skor üstünlüğü verince planlar değişti.
Kaleci Sehiç -belki de Palut’un direktifiyle- riskli pasları terk etti. Final yapan Trabzon atakları sonrası hemen takım arkadaşlarını kaçırdı. Bu planda sadece Michalak ile bir ani hücum şansı bulabildiler. Ama hepsi o kadar.
Trabzon, yine bir Avcı stratejisinin doğal sonucu olan kontrol oyununa dönünce, Konya’nın topla oynama oranı arttı. Ama konuk ekip oyunu ele geçiremedi. Siopis öncülüğünde merkezi daraltan Karadenizliler, kendi alanlarında Konya’nın çok kalmasına izin vermediler. İki bek Dorukhan ve Puchacz’ın risksiz kanat savunmaları da Konya’ya yaşam alanı bırakmadı.
Trabzonspor’un net şekilde baskın kaldığı maçın final dakikalarında bireysel beceriler skorbordu belirledi.
Cikalleshi’nin topu alışı vuruşu çok klastı.
Geri dönüp, Visca’nın golünü anlatmak lazım. Daha doğrusu, öncesinde Nwakaeme’nin yaptığından bahsetmeli.
Yusuf Şimşek için ‘telefon kulübesinde adam çalımlar’ şeklinde mübalağalı sözler söylenirdi.
Onun yaptığı bu abartının ötesine geçen bir şey. Tarifi çok zor.
‘’Galatasaray acemileşiyor!‘’
Önce kornerle devamında golle biten pozisyon 16-17 yaş grubunda olsa, altyapı hocaları saatlerce ders verir! Kasımpaşa maçının bazı önemli dakikalarını, Trabzonspor yenilgisinde ise sonucu belirleyen golleri hatırlayın. Çok benzer ve aynı acemilikte hatalar. Sık tekrar yapılmadığı ve belli bir şablon oluşturulamadığı için top doğru zamanda doğru oyuncuya gitmiyor.
Novais’in rolü
Nasıl yapılacağını Alanyaspor gösterdi. Karagümrük’te topla çıkış örneklerini çoğaltan Farioli, bu kez Novais üzerinden rakip yarı alana geçmenin yolunu bulmuştu. Sert, kısa, çabuk paslarla Novais’i boşa çıkarıp, topla dripling yaptırabildiler. Bu formül, Galatasaray’ın sınırlı baskı çabasını kırdığı gibi, sürekli geri koşmalarına neden oldu. Galatasaray’ın bu handikapına eklenen diğer sorun Babel’in rolüydü. Nokta santrfor olmak yerine arkadaşlarına duvar olma çabası ve geriye gelmesi, mutlak bir Alanya hakimiyeti sağladı.
Ceza sahası içi;22-8!
Galatasaray kaleden uzak kaldı. Bu durumun doğal sonucu, ceza sahasında topla buluşma oranında 22’ye 8’lik bir istatistik var etti! Rakip 10kişi kaldıktan sonra bile kulübe müdahalesi olmaksızın rakip alana geçemedi Galatasaray. Torrent’in oyuncu değişikliği için aşırı sabırlı oluşu (!) durumu pekiştirdi. Belli ki Torrent’in kafası hâlâ çok karışık. Onun da Galatasaray’ın da çok fazla zamana ve çok fazla değişime ihtiyacı var.
‘’Kalite sonuç belirler‘’
"Teknik direktör değiştirdiler. İki maçtır oyun planları farklı. Buna göre hazırlandık.." Avcı, ilk düdük öncesi bunları söylerken, böyle bir oyun başlangıcı beklemiyordu yüksek ihtimalle. Galatasaray, hiç uzun oynamadan seri ve hızlı paslarla Trabzon’un olası presini kırdı. Kasımpaşa maçındaki mahkumiyet sonrası Torrent, topla çıkışlara önem vermiş belli ki. İlk bölgeyi sorunsuz geçip, Berkan’la ekstra pas opsiyonları yarattılar. Kerem’in standart, Emre Kılınç’ın ekstra oyunu, Avcı’nın deyimiyle ‘geçiş oyunu’ varetti ev sahibine. Trabzonspor’un, mükemmel yaptığı işler için fırsat yarattı bu durum. Lider, Galatasaray geldikçe rakip yarı alana boş geçme imkanları buldu ama uygulayamadı. Bunun en önemli sebebi, Galatasaray’ın bu sezonki standardının çok üstünde atak bitirebilmesi oldu. (25. dakika geçildiğinde 7 şutları vardı) Trabzon akın önleyip, kontra yapamadı özetle. Diğer sebebi ise Nwakaeme’nin Emre Kılınç’ı kovalamak zorunda kalışı. Ceza sahasına kadar gitti, hatta penaltı yaptırıyordu. Avcı, ikinci yarıda merkezi almayı planladı. Saçma yabancı kuralı nedeniyle sahada 3 yerli tutabilmek adına Siopis’le birlikte Ahmetcan’ı da sahaya sürdü.
Uğurcan, Bakasetas, Visca
Senaryonun çok değiştiğinden bahsetmek mümkün değil. Diğer yandan, Trabzonspor’un Galatasaray kalesine yaklaştığı da bir gerçek. Bu yakınlaşma şut sayılarını lider adına değiştirdi. Olası bir galibiyet için zemin hazırlanmış oldu. Sonucu belirleyen ise kaliteydi. Uğurcan, maç boyu çok önemli 3 kurtarış yaptı. Bakasetas ve Visca’nın golleri de belli bir tecrübe ve kalitenin ürünü. Galatasaray, belki de kazanmayı hak ettiği bir maçı kaybetti. Muhtemelen, mental olarak galibiyete hazır değildiler!
‘’Çok vahim‘’
Kerem, Cicaldau, Morutan ve kısmen Halil… 11'de 3.5 gibi düşünmek lazım. Galatasaray’da adam eksiltebilecek ya da top tutabilecek oyunculardan bahsediyorum. Durum böyle olunca Kasımpaşa pres için her dakika daha cesaretlendi. 24 ve 28'de Galatasaray'ın topu çıkarmak bir yana, ayağına dolaştırması bu yoksunluktan. Alparslan ya da Aanholt stoperlerin arasına girmek bir yana onlara yüzlerini bile dönemedi. Kasımpaşa, müthiş özgüvenle geldiği Nef'te sahaya çok rahat yayılma imkanı buldu. Galatasaray yarı sahasında kaldıkları bölümlerde, Yedlin ve Ömer'in arkasına sarkabildiler. En kötü ihtimalle, topu ceza alanı içine atma şansları oldu.
Kredi çabuk tükenecek gibi
Bu senaryo, Galatasaray’a sadece Halil'le golü bulabildiği kontra şansları tanıdı. Set oyununda hiç varolamadılar. Tehdit bir yana, pozisyon dahi bulamadılar. 72. dakika biterken Galatasaray 8, Kasımpaşa 20 kez rakip ceza alanı içinde topla oynamıştı. 8'in birkaçı da yukarıda bahsettiğim kontraların finaliydi. Kulağa tuhaf geliyor; Galatasaray, taraftarı önünde Kasımpaşa'ya karşı kontralar dışında net pozisyon bulamadı. Torrent'i çok zorlu bir Türkiye macerası bekliyor. 'Guardiola'nın eski yardımcısı' söylemiyle oluşturulan kredisi çabuk tükenecek gibi.
‘’Galatasaray standardı!‘’
Galatasaray iki akında taraftarını heyecanlandırmış olmalı. Kerdi sahasında tek paslarla Hatay presini aşıp, rakip yarı alanda toplu baskın. Muhtemelen çoğu Galatasaraylı’ya “İşte görmek istediğimiz bu” dedirtmiştir. Ataklar finalize olamasa da..
Ama Galatasaray oyuncu grubu bu sezonki standartlarını çok çabuk buldu! Yapılmak istenenin yeterli idmanı ve tekrarı olmadığı için, ikiden fazla gerçekleştiremediler.
Hatay ileri alan baskısını artırınca bildik Galatasaray sahne aldı.
Hatay ileride alan kapatıp, kazandığı topları derinlemesine oynamak isterken, asıl plan çok iyi işledi. Topu hızlı çevirdikten sonra çapraza uzun toplar atıp, sonrasında tam Galatasaray merkezine indirdiler. Böyle mutlak bir pozisyon, bir de penaltı buldular.
Galatasaray ikinci yarıda silkelenmek bir tarafa, daha fazla top ezer hale geldi, dağılmaya başladı. Hatay ön alan baskısını bırakıp, kapandı ve bekledi. Ev sahibi bitirici hamlesini hızlı ayaklarıyla yaptı. Buldukları her boş alana isabetli toplar atıp, maçı kopardılar.
Hatay için her şey çok kolay oldu. Galatasaray için her şey çok daha zor. Bir teknik adam değişimini bile hissettiremeyen bir oyuncu grubu görüyoruz.