‘’Oyun skora yansımadı‘’
Monaco’nun dafans kurgusu pek çabuk değildi. Pereira, Fransız ekibinin bu zaafını iyi çalışmış. Emenike-Fernandao ikilisini defansın arkasına atılan toplarla bozmaya çalışan Fenerbahçe, bunda başarılı oldu. Sarı-Lacivertliler, hazırlık maçlarının aksine tempolu bir oyun sergiledi. 2. bölgeyi iyi kontrol edip Monaco’nun kendi alanından çıkmasına müsade etmediler. Van der Wiel ve Hasan Ali kenarları iyi kapatmanın yanı sıra, çizgilerden yaptıkları bindirmelerle de rakibi zorladı.
Fenerbahçe’nin baskılı ve ofansif oyunu karşısında bir türlü toparlamayan Monaco, ilk yarıda pozisyona giremedi desek yanlış olmaz. Emenike gününde olsa, Fenerbahçe ilk devrede rövanş için çok avantajlı bir skor elde edebilirdi.
Monaco tek pozisyonunda attı
1. dakika dolmadan Salih’in 25 metreden attığı sert şutta top, yan direkten auta gitti.
8. dakikada Neustadter’in kafa vuruşunda kaleci De Sanctis köşede topu tokatladı.
19. dakikada Fenerbahçe’nin sol kanattan geliştirdiği organize atakta Hasan Ali’nin kale sahasına kestiği ortayı Emenike çok müsait olmasına rağmen kafayla De Sanctis’in kucağına bıraktı.
27. dakikada Fernandao, ceza alanında müsait olan Emenike’yi topla buluşturdu. Nijeryalı’nın çok zayıf şut denemesinde De Sanctis topu rahatlıkla kontrol etti.
39. dakikada Kjaer’in uzun pasında Emenike vites büyütüp Jamerson’u ekarte etti. Topu kontrol ettikten sonra yerden bir vuruşla Fenerbahçe’yi öne geçirdi: 1-0.
42. dakikada Monaco ilk kez Fenerbahçe ceza alanına geldi. Savunma arasına atılan topu kovalayan Falcao’nun vuruşu Ertuğrul’dan sekti, Skrtel’e çarpan top Falcao’nun önüne düştü. Golcü oyuncu topu ağlara göndermekte zorlanmadı ve ilk yarı 1-1 sonlandı.
Rövanş için büyük avantaj
Fenerbahçe için ikinci yarının başlarında kısa bir süre olsa tempo kaybı yaşadı.
55’ten sonra Sarı-Lacivertliler karşılaşmaya yine ağırlığını koydu. Fenerbahçe’nin Monaco karşısındaki maçın genelinde hakimiyet kurmasında Salih’in organizasyon görevini iyi yapmasının payı yüksekti.
61. dakikada Van Der Wiel’in sağ taraftan bekletmeden penaltı noktasına bekletmeden orta çıkardı. Emenike şık voleyle takımını tekrar öne geçirdi: 2-1.
64. dakikada Falcao’nun ceza alanı dışından attığı şutu Ertuğrul çelerek gole izin vermedi.
81. dakikada Salih-Ozan varyasyonunda topla buluşan Ozan Tufan, kaleci Badiashile’le karşı karşıya kaldı. Vuruşunda top Badiashile’den sekip kornere gitti.
Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi 3. Ön Eleme Turu’nda evinde oynadığı maçı 2-1 kazanarak rövanş için bir adım öne geçti.
Tribün desteğini aradılar
Aslında Sarı-Lacivertli ekibin sergilediği oyun skora yansısaydı, Fenerbahçe Monaco’ya daha rahat bir seyahat yapmış olacaktı. Bu arada Fenerbahçe tribünlerinin boş olması takımın motivasyonunda negatif etki yapmış olabilir. Sarı-Lacivetli yönetimin bu sorunu bir şekilde çözüm bulup Fenerbahçe’yi tribün desteğinden yoksun bırakmamalı.
‘’En yeni transfer!‘’
Fenerbahçe’nin sistemle başı dertte. Pereira takımı 3-5-2 dizilişiyle oynattı. Yunan ekibi, 10. dakikadan sonra Fenerbahçe’yi çözdü, 3’lü savunmanın arasına atılan her top sorun yarattı. Çizgilerde oynayan Hasan Ali-Şener ikilisinin geri dönüşlerde yetersiz kalması nedeniyle Panathinaikos, kenar bindirmelerde de etkili oldu. Geri dönüş yapan Salih-Emenike iyi başladı. 3. dakikada Salih’in defansın arkasına attığı topu kontrol eden Emenike sağdan ceza alanına girdikten sonra yerden bir vuruşla Fenerbahçe’yi öne geçirdi: 1-0. 15. dakikada Fernandao, sağ kanattan hareketlendi, kale sahasına yerden kesti Salih’in gol vuruşu kaleciden kornere gitti. 23. dakikada Hasan Ali ve Neustadter’in boş bıraktığı alandan yüklenen Mesto, arka direğe topu çıkardı, Marcus yatarak topa dokundu ve skora dengeyi getirdi.
Bilet fiyatlarına tepki!
2. yarıda orta alana Souza-Alper takviyesi bu bölgeye canlılık getirdi. Fenerbahçe’nin pas yüzdesi artarken, orta sahaya savunma etkinliği de geldi. Ancak Neustadter kanadı verdiği açıklarla dikkat çekti. 54. dakikada Hasan Ali, Fernandao’dan aldığı pasla sol içten içeri girdi, kaleciyle karşı karşıya kaldığında topu Emenike’ye çıkardı, Nijeryalı bir feykle kaleci ve savunmayı etkisiz bıraktı, skoru 2-1’e taşıdı. Panathinaikos geriye düştükten sonra eşitliği sağlamak için çok yüklendi. Fenerbahçe’nin savunmasının solundan istediği açıkları bulmasına rağmen bir türlü gol çıkaramayınca maç 2-1 Fenerbahçe’nin galibiyetiyle tamamlandı. Bu arada bilet fiyatlarının yüksek olması nedeniyle Sarı-Lacivertli taraftarlar, maça ilgi göstermedi. Zaman zaman az sayıdaki taraftarın 100 liradan başlayan bilet fiyatlarına tepki koyduğu gözlendi.
‘’Pereira'nın işi zor‘’
Ancak Fenerbahçe’nin 2. bölgede defansif ve ofansif özellikleri olan oyun kurucuya ihtiyacı var. Sarı-Lacivertliler geride kalan sezonda, bu tip futbolcuya sahip olamamanın sıkıntılarını yaşadı. Yönetim mutlaka orta alana kaliteli isim için çalışmalar yapıyordur. Fenerbahçe’nin yapısına ve sistemine uygun bir 10 numarayı camia çok istiyor.
Fenerbahçe, forvet hattında da mutsuz bir yıl geçirdi. Fernandao ve Van Persie beklenenin altında performansla oynadı. Persie talibi çıkarsa satılacak. Bu arada Emenike geri döndü. Ancak Nijeryalı sorunlu ve mutsuz olduğu için kiralık gitmişti. Sonuç olarak Fenerbahçe’nin 3. bölge için de transfer hamlesi yapması kaçınılmaz gözüküyor.
Kiralık pozisyonunda olan Salih ile Stoch da geri döndü. İki oyuncunun da kendine has özellikleri var. Stoch çizgide, Salih ise orta alanda oyun kurucu pozisyonunda görev yapabilecek donanımda. Şu an için ne durumda olduklarına tabi ki teknik sorumlu Pereira karar verecek. Salih-Stoch ikilisi kazanılırsa, Fenerbahçe’nin kadrosu güçlenir.
Teknik direktör Pereira’ya bu sezon çok iş düşecek. Geçtiğimiz sezonu kupasız kapatan moralsiz bir oyuncu grubu var. Portekizli çalıştırıcı takımı yeni sezona hazırlarken mental yönden de toparlamak için kafa yormak zorunda. Yeni transferlerin uyum sorununu en kısa zamanda çözmek, Şampiyonlar Ligi ön eleme maçlarına takımı problemsiz çıkarmak, Pereira’yı hayli terletecek.
‘’Babacan ve Emre‘’
Futbol oyunu dişine göre rakip buldun mu koşup mücadele etmek, istekli gözükmek değildir. Avrupa standartına yakın durumda olan Türk Milli Takımı'nın kadrosu, Fransa finalleri için yetersizdi. Stoper bölgesi eksikti... Orta alanı iki yönlü kullanabilen oyun kurucusu ve formda bir santraforu yoktu. Ayrıca teknik patron Fatih Terim, ilk 11 tercihlerinde yanlışlar yapmış olabilir. Ancak tüm bunlar mücadele etmemenin, isteksiz oynamanın ve iyi futbolda dibe vurmanın mazereti olamaz.
Çek Cumhuriyeti karşısında farklı bir milli takım gördük. Kadro yapısı, sistem ve kazanma isteği bağlamında olumlu bir oyuncu grubu vardı sahada. Rakip hücumdayken iyi kapanan, arkadan pas yaparak bilinçli çıkan, gerektiğinde önde basarak Çekler'in oyun kurmasını engelleyen takım, tribünleri de ateşledi. Milliler devreyi Burak'ın attığı hazırlanışı güzel bir golle önde bitirdi. Pozisyon vermemize rağmen, özellikle Emre Mor'un sağ kanat bindirmeleri ve ikinci bölgeye yaptığı katkıyla Çekler'i zorladık.
Dünkü Milli Takım, Fransa'da stada koşanları ve karşılaşmayı TV'den izleyenleri hayli mutlu etti. Oyuna katkı yapmayan futbolcu görmedik. Ama bir Volkan Babacan vardı ki, onu belirtmeden geçmek haksızlık olur. Tecrübeli kaleci müthiş bir 90 dakika çıkardı. Krıtik kurtarışlarla Milli Takım'ın kazanmasında önemli rol oynadı. Şayet gruptan çıkarsak önce Volkan Babacan'ın sonra da Emre Mor'un hakkını teslim etmek gerekir.
Çek Cumhuriyeti karşısında alınan 2-0'lık galibiyet, gruptan çıkmamız için ışık oldu. Diğer gruplarda yapılacak maçlar sonunda üçüncüler belli olacak... Milli Takım'ın en iyi 4 üçüncü arasına girme şansı var. Futbol bu. Her sonuç çıkıyor.
‘’Bu oyunla zor!‘’
Milli takımımız sanki Hırvatlar karşısına beraberliğe çıkmıştı. Daha çok savunmayı garantiye alıp oynadılar. Ofansif bekler Caner ve Gökhan, genelde hiç bindirme yapmadı.
Belki de aldıkları talimat buydu. Oysa Gökhan bir kez yüklendi. yaptığı ortaya Ozan'ın kafa vuruşunun kalecinin üstüne gitmesi Hırvatistan' ın şansıydı. Milli takımın orta alanında da beklenen organize işler gerçekleşmedi.golü getirecek etkili atak hamleleri yapılamadı. Bu yüzden ilk 45' te tek pozisyonla yetindik .
Hırvatistan daha dinamik ve ofansif düşüncede oynadı. Özellikle Caner'in kanadından çok geldiler. Yaptıkları tüm kenar bindirmeleri, kalemizde sıkıntı yarattı.Ceza alanına atılan ortalara savunmamızın kestiği topların çoğu Hırvatlar da kaldı. Modriç' in attığı golde böyle bir pozisyon sonrasında geldi.. Defansın uzaklaştırdığı topu Hırvat futbolcu yere inmeden kaleye şutladı ve takımını öne geçirdi.Tecrübeli Modriç, Rakitiç, Manzukiç ve Sırna, Hırvatları sürükleyen isimlerdi.
İkinci yarıda da Milli takım gol bölgelerine inme konusunda bir türlü iletişim kuramadı. Arda, Hakan Çalhanoğlu, Ozan ve ilk yarıda Oğuzhan, 3. bölgeye giden yolları açamadılar. Volkan Şen'le başlayan Fatih Terim, sonra Burak ve Emre Mor' u oyuna soktu. Terim' in bu ofansif hamleleri, Milli takımı ateşleyemedi. Baskılı oynayan, kanatları iyi kullanan, pozisyon bulan ve kaçıran taraf Hırvatistan dı Bu arada Menacerlerin Fenerbahçe'ye önerdikleri Vida da 90 dakika savunmanın göbeğinde oynadı. Vida başarılı performansıyla dikkat çekti.
İyi oyun ve buna bağlı olarak pozisyon üretme bağlamında, Milli takımımız Hırvatların çok gerisinde kaldı. İkinci bölümde pozisyona giremedik. Bu sistem ve oyun anlayışında kaldığı taktirde, Ulusal Takımımızın Fransa da işi çok zor.
‘’Nedense olmuyor!‘’
Final maçlarının ayrı bir anlamı vardır. Hele bu Fenerbahçe-Galatasaray derbisi ise önemi iki kat artır. Fenerbahçe ilk yarı boyunca karşılaşmanın önemiyle bir türlü buluşamadı. Defans, orta saha ve forvet aynı şarkıda; başka notalara bastılar. Şef Pereira da orkestrasını toparlayamadı. Galatasaray, böylesine sorunlu Fenerbahçe karşısında sakin, kontrollü, ayağa pas yaparak ve yorulmadan oynadı. Rakibi kendi ceza sahasında tehlikeli pozisyon bile yaşamazken, Fabiano’nun kalesi üst üste tehlikeler atlattı. Bir korner atışında Fenerbahçe defansının pozisyon ve adam paylaşımı hatası sonrasında Podolski golü buldu.
Fenerbahçe’nin saman alevi gibi zaman zaman yanması, Galatasaray’ı skoru koruma psikolojisine soktu. Markovic, Fernandao ve Gökhan’ın oyuna girmesiyle Fenerbahçe kenarlara yüklendi. Ancak ceza alanı içinde Sarı-Lacivertli oyuncular çoğalmayı başaramayınca atılan ortaları Galatasaray savunması rahatlıkla uzaklaştırdı. Sarı-Kırmızılılar kendi yarı alanlarına öyle gömüldüler ki, yakaladıkları halde kontraya çıkmayı düşünmediler.
Fenerbahçe, Galatasaray’ın bu kadar geriye yaslanmasını ne yazık ki kullanamadı. Aslında Sarı-Lacivertliler ilk yarıdaki teslimiyetçi futbolları nedeniyle Ziraat Türkiye Kupası’nı ezeli rakibi Galatasaray’a kaptırdı. Nedense en iyi olduğu dönemlerde bile Fenerbahçe finallerde bir türlü mutlu sona ulaşamıyor.
‘’Mucize gerçekleşmedi‘’
Fenerbahçe ile Sivasspor için kritik bir 90 dakikaydı. Ev sahibi mutlak kazanıp, rakiplerinin kaybetmesini bekleyecekti. Sarı-Lacivertliler ise spekülasyon yaratmaya hazır olanlara fırsat vermemek için prestij için oynayacaktı. İki takım da kafalardaki düşünceye uygun performans sergiledi. Sivasspor baskılı ve gol için oynadı. Fenerbahçe de rakibi durdurup, gol yollarına inmeye çalıştı. 13’te Beykan taşıdığı topu, Aatif’a aktardı, yıldız oyuncu, 25 metreden sert vurdu ve takımını 1-0 öne geçirdi. 22. dakikada Beykan’ın ceza alanına yaptığı ortaya Umari kaleye sırtı dönük durumda aşırtma bir kafa vuruşu yaptı, top Fabiano’nun solundan ağlarla buluştu: 2-0. 30. dakikada Beykan’ın ceza alanı içinden attığı şutu Fabiano kurtardı. İlk yarının son dakikalarında Fenerbahçe, Sivasspor ceza alanına yüklendi. 45+1’de Sivasspor’un uzaklaştıramadığı topu Mehmet Topal kafayla indirdi. Arka direkte bomboş kalan Abdoulaye Ba, golü atmakta zorlanmadı ve ilk yarı 2-1 Sivasspor’un lehine sonuçlandı.
Meireles’ten müthiş gol...
Fenerbahçe’nin eşitliği sağlayıp, sonra öne geçme çabası, Sivasspor’un ise farkı açma isteği, 67. dakikaya kadar karşılık bulmadı. 57. dakikada Beykan’ın kafa vuruşunu Fabiano uzanıp tokatladı. 67. dakikada Sivasspor savunmasından seken topu, yılların tecrübesi Meireles, düzeltip, yarım voleyle ağlara gönderdi: 2-2. 75. dakikada Aatif’ın sert şutunu Fabiano kurtarmayı başardı. 90+3’te Aatif’ın sağdan yaptığı ortaya bu kez Hasan Kabze dokundu, Fabiano bir kez daha gole geçit vermedi. 2-2’lik skor sonrası Sivasspor, bir alt lige düştü. Kritik karşılaşmada dişe diş mücadele eden iki takım da başarılı bir son maç oynadı.
‘’Lig kaçtı, kupaya dikkat‘’
Bence formalite maçıydı. Çünkü Beşiktaş'ın iki maç kaybetme beklentisi, fazlaca itopikti. Nitekim 90 dakikanın geneli o havada geçti. Belirli anlarda göze hoş gelen pozisyonlar vardı, elbette...
Mesela Fenerbahçe'de Volkan Şen ile Alper'in sağ ve sol çizgilerden adam eksilterek yüklenip, çıkardıkları olumlu paslar. Gençlerbirliği'nin, ayağa toplarla 3. bölgeye gelip, isabetli şutlar atması...
Devre arasında Beşiktaş'ın 3-0 önde olduğu haberi gelince, ikinci bölümde Fenerbahçe'de temponun düşmesi, çok normaldi. Hatta skora denge geldikten sonra Sarı-Lacivertli taraftarlar, basketbol finalini seyretmek için tribünleri terketti.
Fenerbahçe'nin sahasında oynadığı son maçında tribünlerdeki gerginlik yine kendini gösterdi. Okul tarafı kale arkasında bulunanlar ile Fenerium sağ üstteki taraftarlar, birbirlerinin üzerine yürüdüler. Özel güvenlik ve emniyet güçleri, arada tampon oluşturmak zorunda kaldı.
Herşeye rağmen van Persie'nin golleri ile alınan 2-1'lik galibiyet, tribünlerde kalan az sayıdaki taraftara, buruk da olsa mutluluk yaşattı.
Fenerbahçe, bu akşamdan itibaren artık Antalya'da ezeli rakibi Galatasaray'la oynayacağı Ziraat Türkiye Kupası finalini düşünmek zorunda.
Fenerbahçe, bu sezon da önemli transferler yapıp, Süper Lig'e umutla başladı. Yönetim, camia ve taraftar, ilk maçtan itibaren şampiyonluğa inandı. İlk yarıyı iyi bir performansla kapatan Fenerbahçe, ligin ikinci devresinde 4 maçta kaybettiği 10 puanla şampiyonluk umutlarını önümüzdeki sezona bıraktı.
Fenerbahçe yönetiminin yeni sezon için pahalı transferler değil, teknik direktörün tavsiyeleri doğrultusunda nokta transferler yapması gerekir.