Konya deplasmanına kadar 17 puan, Konya’da da 2 puan 19 puanla Beşiktaş Şampiyonlar Ligi’nde ne kadar tur atlarsa atlasın ligin de ilk 2’ye giremezse hepsi boş. Şenol hoca senin için en önemli deplasmanlardan biri. Adriano, Quaresma, Oğuzhan, Negredo yok, revizyonu başka maça saklayamadın mı? Tam takımın yüzde 40’ı sahada yok. Aslında beklediğimiz Konya dün yoktu. Bilhassa ilk yarı forvette defans arası 60 metre mesafe. Beşiktaş burayı yürüye yürüye geçiyor. Konyaspor taraftarı Alper Ulusoy için Beşiktaş’ın çocuğu tezahüratı yapıyor. Ben 40 senedir bu camiadayım. Alper Ulusoy’un ismini hiç duymadım. Müsabaka neticesi kadar Pepe ve Talisca’nın gördüğü sarı kart önemli. Haftaya Fenerbahçe maçında yoklar. Bu satırlar yıllarca hep hakemden yanadır. Ama dün gördük ki burada yazmak istemiyorum. Alper Ulusoy 3...! Özel mi gönderildi.

Gecenin sorusu

Bu maç öncesi Adriano, Quaresma, Oğuzhan ve Negredo gibi isimler yedek kulübesinde maça başlamalı mıydı?

Maçın starı

Müsabakanın oyuncusu, gördüğü haksız sarı karta rağmen Pepe. Oynadığı oyun, oyunculara ve rakibe saygı açısından bize ders verdi. Portekizli tecrübesini bu maçta bir kez daha gözler önüne serdi.

Maçın olayı

Talisca’nın gördüğü sarı kart. Talisca’ya faul yapılıyor ama sarı kartı Talisca görüyor. Haftaya maçta yok. Merak ediyorum Alper Ulusoy son haftaların modası olan 8 onda 3 mü? 8 onda 4 mü alacak...

Kısa mesaj

Şenol Güneş’in yapmış olduğu bu revizyonlar çok erkendi. Oynamadan hiçbir maç kazanılmaz. Mehmet Özdilek’in başındaki Konya, çantada keklik sayılsa da ligin gidişatı açısından Beşiktaş’a ağır bir darbe vurdu.

Beşiktaş’ın iç sahadaki başarısı devam ediyor. Ancak Şenol Güneş hala yerin adamını oynatması lazım. Medel, Vida girdikten sonra ‘hocam bak ben burada oynarım’ diyor. Bir Medel öncesi bir de Medel sonrasını izlemesini isterim maçtan sonra. Ancak kafamı kurcalayan bir şey var. Oynadığı maçlarda Şenol Güneş’e belli ki güven vermeyen Vida kulübedeydi. Medel ise Pepe’nin yanında. Bir sezondur Vida ile yattık, Vida ile kalktık. Atiba’nın yanında oynarken, kendi mirasını yerken, Karabük ile orta sahayı yürüye yürüye geçiyor. Geçen senenin gol kralını alıyorsun. Madem öyle ligin son sırasındaki Karabük karşısında çift forvet ile oyna. Unutma sen Beşiktaş’sın.

Gecenin sorusu

Beşiktaş defansını nasıl buldunuz? Her şeyden önce geri dörtlü belli ki Tosic gelene kadar idare edecek. Ancak gerek Adriano gerekse Gökhan, Karabük’e karşı oynamasına rağmen tüm Beşiktaş’ın ayakta kalan isimlerindendi.

Maçın starı

Birkaç tane yıldız vardı sahada. İnsanların tüm eleştirilerine rağmen Vagner Love ve tabii ki daha da mükemmeli olan Pepe. Teşekkür etmek lazım. Yaşlı diyorlar. Böyle yaşlıya can kurban.

Maçın olayı

Şenol Güneş’in ısrarla oynatmasına rağmen bence de idael bir santrfor Negredo’nun hala kendine gelememesi. Tek santrfordan vazgeçmeyen Şenol Güneş, Vagner Love golleri attıkça merak ediyorum ne yapacak.

Kısa mesaj

Beşiktaş’ta iş ahlakı çok iyi. Takımdaki oyuncular karşılaşma boyunca disiplinden kopmayıp rakibin Karabük olmasına rağmen belli ki verilen vazifeleri layıkıyla yaptılar. Bu konuda Güneş ve öğrencilerini kutluyorum.

Beşiktaş-Bursa maçları her zaman sıkıntılı geçmiştir. Dünkü müsabakada hem Bursa açısından hem de Beşiktaş açısından bıçak sırtında bir maçtı. Bursa aşağıdan 6 puan yukarda, Beşiktaş yukardan 6 puan aşağıda. Bu beraberlik hiç hesapta yoktu. Atiba yok Medel var. Babel yok, Lens var. Tosic yok, tornavida var.

Hak eden Bursaspor’du

Maçtan önce Beşiktaş’ın belalısı olan Sow, son anda kadrodan çıkarılınca sevinmiştik. Ancak son dakikada beraberlik golünü yemesine rağmen maçı hak eden taraf Bursaspor’du. Maçın başlarında Adriano’nun attığı harika gol ile maçın farklı geçeceği düşüncesindeydik. Ancak Bursaspor’un oyunu oynamak yerine Beşiktaş’ı oynatmaması, Siyah-Beyazlılar’ın düzenini bozmuştu.

Gecenin sorusu

Beşiktaş’a gol lazımken neden Vagner Love ve Alvaro Negredo birlikte maça başlamadı? Özellikle Babel’in yokluğunda Beşiktaş’ın sahaya mutlaka çift santrforla çıkması gerekirdi.

Maçın starı

Trabzon’da beklenilen patlamayı yapamayan Yusuf Erdoğan, dünkü maçta tek başına Beşiktaş’ı zorlayan isimdi. Sahada çok istekli olan Yusuf, bana göre dün gece maçın yıldızıydı.

Maçın olayı

Ev sahibi Bursaspor’un karşılaşma öncesinde hudut ötesinde savaşta olan Mehmetçiklerimiz için tribünde yapmış olduğu koreografiydi. Milli bayrak harika bir görüntüydü.

Kısa mesaj

Beşiktaş, şampiyonluk hedefinden iyice uzaklaştı. Önümüzdeki sezonu kurtarması için en azından ligi ikinci olarak tamamlaması ve Şampiyonlar Ligi’ne katılması lazım. Yoksa hesap karışır!

Bu akşam oynanan müsabakada Beşikytaş'ı ilk yarı ve ikinci yarı arasında tanıyamadık. Sebepler çok ancak koca Beşiktaş takımı ilk yarıyla ikinci yarı arasında bu derece farklılık yaşamamalıydı, yaşatmamalıydı.

İlk yarı savunma mükemmel iş yaptı

İlk yarıdaki orta saha ve bilhassa defansta takım savunması Pepe'nin liderliğinde mükemmel desek abartmayız. Medel'le beraber elektrikleri tutmuş şekilde Beşiktaş defansında ilk yarı mükemmel işler yaptılar. Bunlara Adriano da katıldı. Niye defanstan başladım? Çünkü Pepe'nin organizasyonunda bu takım savunmasını ikinci yarı Şenol hocanın değiştirerek illa "Vida'yı oynatacağım" diye takımın üstüyle başıyla bu kadar oynanmaması lazım.

Atiba yalnız kaldı!

İlk yarı iki gol geldi. 17 ve 24. dakikalarda. Goller Talisca'nın kafasında ancak bundan daha çok konuşulması gereken Quaresma'nın verimliliği ve ilk yarıdaki pozitif oyunu. Bunun bir sebebi de karşısında Veysel'in olması. İlk yarı Veysel sudan çıkmış balık gibiydi. Quaresma ya geçiyor ya da indiriliyordu. Bütün bu oyun anlayışı dışında Talisca çıktıktan sonra orta saha tamamen Atiba'ya kalmıştı. Bu sezon daha çok yere göğe sığdıramadığımız, metiyeler düzdüğümüz Atiba kardeşimiz malesef çok yalnız. Aslında bazı haftalar bilhassa İstanbul2daki müsabakalarda Atiba'nın yükünü hafifleten Tolgay vardı. Ama Şenol hoca ne hikmetse 80 dakika onu yanında tuttu.

"Oyuncuları kazanamyım" derken takım irtifa kaybediyor

Tamam! Hoca adil davranıyor, oyuncuları kazanmak istiyor ama farkında mı bilmem, Beşiktaş irtifa kaybediyor. Bu Beşiktaş galibiyetinin diğer bir özelliğiyse Kasımpaşa'nın teknik direktörü Kemal hoca. Hiç oyunu çirkinleştirmediler. Top oynamaya çalıştılar, oynadılar da. Ama Beşiktaş saha ve seyirci avantajını çok iyi kullandı. Oynamaktan daha çok, oynatmamayı düşünselerdi belki maçın kalitesi bu kadar iyi olmazdı. Ancak Quaresma'nın adrese teslim ortaları Talisca'yı iki haftada yıldız yaptı. Gecenin Beşiktaş seyircisi beğenmese de bir başarılı ismi de Hüseyin Göçek'ti. Triosuyla beraber zırt pırt diğer hakemler gibi, geçen haftaki Halis Özkahya gibi oyunu durdurmadı hatta bazı pozisyonlarda sahada yok gibiydi. Bu da gecenin başarılı isimlerinden olmasını sağladı.

Negredo'ya kızmayın

Çok kişi Negredo'ya sallayabilir gol atmadı diye. Ancak ikinci yarıyı izledikten sonra Negredo'nun gol atmamasından daha çok Beşiktaş'ın oyununa yaptığı katkı o çıktıktan sonra anlaşıldı. Orta sahaya gelip, duvar olup, sağa sola yaptığı ortalar Negredo'nun santrfor olarak kim ne derse desin Beşiktaş için bu sezon şans.

Pepe liderlik vazifesini yaptı

Vagner Love, Cyle Larin ve Mustafa Pektemek işinin zor olduğunu, forma giderse bir daha gelmeyeceğini bildiğinden ben Negredo'yu beğendim. Yukarıda da belirttiğim gibi beğendiğim bir oyuncu da Pepe... Saçının telinden ayak tırnağına kadar sahadaki liderlik vazifesini tam yaptı. Çok genç genç kardeşimizin, bilhassa altyapıdakilerin her maç Pepe'yi izleyerek çok fazla ders alacağını düşünüyorum.

Takım artık yaşlandı

Lens ve Quaresma ikinci yarı yok gibiydiler ancak haftalardır takımı sırtlayan Babel eski takımının psikolojik baskısı olacakken sahada yürüdü. Beşiktaş için iç açıcı şeyler söylemek isterdim. Yarınlar için takımın yaş ortalamasını düşündükçe geçen iki sezonki oyuncuları da masaya yatırdığımda kafam malesef biraz karışık. Takımın içinde Pepe, Quaresma, Atiba, Adriano, Gökhan Gönül yani kısaca takımın yüzde 70-80'i 30'un üstü ya da 30'a merdiven dayamış.Bu kadroyla günü kurtarabilirler ama şunu söylemek isterim ki günü kurtarmaktan daha çok Beşiktaş'ın yarınlarını düşünmek lazım.

Tokat yemeyelim

Biz sadece söyleriz, az da olsa tecrübemizle yol gösteririz. Ancak şunu söylemeliyim ki bu sene Şampiyonlar Ligi'ndeki baaşrılar dışında hele Beşiktaş 3 kulvarda giderken kafamız karışık. Evimizdeki oynayacağımız maçlarda tokat yemeyelim.

Devre arası Beşiktaş’a pek yaramamış. Bilhassa defansta yapılan köklü değişiklik demeyelim de tamamen değişiklik, orta sahada da Atiba ve Oğuzhan’ın gününde olmaması Beşiktaş için hiç iyi sinyaller vermedi. Sadece Beşiktaş değil hakem Halis Özkahya da güven vermedi. Göğsüne takmış olduğu FIFA kokartı da eğer Babel’in pozisyonuna faul diyorsa yazık. Üstelik rakipte Eto’o, Nasri ve Maicon yok. Tüm bunlar Beşiktaş’ın şansıydı.

Maceraya ne gerek var!

Atiba, Oğuzhan ve Talisca’dan sadece ikisi oynar. Tolgay ya da Medel’den biri de Atiba’nın yanında olur. Soruyorum neden? Böyle sıkıntılı bir maçta macera aramaya ne lüzum var! Devre arasından sonra Antalya maçı da Beşiktaş için bir şans. Osmanlı maçında takım bu sinyalleri vermişti.

Günün sorusu

Dünya Kupası’na gidecek olan Hırvatistan Milli Takımı’nda Vida ve Mitrovic yan yana oynuyor ancak Şenol hoca takımın metobolizmasını tamamen bozarak Vida-Medel yapıyor. Neden?

Maçın starı

Devre arası Talisca’ya yaramış. Zaten son haftalarda kafası biraz karışıktı. Attığı verilmeyen golle beraber Beşiktaş’ın rakip ceza sahası içinde rakibi zorlayacak tek etkili silahı. Negredo’ya yakın
oynadığı müddetçe bu şekilde çok gol atabilir.

Maçın olayı

Eğer bir hakem ceza sahası içerisindeki bir pozisyonu ceza sahası dışında olduğu zaman veremiyorsa eyyamcılıktan başka bir şey değildir. Merak ediyorum; hava topu mücadelesinde Babel’in, elleri, kolları sabit olmasına rağmen nasıl faul çalabilir!

Kısa mesaj

Beşiktaş kazanmasına rağmen Şenol Güneş’in kadro tercihleri eleştirilebilir. Siyah-Beyazlılar, sezon başından bu yana en farklı defans dörtlüsü ile sahaya çıktı.

Cenk Tosun’la ilgili 1.5 sene önce yazdığım yazı nedeniyle sevgili annesi ve babasından sitemkar eleştiriler almış, bir hayli üzülmüştüm. Geçen süre içinde Cenk’te anormal gelişmeler oldu. Şenol Güneş’le birlikte zirve yaptı, futbolu adeta yeniden öğrendi. Türkiye Ligi ve Avrupa’da herkes Cenk Tosun’u ve attığı golleri konuşmaya başladı. Beşiktaş kazandı, Türk Milli Takımı kazandı, bu durumdan en çok faydalanan ise Başkan Fikret Orman oldu.

Yerinde ve zamanında yaptığı transfer hamlesi ile Beşiktaş kulübü kasasını tarihinin en büyük transfer girdisi ile doldurdu. Neden zamanında diyorum, çünkü bu futbolcunun artık zirve yaptığı dönemde satışı çok önemliydi, bunu da Orman yerinde bir strateji ile gerçekleştirdi.

Cenk Tosun kardeşime yeni kulübü Everton’da başarılar diliyorum. Eleştirilerim nedeniyle bana kırgın olduğunu biliyorum. Geriye dönüp baktığında, eleştirilerimin ne denli yol gösterici olduğunu fark edecektir. Ancak gider ayak bir uyarım daha olacak. Umarım, Arda’nın kaderini paylaşmaz. Futbolunun en iyi meyvelerini İngiltere’de verir, Türk insanını gururlandırır.
Olmadı Arda, geri dönme...

Cenk’in durumunu neden Arda’ya bağladım?. İşte sebebi; 8 sene önceydi... Florya’da sevgili Ali Yavaş ağabeyimin bürosunda Arda’yı görünce, sarıldım, öptüm... Teşekkür ettim, “Türk Gençliği’ne Tugay’dan sonra çok iyi bir örnek olacağına canı yürekten inanıyorum ve seni destekliyorum” dedim ve, “Aman dikkat...” diyerek sözlerimi tamamladım.

O günkü “dikkat” uyarım çok önemliydi. Arda önce Atletico Madrid, sonra da Barcelona kariyeri ile zirve yaptı. Ama bir kusuru vardı, arkadaşlarını iyi seçemedi. Bu onun adeta sonunu hazırladı. Arkadaş dedikleri de, Arda’nın şöhretinden faydalandı. Bu durum sonun başlangıcını hazırladı. Meşhur bir laf vardır: Cesaret ve para kaybı çok şeydir ama itibar kaybı her şeydir...
Gelme Arda... Sakın gelme...

Benim kötü arkadaş olarak kastettiklerim mahallesinin çocukları Bayrampaşalılar değil, etrafındaki asalaklar. Bugün paran var. Bu nedenle herkes yanında. Aman ha sakın itibarını kaybetme...
Futbolu bırakmış ağabeylerine sor. Şimdi etraflarında kaç kişi var... İtibarını da kaybedersen, resmen bitersin. Bu da benden sana ağabey tavsiyesi olsun. Yanında kim olur biliyor musun? Uçakta azarladığın Bilal Meşe ile senden senden başarı dışında hiç bir beklentisi olmayan bizler oluruz...

Dakika 46, ilk yarının en iyilerinden Negredo sahada yok, Cenk var. Halbuki Negredo ile Cenk’in bir arada oynaması gerekirdi. Beşiktaş, 20’ye yakın korner, 25 şut atmış ancak tabelada 2-1 mağlup. Soğuk duş etkisi oldu. Şenol hoca, Osmanlı maçı kadrosunu bozmayıp, havanın ağırlaştırdığı sahada oynamak istedi. Ancak karşısında da Beşiktaş’ın beynini, kalbini, ruhunu çok iyi bilen bir hoca vardı. O kişi de Samet Aybaba. Şenol hoca, görüntüde kanatları çok iyi kullanıyordu. Ama nasıl? Daha çok sağ tarafta Quaresma ile Gökhan, bal vermeyen arı gibiydi. Topun sibobunu arıyorlar. Anladığım kadarıyla Negredo’da da 46. dakikada sağ tarafın bu işgüzarlıklarından olacak kulübeye çekildi.

Kaprislerinin kurbanı...

Aslında Şenol hoca, Quaresma’ya çok sabretti. Acaba korktu mu? İnsanın aklına ilk o geliyor. Çünkü tanıdığım Şenol hoca, bildiğini okuyan bir insan. Dünkü sahanın oyuncusu Lens’ti. Ama 82. dakika oyuna alınan bir oyuncudan ne beklersiniz? Beşiktaş için soğuk bir duş oldu. Fabri’den beklenmeyen hata, forvet de takım oyunundan uzak. Şenol hoca biraz da kaprislerinin kurbanı oldu. Takımı ile uğraşması gerekirken, hafta içinde milli takım açıklamaları çok geç ve hiçte hoş olmadı. Onlar artık geçmişte kaldı... Ancak belli ki Şenol hocanın aklı halâ orada.

Kalbimiz cız ediyor

Anladığım kadarıyla Nevzat Demir’de yaşananlardan Şenol hoca bir an önce kurtulmak istiyor. Bu arada olan da Beşiktaş’a oluyor. Ancak kimse farkında değil. Dün Beşiktaş adına olumlu bir gelişme Medel ve Gökhan Gönül, ancak hoca bir şeyin farkında değil. Lens ve Oğuzhan’ın kafaları çok karışık bunu bilsin. Tarihe bakıyorsun, anıları tazeliyorsun, insanın kalbi cız ediyor. Yöneticilerden özel ricamız, özünüze dönün.

Hep eleştiriyorduk Beşiktaş dışarıda başka, içeride başka diye. Dün sahada Oğuzhan, Tolgay ve Cenk yoktu. Medel, Negredo, Talisca ilk 11’de. Belli ki Şenol hoca Şubat ayındaki trafiği düşünerek takım içinde rotasyonu şimdiden yapmak istedi. Osmanlıspor takımı İrfan Buz ile bir çıkış içinde. Ama şansı Beşiktaş’tı. Düne kadar kapanan defansları pek açamayan Beşiktaş, dün Quaresma ve Gökhan Gönül’ün verimliliği ile aynı zamanda buna Babel ve Adriano’nun katkısıyla çok rahat açmaya muvaffak oldu.

Özlenen Quaresma

Çoğu zaman içerideki maçlarda eleştirdiğimiz Quaresma Osmanlı maçında geldiği ilk seneleri hatırlattı. Beşiktaş, ilk defa kenarlardan istatistikleri bilmiyorum ama bu kadar çok orta yaptı. Bunda da Adriano ve Gökhan’ın etkisi bir hayli fazla. Ancak Babel’i ayrı bir yere koyduk. Babel top ayağına yakışan her şeyiyle saçından tırnağına kadar ‘ben topçuyum’ özelliğiyle, attığı 3 golle Beşiktaş seyircisinin haklı alkışlarını topladı. Ancak Quaresma’ya gene bir eleştirimliz var. Korner dahil orta sahadan ölü topların başında olması yanlış. Biraz arkadaşlarıyla paylaşımlı olması gerek.

Özüne dönmeli

İlk golden sonra Babel’in kulübedeki Cenk ile her zaman yaptığı gol sevincini yapması Cenk’in yedek olduğu halde takım ruhu açısından bir örnek davranış. Dün Şenol Güneş ilk defa T.C. vatandaşlı sadece Gökhan’ı oyuna sürdü. Yabancıya biz de karşı değiliz ama BJK’nin açılımı Beşiktaş Jimnastik Kulübü. Hep kafalar 1980’e gidiyor, Gökhan, Fikret, Ulvi, Metin, Ali, Feyyaz, Rıza, 7’den 70’e zamanın çocukları Beşiktaş takımını sayıyordu. Beşiktaş bir an önce özü olan altyapıya dönmeli. Bu da zor değil.