‘’Taraftara yazık oluyor‘’
10 gündür Beşiktaş medyasında sadece hayal ürünleri satılıyor. Satılıyor kelimesi biraz ağır oldu ama Beşiktaş taraftarına yazık oluyor. Bu hayaller satılmaktan da öte. Neler yaşandı neler? Başlayalım... Metin Albayrak, kendisi insan olarak sevdiğim bir arkadaşım. Bakın, arkadaşım diyorum. Fikret Orman’ın da yol arkadaşı. Ama ne hikmetse bu yol arkadaşlığı sezon bitmeden sona erdi. Transferler konusunda, herhalde Fikret Orman’ın çevresindeki kişilerin işin içine fazla girmesinden dolayı Metin Albayrak buna mani olmak istedi. Ve bir de altyapı komitesi başkanlığı. Metin Albayrak kusura bakmasın arkadaşım dedim ama altyapıdan ne anlıyor? Oldum olası, daha doğrusu tarihinden bu yana Beşiktaş altyapısı, hiç bu kadar kötü olmadı. Ve en önemlisi Kocaeli Birlik. Hani kongrede çıkıp 10 milyon TL’ye satın alındığı söylenmişti. Duyduk ki takımı 4 milyon TL’ye Erzurumspor’un başkanı almış. Açıklama bekliyorum. Bu 6 milyon TL nerede? Bu işin içinde kimler var? İş olmadı diye bozulunca Metin Albayrak bunu açıklamalı. Hem de ivedi olarak.
Erdal abi üzülmemeli
Erdal Karaca, Beşiktaş Yönetim Kurulu içinde en çok güvendiğim, ağabey dediğim gerçek bir Beşiktaşlı. Beşiktaş’ın açılımı ‘BJK’ yani Jimnastik Kulübü. Ne oluyor? Jimnastik ile ilgili gelişen olayları herkes biliyor. Amatör şubelerden kapatılan kapatılana. Yani aklımıza şu geliyor. 3 tane basketbol ve voleybol şubesine harcanacak para battı mı? Erdal ağabeyi üzmeye ne lüzum vardı? Üstelik bu başarılar maalesef lanetleniyor. Şimdi hentbola takmışlar. İnşallah böyle bir hata yapmazlar.
Kim götürdü? Açıklayın
Beşiktaş takımının yıllarca öve öve bitiremediği transfer komitesinden oluşan Gökhan Keskin ve Fikret Demirer’e soruyorum. Allah aşkına yalansız dolansız söyleyin. Mitrovic hariç hangi futbolcuyu Beşiktaş kulübüne aldınız? Ben bilmiyorsam o ayrı. Mitrovic geldi onu da yüzünüze, gözünüze bulaştırdınız. Gökhan Keskin ve Fikret Demirer, canlarını Beşiktaş’a feda ederler. Vallahi de billahi de eğer bu isimler Beşiktaş’ın bir kuruşuna zarar veriyorlar dersem, şu an çarpılırım. Fikret ve Gökhan şimdi açıklayın. Bu parayı kim götürdü? Kulübün etrafında komisyonculardan geçilmiyor.
Kurtul onlardan
Başkan Yıllardır yazıyorum, ne olur Fikret Orman’ı rahat bırakın diye. Bu asalakların Fikret’i ve Beşiktaş’ı yedikleri yetmedi mi? Onların borçtan haberi yok galiba. Zaten borçlar da açıklanmıyor ya, neye güveniyorlar? Bunu bir bilelim. Veya bir gömü mü buldular, maden mi buldular? Lütfen bunu açıklasınlar. Senelerdir bunu yazıyorum. Allah aşkına söyler misiniz? Ümit’in abisi Ahmet Bulut ve Semih Usta. Bu kulüp sizden neler çekti! Yeter artık. Kardeşim kadar sevdiğim Fikret sana yalvarıyorum. Şu asalaklardan kurtul artık. Koskoca Beşiktaş kulübü bir menacere borçlu olur mu? 33 trilyon, şimdi yazıyla yazıyorum otuz üç trilyon.... Sadece şunu söylüyorum yazıklar olsun!
‘’Ne oluyor hocam?‘’
Sezon bitti, şampiyon olduk, herkes birbirini tebrik etti, biz de Şenol hocayı tebrik ettik. Fakat ne olduysa ondan sonra oldu. Şenol hocada bir ego patlamasıdır gitti. Fatih Terim, bu kadar para alırken ben neden bu kadar para alıyorum gibi küçük hesaplar içine girdi. Gerçi küçük hesap 1,5 milyon Euro ama hatırı sayılır da bir para. Elimizi vicdanımıza koymamız lazım. Fikret Orman gereğini yaptı. 500 bin Euro zam. Yapmaya da bilirdi. Ama hocaya jestin en güzelini yaparak bu parayı verdi. Şimdi ne oldu da hoca birden bire 3 milyon Euro istiyor.
Dünyada hiçbir firmanın ‘CEO’suna yüzde 100 zam yapılmaz. Şenol hocayı parayı seven biri olarak biliyorduk ama bu kadarı da ayıp. İki sezondur yaptığı hataları, az kalsın kaybedilen şampiyonlukları düşünürsek istediği para daha futbolcularla anlaşılmadan bu krizi yaratması şimdiye kadar söylenenleri doğrular cinstendi. Yani kısacası şunu söylemek istiyorum. İnsanda biraz utanma olur.
Metin Albayrak nerelerde?
Fikret Orman, başkan seçildiğinden beri sürekli yanında olan bir kişi vardı. O da Metin Albayrak. Ancak son iki aydır Metin Albayrak ortalarda yok. Önce poster çekiminde meydanda yoktu sonra birinci vazifesi olan altyapıda ortalarda yok. Basın sözcüsü o, transfer komitesi başkanı o, altyapı komitesi o, pilot takım organizasyonunda o.
Bu kadar sıfatların yüklendiği, bu kadar yetkilerle sınırlandırılmış Fikret Orman’ın kader arkadaşı bu günlerde meydanlarda yok. Şimdi araştırıyorum. Altyapıya gittim bir aydır orada yok. Transfer komitesinde yok, pilot takım Kocaeli Birlikspor yüzüstü kalmış. Kulüp basın sözcüsü yok. Neler oluyor sevgili Fikret? Yola çıktığın arkadaşlarını yarı yolda bırakmışsın. Aman dikkat et! YOLA ÇIKTIĞIN ARKADAŞ- LARINLA, YOLDA BULDUKLARINI SAKIN DEĞİŞTİRME. Şenol Güneş gibi ego patlaması yapabilirsin. Ancak bunun yeri ve zamanı şimdi değil. Şimdi pamuk ellerin cebe girmesi yoksa pamuk ellerin ceple arası Paris kadar uzak mı Fikret?
Gökte yıldız kalmadı
Transfer başladı. Sayfalarımızı yıldızlar kaplıyor. Sezon sonu kimlerden bahsediliyordu? Şimdi kimlerden bahsediliyor? Tek güvencemiz Fikret Orman’ın şapkadan tavşan çıkarması gibi bir iki kiralık oyuncuyu monte etmesi lazım. Ancak şu anda yardımcı kimsesi yok. Etrafını menacer bozuntuları kaplamış durumda. Bu adamlar kendini çok çabuk satarlar. Fikret Orman’ın çok dikkat etmesi lazım. Ersan Adem Gülüm gibi ve Demba Ba gibi oyuncuların menacerleriyle selamı sabahı kesmesi lazım. Şimdi işi daha zor. Beşiktaş’ın bu sezon kesinlikle yerinde ve zamanında transferler yapması lazım. Sezon açıldıktan sonra enkazlar Beşiktaş’ın bugüne kadar hep dert olmuştur. Aman dikkat!
‘’Böyle bir keyif yok‘’
Galatasaray ve Fenerbahçe, lig üçüncülüğü hesapları yaparken, Beşiktaş zevk ve neşe içinde Dolmabahçe’yi yakarak şampiyonluk turu attı. Sabah saat 11 buçuk Kanlıca’dan yatlarla yola çıkan takım Barbaros Hayrettin Paşa’nın torunları gibi Marmara Denizi’ni yakarak Dolmabahçe’ye çıkarma yaptı. Bu zevki düşünebiliyor musunuz? Ya Rabbim her sezon bu duyguları nasip eyle. Kıskananlar çatlasın.
Nereden nereye...
Formaliteden ileri gitmeyen Osmanlı maçı da olsa Beşiktaş yandı, stat yandı! Sağ ol Şenol hoca ve ekibi. Sağolun çocuklar. Alınlarınızdan öperim. Bu takım çok acılar çekmiştir. Başkan Fikret Orman’ın rahmetli babası Kadir Orman, bir kibrit çak dönemini yaşayan kardeşiniz olarak alınlarınızdan öperim. Çok unutkan bir milletiz. Bu günlere gelene kadar neler çekildi neler? Sayın Orman o günleri unutamaz. Sirkeci’deki dükkanın kapısında Kadir amcayı saatlerce beklediğimizi. O günlerde biz yönetimdeyken, takım küme düşmesin diye son Zonguldak maçına çıkarken para avcılarından kaçarak bu günlere geldik.
Adeta başımız döndü!
Evet şampiyonluk turu atıyoruz. Hemde ikinci sezon. Nereden nereye... Sağol Fikret Orman, Ahmet Nur Çebi ve arkadaşları... Sağol Şenol Güneş ve takım arkadaşları. Oğuzhan Özyakup, Necip Uysal ve arkadaşları sağol. Sağol Nevzat Demir’de çalışanlar. Ve en büyük alkışta Beşiktaş taraftarına. Bu sezon içeride, dışarıda takımı yalnız bırakmadınız. Bu şampiyonluk inanın biraz da sizin eseriniz. Emeğinize sağlık. Osmanlı maçı mı? Valla şunu açıkça söyleyeyim. Ben dahil olmak üzere Beşiktaşlılar gün boyunca öyle eğlenceler yaptı ki yanan meşalelerlin dumanı hepimizin başını döndürdü. Onun için ne maça bakabildik ne de oyuna. Aklımız hâlâ şampiyonluk kutlamalarındaydı.
‘’Güneş'in söyledikleri...‘’
Başta Şenol Güneş olmak üzere teknik kadroyu kutluyoruz. Gönül isterdi ki sayın Güneş, basın toplantısında kendisiyle kader birliği yapan o arkadaşları ile beraber medya önüne çıksaydı. Kendisi hakkında yazılanlara gelince ben de kendisiyle aynı fikirdeyim. Sezon içinde birçok maçta bizzat deplasmanlar dahil gidip izleyen biriyim. Zaten bu günlerde deplasmanlarda olmayıp, ‘Şezlong Yazarları’ türedi. Meydanı boş bulanların, sevmediklerine sallaması moda oldu.
Hocamı ben de eleştirdim. Ama zannetmiyorum beni kastettiğini. Kimi kastettiğini sevgili İsmail Er’in dediği gibi açıklamalı. Ama açıklamıyorsa söyleyeyim. Sevgili büyüğüm Hıncal Uluç ve Erman Toroğlu’nu kastediyor. Şenol Güneş bu isimleri açıklamalıydı.
Mevlana’dan bizlere...
Sevgili Şenol Güneş, Mevlana’nın sözünü söyleyince ortalık karıştı. “Gülü gülene ver, sevgiyi bilene ver” sevgili yengemize gönderdiği çiçeklerle bunu yazmıştı. En ufak bir art niyet yok. Şenol Güneş’in insani duygularını, dostluğunu, insan sevgisini bilenlerden biriyim. Onun için Mevlana’nın bu lafını başka alana çekmek hoca söyleyemez ama ben söyleyeyim, “Terbiyesizliktir”. Sosyal medyada yazanlar da terbiyesizdir’ hocanın üzülmemesi lazım. Meyve veren ağaç taşlanır.
Pamuk eller cebe
Şampiyon oldun. Eğer bu havadan çıkmazsa Beşiktaş’ı büyük tehlikeler bekliyor. Hocanın açıklamalarından sonra yedekler dahil kiralık futbolcuların tümü bu formadan uzaklaşmalı. Hocanın kalacağını düşünürsek, galiba bu oyuncular kafasında hiç yok. Kendilerine kulüp aramaları gerekir. Ancak burada yönetime çok iş düşüyor. Geçen sene hocaya sorulmadan bazı transferler yapılmış, Demba Ba, Aras, Mitrovic, Ersan Gülüm ve diğerleri hocanın başını çok ağrıtmıştı.
Bu takıma bir değil, iki değil, Marcelo’dan başka alternatifi ile 3 defans oyuncusu lazım. Ancak bunlar mevcut olan Mitrovic, Ersan Gülüm ve oğlum kadar sevdiğim Atınç değil. Hiçbiri yaraya merhem olmaz. Biz şunu istiyoruz hocanın lafı ile “Güneş battığı zaman ortaya çıkacak yıldızlar olmalı”. Hoca bu sezon çektiği sıkıntıları çekmemeli. Bütün bunlar için pamuk eller cebe. Ama ne yazık ki sayın Orman ve Ahmet Nur Çebi’den başka elini cebine atabilecek biri aranıyor!
‘’Şampiyona da bu yakışır!‘’
TK 3412, saat 12.00’de Sabiha Gökçen’den bizim ile birlikte üç, Yeşilköy’den dört uçak havalandı. Bunlar sadece dünkü uçaklar. Antep, Antep olalı, böyle kalabalık bir deplasman takımı görmedi. Tek kelimeyle festival yaşandı, şehrin her yeri Siyah-Beyaz’dı. İnsanlar fark istiyordu o da oldu.
Şampiyonluk maçında Beşiktaş takımı adeta coştu. Müthiş bir akşam Antep adına çok üzüldüm. Bu kenti çok seviyordum. Güzel giden geceye, senelerdir methiye yazdığım Antepli 100-150 holigan sabote etti. Ama yaşanan ufak tefek olaylar bile müthiş akşamı gölgeleyemedi. Bir sezon tek forvet oynayan Şenol hoca ise Cenk ve Aboubakar’ı bu kez birlikte oynattı. Beşiktaş saldırdıkça saldırdı...Antep seyircisi demişken...
Utanmışlardır herhalde. Bir daha ya kısmet, şampiyon takımı görecekler! Hepsine helal olsun İyi mi, kötü mü! Şu iyi, bu kötü işlerini bırakmamız lazım. Dün gece sahada şampiyon vardı, şampiyon gibi oynadı. Beşiktaş’a da bu yakışırdı. Ortaya çıkan farklı skor herkesi memnun etti, futbolcuların ve teknik heyetin maç sonundaki sevinci görülmeye değerdi.
Maçın en çok hoşuma giden yanı; Şenol hoca ligin başı gibi yerinde duramıyor. Bir sahaya, bir kulübüye bakıyor. Belli stresli. Sahada rakip mi var be hocam Allah aşkına...
Malzemeci Süreyya ve Erdal’dan başlayıp, teknik ekip, tüm oyuncular, Fabri’den Babel’e kadar herkesi kutlarım. Kenarda Tolga ve Necip başta olmak üzere, hepsini... Antep’e 82 vilayetten gelen taraftarları da gönülden tebrik ediyorum. Onların yeri çok farklı...
Fikret Orman başta olmak üzere, Ahmet Nur Çebi ve arkadaşlarının verdikleri emek ve maddi destekten dolayı da tebrikler. Şampiyonluk ananızın ak sütü gibi helal olsun. Nice böyle güzel yıllara.
‘’Hakem şansı!‘’
Beşiktaş açısından son 3 haftanın en kritik müsabakası, saha içi ve saha dışı olaylarıyla Kasımpaşa oldu. MHK’nın prensi Serkan Çınar ve ekibini tanımasam Beşiktaş’ı katletmek için sahada diye düşüneceğim! Neler yapmadı ki? Beşiktaş’ın yediği golde rakibe pas yaptı. Beşiktaş’ın ikinci golünden önceki penaltıya devam kararı verdi. Bunlar akılda kalan pozisyonlar. Statta önümüzde televizyon, yanlış yazmamak için kararları incelerken saç baş yoluyoruz. Dedim ya Serkan Çınar’ı tanımasam MHK değil bu maça Göksel Gümüşdağ atasa bu hatalar olmazdı. Yani maçın ilk yarısı hakem şansı yanında olmayan Beşiktaş açısından şanssızlıkla geçti. İkinci 45 dakikada gelen erken goller Beşiktaş’ı rahatlattı.
Quaresma bambaşka!
Dün: Adriano, Tosic ve Aboubakar bana göre vazifelerini iyi yaptılar. Ancak haftalardır beklediğim Oğuzhan Özyakup, dün sahada başkomutan gibiydi. İşte biz bu Oğuzhan’ı istiyoruz. Atiba’nın yokluğunda Tolgay merak ediliyordu ancak dünkü performansı sonrasında Atiba’yı unutturdu. Ryan Babel çok iyi ancak bu satırlar yeter mi bilmem Ricardo Quaresma, geldiği günden beri Efendi Beşiktaş’ın en üretken ve en sakin oyuncusu oldu.
Güneş klasiği izledik!
Maçın son bölümünde skor 4-1 olmuş, yine Şenol Güneş klasiği izledik. Maç; 5-6 olması gerekirken Necip ile Beck’i sahaya sürmeye bir anlam veremedim. Hoca yeter artık. Taraftar, son 15 dakikadaki pozisyonları kalesinde görmek istemiyor. Korkunun ecele faydası yok.
‘’Şenol Güneş kendini aştı‘’
Bursa’nın puanlamadaki sırasına rağmen tribünleri dolduran 26 bin 260 seyirci geçen haftaki Fenerbahçe maçından sonra yazmış olduğum düşüncemi doğruladı. Tribünler doluydu. Ancak, Bursa halkının tribündeki bu coşkusu maalesef sahada yoktu. Puanlamadaki yeri Bursaspor’un mazisine yakışmıyordu. Ancak tribünleri alkışlamak gerekir. Ve Beşiktaş’a geliyoruz... Hakem Bülent Yıldırım, güzel bir maç yönetti düşüncelerin aksine. İlk 45 dakikanın 0-0 bitmesi, maçın gidişatının bu şekilde olmasını beklemiyorduk bile.
Quaresma’ya yaklaşınca
Nitekim, ilk yarı Babel bir kenarda, Quaresma bir kenarda oynayıp Aboubakar’ı yalnız bıraktılar. İkinci yarı biraz akıllandılar. Aboubakar’a yakın oynayınca, Tolgay ve haftalardır takımda olmayan Oğuzhan da forvete yaklaşınca, Beşiktaş’ın üstünlüğü ve pozisyon zenginliği ortaya çıktı. Şenol Güneş’in ‘bana gol lazım’ düşüncesiyle 60. dakikada yaptığı Cenk-Atiba değişikliğiyle, beklenen gol geldi. 65’te Cenk, 90+5’te Aboubakar’ın golleri gösterdi ki, artık Beşiktaş, bu saatten sonra zorlayacak takım olmayacağından ‘Şampi’ değil, şampiyondur. Yalnız Şenol Güneş’in 1-0’ı yakaladıktan sonra hâlâ eski kafada olup, üç haftada 16 gol yiyen Bursaspor’a karşı Gökhan Gönül değişikliği korkudan ibaretti. Final maçlarının adamı olmayan Şenol Güneş, dün itibariyle kendini aştı.
Bu iş hakemlerle olmuyor
Kendini aşan biri daha vardı, o da Cenk. Haftalardır eleştirilen ama en çok da benim süzgecimde olan Cenk, attığı golle kendini seyirciye afettirse de benim gözümde, düşüncelerimde kafamdaki Cenk, aynı Cenk. Çok kişi Bülent Yıldırım konusunda maçtan önce hep şüphe ile bahsediyordu. En başta Düzceli Ahmet abi. Zaten insanların bu tür şeylerde akıllarına hemen hakem geliyordu Kübra Zengin gibi. Ama bu işler düşüncelerle olmuyor. Aferin Bülent Yıldırım’a. Bir maaliyeci olarak iyi hesap, iyi kitap, iyi düzükleriyle dün benim takdirimi kazandı. Yanıldınız mı arkadaşlar? Bu işler hakemlerle olmuyor. Oynayan kazanıyor.
‘’Haddini bilmeli!‘’
Bir haftadır yazılı ve görsel medyada Cenk Tosun ile ilgili yazdığım yazıdan dolayı maalesef Cenk Tosun’un babası Şenol Tosun, ortalığı toz duman yaptı. Biz sadece Fenerbahçe maçı değil haftalardır Cenk Tosun’un toparlanması için gazetemizde yazılar yazıyorduk. Ancak dün Şenol bey, takımın içine bomba attı! Gerçi benimki de yersiz ve zamansız olabilir ancak Cenk Tosun’un babasının sözleri süt dolu bir testiyi dökmek gibi bir şey. Beşiktaş takımı içindeki olayları medyaya yansıtmak ne derece doğru bilmiyorum.
Quaresma ve Talisca pas vermiyormuş. Aboubakar’ı yerin dibine sokarak Cenk Tosun’u hesapta çıkarmaya çalıştı. Sadece Fenerbahçe maçında Quaresma’nın attığı paslar bugün gol krallığında onu tepeye oturtabilirdi. Bu sözler bir yerde Beşiktaş takımının içindeki huzursuzluğu da meydana çıkardı. Bunu hoş tutmak kimin elinde. Tabii ki haftalardır eleştirdiğim Şenol Güneş’in. Oyuncular birbirleriyle konuşmuyor. Şampiyonluğa gidilen bir yolda sonuna kadar kenetlenmek lazım. Biz yine bu takıma güveniyoruz.
Özür dilerim
Eğer ben gazetemdeki yazımda Cenk Tosun ve ailesini üzdüysem özür dilerim. Benim sorunum o değil. Beşiktaş meydanında dayak demek bir nevi benzetme. Yani alınmanın bir manası yoktu. Biz Burak Yılmaz’a Konya maçından sonra Beşiktaş meydanında asalım derken orada da benzetme yaptık ama Burak Yılmaz, hırs yaparak şu anda Çin’deki başarılarını yönetmekte. Yani günü yaşamamak lazım. Önüne bakmak lazım. Bazı gazeteci arkadaşlar, Cenk Tosun’u bahane ederek benim futbol geçmişimi de eleştirdiler.
Bu arkadaşların çoğu İnönü Stadı’nın ve Türkiye’deki hemen hemen bütün statların bir tanesine bile gitmemişlerdir. Yani şunu söylüyorum televizyonlardan seyredip kendilerine göre yorum yapacaklar. Halbuki benim onların yaşları kadar stat gezmişliğim, soyunma odasına girmişliğim, top oynamışlığım vardır. Şunu söylemek isterim, hariçten gazel okumak güzel. Bugünlük bunları yazıyorum, fazla da abartmak istemiyorum. En yakınım dahi olsa bazı kişiler hadlerini bilmeli. Lütfen dikkat! Önce Beşiktaş, şampiyon olalım bakın daha neler yazacağım.