‘’Hoca kadar oyuncu da gerek‘’
İlk yarının Beşiktaş adına tek mutluluk verici anından başlayalım: Beşiktaş’ın doğal golcü yeteneğine sahip forveti genç Semih, devre bitiminde çok dar bir açıdan attığı golle kalitesini bir kez daha gösterdi. Beşiktaş’ta bir an önce yeni teknik direktör belli olsun da Giovanni van Bronckhorst göreve getirilecekse Semih bir an önce son vuruş uzmanı yardımcısı Roy Makaay ile çalışmaya başlasın. Serdar Topraktepe hoca da asıl görevine altyapıya dönüp A takıma yeni Semih’ler hazırlasın.
Beşiktaş’ın birçok mevkide yeni isimlere, takviyelere ihtiyacı var: Necip-Bakhtiyor stoper tandemi son derece yetersiz. Misal Saiss kalsaydı veya yerine Saiss tipi lider stoper alınsaydı, Necip onun savunma şefliğinde daha verimli oynayabilirdi. Kasımpaşa’yı öne geçiren golde Da Costa süper bir şut attı ama hemen öncesinde geçişte yine Beşiktaş kendi yarı alanından topu düzgün çıkartamayınca Salih’in hatalı geri pasında top durduk yere Kasımpaşa’ya geçti. Necip sağ ayaklı Da Costa sanki sol ayağı ile çizgiye inecekmiş gibi hamle yapınca rakip şut açısını buldu. Bakhtiyor gelir gelmez “Football Manager gazına gelip stoper de oynar” yanılgısına kapılmayın demiştim. Daha ilk 6 dakikada Bakhtiyor bir stoperin yapmaması gereken her şeyi yaptı: Kendi kale çizgisinde sıkışıp topu merkeze Kasımpaşalı oyuncuların pusuya yattığı ceza alanı yayına çıkardı. Hemen ardından rakip preste topu kaptırdı. İlk yarım saat bitmeden de hamle hatasından sarı kartı gördü. Takımın kalanı da ilk yarıda iyi değildi: Beşiktaş’ın bulduğu üç pozisyonun ikisi kaleci Mert’in degajından geldi. Zaten Mert’in 34’teki kurtarışları olmasa daha önce geriye düşebilirdi.
Kâbus başladı
İkinci yarıda Beşiktaş’ın kolektif oyunu 80. dakikaya kadar ilk yarıya göre daha az kötüydü. Ancak 80’de film koptu ve kâbus başladı: Bakhtiyor ikinci golde yine bir stoperin asla yapmaması gerekeni yaparken Da Costa kısa süre sonra hat trick’ini tamamlayıp fişi çekti. Beşiktaş’ın acil olarak çok iyi bir teknik direktörün yanı sıra en az üç çok iyi futbolcuya da ihtiyacı var.
‘’Teşekkürler Serdar Hocam‘’
Beşiktaş uzun süre sonra bir maça hücum sürekliliği ile başladı. Asıl oynadığı yere, mevki olarak 6 numaraya geçen Amartey boştaki topları toplayarak Salih ve Amir’e ulaştırırken onlar da daha önceki maçlardaki gibi topla oyalanmak yerine takımın hücum temposunu yükseltecek cinsten paslarla önlerindeki Rashica-MulekaSemih üçlüsünü beslediler. Perdeyi açan golde Amir’in Semih’e asisti, uzun zaman sonra bireysel pas kalitesini gösteren cinstendi. Semih de doğal bir golcünün yapması gereken en doğru koşu üzerine en akıllıca vuruşu yaptı. Ofsayt gerekçesiyle iptal olan golde ise çok uzun zamandır görmediğimiz kalitede bir kolektif Beşiktaş hücumu izledik: Rakip cezaalanı içinde 6 Beşiktaş formalı oyuncu gol ararken alanı çok iyi parselleyerek hücum etmişlerdi, Muleka o pozisyonda az farkla hırsına yenik düştü. Forma demişken Beşiktaş’ın Hatayspor karşısında giydiği forma muhteşemdi!
A Takım’a hazırlansın
İkinci yarıda Beşiktaş ilk yarıdaki kadar dominant bir oyun oynamasa da bu sezon en çok gol katkısı yapanlardan stoper Colley’in duran toplardaki üstünlüğünden bir kez daha faydalanarak farkı ikiye çıkardı. Amartey’i stoperden ise 6 numarada oynatmak en azından şu anda doğru tercihi. Serdar Topraktepe yıllardır Beşiktaş özkaynak düzenine büyük emek verdi, çok değerli katkılar yaptı. Lütfen daha önce Önder Karaveli’de yapılan hata tekrarlanmasın. Altyapıda özenle ektiği futbol tohumlarından daha fazla ürün almaya devam etsin ve A Takım’a hazırlasın.
‘’İflas maçı‘’
Beşiktaş yine ileri üçlüde ideal mevkisi santrfor olan üç oyuncuyla başladı: Cenk Tosun’un solunda Semih, sağında Muleka vardı. Beşiktaş tarihinde 4-4-2 dizilişinde en fazla forma giymiş isim olan Rıza Çalımbay neden hücumun sağ ve sol kanatlarında santrfor oynatmak yerine elindeki üç santrfordan ikisiyle 4-4-2 oynatmaz, anlamak mümkün değil. Rıza hocanın daha da zor anlaşılır tercihi ise Beşiktaş tarihinde stoper mevkisinde en kötü performanslardan bazılarını sergilemiş, orijinal mevkisi defansif orta saha olan Amartey’i yine stoperde oynatması. Hakem o pozisyonda neden çift vuruş verdi bilmiyorum ama Colley yine ofsayta düşmeyecek şekilde pusuya yatmıştı. Amartey ise adeta Alanyaspor’un 38’de attığı golde Beşiktaş aleyhine pusuya yattı: O pozisyonda gerçek mevkisi stoper olan ortalama bir oyuncu hiç riske girmez. Artık bir kere daha Rıza hoca bile bile lades diyerek Amartey’i 11’de stoperde başlatırsa, bunca yılın forma vefası ve emeğe saygısını bir kenara bırakmak zorunda kalacağım. Rıza hoca göreve geldiğinden beri Chamberlain, Beşiktaş’ın iyi oynayan ender oyuncularından birisiydi. İkinci yarının başında Oxlade kariyeri boyunca en zorlu rakibi olan sakatlığa bir kez daha yenilip oyundan çıkmak zorunda kaldı. Yerine giren Demir Ege o şut fırsatını gole çevirmeliydi, oynatıla oynatıla bir dahaki sefere gole çevirme ihtimali artabilir.
Hak edenler olmalı
Bir diğer genç yetenek Semih’i orijinal mevkisi santrforda değerlendirmek daha doğru olacaktır. Oyundan alınmadan hemen önce Semih maç başından beri en doğru tercihini yaparak kafayı kaldırarak pas verdi. Bunu daha çok yapması gerek, mesela iki tarafında takım arkadaşı varken kaleye kasmak yerine önce pası sonrasında verkaç sonrası daha müsait bir pozisyon ve açıdan şutu düşünmeli. Beşiktaş’ın sözde tecrübeli oyuncularının %90’ı Beşiktaş seviyesinde değiller, semtte Alanyaspor’dan üç yemenin başka hiçbir türlü izahı olmaz. Semih, Demir Ege gibi gençler Beşiktaş’ın sadece geleceği değil, bugünü de aslında: Devre arasında üç nokta transfer, Gedson, Masuaku, Colley, Rashica, kaleci Mert gerisi forma şansını hak eden genç yetenekler ideal Beşiktaş 11’i olmalı!
‘’Kalanı azap olur‘’
Şu anda zaten futbol şubelerini karşılaştırınca Fenerbahçe’nin kadrosu, Beşiktaş’ın kadrosundan çok daha kaliteli oyunculardan oluşuyor. Lakin Beşiktaş daha az kaliteli oyunculardan oluşan kadrolarla bile kendi semtinde oynanan birçok derbiyi kazanmayı başarmıştı çünkü bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli takım kimliğini o maçlarda sahaya yansıtmayı başarmıştı. Özellikle Gedson sakatlanıp çıktıktan sonra Beşiktaş, tek bir dakika bile ev sahibi takım hüviyetinde, gücünde oynayamadı.
3 transfer yapılmazsa...
Rıza Çalımbay, aslında mevcut Beşiktaş kadrosundan daha zayıf kadrolara sahip başka kulüplerde başarılı teknik direktörlük performansları sergilemişti ancak Beşiktaş’a döndüğünden beri bir türlü bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli bir takım sahaya sürmeyi başaramadı. Belki de bu kadrodan anlamlı bir bütün çıkması aşırı zor bir şey. Ancak göreve talip olan teknik direktörden daha fazlası bekleniyor. Zaten devre arasında üç nokta transfer yapılamazsa sezon kalanı sadece futbol azabı.
‘’Yeni yönetimin işi çok‘’
Bu satırları yazarken başkanlık seçimi tamamlanmamıştı, o yüzden kim seçilirse seçilsin bu oyuncu kadrosu ve sözleşmeleriyle işleri kolay değil. İstanbul’da Beşiktaş seçimleri devam ederken Ankara’da bir takımdan çok en fazla maç sabahı bayii toplantısı vesilesiyle tanışmış birbirine yabancı insanların oynayabileceği kadar kolektif oynayabilen oyuncular vardı. Bu oyuncuların çoğunun sözleşmeleri uzun vadeli ve performanslarına göre bayağı yüksek maliyetli. Performans demişken ilk yarı sonucunda Beşiktaş forması giyen 11 oyuncudan gol beklentisi 0.09’du. 0.09 kadar düşük ihtimal de olsa kimlerin o performanstan ve hangi pozisyonlarda gol beklediğini gerçekten çok merak ediyorum. Bir transfer sezonunda 15 milyon Euro harcayıp sprinter veya driplingci kanat olmadan sahaya çıkmak akıl almaz bir kadro planlama hatası. O parayı Seçil Erzan’a bile versen geri alma ihtimalin bu kadroyu kurup aynı paraya bu oyuncuları satma ihtimalinden daha fazla. O yüzden yeni yönetime sabırlar diliyorum. O harcanan paraya rağmen lider stopersiz bir kadro kurmak da büyük futbol akılsızlığı. 21’de Ali Sowe yine Beşiktaş’a gol atarken, pozisyonda top toplamda 7 kez Ankaragücü santrforunun ayağına değdi veya yerde sekip sahipsiz top olarak kaldı.
Nokta transfer şart
Yine bu kadar transfer yapıp sahaya kreatif bir lider pasörün, top yönlendiricin olmadan çıkmak da eski yönetimin son 6 aydaki en büyük hatalarından birisi. Skoru 1-1’e getiren gol, tamamen Chamberlain’in bireysel merkezden delici dripling yeteneği sonucu geldi. Yoksa orta sahada görev alan oyuncular sadece iyi niyetle mücadele ettiler, pas trafiği ile tek bir organize atak geliştirememeleri onlardan çok onları gerçekten tamamlayacak bir oyuncunun takıma transfer edilmemesinin sonucu. Yeni yönetim kimlerden oluşursa oluşsun en azından sezonun ikinci yarısı için acilen nokta transferler ile lider stoper, kreatif pas yönlendirici ve sprinter driplingci kanat forvet takviyesi yapmaları gerek.
‘’Biriniz Süleyman biriniz Seba olun!‘’
Beşiktaş’ın şu anda bir takımı yok aslında: Birbiriyle son derece uyumsuz oyunculardan ibaret bir kadrosu var sadece. Şenol Güneş zamanı dediğimin arkasındayım: Bu kadroyu yönetmesi için Klopp veya Guardiola da takımın başına getirilse bu oyuncu malzemesinden anlamlı bir futbol takımı çıkması imkansız! Orta sahada Gedson’un ilk 11’de başlamadığı her maçta olduğu gibi rakip elini kolunu sallayarak geldi, golleri attı gitti maalesef. Beşiktaş ilk 20 dakikada 2-0 yenik düştüğünde bile pasla organize atak geliştiremedi. Dünkü berbat performanstan daha fazla bahsetmek istemiyorum çünkü bu kadro oldukça Beşiktaşlı’nın mutlu olması zor. Beşiktaş futbol şubesi şu anda sportif bir enkazdan farksız. Bu yüzden her iki başkan adayının durumun vehameti kavrayıp Milli Mutabakat Hükümeti kurması yani olabilecek en güçlü ortak yönetim kurulunu oluşturması gerekiyor.
Sponsorluk şart
Mevkisel olarak bir kere skorer ve hücum hattında pas lideri olacak bir oyuncu mutlaka alınmalı. Ayrıca Gedson’un yanına yeni bir Ernst de bulunmalı. Bunun için acil kasa kolaylığı sağlayacak yönetim kurulu sponsorluğu şart. Adalı Talisca; Arat, Ernst tipi bir oyuncu alır; kadroya ihtiyacı olan acil pansuman yapılır. Sonra maddi ve manevi açıdan daha güçlü Milli Mutabakat Yönetimi futbol şubesinde Feyyaz Uçar ve Şifo Mehmet Özdilek 2024 yazında yapılması gereken takviyeleri belirlerler. Başkan adaylarının birleşmesinden doğacak daha güçlü mali ve mental yapıyla güçlü bir Beşiktaş takımı oluşturulur. Yani başkan adaylarından birisi Süleyman, birisi de Seba olur. Bu vesileyle beni şef scout veya kadro mühendisi olarak görmek isteyen tüm Beşiktaşlılar’a boynumun borcudur. İki başkan adayının birleşmesini sağlayın ben yine talep edilen her sezonda olduğu gibi üzerime düşeni yaparım. Yine tek kuruş veya görev ünvanı istemem.
‘’İç ısıtan 3 puan‘’
Rıza Çalımbay, Beşiktaş’ta devraldığı kadrodan daha az güçlü kadrolarla bile seri galibiyetlerin nasıl oyunla gelebileceğini bilen bir teknik direktör. Zaten dün Samsun’da hava Sivas ile kapışacak kadar soğuktu. Bir de üstüne aniden patlayan garip bir rüzgar-yağmur karışımı, ilk yarıya damga vurdu. Tabii futbol rakip kadar hava şartları ve zemin şartlarına göre de oynanması gereken bir oyun. Bu sahada ancak güçlü ve kondisyon eksiği olmayan oyuncular ayakta kalabilir. Rıza Çalımbay, milli maç arasını bu açıdan iyi değerlendirmiş: Beşiktaş 11’i fiziksel açıdan daha derki topluydu ve kondisyon açısından da zorlu hava şartları testini bir şekilde geçtiler. Gerisi daha ılıman hava ve saha şartlarında son 4 ayda gördüğümüz gibi kadronun birbirini tamamlamayan aksine mevkisel açıdan çakışan oyunculardan kurulu olmasından kaynaklanan oyun geometrisi ve matematiği sorunları.
Bu kadar uçabilir...
Beşiktaş bir maça daha merkez orta sahada iki driplingci ve arkalarında stoperlere yakın oynayan Amir ile başladı, ikinci alandan üçüncü alana geçerken lider pasörü yoktu. Benzer bir sıkıntı ileri üçlü geometrisinde vardı: Solda bir santrfor Cenk, sadece santrforda etkili oynayabilen Muleka, Rosier yabancı sınırına takılsa bekte başlayacak olan Onur Bulut. Net yüksek hıza ulaşabilen sprinter kanadı olmayan bir Kartal, en fazla bu kadar yükseğe uçabilir. Gerisi göreve seçilecek yönetimde, keşke Arat ve Adalı birleşse de devre arasından itibaren Kartal, yakın tarihteki kadar yüksekten uçmaya kaldığı yerden devam etse!
‘’Hoş geldiniz Çalımbay&Rebic‘’
Kriz dönemlerinde tecrübe başka bir şey. Hele bu tip Beşiktaş’ın son 1 aydır yaşadığı yönetim krizinde teknik direktörün daha önce bu ligin iyisi kötüsüyle tozunu yutmuş, kısıtlı kadrolarla çalışmış Rıza Çalımbay tipi birisi hem teknik direktör hem de insan olarak gerek. Rıza Çalımbay insan ilişkilerinde hoşgörülü, sakin ve yumuşak huylu bir karaktere sahiptir. Göreve gelmek için planlı şekilde kanal kanal gezmez, aksine her arayana telefonunu açar, insan yerine koyar, sorulara cevap verir. Rıza Çalımbay görev yaptığı her takımla olan sözleşmesine her zaman Beşiktaş’ta teklif gelirse opsiyonu eklettirirdi. Yani her şart ve dönemde karaca Beşiktaş’ta görev yapmaya hazır ve nazırdı. İnsan ilişkilerinde hoşgörülü olmakla beraber teknik direktörlük konusunda babasını bile tanımaz. Koşmayan, takımın taktik disiplinine uymayan asla sürekli oynayamaz. Beşiktaş’ın Çalımbay öncesi son maçlarında koşu makinesi bu dönemin Atom Karıncası Gedson bile koşamıyordu, verimi düşmüştü. Dün adeta son nefesine kadar koştu. Rebic zaten birkaç maçtır bireysel performans açısından düzelme sinyalleri veriyordu ama takımın taktik disiplini o maçlarda ilkokul takımından hallice olduğu için bireysel yeteneklerini kolektif açıdan verimli kullanmıyordu. Başakşehir maçında kullandı.
Derli topluydu...
Muleka’ya asisti Frankfurt model Rebic klasındaydı. Muleka da neden oynatılınca sadece merkezde oynatılması gerektiğini gösteren kalitede bir son vuruşlar golü attı. Beşiktaş rakip ceza alanında etkili şekilde topla buluşurken savunmada da önceki maçlara göre daha derli topluydu. Hakemlerin saçmasapan atladıkları Bakhtiyor’un sakatlığı ve yerine giren Ghezzal’ın sakatlanıp çıkması başka bir günde saha içinde krize dönüşebilecekken Rıza Çalımbay sakin kişiliğimle harmanladığı tecrübesiyle krize dönüşmeden sorunu eldeki imkanlar ölçüsünde çözdü.