‘’Berbat ötesi!‘’
Adana Demirspor’un eksikleri nedeniyle birçok kişi Beşiktaş’ın Adana’da rahat bir galibiyet almasını bekliyordu. İşte bu kişiler maalesef Gedson’un Beşiktaş için ne kadar değerli olduğunu farkında değiller. Gedson’suz Beşiktaş yine kolektif bir bütünden çok tam ortadan yarılmış iki kopuk parça gibi maça başladı. Beşiktaş’ın tek çift yönlü dinamik oyuncusu Gedson yokken Adana Demirspor, Beşiktaş’ta hücumdan savunmaya geçişlerde oluşan büyük boşluklardan çok rahat faydalandı. Sadece öne direkt paslarla ilk 20 dakikada iki kere Beşiktaş ceza alanı çevresine gelmeleri yetti. Mert Günok’un yine sakat sakat oynama riskini almasının yanı sıra ilk golde Necip ikinci golde de Colley’in çok kolay geçilmeleri Belhanda ve Mbaye Niang’ın uzaktan şutla gollerine sebep oldu. İlk yarının kalanında Beşiktaş topa sahip olup pozisyonlar geliştirse de Cenk’in garip tercihleri, Ghezzal’ın maç kondisyonu eksikliğinden kaynaklanan ikili mücadelelerdeki fiziksel yetersizliği, Aboubakar’ın Gravillon markajından sıyrılamaması derken gereken reaksiyon golünü bulamadılar. Bir de üstüne Gedson yokken ikinci topları da toplayamayınca dakikalar ilerledikçe sahadaki 11’in fizik kondisyon yetersizliği Beşiktaş’ı daha fazla zora soktu. Tabii ki yönetim transferde son derece başarısız. Şenol hocanın en azından fizik kondisyon açısından takımı daha iyi hazırlamasını da beklerdim. Belki de transfer konusunda yönetime onay verdiği için de Şenol hocanın iki kere eleştirilmesi kaçınılmaz.
Hayal kırıklığı…
Taraftarın zaten büyük çoğunluğu yönetimden çok önce umudu kesmiş durumda, o yüzden aynı taraftar her şeyi Şenol Güneş’ten beklerken bu çok büyük bir hayal kırıklığı yaratıyor. Yönetim, teknik direktör ayrı eleştirileri hak ediyor, oyuncuların ise Adana’daki hali “ruhsal kondisyon” açısından berbat ötesi!
‘’25 dakikalık iyi oyun‘’
Beşiktaş, Gedson’un yokluğunda silik bir ilk yarı oynadı. Gedson’un hatlar arası toplu, topsuz hareketliliği olmayınca Ghezzal ve Masuaku yarım alanlarda topla buluşunca kendilerine duvar olabilecek oyuncular aradılar, bulamadılar. İlk 45’te Beşiktaşlı oyuncular birbirlerine enlemesine çok uzak kaldılar. Birinci alan ile ikinci alan arasındaki pas temposu düşük kalırken, üçüncü alanda da atakları hep ortalarla sonlandırmak zorunda kaldılar. İlk 20’de Beşiktaş sürekli orta deneyip derinde kalabalık savunan Kayserispor karşısında net pozisyon bulamadı.
Mane’den soğuk duş
28’de Alex Oxlade-Cenk Tosun ikilisinin dar alanda geliştirdiği pozisyon aslında Beşiktaş’ın ana hücum stratejisi olmalıydı yani öne doğru yakın ve seri paslarla birbirlerine yakın oynamalıydılar. Zaten takımın en önemli iki hücum kozu Aboubakar ve Ghezzal’ın en verimli oynayabildikleri hücum biçimi tam da bu! Ancak devrenin kalanında da birkaç oyuncu hariç herkes enlemesine çok geniş pozisyon alıp ayaklarına top beklemeye devam ettiği için Beşiktaş ilk yarıda temposunu yeteri kadar yükseltemedi. İkinci yarıda Beşiktaş’ın temposunun yükselmesini sağlayan ise Kayserispor’un attığı gol oldu. Arka direkte bomboş kalan Mane’nin golü Beşiktaş üzerinde ani soğuk duş etkisi yarattı. 47-62 arasındaki 15 dakikada bu sezonki ofansif açıdan en etkili Beşiktaş’ı izledik. Zaten başlı başına gol tehlikesi etkisinde olan Ghezzal kornerleri varken ilk yarıda özellikle sağ köşeden neden başka oyuncular korner kullanmayı denediler, hiç anlamadım!
Hayat öpücüğü!
Ghezzal kornerinde Aboubakar’ın kafası Siyah-Beyazlılar’a hayat öpücüğü oldu. 6 dakika sonra ise günün çalışkan isimlerinden Salih, Oxlade Chamberlain’e çok klas bir asist yaptı. 72’deki oyuncu değişikliklerine kadar 25 dakika iyi bir Beşiktaş izledik. Kalan süre, oyuna gireni çıkanı yabancı kuralına göre muhasebe edersek kadronun ne kadar dengesiz kurulduğunu bir kez daha gösterdi. Bu kalan sürede Beşiktaş sadece 3 puanı koruyacak şekilde oynayabildi. Maça gelenler ise haklı olarak daha fazla gol atıp farkı artırarak skoru korumalarını tercih ederlerdi.
‘’Öp Mert'in elini!‘’
Brugge ilk 20 dakika çok etkiliydi, 8’de Vanaken’in kafa vuruşunun direkten dönmesi şansımız oldu. Maç durakladığında Şenol Güneş hemen Amir ve Ege’ye yazıp çizerek Brugge’un asimetrik 3-5-2’si karşısında zorlanan orta sahasına talimatlar verdi. Sonrasında Beşiktaş önce oyunu dengeledi sonrasında da merkez orta sahada Gedson farkıyla üstünlük kurmaya çalıştı. Hücumda yeteri kadar çoğalamayan Beşiktaş rakip kaleyi tutan ilk şutunu 42’de çekebildi. Trabzon’daki hezimette ilk isabetli şutunu 82’de çekebilmişti bu açıdan ilk yarıdaki Beşiktaş performansı ehveni şer yani kötünün iyisi olsa da Beşiktaş koskoca devrede hücumda bir türlü etkili çoğalmayı başaramadı. İkinci yarının hemen başında Beşiktaş, Aboubakar ile gole gerçekten yaklaştı çünkü ilk kez hücum temposunu yükseltmeyi başardı. Trabzonspor maçındaki sorun tekrardan ortaya çıktı: Maçın temposu yükselince Beşiktaş hücumda daha üretken olsa da savunmada çok büyük açıklar verebiliyor. 57’de Thiago boş kaleye kaçırdı, 59’da ise Mert olağanüstü bir kurtarış yaptı mesela! 66’da iki oyuncu birden değiştirdik ama oyun kalitemiz yükselmedi.
İki Mert olsa...
77’de kalede iki Mert bile olsa golü yememiz maalesef kaçınılmazdı: Brugge yine sağdan geldi, sola çevirdi bu kez Vanaken Rosier’nin uyumasından faydalanıp usta işi vuruşla golü attı. Mert sayesinde golü hem geç yedik hem de verdiğimiz pozisyonlara göre neyse ki az yedik. 84’te oyuna giren Cenk formun geçici klasın ise kalıcı olduğunu kanıtlayan cinsten bir gole imza attı. Brugge deplasmanında 45-85 arası verdiğimiz pozisyonlardan sonra bu 1 puanı öpüp başımıza koysak yeridir. Mert’in de ellerinden öpmek gerek!
‘’Yönetimlerin eserleri!‘’
Bir kere söz verdim, arkasında durmaya devam ediyorum: Herhangi bir maçta Necip stoperde hata yapıyorsa Necip’e kızmıyorum, Necip yerine sağlam bir lider stoper almayan yönetimin kabahati. Trabzonspor transferin son günlerinde Onuachu, Pepe, Mendy gibi tam ihtiyacı olan cinsten oyuncular aldı. Beşiktaş Yönetimi ise takımın ihtiyacı olan ne hemen oynayabilecek sağlam bir lider stoper, ne Talisca-Coutinho tipi bir ekstra gol-asist katkısı yapabilecek 10 numara, ne de Masuaku’ya gerçekten alternatif olabilecek bir sol ayaklı bek aldı. Sahaya çıkan Trabzonspor 11’i fiziksel açıdan güçlüydü, ona göre oynadılar. Kaleci Uğurcan, direkt Onuachu’ya uzun toplar atıp hemen sonrasında prese başladılar. Dönen ikinci topları da Batista Mendy ile topladılar. Altı aydır her programda Hakim Ziyech’ten sonra Beşiktaş’a en çok önerdiğim isim Batista Mendy tek başına Şenol Güneş’in orta üçlüsüne kafa tutmayı başardı. Zaten Fransa Ligue 1’den Batista Mendy varken sözde mevkidaşı Onana’yı o bonservis ücretine tercih etmek çok büyük futbol cehaleti! Sahi bu fiziksel kapışmaların damgasını vurduğu Trabzon’daki maçta sadece bonservis ücreti büyük Onana neredeydi?
Ne dense az kalır
Beşiktaş maçta uzun süre o kadar kötüydü ki bir tek Onana eksikti zaten! Mendy, Baniya, Mehmet ve arkadaşları çok iyi mücadele ettiler adeta piyanoyu sırtlarında taşıdılar, Bardhi, Bakasetas, ikinci yarıda da Trezeguet o piyanoyu ustalıkla çaldılar. Beşiktaş’ta ise sadece Gedson ve Colley takımı sırtlarında taşıdılar, Beşiktaş kendi ustalarını topla buluşturamadı. Anlamsız şekilde oyunun Trabzonspor’un istediği şekilde oynanmasına eşlik etti, bu noktada da Şenol Güneş’ten daha etkili bir müdahale beklerdim ama zaten hoca maça en güçlü 11’i ile başlayamadığı için iş içinden çıkılamaz bir hal aldı. Trabzonspor’u, bu kadar kısa sürede Galatasaray karşısındaki kötü takım performansından sonra takımı doğru takviyeler ile düzelten yönetimini kutlarım. Beşiktaş Yönetimi’ne ne desem, yazsam az kalır!
‘’Çalışkanlık, disiplin, takımdaşlık‘’
Şenol hoca tekrar göreve gelir gelmez, ilk icraatı kaleyi Mert’e emanet etmekti. Mert, Sivasspor maçında yine kritik bir kurtarışla Beşiktaş taraftarının rahat bir son 15 dakika izlemesini sağladı. Hocanın gelir gelmez ikinci icraatı Rosier’yi gereksiz kırmızı kart görmemesi için kamuoyunda isim vererek uyarması ve Onur Bulut’un mümkünse alınması talimatı olmuştu. Rosier erkenden şanssız bir sarı kart görmesine rağmen ikincisini görmedi, maçın kalanında son derece soğukkanlı ve aklı başında oynadı. İki maç önce sağ öndeki eksiği kapatan Onur Bulut, iki maçtır Masuaku’nun yokluğunda sol bekte Beşiktaşlı’ya rahat nefes aldırıyor, Şenol Güneş’in forma adaleti bir kez daha Beşiktaş’ın kolektif gücünü arttırıyor. Necip stoperde yine iyi bir maç çıkartırken partneri Colley bir kez daha duran topta skor katkısını yaptı. Performansı yükseltebilir Elvedi veya Dier gibi lider bir oyuncunun yanında Colley, Marcelo veya Pepe’nin yanındaki Tosic gibi stoperlik performansını da yükseltebilir. Önlerindeki Amir hem duran hem de durmayan toplardaki performansını yükseltmeye devam ediyor. Salih yokken onun işlerini de üstlendi. Gedson zaten Aboubakar ile beraber Beşiktaş’ın en değerli oyuncusu. Alex Oxlade da antrenmanda iyi çalışıp Salih yokken 11’de şans buldu, ilk yarıda daha iyiydi. Sakatlanıp çalışmaya devam ettikçe verimini daha uzun süreye yayabilir. Rashica, Aboubakar ile kısa sürede uyum sağladı, onun asistiyle golünü de attı.
Fırsat iyi değerlendirilmeli
Muleka iki maçtır kenar forvetin talep ettiği gol atmak dışındaki diğer alanlarda da gelişim gösterdi. Başta Ege oyuna sonradan giren herkes katkı verirken Ghezzal son dakikalarda da olsa sahalara döndü. Şenol Güneş eldeki oyuncu malzemesiyle yavaş yavaş da olsa hücum-savunma dengesinde ilerleme sağlıyor. Bunu hızlandırıp ligde ve Avrupa’da hedefe ulaşmak için kalan kısa sürede iş yönetime düşüyor. Taraftarla gerçekten arayı bulmak için transferdeki son 24 saat bulunmaz fırsat aslında , bunu iyi değerlendirmeleri yeter de artabilir.
‘’Afrika’nın fendi, Luce’yi yendi!‘’
Beşiktaş maça belki kadrodaki en iyi 11 oyuncusuyla birden başlamadı ama maçtan önce Şenol Güneş’in de açıkladığı gibi en hazır 11’iyle sahaya çıktı. Şenol Güneş, ilk maçtaki skoru da hesaba katarak rövanştaki doğru oyun stratejisini oyuncularına başarıyla benimsetmiş. Masuaku yokken sadece kağıt üzerinde mevkisi Masuaku ile aynı gözüken bir oyuncu yerine Onur Bulut ile başlaması son derece doğru bir tercihti. Asıl mevkisi ofansif sağ bek olan Onur Bulut’un ilk maçta sağ ön, rövanşta ise sol bekte %100 taktiksel disiplinle aynı oranda verimli oynaması açısından da oyuncuyu takdir etmek gerek. Beşiktaş turu geçmek için ilk yarıda nasıl oynaması gerekiyorsa o şekilde oynadı. Kiev’deki ilk maçın birinci devresinden farklı olarak merkezden açık vermedi. Bushchan gerçekten çok iyi bir kaleci, yaptığı kurtarışlarla turun düğümünün daha erken çözülmesini engelledi ama tabii Beşiktaş’a rakip olan her iyi kaleci Aboubakar’ın onları çaresiz bırakan kuantum santrforluğu deneyimini yaşayacaktır! 52’de Aboubakar’ın attığı gol müthiş keyif veren bir futbol anıydı: Kamerunlu futbol sanatçısı üç Kievli karşısında adeta topla dans etti, çok hızlı bir şekilde sahada sadece kendisinin görebileceği açıyı buldu ve vurdu
Önemli ve değerli
Muhammed Ali’nin boksörlüğünün futbol versiyonu gibiydi. Gol sonrası sarı kart görmesine sebep olan tavrı, büyük ihtimal ilk maç sonrası yanlış anlaşıldığını söyleyen Lucescu’nun Afrika açıklamasına karşıydı. Aboubakar Beşiktaş için bu sezon her zamankinden de önemli ve değerli. Yani Aboubakar için Kamerun-Afrika ne anlam ifade ediyorsa, Aboubakar da birçok genç Beşiktaşlı için benzer değer ve anlamda. Şimdilik son sözüm, maç sonu tribünlerden yükselen Şenol Güneş tezahürat için: Yönetim sezonun kalanı için o tribünlerden yayılan mesajı çok net şekilde anlamalı!
‘’Bahtiyar dönüyor ‘’
Dinamo Kiev, maça tam saha presle başladı. AmirSalih ikilisine ilk 15 dakika neredeyse hiç top aldırmayıp baskı kurdular. Şenol hoca, Lucescu’nun bu planını iyi analiz etti ve hemen Amir’i, Salih’in yanından ayırarak iki stoperimizin ortasına monte edip Dinamo Kiev’in presini kırmayı başardı. Aboubakar’ın arkada kalan ayağıyla attığı şut golün sinyali oldu. Bu kez penaltıyı usta işi kullandı Kamerunlu gol ustası! Aboubakar ve Gedson’dan sonra Beşiktaş’ın en formda oyuncusu olan Masuaku ilk yarıyı sakatlanmasına rağmen tamamladı. Ancak Beşiktaş ikinci yarıya Masuaku ile başlayamayınca en sakin gücünü kaybetti. Şenol hoca ikinci yarıda iki kez sol bekini değiştirse de Masuaku’nun yeri dolmadı.
Rashica’nın zekası...
Kiev attığı iki golde de dengesi bozulan savunmamızdaki boşluklardan faydalandı. 75’te Kiev yine solumuzdan geldi ve Mert kalesinde devleşmese üçüncü golü de yiyebilirdik. Colley, geldiğinden beri duran toplarda çok önemli bir ofansif silah. Ancak savunmada mutlaka daha yönlendirici, lider özellikli yani giden Saiss’in yerini doldurabilecek profilde bir oyuncuyla beraber stoper tandemini oluşturmalı. Neyse ki son bölümde Mert kurtarmaya, Gedson olağanüstü eforuna devam etti, Rashica’nın oyun zekası da onlara eklenince Beşiktaş deplasmandan Bakhtiyor döndü!
‘’Kartal Pendik transferi bitiremedik!‘’
Maçın başında Beşiktaş, Amir’in duran topundan Colley’nin kafasıyla öne geçince çok kişi farka gidebileceğini düşündü. İlk yarıda Beşiktaş rakibini ısırdı ama istediğini koparamadı. Gedson ilk yarıyı 22’de 22 isabetli pasla tamamlasa da önündekiler yeteri kadar kreatif değillerdi. Gedson bir kez daha birden fazla mevkide, hem 8 numara hem de Talisca mevkisinde oynamak zorunda kaldı. Onur Bulut çok çalışkan ama sadece kanattan doğal mevkisi ofansif bekteki gibi bindirip koşu atarak hücuma katkı verebiliyor. Muleka ise fena bir bitirici olmasa da ideal kanat forvet mevkisinin gerektirdirdiği diğer özellikleri yeterli değil. Pozisyonları bitirebiliyor ama geliştiremiyor, kendi golü atmıyorsa takımın gol atması için yeterli kreatif katkıyı veremiyor. Bu nedenlerden dolayı Beşiktaş öne geçtikten sonra beklendiği gibi farka gidemedi. Hatta Romero oyuna dahil olunca Pendikspor 2. yarıda oyunu bir ara dengeledi. 55’te Salih’in kritik müdahalesi olmasa skor 1-1’e bile gelebilirdi. Bunun üzerine Şenol Güneş önce hücumun kanatlarını sonra da merkez orta sahayı değiştirdi.
Bu kadar geç kalınmaz
Değişiklikler kısa bir süre Beşiktaş’ın oyun üstünlüğünü geri almasını sağlasa da son bölümde Beşiktaş yine zorlandı. 90+4’te VAR’dan verilen penaltıda golü yedi ve taraftarın tüm yaz biriken doğal negatif enerjisi tribünlerden patladı: Yönetim istifa... Çünkü yönetim halen gerçeğin farkına varamadı: Rakipler kadro olarak bu kadar güçlenirken transferde bu kadar geç kalınmaz! Çocukken Kadıköy’den Kartal-Pendik minibüsüne binerdim, yol bir türlü bitmezdi, yönetimin bu yazki transferleri gibi!