‘’Hele bir de buradan bak!‘’
KYK.
Kredi Yurtlar Kurumu 1990.
6 kişilik odaları 1990’larda gören bir üniversiteli ben,
Tabldot yemekler,
Sıcak su arayan vücutlar,
Spor yapmayı bırak, koşmaya hasret bedenler.
KYK.
Kredi Yurtlar Kurumu 2018.
Tek kişilik, tek kişilik odalar.
Onlarca çeşit yemek ve devlet katkısı ile bedavaya yakın hizmet.
Sporun her noktasına yönlenen bireyler,
Sanat ile iç içe geçen gençler.
Dünden bugüne biz..
Ben bugünün gençlerine çok güveniyorum.
Onları suçlayanlara,
Amaçlarını koyamadığını söyleyenlere,
Okumuyor diyenlere,
İnovatif değil diye haykıranlara inat.
Süper bir projenin parçası olarak gördüklerimi yazıyorum.
Yazacağım da.
Tebrikler Sayın Dr. Osman A. Bak
Tebrikler KYK’nın her bireyi.
Gençleri her kesimden bilgi potansiyeli olan kimlikler ile buluşturanlar.
Bana ülkemi gezme ve gençler ile buluşma şansı verenler.
Gezdiğim her ilde,
KYK ve Gençlik Spor Bakanlığı işbirliği ile gittiğim;
Muğla’da, Batman’da, Muş, Bingöl, Çorum’da…
Süper gençler görüyorum.
Vatanı için kalbi atan,
Bayrağına hayran,
Ecdadını bilen,
Geleceği gören,
Ama en önemlisi soru soran,
Sorgulayan,
Doğruyu arayan,
Okumayı hala sevmese de,
Elindeki cep telefonları ile araştıran,
Anlatıldığında doğrusu için uğraşan.
Tertemiz yüreklere, dokunma sevdasındaki bizlere kucak açan,
Tüm gençlere;
Anlatmak gerek zaten.
Okumayı,
Araştırmayı,
Gelecek için onlara duyulan ihtiyacı.
Çalışmak gerektiğini, fark yaratmak isteğini,
Dünyadaki yerini sorgulama gerekliliğini,
Ona verilen ve pek çok dünya insanının hasret kaldığı olanakları kullanma zorunluluğunu,
Anlattık da.
Çok güzel adamlar ile tanıştım.
Çok güzel kadınlar ile.
Kızlarımız, erkeklerimiz…
Gençlerimiz.
Haykırıyorum.
SİZE GÜVENİYORUM…
‘’Değer...‘’
Futbolcu aynı futbolcu değil mi?
Oyun aynı oyun…
Felsefe değişebilir belki ama ya yeteneklerin ortadaysa.
Bir taraf seni takıma sığdıramaz dışarı atarken,
Diğeri seni kucaklar.
Biri seni bitti diye anlatırken,
Diğeri kucak açar.
Benim ülkemin futbol kaderinde bu vardır.
Bu yüzden 33’ü devirdin mi gitmen için gözünün içine bakarlar.
Çok örnek var..
Alex kaç yaşında gitti bu ülkeden,
Ya yere göğe sığmayan Van Persie ne yaptı?
Mehmet Özdilek,
Bülent Korkmaz,
Ergün Pembe,
Saffet…
35 yaşında oyundan kopanlar.
Ve 35 yaşında bu ülkeye gelerek tarih yazanlar.
Bitti denilenler,
Sneijder,
Hagi,
Yusuf,
Sabri,
En son Galatasaray’a geri çağrılan Hakan Balta.
Sorun şu.
Teknik adam futbolcu için mi?
Futbolcu teknik adam için mi?
Lakin bakış açım şu;
Fiziksel olarak vücut düşerse futbol biter.
Yeni oyunun bakış acısı bu.
Mental düşünceyi besleyen anatomik yapın yoksa;
Güle-Güle…
‘’Kıyaslayalım mı?‘’
Arda imzasına da gittim…
Törene diyelim.
Bu yıl imzalar ile takımları destekleyen yıllanmış kulüplere de.
Yılların arkasında harika taraftarın muhteşem ambiyansı dışında, Başakşehir önde.
Zihnimin kıyasına ortak edeyim sizi…
Seni karşılayan görevlinin sıcak yaklaşımı,
İsmin ile alıp bir görevli eşliğinde imza alanına götürmesini gördüm.
Ne işiniz var, kartın nerede, ah ben bu abiyi tanıyorum ama yassak,
Arka kapıdan gireceksin, ne bileyim ben diyen takımların görevlilerini de.
Harika bir ağırlama hizmeti ve güler yüzlü personeli de gördüm,
Su aradığımız, bulamadığımız takımları da…
Güler yüz ile egodan uzak felsefe ve iç içe bir ortam gördüm,
Bizi tecrit eden iplerin arkasına çıkaran soruya bile lütfen izin veren bakışı da.
İmza sonrası gel antrenmanımızı izleyiniz diyen ve bize sahaya kadar eşlik edenleri de,
Hadi işiniz bitti, gidin, antrenman basına kapalı diyenleri de.
Özet ile;
Arda’nın basın toplantısı tam bir yönetsel beceri yansımasıydı.
Harika planlama,
Harika hazırlanış,
Vizyon tanımı,
Misyon yansıması.
Taraftarı tartışılan takım için tribüne çekilmiş 1000 taraftarı.
Başakşehir’lerin artması,
Bu anlayışın yaygınlaşması,
Basın ve kulüp kavramlarının daha yakınlaşması,
Gazeteciye değerinin hissettirilmesi
Arda’nın futbolu ile konuşulması,
Göksel Başkanın yakından takip edilerek hamlelerinin örnek alınması,
Ve kulüplerin Vakıf Dernek statüsünden çıkıp,
Şirket bütünlüğüne kavuşması
Dileği ile.
Nedenini gördüm.
Başarı çok uzak değil bu yapılanma ile…
‘’ANTALYA…‘’
Muhteşem adres.
Hepimizin yazın koşarak gittiği,
Deniz Kum ve Güneş ile buluştuğu yer.
Tesisleşme ve spor adına,
Şehircilik adına doğru işler yapılıyor.
Lakin yukarıdaki resim farklı bir dil ile konuşuyor.
Nasıl yani?
Aynı yılın 364 günü güneşin kendini gösterip bir gün dinlendiği Mersin gibi.
Mükemmel stat ama çimler yanmasın diye güneş panelleri ile güneş alıyor.
Hadi canım mı?
Gir gör.
Aynı yılın 360 günü yağmur alan Karadeniz’de bazı statların drenaj sorunu gibi.
Aynı rüzgarın 265 gün şiddetini hiç kesmediği Atatürk Olimpiyat stadı gibi.
Örnek çok.
Yatırımlar, çalışmalar devletin sunduğu kaynaklar.
Ama analizler eksik olunca bu kaynaklarda sorun yaşanıyor.
Belediyeler elinden geleni yapıyor,
Başkanlar çalışıyor,
Ama para kazanma çabasında olan anlayış ek gayreti ve masrafı gerektiriyor.
Antalya stadı gibi.
Tribünlere korunaklı file tamam,
Yanlış ama tel örgü bile tamam…
Ama cam nedir?
Taraftar takımını desteklemesin.
Konuklar camın ardından maçı izlesin.
Deplasmana gelenin sesi kendi içinde boğulsun.
Olmamış.
Oturun “0”
MAGAZİN İÇİNDEYİZ
Televole kültürünü bilirim.
Onlarca ay çalıştım.
Yıllarca.
Meşakkatli kasetlerin hazırlanması.
Sporun magazin tarafı.
Yorar ve güldürür.
Aynı bunun gibi.
İnternetin resim paylaşma yüzü Instegram.
Ve Arda bu adreste.
Neler mi oldu?
Arda Seçuk’u takipten çıkardı,
Muslera da Arda’yı…
Arda Başakşehir takımın takibe almış,
Galatasaray’lılar Ardayı kenara bıramış,
Işıl Arda’ya seslenmiş; “Bizi sevenleri üzmeyelim baba”
Oyyyyy.
Televole kültüründen gelen beni bile yordu.
Şansal abi, Can abi, Oğuz abi, Sedat Kaya baba…
Ne derdiniz bu duruma?
En güzelini oğlum dedi.
Baba oralardan çıkarırlar alırlar
Lakin ya kalpten çıkarsan…
‘’BİR ARAŞTIR HELE SONRA KONUŞALIM YİNE…‘’
Arda gidemezdi hiçbir yere.
Arda gelemezdi Türkiye'ye .
Her şey iki kavram arasında.
M.Başakşehir'in başarısı kısıtlıydı tribünleri boştu.
M.Başakşehir bu yıl 6. Olsun da görelim.
Her şey iki kavram arasında.
Bu kavramlardan ilk bölümün arasını dolduralım;
Arda gidemezdi hiçbir yere.
Aç parantez;
Arda İspanya'da tarih yazdı;
Atletico Madrid ile almadığı kupa kalmadı.
İspanya şampiyonluğu yaşadı iki takım ile,
Kral kupası keza aynı,
Uefa kupası,
Süper kupa,
Türkiye Liginde şampiyonluk,
Tam 21 kupa.
İspanya'da Atletico ile 178 maç 22 gol/32 asist
Barcelona 55maç 15gol/11 asist
190 üzeri maç Galatasaray onu yazmadım bile…
Arda gitti, oynadı, başarılı oldu, durağanlaştı, başarısı düştü…
Hatalar yaptı, yapacak…
Ve şimdi ona futbolcu değil yaklaşımı ortaya koyan ilkel anlayış.
Bari oku da öğren.
Bari akılcı bak ve rakamlara güven.
Ve Arda şimdi Başakşehir'de,
Arda gelemezdi Türkiye'ye ifadesi yalan oldu yine kapa parantez.
Bu arada Arda çok başarılı olacak ekle parantez.
M.Başakşehir'in başarısı kısıtlıydı tribünleri boştu.
Aç parantez;
Geçen yıl 74.8 milyon TL aldı yani dolar olarak = 20 MİLYOL DOLAR kazanmış.
Bu yıla bakalım; Süper Lig için
Yeni ihale ile;
Süper Lig galibiyetine :639 bin 706 dolar veriliyor.
Beraberliğin değeri ise 319 bin 853 dolar.
Süper Lig'de oynamaya garanti para 8,5 milyon dolar.
Hele bir de ilk altıdaysa bu rakam 11 milyon dolar.
O zaman hesap geçen yıl;
Başakşehir ne yapmış:
11 galibiyet 3 beraberlik ile 36 puan ile lider
11*639 = 7 milyon dolar
3*319 = 1 milyon dolar
Avrupa'dan aldığı yaklaşık 1 milyon dolar
Toplayalım : 9 milyon dolar
Yani Başakşehir geçen yıldan bu yıla 29 milyon dolar kazanmış.
Adının önündeki sponsorun gelirini,
Forma reklam vereni,
Stat reklam gelirini,
Az da olsa bilet,
Az da olsa forma gelirini.
Bu yıl kombine rakamı 7000.
Anadolu'da maç için köfte ekmek veren bir başkanın dediği gibi;
Köfteyi yiyorlar ama maça gelmiyorlar.
Başakşehir o konuda artık dertli de değil.
Ha birde Cengiz satışından gelen 15 milyon Euro
İki yıldır ilk iki içinde bir takım.
Ve geçen yıl ile bu yıl ilk 6 ay içinde kazanılan;
Yaklaşık 50 milyon dolar…
1.5 yılda.ELLİ MİLYON DOLAR
M.Başakşehir bu yıl 6. Olsun da görelim.
Kapa parantez
Paranteze ek; İlk yarı lideri sezon sonu ilk ikinin en önemli ismi olacak.
‘’IBRA-KADABRA‘’
Arda Başakşehir yolunda,
Emre Mor düz berbat oynadı yollayabilirler Galatasaray’a,
Transfer dedikoduları zirvede…
Lakin en önemlisi Beşiktaş cephesinde.
İtalyan medyası yazdı,
Türkiye sarsıldı…
Twitter’da “İBRA” dedim
150 geri dönüşü dakikalar içinde aldım.
Fantezi diyenler,
Olmaz diyenler,
Nasıl olur diyenler,
Budur diyenler,
Ağzıma bal damlatan,
Ailemin kulaklarını çınlatan,
Yalan diye bağıran.
Şunu anlamak lazım;
1-Transferi kulüp yapar gazeteci duyum alır,
2-Transferi kulüp yapar gazeteci yazar son anda imza patlar,
3-Transferi kulüp yapar gazeteci onlarca telefon ile isimlere ulaşma yolu arar,
4-Transferi kulüp yapar bunu bilen, gazeteci satsın diye isimleri yazar. (Bundan olmadık)
Özet ile;
Biz duyum alırız, sorarız, araştırırız, okuruz, teyit ararız.
Son imza kulüpte atılır.
Lütfen buna göre bakalım.
İbra M. United’da ilk yıl iyi iş yaptı,
Sonra sakatlandı,
6 Ay sonra döndü,
Dizi yine ağrı yapınca tedaviye alındı,
Oynadı kısa kısa…
Lakin dizi hala sorunlu.
Form bulması zaman alabilir.
Yaşı 36.
Golcülüğü ortada.
Lakin performansı şu aralar sıkıntılı.
Mourınho onu seviyor, ama yararlanamıyor.
Maliyeti yük.
Kiralanır mı?
Neden olmasın.
İşte burada Beşiktaş devrede.
Kiralayarak maliyeti düşürecek.
İbra daha dinlenip oynayabileceği bir takıma gelecek,
Beşiktaş büyük geri dönüş alacak, forma ile bile transfer rakamını yakalayacak.
İbra takım için moral olup abilik yapabilecek.
Beşiktaş taraftarı heyecanlanacak.
United paradan yırtacak.
İbra oynama şansı bulacak.
Bunların hepsi Puzzle parçaları gibi.
Olur mu?
Queresma’yı ilk yazdığımda bana söylenenleri hatırlıyorum…
Bunu da duyumlarım ve telefonlarım ile yazıyorum.
Beşiktaş İbra’dan ve menajerinden Türkiye için fikir aldı.
Olabilir de, olmayabilir de.
Ama;
Ya olursa!...
O zaman gerçek sihiri o yapmış olacak,
Kim mi?
F.O.
‘’11 Ocak Samiyen'i yıkıyorlar‘’
Küçüktüm,
İstanbul sokaklarını babamla dolaştım,
İzmir’den İstanbul’a gelen bedenim heyecan doluydu.
Önce köprü gözüktü,
İlk kez o zaman görmüştüm ne kadar heybetliydi ne kadar heyecan verici... İstanbul’da olmayan birinin bu muazzam şehre girişi, zihninde yarattığı resim beraberinde farklı imajları da yaratır, ve sonra kendini bambaşka durak arar.
Ben o durağı Mecidiyeköy’de gördüm,
Gelinlik kız gibi sallanıyordu,
Saçları vardı sanki tribünlerden sarkan,
Kalbi vardı sanki yeşil çimlerde atan,
Çığlığı vardı,
Umudu vardı, oradan asla ayrılmayacak.
Hep burada olacağım düşünceleri vardı.
Güçlüydü dimdik ayakta,
Onbinleri kucaklamayı sever onların coşkusuna ortak olurdu,
Ve en önemlisi bu hayatta bıraktığı bir iz vardı,
Yıllar sonra o müthiş mabedin tribünlerinden tüm Türkiye’ye seslenirken, İzmirli çocuğun babasının elinde geldiği maçı hatırladı gözlerim.
Heyecanımdan kalbimin sesini duyarken, atılan her gol, benim dudaklarımdan yansıyordu Türkiye’ye...
Aşk gibi bir şeydi...
Çevresinde bağıran köfteci,
Haykıran simitçi,
Köprünün altından geçen arabaların bıraktığı egzoz gazı,
Gecenin karanlığında bir anda yanan ışıkları, Çok uzaklardan bile görülebilecek sesi, Apartmanların arasındaki muazzam bir gücü,
Sizi peşinden sürüklerdi.
Orası Ali Sami Yen’di...
İlk kazmayı vurduklarında,
İlk yıkıntının sesi duyulduğunda,
Çimlere grayderin ilk paletleri dokunduğunda ,
Havasına İşçilerin solu karıştığında,
Yüreğim büyük bir hüzne bürünmüştü.
Şimdi her o noktadan geçtiğimde, bir sessiz çığlıl duyarım...
Gözlerim bağlanırken,
Gollerin coşkusuna ses veririm...
Sonra,
Sensizliğin acısına sessizliğin katılır,
Koca binaların yanlızlığını yaşarım,
Sahi sen, o haykırışı acı veren yıkımı duyarmısın,
Sen de ağlarmısın?
‘’Taraftar tribünlerde‘’
Artık dünya ölçeğini yakalama çabamız sonuç veriyor.
Mükemmel bir taraftar artışı var.
Nasıl mı?
Gelin bana gönderilen rakamlara ve açıklamalara bakalım;
Ama en son yazacaklarımı başta yazayım,
Bu rakamların artışı;
Mükemmel statlar,
İyi transferler,
Akıllı teknoloji,
Passo Lig desteği.
Sonrası ne mi oluyor;
SÜPER LİG’DE SEYİRCİ ORTALAMASI %44 ORANINDA YÜKSELDİ
• Süper Lig’in seyirci ortalaması geçtiğimiz sezonun ilk 17 haftasında 8.804 iken bu sezon %44 artışla 12.639’a yükseldi.
• Süper Lig’de oynanan 9 cezalı maçı saymazsak, ligin seyirci ortalaması 13.429 oluyor. Cezalı maçlar: A.Konyaspor (5) , Beşiktaş (1), Göztepe (2), Evkur Yeni Malatyaspor (1)
SÜPER LİG’DE BİLET SATIŞLARI %27 ARTTI
• 2016-2017 futbol sezonunun ilk 17 haftasında Süper Lig’de 581.870 adet bilet satılırken, bu sezon ilk 17 haftada 741.079 adet bilet satılmıştır. (%27 oranında artış)
• Bilet satışlarını en çok artıran 3 takım:
1. Evkur Yeni Malatyaspor
2. Kayserispor
3. Demir Grup Sivasspor
SÜPER LİG VE TFF 1.LİG’İN TOPLAM SEYİRCİ SAYISINDA %20 ARTIŞ OLDU
• Geçtiğimiz sezon her iki ligde de toplam 837.937 bilet satılmışken bu sezon ilk 17 haftada 1.008.308 adet bilet satışı gerçekleşmiştir.
• Geçtiğimiz sezon Süper Lig ve TFF 1.Lig maçlarını ilk 17 haftada toplam 1,7 milyon kişi stadyumlarda seyrederken bu sezon %34,8 oranında bir artış olmuş; stadyumlarda toplam 2,3 milyon kişi maç seyretmiştir.
EN FAZLA SEYİRCİLİ MAÇ GALATASARAY-FENERBAHÇE DERBİSİ OLDU
• İlk yarının en çok seyircili maçı 9. Hafta Galatasaray-Fenerbahçe 49.971.
• Fatih Terim’in ilk maçı olan Göztepe karşılaşması 45.809’la ikinci sırada yer aldı.
GÖZTEPE TARAFTARLARI TAKIMININ MAÇLARINI KAÇIRMIYOR
- 2.5 milyon kişinin maça girme hakkı varken (kombinesi olan bilet satin alan Passolig Kartı’na bilet transfer edilen) 1.9 milyon kisi stadlara giriyor. Yani %23’luk bir kayip var. Gecen sene bu oran % 25’di.
- Bu alanda Göztepe %6, Evkur Yeni Malatyaspor % 10 ve Fenerbahçe %11’le en az kayıp veren ilk 3 kulup
- Süper Lig’in yeni takımları Evkur Yeni Malatyaspor 49.946, Göztepe ise 49.528 Passolig Kart adedi ile Passolig Kart Ligi’nde ilk 10 sırayı zorluyor.
PASSOLİG KART SAHİBİ TARAFTAR SAYISI 3,4 MİLYONU AŞTI
- Aralık ayının son haftası itibariyle Süper Lig ve TFF 1.Lig’de Passolig Kart sahibi taraftar sayısı 3,4 milyonu geride bıraktı.
- Dört büyükler arasında Passolig Kart sayısını en fazla oranda artıran Trabzonspor oldu. Sezon başında 95.256 olan Passolig Kart sahibi taraftar sayısı, 17 hafta sonunda 2 katına çıkarak 195.058 oldu.
- Süper Lig’e yükselen takımların da seyirci sayılarında olduğu gibi Passolig Kart adetlerinde de ciddi oranda bir artış oldu. Evkur Yeni Malatyaspor Passolig Kart sayısını 5 katına çıkardı. Göztepe, kart sayısını 2,5 katına çıkardı. Demir Grup Sivasspor’un ise kart sayısında %82 oranında bir artış oldu.
- Cep telefonu ile maça girişi sağlayan Passo Mobil Uygulaması’nı bugüne kadar 1 milyondan fazla taraftar download etti.
- Passo Mobil Uygulaması’nın en fazla tercih edenler 18-25 yaş arası sporseverler oldu.
- Uygulama, Süper Lig’de en çok Galatasaray – Fenerbahçe – Beşiktaş taraftarları tarafından, TFF 1. Lig’de ise Ankaragücü – Adana Demir – Samsunspor taraftarları tarafından kullanıldı.