‘’Benfica yenilir mi?‘’
Geride oyunu kabul etmeyi sevmiyorlar.
Güçlüler,
Son vuruş becerileri mükemmel.
Kontra ataklar çok hızlı.
Kanatlardan saldırma çok başarılı.
Duran topları savunmada etkili bir dinamizme sahipler.
Ceza sahası dışından şut şansı yaratma konusunda etkinler.
Ara toplardan pozisyon yaratma adına çok ama çok başarılılar.
Bireysel yeteneklerden pozisyon yaratma işleri.
SEMEDO-FEJSA-PIZZI isimlerine dikkat orta alandalar ve çok dinamikler
Bu kadar iyi arasında stillerine bakalım;
Karşı takıma çok pozisyon vermeme,
Oyunu rakip sahaya yıkma,
Kısa pas,
Topa daha çok sahip olma,
Agresif oynama,
Ofsayt taktiği yapma…
Ya zayıflıkları;
Bu noktada en büyük handikapları çok pozisyon verme.
Özellikle iki stoper
Jardel ve Dias zayıflar.
Birebirde ağırlar.
İyi kanat ortaları iş yapar.
Valbuena ile hızlı gelişlere ek olarak fırsatçılık önemli.
Tek gol atarsak ve oyunu iyi kontrol edersek avantaj buluruz.
Çok zor maç olacak.
Skor mu?
Gol atalım duası ile kalbim 2-1 alalım der…
Der de?
İş deneyimim; 3-1 kaybederiz diyor. Ama ilk kez iş bilgim kahrolsun diyerek.
‘’GO-MİS‘’
İlk geldiğinde Aslan gibi kükredi,
Takımın için performansı kadar motivatörlüğü dikkat çekti,
Tam 29 gol attı,
5 asist yaptı,
2805 dakika sahada kaldı,
32 maç ilk on bir, bir maç sonradan oyundaydı.
Her gol sonrası çılgın tavrı ile dikkat çekti.
Taraftarın Aslanı oldu.
Penaltı kaçırdı alkışlandı,
Atsın diye gayret ile topun başındaydı.
İki kere kaçırdı ama alkış hiç azalmadı.
Onun için her şey “MİS”, her şey güzeldi…
Galatasaray parasını tıkır tıkır ödedi.
Ne yazıyorsa sözleşmede, imza parası dâhil, bonuslar eklenerek.
Tam 6.5 milyon Euro.
Her yaklaşım “MİS”di…
Sonra bir anda değişim yaşandı.
“Bu para yetmez imza parası kadar katkı” diye sözler dolaştı.
“Şu oyuncu kadar” isterimler eklendi.
“Sakatım” dedi oynamadı.
Gidecek dediler, “buradayım” diye resim paylaştı.
Birileri “GO” derken,
O “MİS” her şey diye ekledi, paylaştı.
Taraftar onun yanındaydı.
Dün geceye kadar.
GO-MİS tam anlamıyla bitikti.
Ruhu hiç sahada olmadı.
Gol aramadı,
Pas bulsa da kullanmaya çabalamadı.
Küskün çocuklar gibiydi.
Oyuncağı elinden alınmış tavrı penaltıya kadar sürdü.
Penaltının kaçacağı topa gelirken ki yılgınlığı ile parladı.
Kimler kaçırmadı, penaltı kaçmaz mı? Kaçar.
Lakin bir izle Gomis, bir izle Gomis’e destek diyen dost.
Gomis kafasında bu maça hiç çıkmadı.
O zaman “MİS”lerin ile hafızalarda kal,
Lakin istiyorsa GO…
Çünkü Galatasaray’dan büyük oyuncu ve kimlik yoktur…
*GO-GİT (İngilizce karşılığı)
‘’Onu kim istemez!‘’
Marsilya’nın Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan efsane ismi Abedi Ayew’in oğlu... Duyduk ki o PELE diyorsunuz. Pele onun efsane Brezilyalı’ya benzeyen stili nedeni ile lakabı. Onun oğullarından olan Ayew kardeşleri gibi futbol fabrikatörünün ürünü. Kardeş Jordan forvet, Türkiye’ye gelen Andre ise sola yakın, tam bir Alex noktası oyuncusu değil sola yakın olmayı seven biri, İngiltere serüveni çok parlak olmadı lakin gittiği takımlar parlak mı? Adı West, kendi daha çok doğuya yakın olan Londra takımı West Ham onu besleyemedi. Swensea’de de aynı çıkışı bulamadı.
Lakin Fenerbahçe’de iş yapar. Savunmaları zorlar. Bir forvet değil, lakin fırsatçı. İkinci topları affetmez. Duran topları kullanmayı sever.
Gana Milli Takımı’nda oynayan bu isim çok hızlı koşar ve klası tartışılmaz. Giuliano ile mükemmel uyum yakalar. Valbuena da onlara eşlik ederse lige damga vuran 3’lü olur.
Her takımda oynayacak savaşcı bir kimlik. Fransız futbol felsefesini çok iyi bilen Ayew, uyumlu bir kimlik. Her noktada oynar hatta geçmişte sol bek bile kısa süreli ter döktü.
Müslüman bir aileden gelen Ayew için söylenecek son söz; O her teknik adamın takımında isteyeceği bir isim.
‘’VAR mı? VAR‘’
Elle gol atan Maradona’ya 30 yıl önce “VAR” olsaydı golüne anlam yüklemeye kalkamazdı,
1966 Dünya kupasında Hurst’ün Almanya’ya attığı golü hala top çizgiyi geçti mi diye tartışmazdık,
Daha onlarca, yüzlerce pozisyon…
Şimdi Video hakem uygulaması ile en doğru karar aranacak…
Nasıl?
Goller-Penaltı Kararı-Kırmızı Kart ve Yanlış Kart incelenecek.
1-Gol nizami olsa da incelenecek, sevinç süresince bu gözden geçirme olacak,
2-Penaltı kararları incelenecek top oyun dışı ise sorun yok oyuna top sokulmaz,
Ama top oyunda ise burada hakem çok önemli rolü üstlenir ve planlamayı akışa göre yapar.
3-Sadece doğrudan kırmızı kartlar incelenecek, diğer kartlar incelenmeyecek.
4-Yanlış kartlar irdelenecek, eğer yanlış oyuncu kart görürse uygulanacak burada ihtar kartı ve ihraç kartı ikisi de incelenecek.
Yani 5400 saniye, oyunun 90 dakikası irdelenecek.
Sistemin çalışmasına bakalım;
Olay olur, sistem onu denetler eğer sorun yoksa hakem ile iletişim olmadan sessiz kontrol biter.
Eğer sorun var ise hakeme bilgi verilir ve pozisyon bekletilir,
Sonrasında hakem konuya daha yakından bakmak gerek diye düşünürse kenara gelir inceler.
Hakeme oyuncu ısrar ile “VAR” işareti yaparsa cezası sarı kart.
Bu sistemde en önemli olay bayrak ve düdük geciktirme.
Yanlış düdük ve yanlış bayrak nizami golü geçmişte heba edebiliyordu.
Bu sistemde yardımcı hakem bayrağını kaldırmayacak ve oyunun akışına izin verecek,
Hakemde aynı şekilde davranacak.
Erken düdük ve bayrak olmayacak.
Hakemler bu konuda 11 gündür eğitim aldılar.
Kararlar bazen dünya kupasında olduğu gibi ( Nesto Pitana Arjantin’li hakemin yaşadığı) 4 dakika olabilir.
Bazen de saniyeler içinde karar veriliyor.
İstatistikler gösteriyor ki bir maçta kararı inceleme süresi 3.8 saniyeye kadar düştü.
Dünya kupasında 64 maçta sistem başarı ile uygulandı.
Ülkemizde bu yıl Süper Lig ve Kupa çeyrek Finalinden itibaren ve TFF 1.Lig play-off’larında uygulanacak.
Sistemin merkezi İstanbul Riva olacak.
Saniyeler içinde fiber alt yapı sayesinde kararlar eş zamanlı incelenebilecek.
Özet ile hayatımıza yeni bir sistem girecek,
Ama odağında insan olan bir sistem.
Aslolan Güven ve Hakeme her daim destek olmamız gereken bir sistem.
Dersimiz zorlu üstesinden hep beraber geleceğiz tek bir amaç için;
HATA YAPMAMAK.
‘’Al al bitti‘’
Deloitte’un, bu yıl 21’incisini yayımladığı Futbol Para Ligi raporu,
Ocak ayında açıklanan raporda ilk 20 arasında Türk takımı yoktu.
Ve en önemlisi ilk 20 kulüp, gelirlerini 2016/2017 sezonunda %6 artırarak 7,9 milyar Euro kazanç sağladı. Futbol Para Ligi’ne de 2008’de 97 milyon Euro kafi iken, 2018’de bu rakamın 200 milyon Euro’ya ulaştı.
2017’de Futbol Para Ligi’nde liderlik koltuğunu Real Madrid’den 11 sene sonra geri alan Manchester United, 676,3 milyon Euro gelir ile ilk sıradaki yerini 2018’de de korudu.
Ya Türkiye.
Değişim neleri beraberinde getiriyor?
Daha önce Türk kulüplerinden Galatasaray ve Fenerbahçe ikişer kez ilk 20’de kendilerine yer bulmuş ve geçtiğimiz sene ilk 30’da yer almışlardı.
Ancak son iki sezonda her ikisi de gelir kaybı yaşadılar. Bu nedenle 2018 sıralamasında yer almadılar.
Beşiktaş buna rağmen ilk 30’da kendine yer bulamadı.
Ama bu yıl değişim kaçınılmaz.
Satılan kombineler gösteriyor ki Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray dolu tribünleri coşturacak.
Geçen yıla göre artış yüzde 30 üzeri olan kulüpler var.
Tribün ve forma satış gelirleri akılcı transferler ile pekişiyor.
Kulüplerin mali tablosunda;
Juventus harcamada rekorlar kırıyor 221 milyon euro gider, gelir 38.5 milyon euro kayıp 183.4 milyon euro,
Onu Liverpool, Barca ve West Ham izliyor.
Ülkemiz mi?
Fenerbahçe alış satış dengesinde ekis 4.35 milyon euro'da.
Beşiktaş ise artı 9.66 milyon euro,
Galatasaray 987 bin euro,
Trabzonspor artı 9.16 milyon euro
Kayseri ve Konya'da akılcı hamleler ile artı değerde.
Şimdi tabloyu açalım,
Bu sene dikkat çeken üç unsur;
1-Al al al dönemi bitti
2-Türk oyunculara verilen Anadolu kulüplerine ödenen uçuk rakamlar yok üç büyükler akılcı
3-Kiralama ilk tercih
Bunların tek nedeni Finansal Fair Play kriterleri.
Buraya kadar mükemmel,
Lakin aklımda bir soru?
Mesela kulüplerden artıya geçen takımlar genel borç yapılarında azalma gösterebiliyor mu?
Asıl önemli olan bu değil mi?
‘’Benfica...‘’
Kartal orta sahadan havalanır,
Luz Stadını turlar,
65 bin kişi Türkçe'si Işık olan bu mabette onu izler,
Kartal döner konar ve maç başlar.
48 yaşındaki teknik adam 4-3-3 ile oynar.
Geçen yıl Porto'nun 7 puan gerisinde kalsalar da son ana kadar yarışdalardı.
2012-13 yıllarında Fenerbahçe'yi 1-0 yenilip 3-1 yenerek elerken sistemleri farklıydı.
Gol şanslarında ki bitiricilik süper,
Kontra atakları güçlü,
Kanatlardan saldırma mükemmel,
Duran topları savunmada becerileri yerinde,
Ceza sahası dışından şut şansı yaratma çabaları başarılı.
Ama;
Karşı takıma çok pozisyon vermeme,
Ofsayt taktiğini uygulama,
Kanatları savunma,
Göbekten gelen ara toplara müdhalede sıkıntıları var.
Benfica'nın oyun stili
Oyunu rakip sahaya yıkar
Kısa pas yapar
Topa daha çok sahip olur
Agresif değil
Ofsayt taktiği oynar
Çok değişmeyen ilk onbiri tercih eder...
Bu yıl gidenleri oldu,
Carvalho, Andre Horta ve Beşiktaş'ta kiralık olan Talisca gitti.
Ama yerlerine;
Pumas'tan Castillo geldi,
Colon'dan Conti geldi,
Vlachodimos yunan ekibi Panathınaıkos'tan alındı.
Ve kendi liginden Semedo...
Bu yıl değişim olacak lakin geçen yıl,
Kalede Varela etkili savunmada dört isimden, Diaz ve Jardel stoperde başarılı.
Pizzi ve Krivinovic orta alanda üç isimden iki kritik hamleci,
İlerde Salvio ve Cervi çok önemli silahları.
Özet ile kolay rakip değil...
Pardon kolay rakip var mı artık?
Yenersin geçersin...
‘’Demoklesin kılıcı‘’
Al canım, al… Koy onu da koy,
O futbolcu kardeşimizde iyi,
Onu da , şunu da, bunu da alalım..
Al, al, al…
“Aldık tamam.” Haykırışları.
Milyon dolarlar takımına,
Biraz milyon menajere,
Birkaç milyon oyuncuya,
“Söylemiştim hani abi hani bana” diyene,
Al bu birkaç yüz milyon sana.
“Ne harcadık abi” diyene,
“Boşver bak işine…” yanıtları…
Ederi olmayan verilen milyonlarca dolar paralar,
Havada uçuşan rakmalar.
Nerede o tarihi anlar.
Çilekler, böcekler, kelebekler…
BİTTİ.
Bir daha yazayım mı?
Bitti.
Demoklasin kılıcı i,le tanıştı kulüpler.
Finansal Fair Play kriterleri.
Aldığın kadar satar, kazandığın kadar harcarsın tanımına bir yansıma.
Şimdi her ,takımın başkanının cebinde akrep var sanki…
Akrep falan yok kıskaç var,
Yapmayana verilen Avrupa’dan men cezası var.
Kayıp var.
Avrupa’da oynayamamanın cezası milyonlarca dolar.
Transferde gelecek yasaklar,
Küme düşürmeler,
Prestij kayıpları.
Uefa’da en fazla oyuncu anlaşmazlığı dosyası olan ülkemiz artık akılcı davranıyor.
Ben değil rakamların dilinden bu yansıma…
18 takımlı Süper Ligde bu yazı kaleme alındığında toplam harcanan rakam;
21.8 Milyon Euro’ydu.
Geçen yıl sadece Galatasaray 41.6 milyon Euro harcamıştı.
Fenerbahçe ise 19,6,Beşiktaş 7.9, Trabzonspor 10.3 milyon Eurocuk.
Tüm ligimizde geçen yıl harcanan takam; 118.1 milyon euroydu..
Düşüş muazzam.
Hedef şimdi,
Kiralamak.
Bitti o alıyorum, aldım…
Kiralık olabilir mi?
Bilmem olabilir mi?
Sorsak mı UEFA’ya…
Büyüksün UEFA…
‘’B36 Torshavn‘’
Beşiktaş’ın UEFA Avrupa ligi yolunda rakibi.
Danimarka’ya kadar uçacaksın.
Kopenhag'a inecek, dinlenecek ve belki havalimanı içindeki otelde konaklayacaksın.
Sonra Avrupa’nın en kuzey batısına doğru yine uçacaksın.
Denizin uçsuz bucaksızlığına tanıklık ederek tam 2 saat.
Sonra dağların arasında sadece küçük uçakların inebildiği havalimanına ineceksin.
12 adayı deniz altından birbirine bağlayan tüplerden geçeceksin.
Torshavn. Faroe adalarının başkenti.
50 bin kişilik ülkenin 12 bin kişilik şehri.
Minik yan yana statlar. Yok pardon sahalar. Hatta sahacıklar.
Tribünler ve tel örgüler arasında bir UEFA maç stadı.
İçinde konaklamalar yapılsın diye ranzalı odalar olan bu stat Beşiktaş'ı ağırlayacak.
Geceler yok gibi,
Gündüz çok uzun.
Yemek yemeye 3-5 yer.
Minicik bir ada.
Fenerbahçe bu takım ile eşleştiğinde orada maç anlatmıştım.
Ağustosta hava geceleri özellikle soğuk.
Ya takım?
Beşiktaş - B36 Torshavn eşleşmesinde ilk maç 26 Temmuz'da Faroe Adaları'nda, rövanş ise 2 Ağustos'ta Vodafone Park Stadyum'unda oynanacak.
Nasıl bir ekip ile?
10 takımlı liginde 5. Sırada.
15 hafta geride kaldı.
Uefa yolunda St Josephs ve Titograd’ı eledi.
Kolay gol yemedi.
Savunmayı diri tuttu.
İyi kapandı.
Deplasmanda gol ve goller buldu iki maç sonunda Beşiktaş'a rakip oldu.
38 yaşındaki Borg'ün çalıştırdığı takımda dikkat çekenlere bakalım;
Kalede Hentze. Yer topları iyi lakin kontrolsüz çıkışları olabiliyor.
Faero defansın en tecrübeli ismi. Sert ve dinamik.
Mellemgaard iyi bir stoper yüksek toplarda becerikli.
19 yaşındaki Petersen çok koşan biri lakin kademe hataları yapıyor.
Magnusson defansın genç ve en tecrübe yoksunu.
Nielsen orta alanda yükü alan bir tecrübe. Ara topları etkin.
Estonyalı Saag çok etkili gözükmez ama son vuruşları iyi. Hareketli ve kafacı.
Polonyalı bir diğer forvet ki çok önemli bir isim Cieslewich çok başarılı.
Adam eksiltir. Tek top oynar. Rakip arasında mücadele yönü güçlü.
Rakibi hataya zorlayan özellikleri var.
Oyun kurgularında orta alan çok etkin.
Kanat bindirmeleri çift forvet oynadıklarında gole yakın oynamalarını sağlıyor.
Baskı kurmak yerine hadlerini bilerek oynuyorlar.
Lakin hepsi bir yana Beşiktaş diğer yana.
Geçmişte kazalar yaptı Türk takımları Avrupa yolunda.
Bu kez olmaz. Şenol hoca işi sıkı tutuyor.
Beşiktaş bence yüzde 90 turlar.